Avrupa'da gıda krizi büyüyor: Hükümetler önlemlerini artırdı

Avrupa ülkelerinde uzun süredir yaşanan gıda krizi etkilerini göstermeye devam ediyor. Belçika’da gıda fiyatlarının düşürülme çalışmaları yanıt vermedi. Belçika Ekonomi Bakanı Dermagne ise gıda üreticilerine yüklendi. Peki, Avrupa'daki gıda krizinde son durum ne?

Belçika hükümeti, gıda üreticilerinden marketlerdeki ürünlerin fiyatlarının düşürülmesini talep etti. Ekonomi Bakanı Pierre Yves Dermagne, Belçika Gıda Sanayi Federasyonu ve fiyat gözlem kurumu Price Observatory temsilcileri ile temel gıda ürün fiyatlarını düşürmek amacıyla toplantı yaptı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Dermagne, sektörden gıda tedarik müzakerelerinde fiyat indirimi talep ettiğini söyledi.

Ekonomi Bakanı; "Tüketicilerin, fiyat düşüşünün etkisini dükkanlarda hissetmek için aylarca beklemesi kabul edilemez" ifadelerini kullandı. Belçika ile komşu ülkeler arasında temel gıda ürünlerinde büyük fiyat farklılığı olduğunun altını çizen Dermagne, konuyu yakından takip edeceğini belirtti. Dermagne, maliyetteki düşüşe rağmen raf fiyatlarını düşürmeyen gıda üreticilerini halka ifşa edeceğini belirterek sert uyardı.

AVRUPA'DA GIDA ŞİRKETLERİNE BASKI

Belçika’da son 1 yılda yaşanan enerji krizi gıda sektörünü doğrudan etkiledi. Temel gıda fiyatlarının artması ürünlerin raf fiyatlarının hızlı yükselişine sebep oldu. Son dönemlerde enerji, tahıl, süt ve yağ gibi temel ürünlerin fiyatları azalmasına rağmen indirim marketlere yansımadı. Belçikalı vatandaşlar, artan fiyat makasında ezilmemek ve tasarruf sağlamak için alışveriş ihtiyaçlarını komşu ülke Almanya ve Fransa’dan sağlamaya başladı.

Benzer bir şekilde, Fransa’da da gıda şirketleri hükümet baskısı ile karşı karşıya kaldı. Maliye Bakanı Bruno Le Maire’nin yaptığı açıklamaya göre; Fransa’daki büyük gıda firmaları önümüzdeki ay gıda fiyatlarında indirime gidecek. Beklenen indirim gerçekleşmediği takdirde içinde Unilever’in de olduğu büyük gıda şirketleri hükümet tarafından mali yaptırımlara maruz kalacak.

Paris hükümeti, endüstrinin birçok hammadde için ödediği fiyatların düştüğünü ancak bu indirimin tüketicilere yansımadığının altını çizdi. Fransa hükümeti, üretici firmalara fatura üzerinden şirketlerin karlarını geri alabileceği konusunda uyarıda bulundu. Uzunca bir süredir benzer gıda sorunu ve enflasyon ile mücadele eden Almanya ise fiyat düşürmeyi başardı.

ALMANYA 2 YIL SONRA FİYAT DÜŞÜRDÜ

Almanya Federal İstatistik Ofisi, nisan ayına ilişkin Tarım-ÜFE sonuçlarını paylaştı. Rapora göre; Almanya’da tarım ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, nisan ayında bir önceki yılla karşılaştırıldığında yüzde 6,5’luk bir düşüş yaşadı. İstatistikler tarımda üretici fiyatlarının 2 yılı aşkın süredir ilk kez düştüğünü gösteriyor.

İndirime rağmen gıda fiyatları, Almanya'daki enflasyonun en büyük itici güçlerinden biri olmaya devam ediyor. Almanya'da nisan ayında yüzde 7,2 olan yıllık enflasyon, toplu taşımada ucuz bilet ve daha ucuz petrol fiyatlarının etkisiyle mayıs ayında yüzde 6,1'e düşmüştü. Gıda fiyatları ise mayısta bir yıl öncesine göre yüzde 14,9 artış gösterdi.

Destatis, açıklamasında; fiyat düşüşüne sebep olarak bir önceki yıl çok yüksek fiyat seviyesinden kaynaklanan baz etkisi olduğunu belirtiyor. Açıklamaya göre; Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından sonra Nisan 2022’de tarımda üretici fiyatları yüzde 40 artış gösterdi.

AVRUPA SAVAŞ EKONOMİSİNDE Mİ?

Avrupa ülkelerinin bir süredir yaşadığı gıda krizi uluslararası arenada tartışmalara yol açtı. Fiyat denetimleri, gıda karneleri ve fabrikaların devralınması gibi tedbirleri anımsatan ‘savaş ekonomisi’ terimi yeniden gündeme geldi.

Avrupa Birliği’nin İç Pazar Komiseri Thierry Breton, mart ayında ‘savaş ekonomisi’ terimini kullanmıştı. Breton, hem Ukrayna’ya tedarik etmek hem de kendi stoklarını güçlendirmek için AB ülkelerine mühimmat ve silah üretimini hızlandırma çağrısında da bulundu.

Breton, düzenlediği basın toplantısında, acil ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan gecikmeye dikkat çekti. Breton, "Gecikme nedeniyle, ki bunu da açıkça söylüyorum, sanayi kaynaklarını zorlayarak hareket geçirme, süreci 'savaş ekonomisine' taşıma gerekliliği var" dedi. 

Avrupa ülkelerinden bazı isimler ‘savaş ekonomisi’ tabirinin kullanımını gereksiz bulurken bazı yetkililer durumun farkında olduğunu ancak dramatik önlemlere gerek olmadığı belirtti.

Almanya’nın Polonya Büyükelçisi Thomas Bagger, Breton'un uyguladığı bu taktiğin ve söylemlerin yapıcı olmadığını aktardı. Estonya'nın başkenti Tallin'de düzenlenen Lennart Meri Konferansı'nda konuşan Bagger, "Almanya'da 'savaş ekonomisi' kavramına olumlu bir yanıt alamazsınız" eleştirisinde bulundu.

DW'ye konuşan Avrupa Politika Analizi Merkezi'nden (CEPA) Edward Lucas da bu terimin kullanılmaması, hatta mümkünse yasaklanması gerektiğini savundu.

Alman Dış İlişkiler Konseyi (DGAP) analisti Ben Tallis, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un da "savaş ekonomisi" terimini kullandığını belirtti. Tallis, Macron'un buna dikkat çektiğini ancak bunun kapsadığı dramatik tedbirlere başvurmadığını aktardı.

Savaş ekonomisinin, devletin ekonomiyi kontrol etmesi ve yönlendirmesi sonucunu doğuracağını vurgulayan Ben Tallis, "Bu muhtemelen farklı şekillerde karne uygulaması anlamına gelecektir ki bu da Avrupa halklarına çok ilginç bir sinyal gönderecektir. Batı Avrupa'daki mevcut politikacı neslinin gerçekten de bu sinyali göndermeye istekli olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.

Avrupa ülkeleri, savaşın; gıda, silah ve diğer sektörlerdeki etkilerinin farkında olmasına karşın aksi söylemlerde bulunuyor. Uzun zamandır süren yüksek enflasyon devletler tarafından önemsiz atfedilse de, halk etkisini oldukça baskın bir biçimde hissediyor. Birçok Avrupa ülkesinde devletin firmalara tehditvari mesajlar yayımlamasının, piyasalarda düşüşe sebep olacağı öngörülüyor.