BAE'nin dış politika stratejisi ve Orta Doğu'nun yeniden şekillendirilmesi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), son üç yılda çeşitlendirilmiş bir dış politika izliyor. Bu durum, Şubat 2022'deki Husi insansız hava aracı saldırılarına Amerikan tepkilerinden ve Biden yönetiminin genel olarak Orta Doğu'da pasif politikasından duyulan hayal kırıklığından kaynaklanıyor. Peki, BAE, Orta Doğu ve Körfez'de hangi adımları atıyor?

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), son üç yılda çeşitlendirilmiş bir dış politika izliyor. Bu durum, Şubat 2022'deki Husi insansız hava aracı saldırılarına Amerikan tepkilerinden ve Biden yönetiminin genel olarak Orta Doğu'da pasif politikasından duyulan hayal kırıklığından kaynaklanıyor.

Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, de-eskalasyon, Abu Dabi için bir dış politika önceliği haline geldi. Bu durum; Yemen, Libya ve Suriye'de aktif müdahaleci politikadan 10 yıl sonra ortaya çıktı.

BAE liderliği, öncelikle ticaret, enerji ve teknolojiye dayanan tarafsız bir konum oluşturmak istiyor. Abu Dabi ayrıca, bölgedeki tüm aktörlere bağlantıları bulunan uluslararası ara bulucular olarak hizmet verebileceklerini düşünüyor.

Bölgesel düzeyde BAE'nin son birkaç yılda dış politika değişimlerinin büyük ölçekte olduğu görülüyor. Abu Dabi; İran, Türkiye, İsrail ve Katar gibi bölgedeki dört ana rekabetçi devletle ilişkileri normalleştirme yoluna gitti.

BAE ile İran, Türkiye ve Katar arasındaki farklar hala güçlü. Ancak BAE, bölgesel güçlerle sağlıklı ikili diyaloğun eksikliğinin de-eskalasyon yolunda ilerlemeyi zorlaştıracağını fark ediyor. Akademisyen Joshua Krasna'ya göre; BAE, bölgesel çatışma ve vekalet savaşlarının 10 yılından sonra, bölgesel aktörlerin farklı politikalarının, diplomatik iş birliğini engellememesi gerektiğini kabul ediyor.

BAE, İran'ın bölgesel genişlemesini ulusal güvenliği için en büyük tehditlerden biri olarak görüyor. Abu Dabi özellikle İran'ın nükleer silaha sahip olma potansiyelinden endişe duyuyor.

Ancak İran ve Türkiye ile yakınlaşma politikası izleyerek BAE, ulusal güvenliğini sağlamak için daha pragmatik bir yaklaşım benimsiyor. BAE ayrıca mal ticaretinde 2,9 milyar dolar değerindeki tahmini bir ihracat pazarıyla İran'ın dördüncü büyük ihracat pazarı konumunda.

BAE hükümeti, İran ve İsrail ile ilişkilerini dengeleme konusunda çok hassas bir politika izliyor. Abu Dabi, İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesinin İran'a karşı düşmanca bir adım olarak algılanmaması gerektiğini sürekli olarak vurguluyor. Buna rağmen Tahnoun'un Tahran ziyareti, İran tarafından hissedilen gerilimin bir kısmını hafifletmeye yardımcı oldu.

BAE-SURİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM

BAE, son iki yıl içerisinde Esad yönetimini Arap dünyasına geri dönmeye ikna etme çabalarının ön saflarında yer aldı. Abu Dabi, Esad yönetiminin hayatta kaldığı gerçeğini kabul ederek İran etkisini azaltmak için Arapların onunla etkileşime geçmesi gerektiğini düşünüyor.

Dışişleri Bakanı Abdallah bin Zayed, Kasım 2021'de Şam'ı ziyaret etti. Şubat 2022'de ise Abu Dabi yönetimi, Suriye'nin ulusal gününe denk gelen bir ziyaret kapsamında sürpriz bir şekilde Dubai'ye gelen Beşar Esad'ı ağırladı. Bu, Suriye iç savaşı başladığından beri bir Arap ülkesi tarafından yapılan ilk resmi ziyaretti.

Beşar Esad, eşiyle birlikte 19 Mart 2023'te ikinci kez resmi bir devlet ziyareti için Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) gitti.

Türkiye ve Suriye'deki son deprem, bölgedeki ülkelerin her iki devlete de insani gerekçelerle yaklaşmalarına ve ilişkileri iyileştirmelerine olanak sağladı.

Diğer yandan Türkiye ile BAE arasındaki ilişkiler de hızla ilerliyor. Abu Dabi lideri ve BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan (MBZ), Kasım 2021'de Ankara'yı ziyaret etti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da Şubat 2022'de karşılık ziyareti gerçekleştirdi.

MBZ'nin ziyareti sırasında, enerji, iklim değişikliği ve ticaret dahil olmak üzere Türk ekonomisinin çeşitli sektörlerine yönelik 10 milyar dolarlık bir yatırım fonu ayrıldığı duyuruldu.

İki ülke, Ocak 2022'de 5 yıl içinde ikili ticareti 8 milyar dolardan 25 milyar dolara çıkarmayı umarak bir serbest ticaret anlaşması imzaladı.

Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin ürettiği silahların BAE'de ortak üretimi konusu gündeme gelebilir. Rusya-Ukrayna savaşının başladığı günden bu yana iki taraf, ABD'nin tüm itirazlarına rağmen denge politikası izliyor. Diğer yandan BAE, Doğu Akdeniz konusunda Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile yakın ilişkilerini sürdürüyor.

ÇİN, BAE'YE YÖNELİK EKONOMİK YATIRIMLARINA ÖNCELİK VERİYOR

BAE, Çin'in ekonomik ve politik açıdan bölgedeki en önemli ortağı olarak ön plana çıkıyor. Abu Dabi; önemli bir petrol kaynağı, Çin'in ihracatları için bir geçit noktası ve BRI'de ("Bir Kuşak, Bir Yol" inisiyatifi) "dönüm noktası" olarak görülüyor.

BAE; yatırım ve inşaat alanlarında çeşitlendirilmiş yatırım ve yapılar için önemli bir hedef, aynı zamanda 6 bin Çinli işletme ve 200 bin Çin vatandaşının bulunduğu bir ülke. Serbest bölge geliştirme, teknolojik inovasyon, lojistik ve altyapı gibi alanlarda Çin ile BAE arasında; önemli ekonomik tamamlayıcılık, aktif iş birliği ve potansiyel bulunuyor. Bu kapsamlı ve giderek artan ilişkiler, BAE'yi bir "stratejik üs" olarak hizmet etmek için uygun bir aday haline getiriyor.

MOSKOVA-ABU DABİ İŞ BİRLİĞİ GELİŞİYOR

BAE, Rusya ile Batı arasındaki krizden büyük ölçüde yararlandı. Rus vatandaşları ve Rus paraları özellikle Dubai'ye çekildi. Rusya, BAE ile savunma ve nükleer enerji alanlarında iş birliği yapıyor.

İki ülke arasındaki ilişkiler hızla gelişiyor ve BAE, Rusya ile yakın ilişkilerini Batı'ya mesaj olarak kullanıyor. Son yıllarda BAE liderliği ve Putin arasında sık sık yapılan telefon görüşmeleri ve ziyaretler, ikili ilişkilerin giderek daha fazla önem kazandığını gösteriyor.

BAE'nin Moskova Büyükelçisi, 2022'de Putin'in daveti üzerine Rusya'nın Zafer Günü kutlamalarına katılan tek Arap Büyükelçi olmuştu.

Bu, BAE'nin dış politikasında son dönemdeki önemli gelişmelerin bir özeti niteliğinde. Ancak, bölgedeki siyasi ve güvenlik koşullarının hızla değiştiği göz önüne alındığında, BAE'nin dış politikasının da sürekli olarak şekillenmeye devam edeceği öngörülüyor.

Sadece geçen yıl yüz binlerce Rus'un ülkeye geldiği tahmin ediliyor. Rus vatandaşların Dubai'deki gayrimenkul sektöründeki alımlarında başlıca yabancı alıcılar haline geldiği belirtiliyor.

BAE ile Rusya arasındaki ticaret hacmi 2022 yılında yüzde 95 arttı. BAE'nin Rusya'ya yönelik petrol ambargolarını aşmak için bir depolama ve yeniden ihracat merkezi olduğu ve Rus enerji endüstrisi için bir lojistik merkezi olduğu biliniyor.

BAE, Rusya'dan ithal ettiği petrol miktarını 2022 yılında rekor düzeyde 60 milyon varile çıkararak bu durumdan büyük ölçüde yararlandı. ABD Hazine Bakanlığı, 12 Nisan tarihinde Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline yardım ettikleri iddiasıyla BAE merkezli iki şirkete yaptırım uyguladı.

ABD İLE BAE ARASINDA TANSİYON YÜKSELİYOR

BAE'nin kuruluşundan bu yana Amerika Birleşik Devletleri ile güçlü bir ilişkisi bulunuyor. Bu, mevcut Beyaz Saray yönetimiyle yaşanan gerginliklere rağmen hala geçerli.

BAE ve ABD arasında sürekli ve sağlam bir ilişki bulunuyor. İki ülke arasında ticaret hacmi 23 milyar dolara yükseldi. BAE; Kuveyt, Afganistan, Sırbistan ve Irak'taki ABD önderliğindeki askeri operasyonlara ve Libya'daki NATO önderliğindeki operasyona katılmıştı. Bunun yanı sıra iki taraf arasında istihbarat paylaşımından radikalleşmeyi önleme çabalarına kadar terörle mücadele konusunda derin güvenlik iş birliği mevcut.

Bu güçlü ilişkilere rağmen, BAE ile ABD arasındaki mevcut gerginlikler çeşitli nedenlere dayanıyor. Bunların başında, eski Başkan Barack Obama'nın "Doğu'ya yönelme" dış politikasıyla birlikte, ABD'nin Orta Doğu'dan uzaklaşma stratejisi yer alıyor.

Çin'in dünyanın en büyük ekonomisi olma potansiyelini karşılamak için birçok ABD yetkilisi ve politika analisti, Orta Doğu'dan uzaklaşma stratejisini benimsemek gerektiğini düşünüyor.

BAE ile ABD arasındaki gerilim noktası, BAE'nin İsrail ile normalleşme anlaşması olan Abraham Anlaşmaları'na öncülük etmesi. Bu anlaşma, Arap dünyasında İsrail ile resmi ilişkilerin kurulmasına yol açan tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak bu adım, Filistin meselesi üzerindeki etkisi nedeniyle birçok eleştiriyi de beraberinde getirmişti.

Sonuç olarak, BAE'nin dış ilişkileri karmaşık ve farklı aktörlerle olan ilişkileri çeşitli faktörlere bağlı. BAE; Çin, Rusya ve ABD gibi ülkelerle stratejik iş birliğini sürdürüyor ve ekonomik, güvenlik ve politik alanlarda ortak çıkarlar doğrultusunda çalışıyor. Ancak bölgesel ve küresel dinamiklerin yanı sıra uluslararası politika ve çıkarlar, BAE'nin dış politikasını etkileyen önemli faktörler olarak ön plana çıkıyor.