Yemen'de ateşkesin yenilenmemesi, uluslararası toplumu tedirgin ediyor

2014’te başlayan ve 2022 yılında nisan-ekim ayları arasında süren ateşkes dışında sekiz yıldır durmaksızın devam eden Yemen’deki iç savaş, bölgenin gördüğü en büyük siyasî ve insanî krizlerden biri olmayı sürdürüyor. Peki, bölgedeki dengeyi ciddi şekilde bozan bu iç savaş neden başladı?

Eskiden kalan Sünni-Şii mezhep ayrımı sorunlarına 2010’lu yıllarda siyasî ve ekonomik sorunların da eklenmesi, bazı kesimlerin huzursuzluğuna sebep oldu.

Şii mezhebinin Zeydî koluna mensup Ensarullah (veya daha çok bilinen adıyla Husiler) adındaki grubun başkent Sana’yı 2014 yılında birtakım talepler ile ele geçirmesi iç savaşın başlangıcı oldu.

2022 içindeki yaklaşık altı aylık bir ateşkes süreci haricinde sekiz yıldır aralıksız devam eden bu çatışma, insanlık tarihindeki en şiddetli insani krizlerden birine yol açtı.

NRC’nin verilerine göre, para biriminin çökmesiyle iflas eden ekonomide; her 10 insandan sekizi yoksulluk sınırının altında, 20 milyon insan yardıma muhtaç, beş milyon insan kıtlıkla burun buruna, 15 milyon insan temiz suya ulaşmada güçlük çekiyor ve dört milyon insan da yerinden edilmiş durumda.

Sadece Yemen hükûmeti ve Husiler arasında değil, çok taraflı olarak gerçekleşen bu savaşa birden fazla ülke ve terör örgütü müdahil olmuş durumda.

SAVAŞIN GELİŞİMİ ve TARAFLAR

2011’deki Arap Baharı olaylarından etkilenen Yemen'de, ekonomik gidişat nedeniyle bir dizi eylemler ortaya çıkmıştı.

Yine 2011’de Husilerin Sa’dah’ın Dammaj kentine yaptıkları kuşatma ile Sa’dah’ın otonomi statüsü kazanmasına yaklaştığı bir dönemdi.

2014’te yakıt yardımlarında kesintiye ve fiyatlarda yükseltmeye giden Başkan Abdurrabu Mansur el-Hadi idaresine karşı gelişen protestolar, Husilerle Yemen ordusu arasında silahlı bir çatışmanın ortaya çıkmasına sebep oldu.

Bu çatışmanın başlaması iç savaşın başladığı milat tarihi işaret ediyor.

Bu savaşta ikiden fazla taraf bulunuyor. Bu nedenle de çok taraflı bir savaş olarak  adlandırılıyor.

Savaşın asıl tarafları olan Husiler ve Yemen hükûmetinin bazı ülkeler tarafından destekleniyor olması da; bu savaşın bir “vekâlet savaşı” olarak nitelenmesine yol açtı.

Bu savaşta Husiler’in İran tarafından desteklendiği biliniyor. Ancak İran Husiler'e askerî destek sağladığını kabul etmiyor. Bunun yanında Husi hareketinin Kuzey Kore’den destek aldığı yönünde doğrulanmamış iddialar da var.

Yemen hükûmetinin arkasında ise Suudi Arabistan’ın öncülüğünde bir koalisyon bulunuyor. Bu koalisyona bölge ülkelerinden Katar, BAE, Fas, Mısır ve Kuveyt gibi ülkelerin yanında bölgenin dışından ABD, Birleşik Krallık ve Fransa gibi ülkeler de destek veriyor.

Suudi öncülüğündeki koalisyonun okullar, hastaneler gibi sivil alanları vurduğu, bu durumun BM’nin deyimiyle “dünyanın gördüğü en büyük insanî krizlerden birine” yol açtığı biliniyor.

Husilerin amaçları ise ülkedeki Şiilerin durumunu iyileştirmek ve Suudi etkisindeki yönetimden kurtularak iktidara gelmek olarak görülüyor.

Ortadoğu uzmanı Dr. Elizabeth Kendall’ın Al Jazeera’ya verdiği röportajda, Suudilerin bu savaşa müdahil olma gerekçelerini sınır güvenliği ve Yemen’in parçalanmasını önleme, İran’ın bölgedeki etkisini büyütmesini engelleme, el-Hadi’yi görevine iade etme olarak sıraladığı görülüyor.

Bu savaştaki diğer bir önemli aktör de Güney Yemen için bağımsızlık isteyen Güney Geçiş Konseyi. Bu konsey Yemen topraklarının büyük bir kısmını oluşturan Güney Yemen bölgesini yönetme iddiasında ve bu bölgenin bağımsız olmasını istiyor. Konsey, koalisyonda da aktif olarak bulunan BAE tarafından destekleniyor.

İç savaşta El Kaide, IŞİD gibi terör örgütlerinin de kendi ajandalarını harekete geçirme ve yayma amaçlarıyla yer aldıkları biliniyor. Ayrıca bu tip terör örgütlerinin, iç savaş dolayısıyla oluşan kaos ortamından yararlanarak bölgedeki etkinliklerini artırdıkları da biliniyor.

MADALYONUN DİĞER YÜZÜ: YEMEN’DE İNSANÎ KRİZ

Direkt olarak savaş sebebiyle ölenlerin dışında, savaşın doğurduğu kıtlık, temiz suya erişememe, sağlık hizmetlerine erişememe gibi dolaylı sebeplerden ötürü yaşamını yitiren on binler savaşın gerçek yüzünü gözler önüne seriyor.

Bunun yanında savaştaki bütün tarafların insan haklarını çiğneyerek hareket etmeleri, ülkedeki krizi derinleştiren bir diğer unsur. 

ATEŞKESİN BİTMESİ NE ANLAMA GELİYOR?

Birleşmiş Milletler’in aracılığında, taraflar 2022 yılının nisan ayında iki aylık bir ateşkes yapma kararı almışlardı.

Söz konusu ateşkes ikişer aylık paketler hâlinde ekim ayına kadar uygulandı. Birleşmiş Milletler’in açıklamalarına göre, bu ateşkes dönemi Yemen’in senelerdir gördüğü en barışçıl dönemdi.

Altı aylık ateşkes sürecinde ölümlerin yüzde 60 oranında azaldığı, havalimanlarının kullanıma açıldığı, kritik öneme sahip malzemelerin dağıtımının gerçekleştirildiği belirtiliyor.

Uluslararası topluluk tarafından tedirginlikle karşılanan ateşkesin sona ermesinde tarafların anlaşmazlık için birbirlerini suçladığı bilinirken, ateşkesin uzatılmasına hâlâ fırsat olduğuna dikkat çekiliyor.

Ateşkesin bitmesiyle ateşkes süresince erişimi kolaylaşan temel ihtiyaç malzemelerine erişimin tekrar zorlaşacağı, çatışmaların tekrar başlayabileceği korkuları halkı sarmış durumda.

Stabil bir ülke ortamı, ürünlerin serbest dolaşımının kolaylığı ve yabancı yatırımcılar için güvenilir yatırım alanı anlamına gelirken, savaş durumları gibi kaosun hüküm sürdüğü ortamlarda ülkelerde ticaret ve üretim durma noktasına geliyor, dolayısıyla temel ürünler de dahil birçok ürün grubuna ulaşmak imkansızlaşıyor.