Çin’in ülkelerin iç işlerine karışmama prensibi ve Afrika kıtasındaki yumuşak gücü
Çin, yumuşak güç stratejisi çerçevesinde Afrika ülkeleri ile olumlu ilişkiler kuruyor. Bu durumun en önemli nedeni de Çin’in ekonomik yükselişinin büyük ölçüde Afrika kıtasındaki kaynaklara bağımlı olması ve bu kıtanın Pekin için siyasi bir manevra alanı olarak görülmesi. Peki, Pekin kıta ülkelerinde nasıl bir yumuşak güç kullanıyor?
Çin için yumuşak güç, dış politikada önemli bir strateji olarak görülüyor. Çin’in bu stratejisi, özellikle Afrika ülkeleri ile olan ilişkilerinde önemli bir yere sahip.
Pekin yönetimi, Afrika kıtasında oluşturduğu olumlu algı ile bu kıtadan önemli kazanımlar elde ediyor. Bu kazanımların, Çin’in günümüzdeki hızlı yükselişi ile doğrudan bağlantılı olduğu görülüyor. Özellikle Çin’in bu kıta ülkelerinden elde ettiği hammadde ve enerji kaynakları, Çin için hayati önem taşıyor.
Pekin yönetimi, bu kaynakların devamlılığını sağlamak ve dünya üzerinde ‘olumlu Çin’ algısı yaratmak için kıtada yumuşak güç kullanımını devam ettiriyor.
Çinli şirketler Angola’da petrol, Zimbabve’de uranyum, Kongo’da kobalt, Zambiya’da bakır çıkarıyor.
Kıtanın altyapı girişimlerinin büyük bir yüzdesi Çinli şirketler tarafından yönlendiriliyor veya Çin finansmanı tarafından destekleniyor. Çin, Afrika'nın kentleşme hamlesinde merkezi bir oyuncu haline geliyor.
Huawei ve ZTE gibi büyük teknoloji şirketleri, Afrika ülkelerinde telekomünikasyon altyapıları kuruyor; yeni nesil Çin şirketleri “akıllı kent” ya da “yeşil enerji” gibi alanlarda ortaklıklara giriyor.
Kıtadaki Çin etkisinin yalnızca ekonomiyle sınırlı olmadığı görülüyor; medyadan sağlığa, kültürden güvenliğe kadar çok geniş bir yelpazeye yayılıyor.
Güney Afrika, Madagaskar ve Kenya gibi ülkelerdeki hatırı sayılır Çinli nüfus da bu etkinin geçici ve kısa vadeli olmadığını gösteriyor.
“Kuşak ve Yol” ise Çin’in en önemli Afrika projelerinden biri. Kuşak ve Yol İnisiyatifi bağlamında, 2000-2020 yılları arasında Çinli şirketler tarafından Afrika'da 80'den fazla büyük enerji tesisi, 130'dan fazla sağlık tesisi ve 170'ten fazla okula ek olarak 13 bin kilometreden fazla karayolu ve demiryolları inşa edildi.
Kuşak ve Yol Projesi, ülkelere altyapılarını geliştirme ve bununla birlikte daha büyük bir ekonomiye sahip olma imkanı vadediyor.
Afrika’nın sömürgecilik döneminden beri büyük sorunlarla karşı karşıya kalması Kuşak ve Yol Projesi’nin önemini günden güne artırıyor.
Zimbabve, Kenya, Burundi ve Moritanya gibi ülkeler kıtada Kuşak ve Yol Projesi’nin en etkin olduğu devletler olarak öne çıkıyor.
ZİMBABVE-ÇİN İŞ BİRLİĞİ NASIL GELİŞTİ?
Harare ile Pekin arasındaki ilişkiler, Zimbabve'nin bağımsızlık savaşına kadar uzanıyor.
1979'da Sovyetler Birliği'nden destek almayı başaramayan Robert Mugabe yüzünü Çin'e dönmüş ve gerillaları için hem eğitim hem de silah sağlamayı başarmıştı.
1980'de Zimbabve'nin bağımsızlığını ilan etmesinin ardından iki ülke arasında resmi ilişkiler başladı ve sonraki yıl Mugabe Pekin'i başbakan olarak ziyaret etti.
Zimbabveli yetkililer Batı'ya karşı Çin'i kullandı. 2003 yılından beri Harare yönetimi tarafından uygulanan “Doğuya Bak” politikası bağlamında Zimbabve, Çin ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini geliştirdi.
Zimbabve, uluslararası ilişkilerinde en büyük desteği Çin’den görüyor. Ayrıca Zimbabve, Çin’in en çok yatırım yaptığı ülkeler sıralamasında da üçüncü sırada yer alıyor.
Zimbabve Devlet Başkanı Emmerson Mnangagwa, Çin ile bütün alanlardaki iş birliğini derinleştirerek ikili geleneksel dostluğun daha da gelişmesini hızlandırmak istediklerini belirtiyor.
Mnangagwa, haziran ayında Zimbabve'deki Çin Büyükelçiliği görevine yeni başlayan Zhou Ding'in güven mektubunu kabul etti.
Mnangagwa, Çin'in uzun süredir Zimbabve'nin gelişmesine büyük destek sağladığına dikkat çekerek, yeni parlamento binası, Hwange Termal Güç İstasyonu'nun genişletilmesi, Harare Uluslararası Havalimanı'nın yenilenerek genişletilmesi gibi bir dizi projenin Zimbabve'nin ekonomik ve sosyal gelişmesi ile halkın yaşam koşullarının iyileşmesinde önemli bir rol oynadığını söyledi.
Çin'le olan ilişkilere büyük değer verdiklerini dile getiren Mnangagwa, "Zimbabve, Tek Çin ilkesine kararlılıkla bağlı kalmayı sürdürecek. Çin'le el ele vererek, Kuşak ve Yol ve Küresel Kalkınma İnisiyatifi gibi çerçevelerde bütün alanlardaki iş birliğini derinleştirerek ikili dostluğun daha da gelişmesini hızlandırmaya hazırız" dedi.
Çin Büyükelçisi Zhou Ding ise Çin ile Zimbabve arasındaki dostluğun zamanla daha da sağlamlaştığına dikkat çekti.
Zhou, Çin'in ikili kapsamlı stratejik iş birliği ve ortaklık ilişkisinin daha da gelişmesini hızlandırarak iki ülke halkına daha fazla fayda sağlamak için çalışmaya devam edeceğini kaydetti.
PEKİN’İN NAİROBİ ÜZERİNDEKİ YUMUŞAK GÜCÜ
Kenya-Çin ilişkileri 2003 yılında Çin’in Afrika açılımının hızlanması ve Kuşak ve Yol girişimi ile büyük bir gelişme kaydetti.
Kenya Çin’den ev ürünleri, elektronik eşyalar, ofis ürünleri, ilaç, mobilya ithal ediyor. Bunun yanında Çin ithalatının neredeyse yarısı makine ve ulaşım araçları, endüstriyel ve tarımsal üretim ve hizmet sektörlerinden oluşuyor.
Karayolu inşa projeleri ise Çin’in Kenya’da en fazla aktif olduğu alanlardan biri. “Küresel Ol” politikası kapsamında devletin desteğini arkasına alan Çinli firmalar bu alanda yatırımlarını sürdürüyor.
Çin Kenya’da deniz yoluna entegre demiryolu projeleri ve liman projeleri de yürütüyor. Lamu’daki liman Kenya’nın 2030 vizyonu kapsamındaki projelerinden biri. Liman tamamlandığında yalnızca Kenya’nın değil aynı zamanda Doğu Afrika bölgesinin de en büyük limanı olacak.
Pekin yönetimi, yumuşak güç olarak kültürel diplomasiyi de kullanıyor. Çin’in Kenya’daki eğitim yardımları arasında; eğitim destek programları, üniversite burs programları, dil eğitimi programları ve okul inşaları yer alıyor.
Çin büyümekte olan pazarını ve elinde bulundurduğu ekonomik gücü, Kenya’nın ihtiyaçları çerçevesinde kullanarak Batı’dan farklı bir yol izliyor.
Pekin’in ülkede yürüttüğü yatırım odaklı projeleri Batılı ülkelerin bölgedeki gücünü zayıflatıyor.
MORİTANYA ÇİN’E NASIL YÖNELDİ?
Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani, geçtiğimiz haftalarda Çin’e resmi ziyaret düzenledi. Bu ziyaret, Başbakan Muhammed Veled Bilal'in St. Petersburg'un ev sahipliğinde düzenlenen Rusya-Afrika Zirvesi'ne katılımı sonrası gerçekleşti.
Pekin'in Nuakşot'u 150 milyon Çin yuanı (20 milyon ABD doları) değerindeki borçtan muaf tutması, Çinli şirketlerin Moritanya'ya yatırım yapmaya yönlendirilmesi, iki ülke arasında Kuşak ve Yol ile ilgili bir çerçeve anlaşmanın imzalanması Moritanya Cumhurbaşkanı'nın Çin ziyaretinin sonuçları arasında yer aldı.
Pekin, Moritanya devletinin kuruluşundan bu yana Nuakşot için bir kalkınma ortağı sayılıyor.
İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2021'de 2,7 milyar doları aştığı göz önüne alındığında Pekin, Moritanya için önemli bir ticaret ortağı sayılıyor.
Independent’in aktardığına göre; uzmanlar, NATO'nun Batı Afrika bölgesindeki tek ortağı olarak gördüğü Moritanya’nın siyasi ve güvenlik açıdan Sahel bölgesine nüfuz etme niyetiyle doğu ülkelerine doğru yol almış olabileceği değerlendirmesini yapıyor.
Çinli şirketler; büyük limanlar, demir yolları, madenler gibi Afrika’da kritik öneme sahip sektörlerde varlığını artırıyor. Çin ordusu ise BM Barış Misyonları çerçevesinde ilk adımlarını attığı kıtada varlığını güçlendirmeyi sürdürüyor.
Pekin’in büyüyen ekonomisi için enerji ve hammadde ihtiyacı göz önüne alındığında kıta ülkelerine yönelik ticaret ve yatırım akışının devam edeceği öngörülüyor.
Pekin yönetimi, Afrika’da büyük altyapı yatırımlarını devlet destekli şirketleri ile hayata geçirirken, bu projeleri kendi bankaları aracılığı ile finanse ediyor.
Çin; düşük faizle, bazı projelerde sıfır faizle Afrika ülkelerine kredi vermeye devam ediyor. Ancak bu durum ileride Afrika ülkeleri için ciddi sorunlara neden olabilir.
Pekin yönetimi, kredi borcunu ödeyemeyen ülkelerdeki stratejik limanlara, madenlere ve hava yolu şirketlerine el koyabilir.