Rusya lideri Putin, Batı karşıtı yeni bir dünya inşa ediyor
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Ukrayna işgalinin başlamasının ardından ilk kez Rusya’ya ziyaret gerçekleştiriyor. İran-Suudi Arabistan uzlaşısına ev sahipliği yaparak ABD yönetimini huzursuz eden Çin yönetimi, şimdi de Rusya-Ukrayna savaşında ara buluculuk yapmak istiyor. Ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Putin hakkında yakalama kararı çıkartmasına rağmen Çin liderinin Moskova’ya resmi ziyarette bulunması, Pekin’in Rusya’ya verdiği desteğin de açık bir göstergesi.
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının yıl dönümünde, ateşkesin sağlanması ve sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesi için çağrıda bulunan Çin liderinin Moskova ziyareti yakından takip ediliyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Aralık 2022 tarihinde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile video konferans aralıcığıyla görüşmüş, Jinping’in 2023 baharında Rusya’ya bir devlet ziyareti gerçekleştirmesini beklediğini söylemişti.
Rus lider, devlet televizyonunda yayınlanan ikili görüşmenin başında, “Sayın Başkan, değerli dostum, sizi önümüzdeki bahar Moskova’ya bir devlet ziyaretine bekliyoruz” şeklinde konuşmuştu.
Putin, ziyaretin, “Rusya-Çin ilişkilerinin ne kadar yakın (güçlü) olduğunu dünyaya göstereceğini” ifade etmişti.
Geçtiğimiz günlerde de Xi Jinping’in, Vladimir Putin’in daveti üzerine 20-22 Mart tarihleri arasında Rusya’da temaslarda bulunacağı belirtildi.
Xi’nin gerçekleştireceği ziyaretin detaylarını paylaşan Kremlin, "Xi’nin 20-22 Mart'ta Rusya’ya gerçekleştireceği ziyareti sırasında, Rusya ile Çin arasındaki kapsamlı partnerlik ve stratejik iş birliği ilişkilerinin geliştirilmesiyle ilgili güncel meseleler ele alınacak. Rusya ile Çin’in uluslararası iş birliğinin derinleştirilmesi konusunda da fikir alışverişinde bulunulacak" ifadelerini kullandı.
İkili temaslar çerçevesinde Rusya ve Çin arasında çeşitli anlaşmalar imzalanacağı aktarıldı.
PUTİN: “JİNPİNG, GERÇEK BİR ARKADAŞ, KARDEŞ GİBİDİR”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Moskova ziyareti öncesi Çin’in önde gelen gazetelerinden ve Çin Komünist Partisinin yayın organı “Halkın Günlüğü” gazetesi için makale kaleme aldı.
Makalesinde Rusya-Çin ortaklığının karşılıklı güven, birbirinin egemenliğine ve çıkarlarına saygı üzerine inşa edildiğini belirten Putin, Xi ile yapacağı görüşmenin ikili iş birliğine yeni ve güçlü bir ivme kazındırılacağına şüphesi olmadığını vurguladı.
Xi ile tanışmasını ve dostluğunu anlatan Putin, “Çin'in dostluğa ve insan ilişkilerine çok önem verdiğini biliyorum. Bilge Konfüçyüs'ün şöyle demesi tesadüf değil: ‘Uzaktan bir arkadaş geldiğinde bu sevinç değil mi?’ Biz Rusya'da da bu nitelikleri çok takdir ediyoruz, bizim için gerçek bir arkadaş, kardeş gibidir” ifadelerini kullandı.
Son 10 yıl boyunca dünyada çok şey değişirken Rusya-Çin dostluğunun değişmeden kaldığına işaret eden Putin, “Rusya-Çin ilişkileri tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı ve güçlenmeye devam ediyor” dedi.
Rus lider, Çin ile ortak tehditlerle mücadele ettiklerini belirtirken; “Gezegendeki ‘dalgalar ve rüzgarlar’ arasında, uluslararası ilişkilerde yakın iş birliği yapıyoruz ve ‘çalkantılı bir akıntının ortasındaki bir kaya gibi’ omuz omuza durarak dış politika pozisyonlarımızı etkin bir şekilde koordine ediyoruz, ortak tehditlerle mücadele ediyoruz ve modern zorluklara cevap, tepki gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’da meydana gelen olaylarla bağlantılı olarak Çin’in dengeli çizgisi nedeniyle, olayların arka planını ve gerçek nedenlerini anladığı için minnettar olduklarını söyleyen Putin, “Çin’in krizin çözümünde yapıcı bir rol oynama istekliliğini memnuniyetle karşılıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’nın Ukrayna krizinin siyasi ve diplomatik çözümüne açık olduğunun altını çizen Putin, “Barış sürecinin geleceği, hakim jeopolitik gerçeklerin dikkate alınarak ciddi bir müzakereye hazır olunmasına bağlıdır” dedi.
RUSYA-ÇİN DOSTLUĞUNUN DÜNÜ
Rusya-Çin dostluğunun altında Batı karşıtlığı yatıyor. Şangay İşbirliği Teşkilatı’nın kurulması ise iki ülke arasındaki ilişkilerin ABD’nin tek kutuplu sistemine karşı bir “stratejik ortaklık”a dönüştüğü şeklinde değerlendiriliyor.
Vladimir Putin’in iktidara geldiği dönemden itibaren Rusya ve Çin, ikili ekonomik ilişkileri genişletmek için enerji ortaklığına odaklandı.
BBC’nin aktardığına göre, 2000’li yıllarda Çin, Rusya'nın en büyük ticaret ortağı konumuna gelirken, Rusya'yı petrol ve gaz, hatta mineral kaynakları tedariki açısından istikrarlı bir kaynak olarak görmeye başladı.
Çin’in ihtiyaç duyduğu enerji, Rusya ile enerji ve ekonomik alanda iş birliğinin kurulmasını zorunlu kıldı.
İnsamer.com’da yer alan habere göre, 2008 yılında iki ülke arasında sınır uyuşmazlıklarını nihayete erdiren anlaşmanın imzalanması, Rusya ile Çin arasındaki sorunların çözümünde önemli bir adım oldu.
2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakının ardından Batı’dan gelen ekonomik ve politik yaptırımlar ise Rusya’yı Çin’e daha da yaklaştırdı.
ABD’nin Rusya ve Çin politikaları, bu iki ülkenin ekonomik ve siyasi ilişkilerini derinleştirmeye yönelik girişimlerini artırmalarına neden oldu.
Rusya ve Çin'in; Pasifik’te, Güney Afrika’da düzenlemeye devam ettikleri ortak kara, hava ve deniz tatbikatları, füzelere karşı ortak erken uyarı sistemi geliştirmeleri, Ay'da üs kurma projeleri de iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendiriyor.
Ukrayna ve Tayvan krizleri ise Moskova ve Pekin’i daha da yakınlaştırıyor. İki ülke diplomatik ilişkilerini ve iş birliğini artırıyor.
Geçtiğimiz yıl Çin’in Rusya ile ticari ilişkileri 190 milyar dolarlık rekor seviyelere ulaştı. BBC’nin aktardığına göre, Rusya’nın Çin’den ithalatı yüzde 13 artışla 76 milyar dolara, Çin’in ihracatı ise yüzde 43 artışla 114 milyar dolara ulaştı.
Rusya, Ukrayna’ya başlattığı işgal sonrasında dünyanın en çok yaptırım uygulanan ülkesi haline gelmişti. Batılı ülkeler, Rusya’ya “ekonomik” bedel ödetmek için finans, enerji ve ulaşımla birlikte ticaret, bireysel kısıtlamaları da içeren çok sayıda yaptırımı yürürlüğe koymuştu. Moskova, Batı’nın ekonomik yaptırımlarını Çin’in sayesinde az hasarla atlattı.
ÇİN TARAF TUTMAKLA SUÇLANIYOR: PEKİN’İN TARAFSIZ TARAFLILIĞI
Pekin, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının yıl dönümünde taraftara ateşkes çağrısı yaptı. Çin Dışişleri Bakanlığı, savaşın yıl dönümünde, "Ukrayna krizinin siyasi çözümü" için önerilerini içeren "tutum belgesi" yayımladı.
Çin’in çözüme dair izlenmesini önerdiği genel ilke ve esaslara yer verilen 12 maddelik belgede, ülkelerin egemenliklerine saygı gösterilmesi, meşru güvenlik kaygılarının dikkate alınması, askeri bloklaşmadan kaçınılması ve gerginliklerin aşamalı olarak azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği belirtildi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Çin'in Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne yönelik önerilerini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, hedeflerine siyasi ve diplomatik yollarla ulaşma fikrine açık olduğunu açıkladı.
Ancak ABD ve AB, Çin’in önerilerine kuşkuyla yaklaştı. Çin’in çözüme dair sunduğu öneriler, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının sonuçları açısından seçici ve yetersiz olmakla suçlandı.
Çin yönetimi ise Ukrayna sorunun barışçı çözümünden yana olduğunu savunuyor ve ABD’yi “durumdan kar sağlamaya çalışmakla” suçluyor.
Ancak Pekin Ukrayna’da yaşananları şimdiye kadar “savaş” olarak tanımadı. Çin, Rusya aleyhine “işgal”, “saldırı” sözcüklerini ve “kınama” anlamına gelecek ifadeleri kullanmaktan kaçındı.
AA’nın aktardığına göre; Çinli yetkililer, Çin-Rus ilişkilerinin "ittifak olmadığı", "cepheleşmeyi amaçlamadığı" ve "üçüncü tarafları hedef almadığını" vurgulayarak, ABD’nin Rusya ile ilişkileri nedeniyle Çin’i suçlamasına ve baskı yapmasına izin vermeyeceklerini belirtiyor. Ancak ABD beş Çinli şirketi Rusya'ya destek gerekçesiyle yaptırım listesine aldı bile.
Pekin yönetimi bir taraftan Rusya ile ilişkilerini geliştirmek istiyor, bir taraftan da uluslararası yaptırımların Batı ile bağları bulunan Çinli şirketleri etkilememesini istiyor.
Çin dünyanın en büyük dördüncü silah ihracatçısı konumunda. Çinli şirketlerin Rusya savunma sanayisine “öldürücü olmayan” türde destek sağladığını savunan ABD, bugünlerde ise Çin tarafından “ölümcül destek” sağlanabileceği yönünde bilgilerin olduğunu iddia ediyor.
Çin, Rusya-Ukrayna savaşında doğrudan taraf tavrı takınmasa da Moskova’nın yanında yer almakla suçlanıyor.
WENBİN, “Xİ, BARIŞ İÇİN RUSYA’YI ZİYARET EDECEK”
Xi Jinping’in Rusya’ya yapacağı resmi ziyaret hakkında değerlendirmelerde bulunan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, “Çin-Rusya iş birliği, iki ülke halklarına mutluluk getirmeyi amaçlıyor” ifadelerini kullandı.
Sözcü, Xi’nin Rusya ziyareti sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile beraber her iki tarafı ilgilendiren iş birliği alanları konusunda derinlemesine fikir alışverişinde bulunacağına işaret etti.
Askeri malzemelerin ihracatından söz eden Wang Wenbin, Çin’in bu konuda bir zaman temkinli davrandığını belirterek, “Çin hem askeri hem sivil amaçla kullanılabilen malların ihracatına sınırlama koydu ve BM Güvenlik Konseyi’nin yetki vermediği tek taraflı yaptırım ve uzun kollu yargı girişimine karşı çıkıyor” dedi.
Wang, Xi’nin Rusya ziyareti sırasında Ukrayna konusundaki tavrının ne olacağı sorusuna ise “Xi barış için Rusya’yı ziyaret edecek. Dünya barışının korunması ve ortak gelişmenin hızlandırılması Çin’in dış politikasının özünü oluşturuyor. Her zaman barış, diyalog ve tarihin doğru tarafında olan Çin’in temel tutumu şöyle bir cümleyle özetlenebilir: Barış müzakerelerini teşvik etmek” yanıtını verdi.
Moskova’da düzenlenen toplantıda iki tarafın da ABD ve Batı’ya karşı ortaklıklarını yeniden gözden geçirmeleri bekleniyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'ya askeri harekat başlatmadan 20 gün önce Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir araya gelerek, “sınırsız dostluk”tan söz etmişti. Bu nedenle Xi Jinping’in Moskova ziyareti iki ülke için de çok önemli.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde Putin hakkında yakalama kararı çıkartmıştı. Buna rağmen Çin liderinin Moskova’ya resmi ziyarette bulunması Pekin’in, Rusya’ya verdiği desteğin de açık bir göstergesi.
Pekin yönetimi, Çin-Rusya ilişkilerinin ikili kapsamın çok ötesine geçtiğini belirtiyor.
İki lider de ABD hegemonyasının olmadığı çok kutuplu bir dünya fikrini savunuyor.
Geçtiğimiz günlerde Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ile telefonda görüşmüş ve Çin tarafından yayımlanan açıklamaya göre savaşan tarafların “Barış görüşmelerine devam etmesi” ve “siyasi çözüm yoluna geri dönmesi” gerektiğini vurgulamıştı.
Kuleba ise BBC’ye verdiği demeçte, “Moskova ziyareti başlı başına bir mesaj ama bunun hemen bir sonuç doğuracağını sanmıyorum” ifadelerini kullanmıştı. Kuleba ayrıca, “Çin’in şu anda Rusya’yı silahlandırmaya hazır olduğunu sanmıyorum” yorumunda bulunmuştu.
İran-Suudi Arabistan uzlaşısına ev sahipliği yaparak ABD yöntemini huzursuz eden Çin yönetimi, şimdi de Rusya-Ukrayna savaşında ara buluculuk yapmak istiyor.
Çin’in Ukrayna’ya yönelik barış planı, Rusya’nın lehine pek çok unsur içeriyor. Ancak bu, Volodimir Zelenski’nin önerilerini temel alan bir barış anlaşmasına ulaşmaya yönelik ilk girişim.