Çin dış politikada sağlam adımlar atıyor: ABD’nin nüfuzu azalıyor
Çin, diğer ülkelerin çatışmalarına müdahale etmeme ilkesine bağlı kalıyordu. Ancak son dönemde Pekin yönetimi, uluslararası ilişkilerde aktif bir rol oynuyor. Xi Jinping ülkesini süper güç statüsüne yükseltmeyi misyon ediniyor. Çin, Orta Doğu’da milyar dolarlık anlaşmalara imza atıyor. Pekin, bölge ülkelerinin birbirleriyle yaşadığı anlaşmazlıklarda diplomatik ara buluculuk yapıyor. Rusya’nın en büyük müttefiki olan Çin, Rusya-Ukrayna savaşında da barışa aracılık etmeye çalışıyor.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, geçtiğimiz yıl Çin-Arap Zirvesi ve Çin- Körfez İş Birliği (KİK) Zirvesi’ne katıldı ve Suudi Arabistan’a resmi ziyaret düzenledi.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Suudi Arabistan ziyareti sırasında yayınlanan ortak bildiride, iki ülke arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi ve toprak bütünlüğünün korunması konusunda ülkelerin birbirlerini destekleyeceği belirtildi.
İHA’da yer alan habere göre; ortak bildiride, iki ülkenin hükümetlerarası ve şirketlerarası olmak üzere hidrojen enerjisi, yargı, Çince eğitimi ve doğrudan yatırım gibi alanlarda toplam 46 anlaşma ve mutabakat zaptı imzaladığı belirtilerek, savunma ve güvenlik alanındaki iş birliği ve koordinasyonu geliştirme üzerinde de anlaşmaya varıldığı bildirildi.
Bildiride ayrıca, İran’ın nükleer programının barışçıl doğasının korunması için iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğine işaret edilerek, Suriye’nin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunacağı bir siyasi çözüme ulaşılması için çabaların yoğunlaştırılması gerekliliğine dikkat çekildi.
Orta Doğu’dan çekilen ABD, bölgeyi Çin’e bıraktı. Pekin, Orta Doğu’daki siyasi konulara daha aktif olarak müdahil olmaya, ara buluculuk faaliyetlerinde bulunmaya ve çözüm önerileri geliştirmeye başladı. Çin, inşasına başladığı “Kuşak ve Yol” projesini güçlendirmek ve ABD ile rekabetini artırmak için Orta Doğu’daki varlığını artırdı.
Geçtiğimiz hafta da Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, Çin’in; Orta Doğu politikasının önceliğiyle ilgili soruyu yanıtlarken, Çin’in Orta Doğu ülkelerinin stratejik bağımsızlığa kavuşmasını desteklediğini, dış güçlerin bu ülkelerin içişlerine karışmasına karşı çıktığını ve bölgedeki sıcak sorunların diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesini desteklemeye devam edeceğini belirtti.
ÇİN ARA BULUCU OLDU, DİPLOMATİK İLİŞKİLER YENİDEN KURULDU
Çin, İran aracılığıyla ABD’nin Körfez ülkelerindeki etkisini düşürmeye çalışıyor. Çin, İran'ın en büyük ticari ortağı konumunda bulunuyor. İki ülke, enerji, ulaştırma, tarım, ticaret ve altyapı yatırımları alanlarında iş birliği yapıyor.
İki ülke, Mart 2021'de "siyasi, stratejik ve ekonomik bağlarını" güçlendirmek üzere 25 yıl vadeli iş birliği anlaşmasına imza attı. Anlaşma kapsamında 2022 sonuna dek 16 mutabakat zaptı imzalandı.
Geçtiğimiz şubat ayında ise İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Çin'in Arap dünyası ile ilişkilerini yeni bir düzeye yükselttiği dönemde Pekin'e resmi ziyaret gerçekleştirdi.
Global Times'ın haberine göre, Xi Jinping görüşmede, ülkesinin İran ile ilişkilerini daima stratejik bir perspektiften gördüğünü, uluslararası ve bölgesel durum nasıl değişirse değişsin, Pekin’in Tahran ile dostane iş birliğini geliştirmeyi sürdüreceğini, Çin-İran kapsamlı stratejik ortaklığını ilerletmeye çalışacağını söyledi.
Çin'in, İran'ın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve ulusal onurunu korumasını savunduğunu belirten Xi Jinping; Tahran'ın, tek taraflılığa, hegemonyaya ve dış güçlerin iç işlerine karışarak istikrarını sabote etmesine karşı mücadelesini desteklediğini belirtti.
İbrahim Reisi de İran ile Çin arasındaki dostluğun zamanın sınamasından geçtiğini ve yıllar içinde çok daha sağlam hale geldiğini ifade ederek, "iki bağımsız büyük ülke" olarak İran-Çin ilişkilerinin karşılıklı saygıya dayandığını, iki ülkenin birbirine güvenen stratejik ortaklar olduğunu kaydetti.
İran’ın bölgesel rakibi ve hasımı Suudi Arabistan ile de ilişkilerini geliştiren Çin, geçtiğimiz günlerde iki ülke arasında ara bulucu oldu.
Tahran-Riyad ilişkilerini normalleştirmek için 6 Mart'ta Çin'in başkenti Pekin'de Çinli yetkililerin aracılığıyla müzakerelere başlayan İran ve Suudi Arabistanlı üst düzey güvenlik yetkilileri anlaşmaya vardı.
Anlaşma; İran, Suudi Arabistan ve Çin tarafından yapılan ortak açıklamayla duyuruldu.
Açıklamada, İran ve Suudi Arabistan’ın iki ay içerisinde diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması ve büyükelçiliklerin ve temsilciliklerin karşılıklı olarak yeniden açılması konusunda el sıkıştığı bildirildi.
ÇİN’İN KATILIMIYLA ASTANA BEŞLİSİ HAYATA GEÇİRİLEBİLİR Mİ?
Çin, ABD’nin Suriye’deki varlığına karşı çıkıyor. Pekin, Washington yönetiminin Suriye topraklarından çıkmasını istiyor ve Suriye’de siyasi çözümün sağlanması için çaba sarf ediyor.
Çin, Batı'nın Birleşmiş Milletler'e sunduğu Suriye’ye askeri güç kullanma ve Beşar Esad yönetimine yaptırım uygulama kararlarına karşı çıkmıştı. Pekin hükümeti, 2012’de Suriye’ye elçi göndermiş, Beşar Esad’ı barışçıl bir çözüm bulmaya ikna etmeye çalışmıştı.
2021’de ise Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile dönemin Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suriye’nin başkenti Şam’da bir araya geldi.
Suriye Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Esad’ın, “Suriye, ortak Kuşak ve Yol projesinin inşasında yer almayı, Çin ile ekonomi, bilim, kültür ve eğitim alanlarında iş birliğini güçlendirmeyi ve terörle mücadelede el ele vermeyi umuyor” dediği belirtildi. Pekin, bu hamlesiyle Orta Doğu’da yeni bir ortak kazandı.
Çin’in Esad’ı destekleyici tavırları ise Pekin’in müttefiki Rusya’yı harekete geçirdi.
Sputnik’te yer alan habere göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, Çin'in Suriye'de çözüme önemli bir katkı sunabileceğini ve bu nedenle Rusya'nın, Çin'in Astana formatına gözlemci olarak katılmasının faydalı olacağını düşündüğünü söyledi.
Lavrentyev, "Bunu önerdik. İranlılar kabul etti. Türk tarafı konuyu inceliyor ve bir mola aldı" diye ekledi.
Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev’in açıklamalarına ilişkin bir soruya Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning de ülkesinin Suriye’de barış ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olmak için ilgili taraflarla çalışmaya hazır olduğunu vurguladı.
SANA’nın aktardığına göre, Mao, Çin’in Astana sürecine katılmasının Suriye’de ara buluculuk ve yeniden yapılanmaya yardımcı olacağını söyledi.
Sözcü Mao, “Çin, Astana mekanizmasına büyük önem veriyor ve bu mekanizmanın kuruluşundan bu yana Suriye’deki gerilimi azaltma ve çabaları koordine etmede yapıcı bir rol oynadığını belirtti” dedi.
Çin, ABD’nin Suriye’deki varlığını istemiyor ve Washington yönetimini, Suriye’den petrol ve tahıl kaçakçılığı yapmakla suçluyor.
2 Aralık 2022’de Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Licien, “ABD'nin kaçakçılık faaliyetinin ülkede iç savaşın başladığı 2011'den 2022'nin ilk yarısına kadar 100 milyar dolardan fazla kayba yol açtığını” söylemişti.
Sözcü Mao Licien, "ABD'nin Suriye'de asker bulundurması yasa dışıdır, ABD'nin Suriye'den petrol ve tahıl kaçırması yasa dışıdır, ABD'nin Suriye'ye füze saldırısı düzenlemesi de yasa dışıdır” ifadelerini kullanmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 31 Ocak 2023’te “İran’ın Rusya-Türkiye-Suriye üçlü formatına dahil edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını” açıklamıştı. Türkiye, Rusya, İran ve Suriye Dışişleri Bakan Yardımcıları Moskova’da bir araya gelecekti. Ancak toplantı ertelendi.
Çin, Rusya’nın ara buluculuğunda düzenlenen Ankara-Şam normalleşme görüşmelerine katılabilir.
İlerleyen günlerde düzenlenmesi planlanan toplantıya Çin de dahil olabilir ve Astana süreci beşli formata dönüşebilir. Çin’in katılımı sorunların çözüme kavuşturulmasını hızlandırabilir.
Rusya nedeniyle ABD’nin bölgede azalan nüfuzu, Çin’in bölgede varlık göstermesiyle sonlanabilir.
Çin’in Astana Platformuna katılması ayrıca Kuşak ve Yol projesini daha önemli hale getirebilir.
PEKİN’İN 12 MADDELİK BARIŞ PLANI
Şam-Ankara arasında ara bulucu olmak isteyen Çin, Rusya-Ukrayna savaşında da bu görevi üstlenmek istiyor.
Çin, Rusya-Ukrayna savaşının yıl dönümünde, "Ukrayna krizinin siyasi çözümü" için önerilerini içeren "tutum belgesi" yayımladı.
Çin’in çözüme dair izlenmesini önerdiği genel ilke ve esaslara yer verilen 12 maddelik belgede, ülkelerin egemenliklerine saygın gösterilmesi, meşru güvenlik kaygılarının dikkate alınması, askeri bloklaşmadan kaçınılması ve gerginliklerin aşamalı olarak azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği belirtildi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Çin'in Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne yönelik önerilerini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek hedeflerine siyasi ve diplomatik yollarla ulaşma fikrine açık olduğunu açıkladı. Ancak ABD ve AB, Çin’in önerilerine kuşkuyla yaklaşıyor.
Çin’in çözüme dair yaptığı öneriler, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının sonuçları açısından seçici ve yetersiz olmakla suçlanıyor.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daveti üzerine 20-22 Mart tarihleri arasında Rusya'da temaslarda bulunacak.
Görüşmede, Ukrayna meselesi ile askeri ve teknik alanlardaki iş birliğinin ele alınacağı bildirildi.
Euronews’in aktardığına göre; Xi Jinping, Volodimir Zelenski ile de bir video konferans görüşmesi gerçekleştirecek.
Rusya’nın müttefiki olan Çin, savaşan tarafları müzakereye oturtmaya çalışıyor.