Qin Gang Avrupa turunda: AB-Çin yakınlaşması devam ediyor

Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang Avrupa turuna çıktı. Qin Gang; Almanya, Fransa ve Norveç’i ziyaret edecek. Avrupa ülkelerinde mevkidaşları ve diğer yetkililerle bir araya gelecek olan Qin Gang, ziyaretlerinde Çin-Avrupa ilişkilerini yeni bir boyuta taşımayı amaçlıyor.

Pekin, Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang’ın bu hafta Almanya, Fransa ve Norveç’i ziyaret edeceğini açıkladı. 

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, yaptığı açıklamada, Gang’ın üç ülkeden mevkidaşlarıyla görüşeceğini söyledi.

Wang Wenbin, “Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna ve Norveç Dışişleri Bakanı Anniken Huitfeldt'in daveti üzerine Qin Gang, 8-12 Mayıs tarihlerinde Almanya, Fransa ve Norveç'i ziyaret edecek" dedi.

Çin ve Almanya’nın 50 yıl önceki diplomatik ilişkilerini başlatmasından itibaren karşılıklı eşitlik ve saygı temelinde farklılıklarını rafa kaldırarak kazan kazan sonuçlarına dayalı iş birliğini geliştirdiğini belirten Wang, bunun yalnızca ikili bağları değil Çin-Avrupa ilişkilerini de yeni bir boyuta taşıdığını dile getirdi.

AA’nın aktardığına göre; Wang, Qin Gang'ın ziyaretinde Çin ile Almanya arasındaki "çok yönlü stratejik ortaklık" olarak tanımladığı ilişkilerin sağlam ve istikrarlı gelişimi için diyalog ve iletişimin daha fazla geliştirilmesine odaklanacağını söyledi.

Çin ile Fransa'nın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olan "iki bağımsız büyük ülke" olduğunu söyleyen Wang, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçen ay Çin'e yaptığı ziyarette, Devlet Başkanı Xi Jinping ile iki ülke arasındaki stratejik iletişimin ve uluslararası ve bölgesel konularda iş birliğinin sağlanması gerektiğini vurguladıklarını kaydetti.

Wang, gelecek yıl Çin ve Fransa'nın diplomatik ilişkilerini kurmasının 60. yıl dönümü ve "2024 Çin-Fransa Kültür ve Turizm Yılı" vesilesiyle üst düzey siyasi ilişkilerin ve halklar arasındaki etkileşimlerin artırılmasına yönelik görüşmeler yürütüleceğini bildirdi.

Qin Gang'ın Avrupa turunun son durağında ziyaret edeceği Norveç'in son yıllarda ticaret, denizcilik, çevre ve kış sporları alanlarında Çin ile iş birliğini geliştirdiğine dikkat çeken Wang, ziyaretin iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve BM çerçevesindeki çok taraflı iş birliklerini yeni bir boyuta taşımayı amaçladığını kaydetti.

Çin Dışişleri Bakın Qin Gang’ın dört günlük Avrupa seyahatine başladığı bugün, Almanya Hristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) dış politika uzmanı Norbert Röttgen, “Çin bizi bölmek istiyor” uyarısında bulundu. Angela Merkel’in muhafazakar partisi CDU, Çin’le ilişkilere mesafeli. CDU, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Çin ara bulucu olsun” önerisine de karşı çıkıyor.

Hürriyet’in aktardığına göre; Röttgen, Çin’in barıştan ziyade kendi çıkarlarının peşinde olduğunu söyleyerek, “Böyle bir düşünce (Macron’un önerisi) tehlikeli sonuçlar doğurur” değerlendirmesinde bulundu.

Röttgen, “Ben gerçekten Avrupalı bazı politikacıların, Çin’e ‘barış elçisi’ misyonu verme önerisini anlayamıyorum. Hangi bakış açısıyla Çin’in bizim güvenlik politikamızın bir parçası olmasını istiyorlar? Böyle bir şey Avrupa için hem yanlış hem tehlikeli olur” dedi. 

Alman politikacı Çin’i, Avrupa’yı bölmek ve ABD’den uzaklaştırmayı istemekle suçladı. Çin’in şimdiye kadar Rus işgalini eleştirmediğini hatırlatan Norbert Röttgen, “Çin savaştan yararlanıyor çünkü Rusya’dan ucuza petrol ve doğal gaz alıyor” değerlendirmesini yaptı.

Avrupa’da, ABD’den uzaklaşıp, Çin’e yönelme eğilimi ağırlık kazanıyor. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un Pekin ziyareti, Avrupa-Çin yakınlaşmasını daha ileri taşıdı.

AB KOMİSYONU BAŞKANI ÇİN’E DİPLOMATİK ZİYARETTE BULUNDU

Geçtiğimiz ay Avrupa Komisyonu (AB) Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği-Çin ilişkilerini görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile birlikte Pekin’e gitti.

Pekin’de Çin Başbakanı Li Qiang ile bir araya gelen von der Leyen, “Çin, karşılıklı bağımlılıkları ve uzun ortak tarihiyle Avrupa için büyük önem taşımaktadır. Bunu aileden gelen bir deneyim olarak da söylüyorum, çünkü babam Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinin başbakanıydı. Genç bir kızken bana 80’li yılların ortalarında ve sonlarında Çin’e yaptığı ziyaretlerden bahsettiğini hatırlıyorum. Hatta ziyaretlerinden birinde Anhui eyaletiyle, Çin eyaleti ve Alman toprağı arasındaki ilk iş birliği anlaşmasını imzaladığına inanıyorum.

Bu, Çin ve AB’nin bu süre zarfında kurduğu çok derin ve geniş ilişkiler için birçok itici güçten biriydi ve hem Avrupa hem de Çin bu ilişkiden büyük fayda sağladı. Bununla birlikte, AB-Çin ilişkileri son yıllarda daha karmaşık hale gelmiştir ve bugün ilişkilerimizin tüm yönlerini birlikte tartışmamız önemlidir. Bu hem AB’nin hem de Çin’in karmaşık ve değişken jeopolitik ortamda yollarını bulmalarına yardımcı olacaktır” açıklamasını yaptı.

Ursula Von der Leyen, görüşmeye dair sosyal medyadan yaptığı açıklamada ise “Ekonomilerimiz güçlü bir şekilde birbirine bağlı ancak ayrımcı uygulamalar nedeniyle AB ticaret açığı artmaktadır. Başbakan Li ile ticaretimizi nasıl yeniden dengeleyebileceğimizi görüştüm. Bu konuyu ele almak üzere Yüksek Düzeyli Ekonomik ve Ticari Diyaloğumuzu yeniden başlatmalıyız” dedi.

Von der Leyen AB’nin, Çin ile ilişkilerinde ayrışmak yerine fırsatları ve sınamaları net şekilde belirleyerek riskleri azaltmaya ihtiyaç duyduğunu, ekonomik, toplumsal siyasi ve bilimsel bağları koparmak istemediğini söylüyor. 

AB’nin, Çin ile ilişkilerinde tutarlı bir strateji geliştirmesi konusunda düzenlenen oturumda da Çin ziyaretine değinen von der Leyen, "Pekin'de ekonomik, toplumsal, siyasi ve bilimsel bağlarımızı koparmak istemediğimizi belirttim" ifadelerini kullandı.

Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen, Çin ile "ayrışmak" yerine, ilişkilerin bazı önemli ve hassas kısımlarını riskten arındırmak için çalışmaya ihtiyaç olduğuna işaret etti.

“KENDİMİZİ ÇİN’DEN UZAKLAŞTIRMAMALIYIZ”

Fransa, Avrupa ülkeleri içinde Almanya ve Hollanda’nın ardından Çin’in en büyük üçüncü ortağı konumunda bulunuyor.

Çin de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Pekin ile Batı arasında artan Jeopolitik rekabette üçüncü bir yol arayışı öneren fikirlerini, Avrupa ile son dönemde bozulan ilişkilerini düzeltmek için bir fırsat olarak görüyor.

Geçtiğimiz ay Ursula von der Leyen ile birlikte Pekin'i ziyaret eden Emmanuel Macron, Çin ile ticaretin taşıdığı risklere ve bu ticaretin dengesizliğine rağmen Avrupa'nın Pekin'den uzaklaşmaması gerektiğini söyleyerek, "Sanayimizin üzerindeki riskleri azaltmalıyız ancak (Çin'den) uzaklaşamayız ve aramıza sınır çekemeyiz" dedi.

Emmanuel Macron’un Çin ziyaretinde iki ülke arasında başta enerji, gıda güvenliği, iklim değişikliği ve teknoloji gibi alanlarda ekonomik iş birliği anlaşması imzalandı.

Caix’in haberine göre; Fransız gemicilik şirketi CMA CGM, Çin Devlet Gemi Yapım Şirketi (CSSC) ile 16 büyük konteyner gemisinin yapımı için anlaşmaya vardı. Toplam 3,2 milyar dolar tutarındaki anlaşma, Çinli şirketin bugüne dek tek seferde aldığı en büyük hacimli gemi siparişi oldu.

Macron’un Pekin ziyaretinin amacı da Rusya karşısında en azından ekonomik olarak Çin'i mümkün olduğunca yanına çekmekti. Fransa yaptığı bu ziyaretle amacına ulaştı ancak Ukrayna konusunda istediğini alamadı. 

Çin'in Ukrayna sorununun barışçı çözümü için "büyük rol oynayabileceğini" söyleyen Fransa, Pekin’den karşılık bulamadı.

Rusya-Ukrayna savaşının yıl dönümünde, "Ukrayna krizinin siyasi çözümü" için önerilerini içeren "tutum belgesi" yayımlayan Çin, ABD ve AB’nin kuşkusuyla karşılaştı.

Çin’in çözüme dair yaptığı öneriler, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının sonuçları açısından seçici ve yetersiz olmakla suçlandı.

ANNALENA BAERBOCK: “ÇİN’İN DÜNYADA DEĞİŞEN ROLÜNÜ DİKKATE ALIYORUZ” 

Emmanuel Macron’un Çin ziyaretinin ardından Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da Pekin’e iki günlük resmi ziyaret düzenledi.

Annalena Baerbock Çin'e hareketinden önce yaptığı açıklamada, "Avrupa'nın Çin politikasının pusulası ortak, rakip ve sistemik rakiptir. Gelecekte ibrenin hangi yöne döneceği de Çin'in hangi yolu seçeceğine bağlıdır. Yeni Çin stratejimiz ile Çin'in dünyadaki değişen rolünü dikkate alıyoruz" ifadelerini kullandı.

Annalena Baerbock, Çin’e yaptığı resmi ziyareti ise “şok edici olmaktan öte” şeklinde değerlendirdi.

Euronews’in aktardığına göre; Bakan Baerbock, Pekin’in ticari ortak ve rakip olmaktan çıkıp giderek sistemli bir şekilde hasım haline geldiğini söyledi.

Alman hükümetinin Çin ile çalışma arzusunda olduğunu ancak geçmişteki hataları tekrarlamak istemediğini belirten Baerbock, Batı’nın otoriter rejimlerdeki siyaseti ticari ilişkilerle değiştirebileceğini savundu.

Alman Bakan, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta barışın sağlanması için Çin’in ağırlığını koyma konusunda sorumluluğu olduğunu belirti.

ABD’ye bağımlı olmaktan kurtulmayı sık sık dile getiren Avrupa Birliği, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle kendisini Amerika’ya mahkum etti. Rusya’yı karşılarına alan AB ülkeleri, şimdi ise Rusya’nın en büyük müttefiki olan Çin ile ilişkilerini güçlendirerek ABD’den uzaklaşmaya çalışıyor.

Ancak AB-Çin yakınlaşmasının tek nedeni bu değil. AB, olası bir Çin-Tayvan savaşına karşı da önlem alıyor. AB ülkeleri her ne kadar “tek Çin” politikasını kabul etseler de dünya ticaretinin yüzde 50’sinin geçtiği Tayvan Boğazı’nda bir gerilim yaşanmasını istemiyor.

Rusya’yı karşısına alan AB ülkeleri, Çin konusunda da aynı şeyi yaşamak istemiyor. Bu nedenle AB, hem Pekin yönetimi ile ilişkilerini geliştiriyor hem de Çin’i Tayvan meselesini barışçıl yolla çözmesi konusunda uyarıyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ise ülkesini süper güç statüsüne yükseltmeyi misyon ediniyor. Bu nedenle Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang’ın Almanya, Fransa ve Norveç ziyareti, Pekin için ayrı bir önem taşıyor. Qin Gang’ın ziyareti kapsamında yeni iş birliği anlaşmalarının imzalanması ve Çin-AB ilişkilerinin güçlenmesi bekleniyor.

Çin'in ABD ile yaşadığı gerilim, AB'nin ise Washington'dan uzaklaşma çabaları; ilerleyen zamanda Pekin-AB ilişkilerini güçlendirecek gibi görünüyor.