Çin-Tayvan hattında gerilim artıyor

Çin ile Tayvan arasında 1949’dan beri var olan “meşru Çin” gerilimi, ABD’nin Ada ile yakın ilişkilere başlamasıyla yeni bir boyuta evrildi. Bölgedeki güç mücadelesinin merkezi konumunda olan Ada’da son günlerde yükselen tansiyon, yeni bir işgal girişimi tedirginliği yaratıyor.

“Tek Çin” prensibine bağlılığını her durumda yineleyen ABD ile Tayvan arasında geçtiğimiz perşembe günü Kaliforniya’da gerçekleşen görüşme, Washington ile Pekin arasındaki gerilimi bir kat daha tırmandırdı.

Pekin yönetimi, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ile Tayvan lideri Tsai Ing-wen’in görüşmesini “provokasyon” olarak niteleyerek, “karşılığı olacağı” uyarısında bulunmuştu.

Görüşmelerin başlamasından önce Çin, Tayvan karasularına uçak gemileri gönderdi.

Tsai ile McCarthy arasında gerçekleşen görüşmede, Tayvan’a yönelik ABD yardımlarının önemine dikkat çekildi.

ABD’nin 3 numaralı yetkilisi, “Tayvan’a silah satışına devam etmeli ve bu satışların Tayvan’a zamanında ulaşmasını sağlamalıyız. İkinci olarak, özellikle ticaret ve teknoloji alanında ekonomik iş birliğimizi güçlendirmeliyiz. Üçüncüsü, ortak değerlerimizi dünya sahnesinde tanıtmaya devam etmeliyiz” açıklamasında bulundu.

Küresel gerilimin Soğuk Savaş’ın bitiminden beri en yüksek seviyelere geldiğini belirten McCarthy, Tayvan ile yapılan görüşmelerin barış ve istikrar bağlamında yüksek öneme sahip olduğunu söyledi.

Görüşmenin Pekin ile tansiyonu yükseltme ihtimali sorulduğunda McCarthy, ABD’nin niyetinin Çin ile gerilimi yükseltme olmadığını belirtti.

Tayvan’a gerçekleştirilecek bir ziyaretin gündemde olmadığını belirten McCarthy, “Çin, bana nereye gidebileceğimi veya kiminle konuşabileceğimi söyleyemez” dedi.

ABD Meclis Başkanı ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında konuşan Tsai, “Sarsılmaz desteğiniz, Tayvan halkına yalnız olmadığını hatırlatıyor. Barışı korumak için güçlü olmalıyız" ifadelerini kullandı.

ÇEVRELEME TATBİKATI

İkilinin görüşmelerinin hemen ardından, Halk Kurtuluş Ordusu, Tayvan adası etrafında üç gün sürecek bir askerî tatbikat başlattı.

Çin, McCarthy’den önceki Meclis Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a ziyareti sonrasında da benzer bir önlemi devreye sokarak eşi benzeri görülmemiş bir tatbikata imza atmıştı.

Pekin, Pelosi’nin ziyaretinin ardından gerçekleştirilen tatbikatta, Tayvan Adası üzerinden füzeler fırlatarak tarihe geçmişti.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen tatbikatlar, HKÖ’nün Doğu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Tayvan ayrılıkçı güçlerinin dış güçlerle gizli anlaşmalarına karşı ciddi bir uyarı ve ulusal egemenlik ile toprak bütünlüğünü savunmak için gerekli bir hamle” olarak nitelendi.

“Birleşik Keskin Kılıç” olarak adlandırılan bu tatbikatlar kapsamında, haftasonu 70’ten fazla savaş jetinin Tayvan Boğazı’nın orta noktasını geçtiği, bunlardan 45’inin de Tayvan’ın hava sahasına girdiği bildirildi.

Tayvan Savunma Bakanlığı, cumartesi günü durumu yakından izlediklerini ve ulusal güvenlik ve egemenliği savunmak için her türlü çabayı göstereceklerini açıkladı.

Bakanlık, cumartesi günü erken saatlerde tatbikatlara sakin, mantıklı ve sert bir şekilde yanıt vereceğini ve çatışmayı tırmandırmaya çalışmayacağını duyurdu.

Pekin, askeri tatbikatlarının ikinci gününde Tayvan ve çevresindeki sulardaki kilit hedeflere karşı hassas saldırılar simüle etti.

Çin donanması, adanın etrafındaki tatbikatlarının üçüncü günü tamamlanırken; ilk kez Tayvan'a uçak gemisi tabanlı savaş uçaklarının saldırılarını simüle ederek bir ilke daha imza attı.

Bugün tamamlanan tatbikatlarda ise Çin, Tayvan’ı çevreleme ve “mühürleme” simülasyonları gerçekleştirdi.

İŞGAL KORKUSU

Çin’in Tayvan’ı kendi parçası olarak görmesi ve Ada etrafında düzenlediği askerî tatbikatlar, hem Ada halkında hem de uluslararası toplulukta bir işgal endişesi uyandırıyor.

CIA Direktörü William Burns, geçtiğimiz şubat ayında Xi Jinping’in 2027’ye kadar Tayvan’ı işgal etmeyi planladığını söylemişti.

Başkan Joe Biden başta olmak üzere çeşitli ABD’li yetkililer, bir işgal durumunda ABD askerinin Tayvan’ı korumak için adaya gönderilebileceğini söylemişti.

Halkın desteklemesi durumunda Kongre’nin asker gönderimini onaylayacağını söyleyen Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael McCaul, Fox News kanalına verdiği bir röportajda, Ukrayna ile Tayvan’ın durumlarının birbirlerinden çok farklı olduğuna değindi.

McCaul, “Ukrayna'ya baktığınız zaman, onları destekleyen NATO var, Pasifik'te ise NATO yok. Bu yüzden Japonya, Güney Kore, Filipinler ve Avustralya'ya bakıldığında; barış için bir caydırıcı olarak bu tartışmaları yapmaya başlamalıyız. Aksi takdirde, saldırganlığa ve savaşa davetiye çıkaracağız” dedi.

Çin’in Tayvan’ı olası işgali, oldukça karanlık bir noktada yer alıyor. Pekin’in Tayvan ile birleşme idealine sahip olduğu herkes tarafından biliniyor.

ÇKP’nin birleşme gerçekleşirken devreye sokacağı yöntemler ise tedirginliğin asıl nedenini oluşturuyor.

Matematiksel açıdan, dünyadaki en geniş aktif askerî görevliye ve savaş jeti stoğuna sahip ordu olan HKO, Tayvan’ı olası bir işgal sırasında çok zorlanacağa benzemiyor.

Ancak Rusya da Ukrayna’ya karşı kâğıt üzerinde çok üstün durumda olmasına karşın, geçtiğimiz yıl şubat ayında başlayan işgal, Ukrayna’nın direnişiyle birlikte uzun bir zaman dilimine yayıldı.

Washington, böyle bir durumda Tayvan’a savunma desteği verebileceğini belirtse de; ABD’nin Çin ile direkt bir çatışmadan kaçınacağını söylemek yerinde olur.

Çin Halk Cumhuriyeti stok bakımından açık ara farkla üstün olsa da; Tayvan’ın uyguladığı “kirpi ada” stratejisi, Pekin’i lojistik açıdan zorlayabilir.