Türkiye-Irak ilişkilerindeki pürüzler, Hakan Fidan'ın ziyareti ile giderilebilecek mi?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 22-24 Ağustos tarihlerinde Bağdat ve Erbil şehirlerini içeren bir Irak ziyareti düzenliyor. Türkiye-Irak ilişkileri stratejik ortaklık seviyesinde ilerlerken, masaya yatırılacak temel konu terörle mücadele ve PKK olarak öne çıkıyor. 40 yıldan fazladır terörle mücadele içinde olan Ankara’nın Bağdat yönetiminden beklentisi, PKK’nın terör örgütü olduğunun resmî olarak kabul edilmesi.

Mansur Ali Bilgiç - [email protected] 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, üst düzey temaslar gerçekleştirmek amacıyla Irak’a gitti. Fidan’ın görüşmeleri, 22-24 Ağustos tarihleri arasında vuku bulacak.

Görüşmelerin odağında ikili ilişkiler, PKK, kuraklık tehlikesini barındıran su sorunu ve petrol ihracatı meseleleri yer alıyor.

Dışişleri Bakanı’nın ardından, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Irak’ı ziyaret etmeleri bekleniyor.

Irak Dışişleri Bakanlığı tarafından Ankara-Bağdat ilişkileri üzerine düzenlenen bir seminerde konuşan Bakan Yardımcısı Hişam El Alevi, Hakan Fidan’ın ülkeye ziyaretini bir “fırsat” olarak değerlendirmişti.

Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre; Ankara’da Büyükelçilik görevinde de bulunmuş Alevi, Türkiye ve Irak’ın ortak çıkarlara sahip olduğunu ve benzer sınamalarla karşılaştıklarını belirtmişti.

Alevi; Türkiye’nin Irak için önemli bir ticaret ortağı olduğunu, Bağdat’ın altyapı ve enerji gibi çeşitli sektörlerde Ankara’nın tecrübesinden yararlanmak istediğini söylemişti.

Iraklı Bakan Yardımcısı, iki ülkenin bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak için ortak çalışmaları olduğunu ve bu alanda iş birliğine devam edileceğini aktarmıştı.

Alevi’nin açıklamasında, “Terörle mücadele konusunda Türkiye ile istihbarat paylaşımı önemlidir. PKK’nın varlığı çetrefilli ve sorunsal bir konudur. Türkler bu konuya öncelik veriyor. Biz de su sorununa öncelik veriyoruz. Dışişleri Bakanlığının önemli çalışmalarından da birisi Irak’ta bulunan ‘yabancı silahlı yapıların varlığı’ ve bunların faaliyetlerinin durdurulması. Bu mesele çözüme kavuşmalı” ifadeleri yer aldı.

Hakan Fidan’ın ziyareti, iki ülke tarafından da olumlu gelişmelere kapı aralayacak bir adım olarak değerlendiriliyor.

Komşuluk ve ortak tarihi geçmişe sahip olan Irak ve Türkiye arasındaki ikili ilişkiler, stratejik ortaklık düzeyinde ilerliyor.

FİDAN-HÜSEYİN GÖRÜŞMESİ

Hakan Fidan, Irak’ta mevkidaşı Fuad Hüseyin ile gerçekleştirdiği toplantının ardından tertip edilen ortak basın açıklamasında konuştu. Dışişleri Bakanı, hem Irak’ın hem Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik tehditler oluşturan PKK terör örgütüyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Bahsi geçen terör örgütünün Ankara-Bağdat hattında bir deprem oluşturmasına fırsat verilmemesi gerektiğini belirten Fidan, “Emperyal güçlerin maşası haline gelmiş olan PKK terör örgütüne karşı Iraklı kardeşlerimizin mücadelesini her seviyede destekliyoruz. Ayrıca kendilerinden dostluk ve kardeşlik gereği PKK’yı resmen terör örgütü olarak tanımalarını bekliyoruz. Biz, ismi ne olursa olsun ister PKK, ister DEAŞ, Irak'ın toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine kasteden, Iraklı kardeşlerimizin istikrar ve refahına göz diken, insanlık suçu işleyen her türlü terör örgütüne karşı mücadelede Irak ile birlikte çalışmaya hazırız" dedi.

İki ülke arasındaki su sorunu, Anadolu topraklarından doğan Fırat ve Dicle nehirlerinin suyunun paylaşımından kaynaklanıyor. Fidan, Türkiye’nin bu konuyu tamamen insani perspektiften ele aldığını belirtmişti.

AA’ya yazan Bilgay Duman, terör ve su mevzularının pazarlıklara konu olduğunu belirtiyor. Irak yönetimi teröre karşı mücadelede daha aktif bir rol oynamak karşılığında, kuraklıkla daha rahat mücadele edebilmek için Fırat ve Dicle’nin sularından daha fazla pay istiyor.

Duman’a göre, bunu andıran geçici gelişmeler yaşandı. Ankara, Bağdat’a bir aylığına nehirlerin sularından daha fazla bırakma taahhüdünde bulunmuş; Sudani yönetimi de buna karşılık Mahmur’daki mülteci kampı olarak tanıtılan terör eğitim kampları üzerindeki baskıyı artırmıştı.

Peki neden bu gidişat uzun soluklu olmadı? Duman’ın açıklamasına göre, iki ülke arasındaki petrol sorunu gibi yan problemler diyaloğun kesilmesinde etkili oldu.

Irak, Türkiye'nin Bağdat'taki federal hükûmetin rızası olmadan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden petrol ihracatını kolaylaştırmadaki rolü nedeniyle 2014 Uluslararası Ticaret Odası'na tahkim başvurusunda bulunmuştu.

Bağdat’ın gerekçesi, Ankara’nın bu hareketinin 1973’te Türkiye-Irak arasında imzalanan bir anlaşmayı ihlal ediyor olmasıydı.

Sonunda, Irak haklı bulundu ve Türkiye’nin 1,4 milyar dolarlık bir tazminat ödemesi gerektiğine hükmedildi. Tek taraflı olmadığı belirtilen hükümle ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Ülkemiz ile Irak arasında Paris merkezli ICC nezdinde görülen dava hakkında Irak'ın tahkim davasını kazandığı haberlerinden sonra kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur. Türkiye birçok uluslararası enerji projesinin önemli bir paydaşı olarak her zaman sorumluluklarının bilincinde hareket etmiştir. Ülkemiz, bölgede yaşanan bütün istikrarsızlıklara rağmen 1973 yılından beri Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı Sistemi'ni çalışır durumda tutmak için milyarlarca dolarlık harcama yapmış ve küresel petrol piyasalarında istikrarın korunması için gereken katkıyı sağlamıştır. Söz konusu anlaşmazlığın dostane çözümü için hem taraflarla hem de ilgili ülkelerle yoğun bir diplomasi yürütmüştür. Davanın gelinen bu aşamasında hakem heyeti, Irak’ın beş talebinden dördünü reddetmiştir. Ülkemizin taleplerinin ise büyük çoğunluğunu kabul ederek Irak’ın bu ihlaller sebebiyle Türkiye’ye tazminat ödemesine hükmetmiştir. Türkiye, her zamanki gibi uluslararası hukukun gereğini yerine getirmeye ve anlaşmazlığın asıl tarafları arasında kalıcı çözüme ulaştırılması için her türlü katkıyı sağlamaya hazırdır.”

Türkiye, Irak petrolünün dünyaya açılmasını sağlayan önemli bir müttefik. Alevi’nin ifadelerine göre, Kalkınma Yolu Projesi’nin temel ortağı da Türkiye.

İki taraf da petrol sorununun çözülmesini temenni ediyor ve bu konuda ortak çabalar göze çarpıyor. Fidan’ın ziyaretinden hemen önce, Irak Petrol Bakanı Hayan Abdulgani Ankara’ya gelerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile petrol ihracı konusunu görüşmüştü.

Bu diplomasi trafiği, iki ülke arasında iş birliğini geliştirmek için gösterilen yoğun bir çabanın ürünü olarak beliriyor. İkili ilişkileri stratejik ortaklık seviyesinde ilerleyen Irak ve Türkiye, var olan sorunların çözümünün iki tarafın ortak çıkarına olduğunu tanıyor.

Çözüm için uzlaşı temelinde hareket etmeye yönelik çift yönlü bir irade göze çarpıyor. Terörizm, kuraklık ve petrol ihracatı konuları iki ülkeyi de etkilediğinden; Hakan Fidan’ın ziyaretinin, ikili ilişkilerde yapıcı sonuçlar doğurma yönünde bir adım olduğu söylenilebilir.