Türkiye Doğu Akdeniz'in en önemli aktörü olabilir

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hakları uzun yıllardır bölge ülkeleri tarafından görmezlikten geliniyordu. Ancak son dönemde Mısır, İsrail, BAE ve Yunanistan ile atılan normalleşme adımları, bölgedeki dengeleri tersine çevirdi. Peki, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yeni rolü ne? Doğu Akdeniz için hangi senaryolar gündemde?

Türkiye, uzun yıllardır Doğu Akdeniz’deki sürecin dışında tutuluyordu. İsrail, Mısır, Yunanistan, İtalya ve GKRY gibi bölge ülkeleri, Türkiye karşıtı cephede bir araya gelmişti. BAE, Suudi Arabistan ve ABD gibi Doğu Akdeniz’e kıyısı bulunmayan ülkeler de; Türkiye karşıtı cephenin yanında yer almıştı. Ankara hükümeti, Türkiye’nin sürecin dışında tutulamayacağını ve haklarının görmezlikten gelinemeyeceğini her fırsatta dile getirmişti.

Ancak Türkiye karşıtı cephede yer alan ülkeler, Ankara’nın uyarılarına ve eleştirilerine rağmen bölgedeki faaliyetlerini sürdürdü. Mısır, BAE, İsrail, Yunanistan ve GKRY gibi ülkeler; sık sık bir araya gelerek Doğu Akdeniz konulu paneller, toplantılar ve konferanslar gerçekleştirdi.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tek müttefiki ise Libya’da Birleşmiş Milletler tarafından meşru olarak tanınan Ulusal Birlik Hükümeti oldu. 2019 yılında iki taraf arasında imzalanan deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin mutabakat, bölgenin yeniden şekillenmesine yol açtı. Yunanistan, GKRY ve İsrail, bu mutabakata karşı çıktı ve şiddetle eleştirilerde bulundu. Ancak Türkiye ile UBH’nin arasındaki iş birliği her geçen gün gelişmeye devam etti.

İLİŞKİLER NORMALLEŞTİ, DENGELER DEĞİŞTİ

2021 yılının başlamasıyla birlikte Türkiye’nin dış politikası önemli bir değişim sürecine girdi. Türkiye, ilişkilerinde sorun yaşadığı birçok ülkeyle yeniden normalleşme adımları attı. Yeniden şekillenen Türkiye dış politikası, sorunların çözümü için diplomasiye öncelik verdi. Ankara hükümeti, tüm sorunların diplomatik kanallar ile çözüme kavuşabileceğini dile getirdi.

Türkiye, dış politika alanında, ilişkilerinde uzun yıllardır sorun yaşadığı İsrail, Mısır, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle normalleşme adımları attı. Bu süreç içerisinde özellikle Mısır ve İsrail gibi Doğu Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerle atılan adımlar, Yunanistan ve GKRY tarafından endişeyle karşılandı. Bölgede müttefiklerini kaybetmekten ve Doğu Akdeniz konusunda yalnız kalmaktan endişelenen Yunanistan, Kahire ve Tel Aviv ile temaslarını daha da yoğunlaştırdı.

Ankara hükümeti, ilk olarak Mısır ile normalleşme adımları attı. İki ülke heyetleri, hem Ankara hem de Kahire’de bir araya gelerek, ilişkilerin normalleşmesi sürecini değerlendirdi. Türkiye, Mısır’ın İhvan konusundaki taleplerine olumlu yanıt verdi. Ayrıca Mısır’ın, Doğu Akdeniz konusunda yayımladığı bir haritada, Türkiye’nin tezlerine destek verdiğini ortaya koyması, iki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesi yönünde en önemli adım oldu.

İlerleyen dönemde Türkiye ile Mısır arasında ilişkilerin daha da gelişmesi, başta Doğu Akdeniz olmak üzere bölgesel konularda iş birliğinin artması bekleniyor. Mısır’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye ile iş birliği yapması, daha çok kıta sahanlığı alanına sahip olmasına yol açabilir. Türkiye ise Mısır ile deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusunda anlaşma imzalayarak, Yunanistan ve GKRY gibi ülkelerin pozisyonunu zayıflatabilir.

Mısır’ın ardından Doğu Akdeniz konusunda atılan en önemli adım ise İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-İsrail ilişkilerinin, bölgenin güvenliği ve istikrarı için çok önemli olduğunu birçok kez vurguladı. Geçtiğimiz haftalarda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Türkiye’ye gelerek resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.

İki liderin görüşmesinin ardından yapılan açıklamalar, önümüzdeki dönemde iki ülke arasında karşılıklı adımlar atılacağı yönünde önemli  mesajlar verdi. İlerleyen dönemde iki ülkenin; karşılıklı büyükelçi ataması, ekonomik ilişkilerini daha da ileri bir boyuta taşıması, ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkartması ve Doğu Akdeniz’de iş birliğini güçlendirmesi bekleniyor.

Türkiye’nin BAE ve Suudi Arabistan ile attığı normalleşme adımları da; Doğu Akdeniz’deki pozisyonunu güçlendirmesinde önemli bir rol oynadı. Her ne kadar Doğu Akdeniz’e kıyısı bulunmasa da; Suudi Arabistan ve BAE, bu sürecin bir aktörü olarak görülüyor. Ayrıca Türkiye, Yunanistan ile yaşadığı sorunları da diplomasi ile çözüme kavuşturmayı istiyor. Geçtiğimiz günlerde Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in İstanbul’a yönelik ziyareti, iki ülke arasındaki gerilimin düşmesine ve diplomatik sürecin daha da önem kazanmasına yol açtı.

BÖLGEDE YENİ SENARYOLAR GÜNDEMDE

Doğu Akdeniz konusunda uzun zamandır Eastmed projedi gündemdeydi. Bu proje kapsamında, inşa edilecek doğalgaz boru hattı, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını Kıbrıs ve Girit üzerinden Yunanistan’a taşıyacaktı. Söz konusu enerji kaynakları, Yunanistan’tan İtalya’ya, İtalya’dan ise tüm Avrupa’ya aktarılacaktı.

Söz konusu boru hattının, 1900 kilometre uzunluğunda ve 3 kilometre derinliğinde olması planlanıyordu. 7 milyar dolara mal olması ve 7 yılda tamamlanması beklenen ve yılda 10 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesi olması planlanan bu proje hayata geçirilemedi. ABD’nin de ayrılmasıyla birlikte Eatmed projesi başarısız oldu.

Ankara hükümetinin, Tel Aviv, Kahire ve Abu Dabi ile ilişkilerinin normalleşmesi üzerine, Doğu Akdeniz’deki enerjinin, Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması gündeme geldi. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog arasında bu meselenin ele alındığı belirtildi.

Rusya-Ukrayna savaşının çıkmasının ardından bu konu daha sık gündeme gelmeye başladı. Enerji alanında Rusya’ya bağımlılığını sonlandırmak isteyen Avrupa, farklı alternatifler üzerinde duruyor.

Doğu Akdeniz’deki enerjinin Türkiye üzerinden bölgeye taşınması, Avrupa’nın Rusya karşısındaki pozisyonunu güçlendirebilir. ABD’nin de bu meseleye sıcak bakabileceği belirtiliyor. Bu projenin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye bölgenin en önemli aktörü haline gelebilir.