Lugansk ve Donetsk tanındı, dünyadan tepki yağdı!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Cumhuriyeti’ni tanıma kararı aldı. Peki, dünya ülkeleri, Putin’in kararını nasıl karşıladı? Putin, SSCB’yi yeniden inşa etmeye mi çalışıyor?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Donetsk ve Lugansk’ın bağımsızlığını tanıyan kararnameleri imzaladı. Donetsk ve Lugansk, Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği 2014 yılında bağımsızlığını ilan etmişti. Bu bölgeler, uzun yıllardır Rusya’nın kendilerini bağımsız olarak tanımasını bekliyorlardı.
Putin, “Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’ni derhal tanımak için çok geciken bir karar almayı gerekli görüyorum” ifadelerini kullanırken, Rus parlamentosuna bu kararı kabul etme çağrısında bulundu. Ayrıca Rusya Devlet Başkanı, parlamentodan, her iki ‘cumhuriyetle’ dostluk ve yardımlaşma anlaşmalarını onaylamasını istedi.
Konuşmasında ‘modern Ukrayna’nın Rusya tarafından yaratıldığını’ söyleyen Putin, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) kurucusu Vladimir Lenin’in Ukrayna’nın mimarı olduğunu savundu. Ayrıca Rusya Devlet Başkanı, ülkede yıkılan Lenin heykellerine değinerek, “Komünizmden arınma dedikleri bu. Komünizmden arınma mı istiyorsunuz? Ukrayna için komünizmden arınmamın ne demek olduğunu size göstermeye hazırız” şeklinde konuştu.
Ukrayna’nın hiçbir zaman ‘gerçek bir devlet geleneğine sahip olmadığını’ öne süren Rusya Devlet Başkanı, Kiev’in daha ziyade ulus devlet yaratma modellerini kopyaladığını ifade etti. Ayrıca Putin, Ukrayna’nın elinde hala Sovyet teknolojisi olduğunu belirterek, “Ukrayna’nın kendi nükleer silahlarını üretmek istediğine dair elimizde raporlar var” ifadelerini kullandı.
Putin, Ukrayna ile Batı arasındaki ilişkilere de değindi. Kiev’in yönetiminde Batı’nın aktif rol oynadığını söyleyen Putin, Ukrayna’nın NATO’ya katılması durumunda bunun Rusya’nın güvenliğine doğrudan tehdit oluşturacağına dikkat çekti.
“Batı, Ukrayna’yı silahla desteklemektedir” ifadelerini kullanan Rus lider; NATO’nun doğuya doğru genişlememesi, Rusya sınırına silah konuşlandırılmaması ve 1997’de imzalanan Rusya-NATO Kurucu Senedi’ne uyulması şeklindeki taleplerine Batı ülkelerinden yanıt gelmediğini kaydetti.
Putin’in açıklamalarının ardından Donbass’taki çok sayıda kişi, tanıma kararını kutlamak için sokaklara döküldü. Ellerinde Rus bayrakları bulunan insanlar, Putin’in kararını havai fişeklerle kutladı.
BEYAZ SARAY’DAN YAPTIRIM AÇIKLAMASI
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Donetsk ve Lugansk’ın bağımsızlığını tanımasının ardından Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki’den açıklama geldi. Rusya’dan böyle bir adımı beklediklerini söyleyen Psaki, “Başkan Biden, sözde Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri ile ABD’li kişilerin yeni yatırım, ticaret ve finansal işlem yapmalarını yasaklayan bir Başkanlık Kararnamesi yayımlayacak” dedi.
Beyaz Saray Sözcüsü, söz konusu kararnameyle Ukrayna’nın bu bölgelerinde ticari herhangi bir işlem yapmaya çalışanların yaptırıma tabi tutulabileceğini dile getirirken, detayları ABD Hazine Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığının açıklayacağını söyledi.
Psaki ayrıca, “Açık olmak gerekirse; bu önlemler, Rusya’nın Ukrayna’yı daha fazla işgal etmesi durumunda Müttefikler ve ortaklarla koordineli olarak hazırladığımız hızlı ve şiddetli ekonomik önlemlerden ayrıdır ve bunlara ek olacaktır” şeklinde konuştu.
NATO, PUTİN’İN KARARINI KINADI
Putin’in Donetsk ve Lugansk’ı tanımasının ardından bir tepki de NATO’dan geldi. Konu hakkında konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Bu, Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü baltalamakta, anlaşmazlığa çözüm bulunmasına yönelik çabaları tüketmekte ve Rusya’nın da taraf olduğu Misnk Anlaşması’nı ihlal etmektedir” ifadelerini kullandı.
Putin’in kararını kınadığını belirten NATO Genel Sekreteri, “Donetsk ve Lugansk Ukrayna’nın parçasıdır. Moskova, ayrılıkçılara mali ve askeri destek sağlayarak Ukrayna’nın doğusundaki çatışmayı körüklemektedir. Rusya ayrıca bir kez daha Ukrayna’yı işgal için bahane sahnelemeye çalışmaktadır” dedi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, “Putin’in ayrılıkçı bölgeleri tanıma kararı uluslararası hukukun ihlalidir” ifadelerini kullanırken, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise bu adımın Ukrayna’nın doğusundaki itilafın barışçıl çözümüne ilişkin Minsk anlaşmalarına açıkça aykırı olduğunu ifade etti.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Rusya’nın kararı Ukrayna’ya karşı saldırganlık, yaptırımlar hemen devreye girmeli” şeklinde konuşurken; Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni olağanüstü toplantıya çağırdı.
Rusya’nın kararının Minsk anlaşmalarına aykırı olduğunu söyleyen İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, bunun diplomatik çözüm arayışına ciddi bir engel olduğunu savundu.
AB: “UKRAYNA İLE DAYANIŞMA DEVAM EDECEK”
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, aynı anda sosyal medya hesapları üzerinden ortak açıklamada bulundu.
Açıklamada, “Ukrayna’daki iki ayrılıkçı bölgenin tanınması, uluslararası hukukun, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ve Minsk anlaşmalarının açık bir ihlali anlamına geliyor. AB ve ortakları, Ukrayna ile dayanışma içinde birlik ve kararlılıkla tepki gösterecek” ifadelerine yer verildi.
Söz konusu açıklamada, “Bu adım, Minsk anlaşmalarının yanı sıra uluslararası hukukun da açık bir ihlalidir. Birlik, bu yasa dışı eyleme karışanlara yaptırımlarla karşılık verecektir ve Birlik, Ukrayna’nın uluslararası kabul görmüş sınırları içinde bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne sarsılmaz desteğini yineler” denildi.
Konu hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Rusya’nın kararının ‘kabul edilemez’ olduğunu söyledi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ukrayna’nın doğusundaki Türk vatandaşların bölgeyi terk etmesi istendi. Açıklamada, bölgede bulunan vatandaşların Kiev Büyükelçiliği ile iletişime geçmesi istendi.
PUTİN, SSCB’Yİ YENİDEN İNŞA EDİYOR
Vladimir Putin liderliğindeki Putin, dünyanın birçok noktasında nüfuzunu artırıyor. 2000’li yılların başında göreve gelen ve kısa süre içerisinde Rusya ekonomisini toparlayan Putin, siyasi ve askeri hamleleriyle dünyadaki dengeleri tersine çevirdi.
Rusya’yı yeniden küresel güç haline getiren Putin, 2015 yılında Suriye’deki savaşa aktif bir şekilde dahil olarak sıcak denizlere indi. Lazkiye ve Tartus’ta askeri üsleri bulunan Moskova, Suriye’deki nüfuzunu her geçen gün artırıyor.
İkinci Dağlık Karabağ Savaşı’nın ardından Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ateşkes anlaşmasında ara buluculuk rolünü üstlenen Putin, Rusya’nın uzun yıllar sonra Kafkasya’da yeniden varlık göstermesini sağladı. Şu anda 5 bine yakın Rus askeri, bölgede barış gücü olarak bulunmayı sürdürüyor.
Putin liderliğindeki Rusya, Libya’da paralı askerler ile etkili olurken, Sirte ve Cufra gibi bölgelerde etkin bir rol oynuyor. Ayrıca Rusya, Afrika ülkelerinden Sudan ile askeri iş birliğini güçlendirirken, ülkede yeni askeri üsler inşa ederek nüfuzunu genişletmeye devam ediyor.
Orta Asya’da Tacikistan ve Özbekistan gibi ülkelerle sık sık askeri tatbikatlar gerçekleştiren Rusya, geçtiğimiz aylarda yaşanan protesto gösterilerinin ardından Kazakistan’da da askeri varlık göstermeye başladı.
Doğu Avrupa’da ise Belarus ile askeri, ekonomik, siyasi ve kültürel iş birliğini geliştirmeye devam eden Moskova hükümeti, 2014 yılındaki Kırım ilhakının ardından Ukrayna’nın doğusunda yoğun faaliyetlerde bulunmaya başladı.
Vladimir Putin liderliğindeki Rusya’nın, dünyanın birçok noktasında attığı adımlar ve askeri hamleleriyle tüm dengeleri tersine çevirdiğini söylemek mümkün. İlerleyen dönemde Putin’in, özellikle Ukrayna meselesi üzerine yoğunlaşması ve Doğu Avrupa’daki nüfuzunu daha da genişletmesi bekleniyor.