Ermenistan dış politikada yeni bir sayfa açıyor: Ankara ve Bakü ile normalleşme adımları...
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki anlaşmazlık çok eskiye dayanıyor. 1990’lı yıllardan beri ara bulucular yoluyla uzlaştırılmaya çalışılan iki ülke, hâlâ Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermenistan varlığı yüzünden anlaşmaya varabilmiş değil. Gözlemciler ve aracıların da çabalarıyla bölgede barışın hâkim kılınması için çabalar sürüyor. Peki, Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış sağlanabiir mi?
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için tasarladıkları antlaşma metninin Azerbaycan’a sunulduğunu açıkladı.
Paşinyan, antlaşma metninin Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eş Başkanlarına da sunulduğunu belirtirken, “Ermenistan, Azerbaycan ile barış anlaşması ve ilişkilerin tesis edilmesine yönelik çalışmaların bir sonraki aşamasını dün tamamladı ve tekliflerimiz Azerbaycan tarafına sunuldu” ifadelerini kullandı.
Paşinyan, ayrıca Erivan-Bakü arasındaki müzakerelerde belli bir ilerleme kaydedildiğini söyledi.
Minsk Grubu, 1992 yılında iki ülke arasındaki Dağlık Karabağ sorununa müzakereler yoluyla barışçıl bir çözüm bulmak için AGİT tarafından kurulmuştu. Minsk Grubu’nun eş Başkanı olan ülkeler ABD, Fransa ve Rusya iken üye ülkeleri Almanya, Azerbaycan, Belarus, Ermenistan, Finlandiya, İsveç, İtalya ve Türkiye.
İki ülke arasındaki son gerilimin sebebi, 12 Aralık’ta çevreci aktivistlerden oluştuğu iddia edilen bir grubun Ermenistan ile Dağlık Karabağ arasındaki Laçın Koridoru’nu bloke etmesiydi. Ermenistan, mutabakat gereği Laçın’ı terk etmişti.
ERMENİSTAN’DAN AFET BÖLGESİNE YARDIM
Ermenistan, Kahramanmaraş’ta yaşanan ve 10 ilde yıkıcı etkilere sebep olan depremlerin ardından Türkiye’deki depremzedelere insanî yardım ve arama-kurtarma çalışmalarına destek için ekip gönderdi.
Ermenistan’ın gönderdiği malzemeler Alican sınır kapısından geçerek Türkiye’ye girdi. 1988’den beri kapalı olan sınır, en son Türkiye’nin Ermenistan’daki Spitak depremine yardım göndermesi münasebetiyle açılmıştı.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vahan Hunanyan, 15 Şubat günü Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Ermenistan, depremden etkilenen bölgelere insani yardım göndermeye devam ediyor. Geçen gece, insani yardım malzemeleriyle dolu ikinci parti kamyonlar Margara Köprüsü aracılığıyla Ermenistan-Türkiye sınırını geçti” açıklamasında bulundu.
Ermenistan’ın Türkiye ile normalleşme özel temsilcisi Ruben Rubinyan, barışın tesisi için Erivan’ın da adımlar atması gerektiğini belirterek, “Ülkelerimiz komşu ve bir insani felaket durumunda iki ülke ilişkilerin durumundan bağımsız olarak komşular birbirine yardım etmeli” ifadelerini kullandı.
Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan da geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye bir ziyarette bulundu. Mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak bir basın toplantısında konuşan Mirzoyan, “Ermenistan Cumhuriyeti adına yıkıcı depremde mahsur kalan kurbanların ailelerine, Türkiye halkına ve Türk Hükümetine bir kez daha taziyelerimi iletmek istiyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum. Dünya, bu afetlerin üstesinden gelmek için tek cephe olmalı. Ermenistan, felaketten hemen sonra insanî yardım ve ekiplerini Türkiye’ye gönderdi. Bir kez daha Sayın Çavuşoğlu’nun bizim arama-kurtarma ekiplerimize yönelik ve genel olarak Ermeni tarafının faaliyetleri ve desteğiyle ilgili takdir sözlerinden ötürü teşekkür etmek istiyorum” dedi.
Mirzoyan, zor anında Türkiye’nin yanında olan Erivan’ın, ikili ilişkilerin normalleşmesi için “hazırlığını ve isteğini” teyit etmek istediğini söyledi.
Aynı basın toplantısında Mevlüt Çavuşoğlu, Ermenistan’a gönderdikleri ve gönderme taahhütünde bulundukları yardımlar için teşekkür etti. Dışişleri Bakanı, geçmişte Ermenistan’a gönderilen ve Ermenistan’dan gelen deprem yardımlarına vurgu yaparak, “Bu dayanışmayı sürdürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Mirzoyan’ın Antalya Diplomasi Forumu’na katıldığına da dikkat çeken Çavuşoğlu, Güney Kafkasya’da normalleşme sürecinin devam ettiğini, bu insanî yardım dayanışmasının normalleşme sürecine katkı sağlayacağını düşündüğünü belirtti.
Dışişleri Bakanı, bu ifadelerine ek olarak Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan ile normalleşeme sürecinde atacağı adımların bölgenin huzur ve refahı için son derece önemli olduğunu, üç ülke arasında yapılacak olan samimi girişimlerin Güney Kafkasya’da kalıcı barışı ve huzuru sağlayabileceğine dikkat çekti.
Türkiye, 1988 yılındaki Spitak depreminin ertesinde Ermenistan’a yine Alican sınır kapısı üzerinden insanî yardım göndermişti. Ermenistan da 1999’daki Gölcük depremi sonrasında Türkiye’ye insanî yardım malzemeleriyle destek sunmuştu.
Tüm bu yaşanan gelişmelerin ardından; Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümü için ilerleyen dönemde diplomasiye öncelik verileceği öngörülüyor. Son dönemde ilişkilerinde sorun yaşadığı ülkelerle normalleşme yoluna giden Ankara hükümetinin; Erivan ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini bir üst noktaya taşıması bekleniyor.
Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı bir barışın sağlanması ve sorunların çözülmesi durumunda; bölgedeki Zengezur Koridoru'nun yeniden faaliyete geçmesi ve Kafkasya'nın yeni bir ticaret merkezi haline dönüşmesi gündeme gelebilir.