Filipinler'de rövanş seçimi: "Bongbong" Marcos aile geçmişini yeniden diriltiyor

Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin ardından “Bongbong” olarak bilinen Ferdinand Marcos Jr. iktidara hazırlanıyor. En yakın rakibi ile arasında 32 puan fark olan Marcos, eski bir devlet başkanı olan babasının mirasını da seçim kampanyasında kullanıyor.

Filipinler'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık iki hafta kala yarış, eski Devlet Başkanı Ferdinand Marcos'un oğlu Ferdinand “Bongbong” Marcos ile mevcut Başkan Yardımcısı Leni Robredo arasında bir rövanş maçına dönüştü. Robredo, 2016 başkanlık yarışında Marcos'u kıl payı mağlup etmişti. Ancak Marcos seçimde hile yapıldığını iddia etti ve daha sonra bir protesto başlattı. Yeniden sayılan oylar sonucunda Robredo'nun oyları arttı ve dört yıllık yasal sürecin ardından dava reddedildi.

İkili arasındaki bu rekabetten altı yıl sonra 9 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde ise Marcos açık ara farkla önde gözüküyor. 64 yaşındaki eski senatör ve kongre üyesi, kamuoyu yoklamalarının kendisini rehavete sürüklemesine izin vermeyeceğini söyledi.

En yakın rakibi Robredo'nun 32 puan önünde olan Marcos, "Henüz başkan olacağımdan emin değilim, çünkü kendime güvenmeme izin vermiyorum. Bana hangi sayıları gösterdiğiniz önemli değil, henüz orada değiliz. O yüzden durmayacağız, devam edeceğiz" dedi.

Anketlerde yarışın Marcos ve Robredo arasında geçeceği netleşirken, diğer başkan adayları yarıştan geri çekilmeyeceklerini açıkladı. Manila Belediye Başkanı Isko Moreno, dünya boks şampiyonu ve Senatör Manny Pacquiao, Senatör Panfilo Lacson ve eski Savunma Bakanı Norberto Gonzales, anketlerdeki düşük sayılarına rağmen yarıştan çekilmeyi reddetti. Moreno, kamuoyu yoklamalarında sekiz puanla üçüncü sırada yer alırken, diğer başkan adayları onun çok gerisinde kaldı.

ROBREDO’NUN KAZANMA ŞANSI VAR MI?

Diğer yandan, Robredo’nun son zamanlarda farkı kapatmaya başladığını gösteren anket çalışmaları da var. Mart ve nisan aylarında yapılan anketlerde, Marcos'un önceki anketlere göre dört puan düşmesine rağmen hala 56 puanla önde olduğunu gösterdi. Robredo'nun ise büyük bir sıçrama ile dokuz puanlık yükseliş yaşadı ve 24 puana ulaştı.

Filipinler Diliman Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Aries Arugay, Robredo'nun şu anda bir ivmeye sahip olduğunu ve 2016 anketlerinde geriden gelen zaferinin tekrarını yaşayabileceğini söyledi.

Arugay, anketlerde Robredo'ya verilen desteğin doğruladığını, ancak bu ivmenin kampanya döneminin sonuna kadar sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi. Arugay, "Leni Robredo, savaşma şansı olduğuna daha fazla insan ikna edilebilirse daha çok etki yaratabilir. Filipinlilerin oy verme kültürü, oylarının önemli ve sayılabilir olduğunu algılamalarına bağlıdır” yorumunda bulundu.

Robredo, yaptığı mitingler ve daha fazla insanı ona oy vermeye ikna etmek evden eve kampanya yürüten destekçileriyle oldukça agresif bir kampanya yürütüyor. Son zamanlardaki ivmesini de söz konusu kampanya çalışmalarına bağlıyor.

Marcos'un popülaritesi ise babasının 1980'lerdeki yönetimi sırasında Filipin toplumunun “altın çağının” yaşandığı söylemlerine dayanıyor. Siyasi gözlemciler, Marcos’un kampanyasının büyük bir dezenformasyon ve propaganda ağı tarafından desteklendiğine dikkat çekiyor.

Filipinler'de VERA Files tarafından haber kuruluşları üzerinde yapılan bir araştırma, Marcos'un sosyal medyadaki "yanıltıcı" paylaşımlardan kazançlı çıktığını, Robredo'nun ise dezenformasyonlardan olumsuz etkilendiğini gösterdi.

TARİHİ DEĞİŞTİRME GİRİŞİMİ

14 yıl iktidarda kalan Ferdinand Marcos, sıkıyönetim, büyük altyapı projeleri ve yolsuzluklarıyla tanınıyordu. Dünya Bankası, Marcos’un iktidarı boyunca 5 milyar ila 10 milyar dolar arasında parayı yolsuzlukla aldığını öne sürdü. Seçimlere hazırlanan oğlu Marcos Jr. ise yolsuzlukla suçlanmış ve vergi kaçakçılığından mahkum edilmişti. 1986'da kurulan Başkanlık İyi Yönetim Komisyonu (PCGG) tarafından açılan davalar hala devam ediyor.

"Halkın gücü" devriminde sürgüne gönderilmelerine rağmen Marcos ailesi, Filipin siyasetindeki en zengin ve en etkili ailelerden biri olmaya devam ediyor. Ailenin rakipleri, başkanlık yarışının tarihi yeniden yazma ve yolsuzluk ve otoriterlik geçmişini değiştirme girişimi olduğunu düşünüyor.

Babasını "idol" olarak adlandıran Marcos, "Babam bir devlet adamı, siyasi deha” sözleriyle ona sahip çıkmıştı.

Güçlü ailelerin egemen olduğu bir siyasi sistemde, yozlaşmış politikacıların seçim kazanmayı sürdürmesi mümkün. Filipinler’de de bu aileler gücünü sürdürmeye devam ediyor ve siyasetin temel taşı olan siyasi partilerin yerini büyük ölçüde aldı. Siyasi partilerin bir kaybolup gittiği ülkede, seçmenler adayları değerlendirmek için hangi aileden geldiğine bakıyor.

Foreign Policy’de yer alan Daniel Bruno Davis’in analizinde, son dört yılda Filipinler'de siyasi hanedanların seçim sonuçları üzerindeki etkisini incelendi. 1992'den bu yana 500 bin adayın katıldığı 10 seçimin sonuçları analiz eden Davis, Marcos ailesinin siyasi popülaritesini nasıl yeniden kazandığını da açıklıyor.

Marcos Sr. 1986'da iktidardan düşürülerek ülke dışına sürülmesine rağmen Marcos ailesi sadece birkaç yıl içinde yeniden siyasi şöhrete kavuştu. Marcos Jr. 1998'de vali ve 2010'da senatör oldu. Imee Marcos daha sonra bu görevi devraldı.

Davis’in analizine göre Filipinli seçmenler, yolsuzlukla suçlandıklarına rağmen büyük siyasi ailelerden gelen politikacıları cezalandırmıyor. Ronald Mendoza ve Ateneo Hükümet Okulu'ndaki araştırmacılar, 2019 itibariyle valilerin yüzde 80'inin, Temsilciler Meclisi üyelerinin yüzde 67'sinin ve belediye başkanlarının yüzde 53'ünün en az bir akrabasının devlet kurumlarında görev yaptığını ortaya koydu. Bu zengin ve güçlü aile ağları, politikacılarım hesap vermesini ve reformları engelliyor.

Davis, Filipinler’deki bu durumun sömürgeci köklerden geldiğini de öne sürüyor. ABD 1898'de Filipinler'in kontrolünü ele geçirdiğinde, yoksullara toprak vermeyi taahhüt etti. Ancak bunun tersi oldu. ABD, ülkenin çoğunu yöneten Katolik rahiplerden toprak satın almak için 7 milyon dolar harcadı. Ayrıca bir arazi tapu sistemi kurarak, yalnızca iyi durumda olanların tapu alabilmesini sağladı.

Daha sonra ABD, 1907 yasama seçimlerinde oy hakkını nüfusun yüzde 1'i ile sınırlayarak, yalnızca mülk sahiplerinin oy kullanabileceği bir sistem yarattı. Zengin toprak sahipleri, kamu hizmetini yürütmek için müttefikler atadı ve güçlerini pekiştirmek için yasalar çıkardı. Don Joaquin Ortega, 1901'de La Union'ın ilk valisi olarak atandı ve 120 yıl sonra onun soyundan gelen isimler hala vali olarak görev yapıyor.

Seçmenler çeşitli nedenlerle siyasi hanedanlara yöneliyor. Bu anlamda tanıdıklık ve maddi imkanlar önemli unsurlar. Filipinler'de hediye veya para ile oy satın alma yaygın. Buna karşılık, iktidardaki aileler popülist projeler yürütme eğilimindedir. Eski Başkan Joseph Estrada'nın oğlu Jinggoy Estrada, San Juan belediye başkanıyken gündüz bakım merkezlerinin inşasına yardım etti. Ayrıca iki kez yolsuzlukla suçlandı, ancak hiçbir zaman mahkum edilmedi.

Filipinler seçimlerinde genç nüfusun fazla olmasının da etkisi var. Nüfusun yaklaşık yüzde 70'i 40 yaşın altında. Marcos Sr., 36 yıl önce, seçmenlerin çoğu doğmadan çok önce görevden alındı. Dolayısıyla az sayıda kişinin sıkıyönetim zamanından kalan hatıraları var. Aradan geçen yıllar boyunca da Marcos ailesi siyasi imajını yeniden güçlendirdi.

Marcos Jr.'a karşı yarışan diğer adaylar, bu kadar derin siyasi bağlantılara sahip önemli ailelerden gelmiyor. Marcos Jr. ise kendisine saldıran muhalifleri aynı silahla vurarak kampanyasını Marcos ailesinin bıraktığı miras üzerine inşa etti. Ayrıca iktidardaki Duterte ailesiyle de ittifaklık kurdu. Duterte'nin kızı Sara Duterte-Carpio, başkan yardımcılığı için yarışıyor ve Duterte-Marcos ittifakı böylece daha da güçleniyor.