Fransa'da devlet kurumlarında "abaya ve çarşaf" yasağı geldi

Avrupa'da İslamofobinin yükselişe geçtiği dönemler yaşanırken, Fransa'da halkın tepkisini çeken bir karara imza atıldı. Paris hükûmeti, ülkenin devlet okullarında eğitim gören Müslüman öğrencilerin giydiği “abaya” adlı kıyafetin giyilmesinin yasaklandığını duyurdu. Hükûmetin aldığı bu kararın ardından ülkede yaşayan Müslümanlar, karara büyük tepki gösterdi. Muhalif siyasetçiler bu karara eleştiriler yöneltirken; Eğitim Bakanı'nın yasağı savunduğu görüldü.

Fransa’da Müslüman öğrencilerin devlet okullarında “çarşaf ve abaya” adı verilen kıyafetler giymesi yasaklandı. Yasak kararını ise Millî Eğitim Bakanı açıkladı.

Yeni yasak kararı, 2023-2024 eğitim yılının başlayacağı 4 Eylül tarihinden itibaren geçerli olacak.

Bu karar, hükûmetin din düzenlemelerine ilişkin aldığı ilk karar değil.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANINDAN YASAK SAVUNMASI

Fransa’da devlet okullarında ve bütün kamu kurumlarında herhangi bir dini sembolün kullanılmasına yönelik oldukça sert düzenlemeler geleceği açıklandı.

Ülkede laiklik kurallarına ve yasalarına uymadığı gerekçesiyle başörtü ve benzeri dini sembol olarak görülen giysiler, 2004 yılında hükûmetin aldığı karar ile yasaklanmıştı.

Fransa’nın devlet televizyonu TF1’e açıklamalarda bulunan ülkenin Eğitim Bakanı Gabriel Attal, abaya ve çarşaf yasağının doğru olduğunu ve bu konularda çeşitli düzenlemeler geleceğini vurguladı.

Attal, konu hakkında yaptığı açıklamada, “Bir sınıfa adım attığınızda, bir bakışta öğrencilerin hangi dine mensup olduğunu anlayamamalısınız” ifadelerini kullandı.

Yasağın gerekli olduğunu savunan Attal, “Artık okullarda (Müslüman kadın öğrencilerin) çarşaf giymemesine karar verdim. Bir sınıfa yürüdüğünüzde öğrencilerin dinini sadece onların kıyafetine bakarak tespit edememelisiniz” şeklinde konuştu.

Bu yasak kararı alınmadan aylar önce abaya ve çarşaf hakkında şiddetli tartışmalar yaşanıyordu.

Laikliğin ülkede son derece gerekli olduğunu ve yasalarına uyulması gerektiğini belirten Eğitim Bakanı Attal, “Laiklik, kişinin kendisini okul aracılığıyla kurtarma özgürlüğüdür” ifadelerini kullandı.

MUHALEFETTEN YASAK KARARINA TEPKİ

Fransa’da sağ görüşlü siyasetçiler yasak kararını büyük oranda destekliyor fakat siyasetin sol tarafında konumlanan birçok siyasetçi, Müslüman kadın ve kızların haklarının çiğnendiğini ve büyük oranda ayrımcılık yapıldığı konusunda ciddi endişe duyduklarını vurguladı.

Muhalefet tarafında bulunan Boyun Eğmeyen Fransa adlı partiden Clementine Autain, hükümetin “kıyafet denetimi ve polisliği” görevine soyunduğunu ve getirilen kıyafet  yasağının “anayasaya aykırı” olduğunun altının çiziyor.

Fransa’da yaşayan Müslüman insanların çatı kuruluşu konumunda bulunan Fransa Müslüman Konseyi (CFCM) kuruluşu da herhangi bir giysi yada kıyafetin tek başına dini sembol olarak algılanmaması gerektiğini ve bu fikirden bir an önce kurtulmaları gerektiğini açıkladı.

AVRUPA’DA YASAK KARARI YENİ DEĞİL

Avrupa’nın bazı ülkelerinde nikap ve burka yasağı uygulaması birkaç yıl önce yürürlüğe girmişti. Fransa ise aldığı karar ile abaya ve çarşaf kıyafetlerinin dini sembol olarak algılanmasını gerekçe göstererek bu kıyafetleri devlet okullarında yasaklama kararı aldı.

Batı tarafında bu yasakları yeni alınmıyor. Bazı ülkeler burka ve nikap giysilerinin dini sembol olarak algılandığı gerekçesiyle ülkelerinde yasaklama kararı almıştı.

Belçika, 2011 yılının Temmuz ayında nikap ve burka giysilerinin yasaklandığını duyurmuştu. Yasağa uymayan Müslüman insanlar hakkında para ve 7 gün sürecek hapis cezası veriliyor.

Belçika'da Fransa’ya göre bu giysileri kullanan Müslüman insanların sayısı oldukça az. Yaklaşık olarak bir milyon Müslüman insanın yaşadığı Belçika’da, nikap ve burka kıyafetlerini kullanan kadınların sayısı 300’e yakın olarak biliniyor.

Hollanda’da 2016 yılında parlamento tarafından alınan karar ile örtünmek yasaklanmıştı. Çarşaf giymek veya yüzü görünmeyecek şekilde kapatmak ise resmî dairelerde, toplum taşıma araçlarında, hastanelerde ve okullarda yasaklandı.

Yasağa uymayan Müslüman insanlara yaklaşık 400 avro para cezası kesiliyor. Yasak kapsamına giren ve dini sembol olarak algılanan giysileri Hollanda'da kullanan Müslüman kadınların sayısı ise 100’ü geçmiyor.

Bulgaristan'da ise bu ceza 2016 yılında yürürlüğe girdi. Ülkede de yasağa karşı gelen insanlar para cezası ile karşı karşıya kalıyor.

Ceza, yaklaşık 750 avroya kadar çıkabiliyor. Sporda, iş yerlerinde ve ibadet yerlerinde ise belli bir dereceye kadar izin veriliyor.

Avusturya'da 2017 yılının Ekim ayında hükûmet tarafından alınan karar ile "yüz kapatma karşıtı yasa" uygulanmaya başlamıştı.

Kamusal bölgelerde çeneden saçın başladığı yere kadar yüzü perdelemek yasak kapsamına giriyor. Cezası ise 150 avroya kadar çıkabiliyor.

Danimarka’da ise parlamento, 1 Ağustos'tan itibaren geçerli olacak şekilde kamuya açık bölgelerde çarşaf ve peçeyle örtünmeyi yasaklayan yasayı mayıs ayının son gününde 30'a karşı 75 oyla kabul etmişti.

Yasağa uymayan insanlara 135 avroya kadar ceza kesilebiliyor. Yasak dolayısıyla ceza alıp aynı yasağın bir daha çiğnenmesi durumunda para cezası bu meblağın on katına kadar çıkabiliyor.