Brezilya G20 dönem başkanlığını devralıyor: Lula'nın adil yönetim planı başarılı olabilir mi?
Brezilya, G20 başkanlığını Hindistan'dan devralırken Lula’nın birçok sorunla karşı karşıya kalacağı biliniyor. Lula, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin başkanlığında iç bölünmeler yaşayan G20 ülkelerinin yeniden bir araya gelmesi ve sorunları aşması için mücadele edeceğini söyledi.
Baran DÖNER - [email protected]
Brezilya, G20 başkanlığını Hindistan’dan devralırken Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, dünyada devam eden savaşların ve yavaşlayan küresel ekonominin arasında küresel güneyin çıkarlarını savunma sözünü yerine getirmek için dünya sahnesine çıkıyor.
Lula, G20 içerisinde iç bölünmelerin ve fikir ayrılıklarının yaşandığı bir zamanda, ülkeleri ortak bir deklarasyon etrafında toplamak ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin bıraktığı enkazı ortadan kaldırmak istiyor.
Lula da Silva, Brezilya’nın G20 dönem başkanı olarak bütün bu sorunlara rağmen başarılı olacağına inanıyor. Lula’nın öncelikli olarak gündeme taşıyacağı konular; açlığa ve fakirliğe karşı mücadele, fosil yakıtları yenilenebilir enerji kullanarak zaman içerisinde sonlandırma ve küresel ekonomi yönetiminde reform gerçekleştirmek olarak öne çıkıyor.
G20 VE BREZİLYA'NIN DÖNEM BAŞKANLIĞI
Dünyanın en büyük ekonomi ülkelerinin bir araya gelerek küresel politikada yaşanan gelişmeleri ve temel sorunları koordine etmek için konsensüs arayan G20 ülkeleri, küresel üretimin ve dünya piyasasının yüzde 85’ini oluştururken dünya nüfusunun da yaklaşık üçte ikisini temsil ediyor.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bir araya gelerek oluşturduğu G20 grubu, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden ve dünyanın diğer farklı bölgelerinden katılım gösteren 19 ülkeden oluşuyor. Eylül 2023’te gerçekleşen G20 zirvesinde dönem başkanlığını yürüten Hindistan, kıtanın dört bir yanından 55 ülkeyi temsil eden Afrika Birliği’ni gruba üye olmaya davet etmişti.
G20, 1999 yılında yaşanan Asya mali krizinin hemen sonrasında kuruldu. İlk zamanlarında üye ülkelerin maliye bakanlarının makro ekonomik politikayı tartışması amacıyla kurulan grup, ilerleyen dönemle birlikte küresel kalkınma politikalarından iklim krizine, sosyo ekonomik sorunlardan cinsiyet eşitsizliğine kadar bir çok konuyu ele alacak şekilde genişleme gösterdi.
Son dönemde yaşanan savaşlar ve jeopolitik gerilimler karşısında Güney Afrika ve Brezilya, İsrail’in Gazze’ye yönelik olarak başlattığı saldırıları bir insanlık suçu olarak nitelendirdi ve açıkça eleştirdi. Çin, Kasım ayında Müslüman ülkelerden oluşan bir heyet ile bir araya gelerek ateşkes çağrısında bulundu ancak Ukrayna’da devam eden savaş ve Rusya ile ilişkilerin iyi olması, ortak bir mutabakata varma planlarını adeta baltaladı.
Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşta tarafsız bir profil çizmesine rağmen Hindistan, son dönemde Rusya’yı açık bir şekilde eleştirmeye başladı. Rusya’nın Pakistan ile ilişkilerini ilerletmesi ve Pakistan’ın BRICS’e katılmak için “Rusya’ya güveniyoruz” açıklaması da Hindistan’ın bu tavrı göstermesinde oldukça etkili oldu. Bu gelişmelerden sonra Hindistan Başbakanı Modi, Rusya ile askeri ilişkilerini azaltıp ve Batı ile olan diplomatik ilişkilerini güçlendirme kararı aldı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından savaş suçu işlediği gerekçesiyle hakkında tutuklama emri çıkarılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Eylül ayında Yeni Delhi’de düzenlenen G20 zirvesine katılım göstermemişti. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ise Hindistan ile son dönemde yaşanan jeopolitik gerilimler ve Rusya ile olan ilişkilerinden ötürü zirveye katılmamıştı.
Uluslararası çevreler Hindistan’ın dönem başkanlığını “Modi’nin uluslararası reklamına" dönüştürdüğünü belirtiyor. Hindistan’ın küresel sorunları ele almaktan çok kendi imajını güçlendirme politikası izlediği ifade ediliyor.
Brezilya, Hamas’ın 7 Ekim tarihinde İsrail’e saldırmasının ve daha sonrasında İsrail’in Gazze’yi bombardımana tutmasından bu yana savaşın sonlandırılması için ateşkes çağrısında bulunuyor. Lula ayrıca İsrail-Filistin meselesinde iki devletli bir çözümün son derece gerekli olduğunu vurguluyor.
Hindistan’dan G20 dönem başkanlığını devralan Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, İsrail-Filistin çatışmalarına yönelik yaptığı açıklamada, “İsrail-Filistin ateşkes anlaşmasının çatışmaya kalıcı bir siyasi çözüm getirmesini umuyorum. Kalıcı bir çözüm için elimizden geleni yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Brezilya ekim ayında çatışmalara ara verilmesi çağrısında bulunan ancak ABD tarafından veto edilen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını tekrardan gündeme taşıyor.
Lula, Batılı liderler ile aynı konumda olmadığını belirterek Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın herkesin ortak sorumluluğunda olduğunun altını çizdi. Lula ayrıca gelecek yıl Rio de Janeiro’da düzenlenecek G20 zirvesine katılmaları için hem Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmelerde bulunacağını söyledi.
LULA’NIN ADİL YÖNETİM PLANI
Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, dönem başkanlığı ile beraber G20 ülkelerini 2030 yılına kadar dünyadaki açlığı bitirmeye davet etti.
Lula, öncelikli olarak dünya ülkelerinin güvenilir gıdalara erişimi, düşük karbonlu tarımsal faaliyetler ve tarım sigortası iyileştirmeleri gibi alanlarda destek toplamaya çalışacak. Bu durumda zengin ülkelerin yardım fonuna daha fazla destek ve yatırımda bulunmaları gerekecek. Lula’nın adil planı tam olarak da burada başlıyor.
Brezilya Devlet Başkanı ayrıca yüzde 15 gibi orana tekabül eden küresel kurumlar vergisi planını tekrardan gündeme taşıyacak. 2021 yılında vergi kaçakçılığını engellemek ve devletler arasındaki vergi rekabetini önlemek amacıyla oluşturulan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD )planı ile yılda en az 150 milyar ek küresel vergi geliri elde edileceği tahmin ediliyor.
Brezilya Devlet Başkanı'nın bu planı tekrardan gündeme taşımasının ardından yaklaşık 140 hükümet OECD anlaşmasının tekrardan yürürlüğe girmesi için imza verdi ve teklifi yasaya dönüştürmek için müzakerelere geçildi. Brezilya, OECD’nin planını genişleterek yeşile yatırımı daha da artırmak ve hızlandırmak istiyor. Lula, G20’nin zengin ülkelerinin yenilenebilir enerji ve doğa koruma projelerine daha fazla fon dağıtmasını arzu ediyor.
Lula, eylül ayında New York’da düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda küresel yönetim sistemindeki eşitsizliği eleştirerek “Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) ve Dünya Bankası’nın küresel yönetimdeki eşitsiz ve çarpık sistemi bizleri temsil edemez” ifadelerini kullanmıştı.
IMF, 2022 yılında Avrupa ülkelerine 160 milyar dolar fon ayırırken Afrika ülkelerine ise sadece 34 milyar dolar fon sağladı. Lula’nın küresel yönetimdeki eşitsiz dağıtımı vurguladığı yer de tam olarak bu adaletsiz dağıtım.
Bütün bu gelişmelerden yola çıkarak Lula’nın pragmatik açıdan bu sorunların üzerine gidebilecek tek lider olduğunu söylemek hiç iddialı bir ifade olmayacaktır. Daha önceki G20 başkanları kendi iç politikaları üzerinden siyaset yaparken Lula ise küresel yönetimdeki eşitsizliği bitirmek ve adil bir dağılım sistemi oluşturmak için mücadele veriyor.
Brezilya’nın Lula önderliğinde G20 dönem başkanlığını devralması, dünya için bir şans gibi gözükse de, adaletli bir dünya için mücadele verdiğini söyleyen liderler Lula’ya gerçekten destek verecek mi, yoksa adalet söylemleri bir propaganda aracı olmaktan öteye geçmiyor mu sorusuna yanıtı ise Lula'nın G20 başkanlığı dönemi verecek.