Bilgisayar korsanlığı ve dezenformasyon, ülkelere müdahalenin yeni yolu

Yirminci yüzyılda politika yapıcıların seçimle işbaşına gelmesi yaygın bir pratiğe dönüştüğünden beri imkânı olan herkes seçimlere müdahil olmaya çalışıyor. Zamanla farklı ülkelerdeki seçimlere de müdahale edilebildiğinin keşfedilmesiyle ülkelerin birbirlerinin iç işlerine doğrudan veya dolaylı olarak karışmasının önü açıldı.

Tarihte birçok ülke, başka ülkelerin iç işlerine, kendi çıkarları için müdahil oldu. Seçim öncesi zamanlarda askerî veya ekonomik “sert güç” mekaniklerini içeren bu uygulama, yöneticilerin seçimle belirlenmesinin yaygınlaşmasıyla eskisi kadar ön planda görülemiyor.

Başka bir ülkedeki seçimlerin etkilenmesi için lobicilik, rüşvet, propaganda, başka bir ülkenin vatanaşlarının oy davranışını yönlendirmeye çalışma, bir adayı açıkça destekleme gibi şekillerde karşımıza çıkabilmesine karşın, seçim müdahaleleri artık daha sofistike bir yöntem olan siber saldırılarla gerçekleştiriliyor.

Günümüzde en az diğer yöntemler kadar etkili olan bu yöntem, kaynağının belirlenmesi ve açığa çıkarılmasısının zorluğu, daha ucuz olabilmesi gibi sebepler yüzünden tercih edilebiliyor.

Siber savaş taktiklerini sıklıkla tercih eden ülkeler arasında Rusya, Kuzey Kore, Çin ve İran gibi ülkeler bulunuyor.

ÜLKELERİN KADERİ DEĞİŞTİRİLİYOR

Bu şekilde dünya çapında onlarca seçim etkilendi ve kimilerinde yapılan etkinin sonuçları değiştirecek kadar büyük olduğu öne sürülüyor.

2016’daki Brexit referandumu, dışarıdan etkilenen seçimlerden biri olarak öne sürülüyor. The Guardian’ın 2020’de yayınladığı bir habere göre, Britanya Parlamentosu Rusya ile ilgili iddiaları araştırmadı bile. Ancak buna rağmen “Britanya’da Rus etkisi artık yeni normal” şeklinde bir açıklamayla da seçimlerin Moskova tarafından etkilendiğini kabul etmiş oldular.

Rusya, bu seçimlerde kirli bilgi yayan sosyal medya hesapları ve geleneksel devlet medyası yoluyla bir etki elde etmeye çalıştı. Etkileri kesin olarak bilinmese de Moskova’nın istediği sonucun çıkmasını bu yönde yorumlayan uzmanlar mevcut. Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu’nun yaptığı araştırmada ulaştığı sonuca göre, trol hesapların propagandası referandumda “Ayrıl” oyunu yüzde 1.76 puan artırdı. 

Dünyanın en çok konuşulan seçimlerinden olan Amerikan seçimlerinde de Rus etkisine rastlandı. “Putin’in Şefi” olarak bilinen Yevgeny Prigozhin’in de doğruladığı bu etkiler ABD'de Donald Trump’ın seçimi kazanmasını sağladı.

The New Yorker’dan Jane Mayer’ın 24 Eylül 2018 tarihli haberine göre, Pensilvanya Üniversitesi’nde görevli Kathleen Hall Jamieson, Rus müdahalesinin insanların oy kullanım davranışını, oy vermeme veya belirli bir yönde oy verecek şekilde etkilediğini savunuyor.

Aynı haberde, eski CIA ve NSA direktörlerinden Michael Hayden’ın Kremlin’in hamlesini “Tarihteki en büyük gizli etki operasyonu” olarak nitelediğine ve etkilerini “Yalnızca bilinmez değil bilinemez” olarak tanımladığına da dikkat çekiliyor.

Bu seçime müdahale için Brexit referandumunda kullanılan bilgi işleme ve yayma yöntemlerinin yanı sıra, Rus bilgisayar korsanlarının oy kullanma sistemlerine saldırma, seçmen bilgilerini çalma, Demokrat Parti üyelerinin e-postalarının yayınlanması ve muhafazakâr seçmeni marjinal gruplara karşı kışkırtma metotlarını kullandığı da bu müdahaleyle ilgili bilinenler arasında.

Prigozhin’in 2022’de yaptığı bir açıklamaya göre Rusya, ABD seçimlerine müdahale etmeye hâlâ devam ediyor.

Bilişim teknolojileri alanında öne çıkan ülkelerden olan Çin de dezenformasyon ve sosyal medya üzerinden manipülasyon yoluyla başka ülkelerdeki oy verme davranışını etkilemeye çalışıyor.

Etkisi altında bulundurduğu ve uluslararası alanda genel olarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin bir parçası olarak kabul edilen Tayvan’da kendine yakın liderleri görev başına getirmek için uzun zamandır kampanyalar yürüten Pekin yönetimi, 2018 seçimleri ve 2019 ara seçimlerinde siber saldırı ve dezenformasyon yöntemlerini kullanarak seçimlerin gidişatını etkilemeye çalışmıştı.

Council on Foreign Relations’tan Josh Kurlantzick’in yazısına göre, Pekin bu seçimlerin gidişatını değiştirmek için kendine yakın medya şirketlerini propaganda aracı olarak kullanıyor. 

Bunun yanında botlar ve bilgisayar korsanlarının da sosyal medyadan dezenformasyon yayma amacıyla görevlendirildiği ve siber saldırılarda kullanıldığı biliniyor.

Tayvan’a ek olarak Çin’in Pasifik Okyanusu’nun öteki kıyısında bulunan Kanada’da da seçmenin yönelimini değiştirmeye çalıştığı biliniyor.

Çin kökenli Kanadalıları hedef alan bu dezenformasyon çalışması; 2021 genel seçimlerinden önce yapılmış ve seçmenlerin Muhafazakâr Parti için oy kullanmalarının engellenmesini amaçlamıştı.

Muhafazakâr Parti liderlerinden Erin O’Toole, seçimlerde MP’nin Çin etkisi yüzünden sekiz ya da dokuz sandalye kaybettiğine dair açıklamalarda bulunmuştu.