İklim değişikliği dünyayı etkisi altına alıyor

Sera gazı emisyonları ve modern küresel gelişmelere bağlı faktörler dünyayı saran iklim krizinin etki alanını daha da genişletiyor. Peki iklim değişikliği, insan hayatını nasıl etkiliyor? Küresel ısınmaya neden olan insani faktörler neler?

Berra Nur Akca
[email protected]

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, iklim sistemini; atmosfer, kara yüzeyleri, okyanuslar ve su kütleleri ile canlıları içeren karmaşık ve etkileşimli bir sistem olarak tanımlıyor.

Bu sistem, dünyamızın hızlı bir şekilde gelişmesi ile dış etkenler, volkanik patlamalar, doğa olayları gibi birçok faktörü içinde barındırıyor.

Fosil yakıtları, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazı emisyonları, küresel iklim değişikliğine neden oluyor.

İnsan faktörünün sera etkisini kuvvetlendirmesi, yerkürenin ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artışı etkiliyor.

İklim değişikliği, doğayı ve canlıların yaşamını tehdit ediyor. Buzulların erimesi, yağmur artışı, orman yangınları, fırtına, sel gibi doğa olayları ve deniz suyu seviyesinin yükselmesi bu sorunlara örnek olarak verilebilir.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN HANGİ ÖNLEMLER ALINABİLİR?

İklim değişikliği, insan etkinlikleri ile ortaya çıkan sera gazı emisyonlarının küresel ısınmaya sebep olarak buzulların erimesine, orman yangınlarına ve kuraklığın oluşmasına neden oluyor.

Bizler, küresel ısınma sonucunda oluşan sera gazı birikimlerinin önüne geçebilmek için ne yapabiliriz?

Küresel ısınmaya karşı yapılan çalışmalar insanları; elektrik üreten güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması, yeşil alanların daha çok korunması, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik bu uygulamalara teşvik ediyor.

MÜSİAD’DAN İKLİM KRİZİ İÇİN DESTEK ÇAĞRISI

İklim krizi her geçen yıl artmaya devam ederken 2021 yılında MÜSİAD’ın düzenlediği  Vizyoner’21 Zirvesi, Haliç Kongre Merkezi’nde “İklimi Fark et” başlığı ile insanları iklimle mücadeleye davet etmişti.

Konferansta; Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Altuğ Karataş, farkındalık yaratmak üzere sahneye çöp torbasıyla çıktı.

Farkındalık yaratmak isteyen Karataş, insan atıklarının geri dönüşüm olarak değerlendirildiğinde; bir ton kağıdın, 17 ağacın kesilmesine engel olduğunu, 4 bin 100 kilovat saat ise enerji tasarrufu sağladığını belirterek  177 kilogram daha az sera gazı salınımı gerçekleştiğini açıkladı.

Aktaş, MÜSİAD’ın küresel kriz için “İklim Manifestosu” projesi oluşturduğunu duyurarak bu projenin hem ekonomi hemde Yeşil Kalkınma Planlaması olduğunu vurguladı.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TARIMA NE GİBİ ZARARLARI VAR?

Tarım üretimini etkileyen faktörler; toprak, insan, tohum ve iklim olarak sıralanabilir. Bu faktörler arasındaki en önemli unsur ise iklim olarak öne çıkıyor.

İklimin tarım üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin başında kuraklık geliyor.

Kuraklık; su kaynaklarının azalmasına, hastalıklarda artışa, toprak kalitesinin düşmesine neden olarak gıda güvenliği için tehdit unsuru haline dönüştü.

Bu unsurlar aynı zamanda bitkilerin yetişmesine ve biyoçeşitliliğin azalmasına neden oluyor.

Böylece iklim değişikliği; açlık, kötü beslenme ve yoksulluk gibi sorunların artmasına yol açıyor.

TARIMIN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEKİ ROLÜ

İklim ve Tarım birbirini etkileyen en önemli faktörler olarak biliniyor.

Tarım sektörü, sera gazı emisyonunun oluşumunda bir karbon kaynağı görevini üstleniyor.

Tarım sektöründe gelişen faaliyetler nedeniyle atmosfere ortalama yüzde 10-12 civarında antropojenik sera gazı salınımı gerçekleşiyor.

Tarımsal faaliyetler sonucunda sera gazları açığa çıkarak iklim değişikliğine sebep oluyor. Tarımsal üretim ve uygulamaların iklim değişikleri üzerinde her ne kadar olumsuz etkileri olsa da bu faaliyet ve uygulamaların dünya nüfusunun yaşamını devam ettirebilmesi için oldukça önemli olduğu unutulmamalıdır.

İklim değişikliğinin sebep olduğu kuraklık ve sel gibi doğal afetler, tarımsal üretimi şiddetli derecede olumsuz etkilemektedir.

İklim değişikliğinin tarımsal üretimi azaltıcı etkileri, üretimi normal seviyede tutabilmek ve üretimin durmasını önlemek amacıyla gelişen tarım çalışmalarının oldukça ileri düzeye ulaşması ve yeni tarım teknolojilerinin daha da gelişmesi gerekmektedir.