Batı’da grev dalgası her geçen büyüyor: Halklar, hükümetlerin kararlarına tepkili!

İngiltere’de on binlerce doktorun iş bırakma eylemi nedeniyle ülkede çok sayıda randevu ve tedavi iptal edildi. Fransa'da grev nedeniyle sokaklar çöplüğe döndü. Kamu harcamalarından sorumlu Bakan Gabriel Attal, temizlik işçilerinin grevi nedeniyle Paris’te yığılan çöplerin güvenlik ve sağlık için sorun teşkil ettiğini söyledi. Almanya’da dört havalimanında yapılan uyarı grevleri nedeniyle yüzlerce uçuş iptal oldu.

İngiltere'de artan enflasyon ve yaşam maliyeti karşısında daha yüksek ücret talepleri reddedilen ve çoğunluğu hemşireler, demiryolu işçileri ve öğretmenlerden oluşan işçilerin grev dalgası büyüyerek devam ediyor.

İngiltere’de geçtiğimiz ay öğretmenler, devlet memurları, demiryolu görevlileri ve üniversite çalışanları aynı anda greve gitti. On binlerce işçi ücret artışlarının hayat pahalılığının gerisinde kaldığı gerekçesiyle iş bırakma eylemlerine katıldı. “Adil maaş” talep eden göstericiler, ülke çapında son 10 yılın en büyük grevini yaptı. 

BBC’nin aktardığına göre, İngiltere'de enflasyon geçen yıl artmış ve kasım ayında yüzde 11 ile son 40 yılın en yüksek düzeyine ulaşmıştı. Grevlerin en önemli sebeplerinden biri de ücret artışı tekliflerinin fiyatlardaki bu dev artışın gerisinde kalması.

Bugünlerde ise İngiltere’de doktorlar maaş anlaşmazlığı nedeniyle grevde. İngiliz Tabipler Birliği (BMA), İngiltere’de artan yaşam maliyeti ve hayat pahalılığı nedeniyle doktorlara yüzde 35 maaş artışı yapılması talebiyle 72 saatlik iş bırakma kararı aldı. Pratisyen hekimlerin grevi 16 Mart sabahı sona erecek.

Pratisyen hekimlerin olası iş bırakma eyleminin, halihazırda personel sıkıntısı, rekor düzeyde biriken iş yükü ve sağlık çalışanlarının süregelen grevleriyle birleşince sağlık sistemi üzerindeki baskıyı daha da artıracağı düşünülüyor.

İngiltere Sağlık Bakanı Steve Barclay, doktorların grev kararına ilişkin The Telegraph'a, yüzde 35 maaş artışı talebinin "tek kelimeyle karşılanamaz" olduğunu yazdı.

Barclay, pratisyen hekimlerin grev eyleminin, sağlık sisteminde "büyük aksamaya" neden olacağı ve hasta güvenliğini tehdit edeceği uyarısında bulundu.

İNGİLTERE’DE BÜYÜYEN GREV DALGASI HAYATI OLUMSUZ ETKİLİYOR

İngiltere’de ocak ayında ambulans çalışanlarının düşük ücret ve kötü çalışma koşullarından dolayı grev kararı alması nedeniyle hastalar ambulans bulmakta güçlük çekti.

3 Mart’ta da İngiltere'nin başkenti Londra'da metro hatlarında görevli yaklaşık 10 bin personelin ikinci kez greve çıkması hayatı olumsuz etkiledi.

Başkentte çok sayıda metro istasyonu, Londra Toplu Taşıma İdaresi (TfL) ile çalışma koşulları, iş kayıpları ve emekli maaşları konusunda anlaşmazlık yaşayan metro çalışanlarının grevi nedeniyle hizmet vermedi.

Metro çalışanlarının grevi sebebiyle vatandaşlar, evlerinden iş yerlerine gitmek için alternatif ulaşım yollarına yöneldi.

Her gün yaklaşık 5 milyon kişinin kullandığı metro hatlarındaki grev nedeniyle ulaşımın aksamaması için ek otobüs seferi konuldu.

Başbakanlık Ofisi 10 Numara'dan bir sözcü de metro çalışanlarının grevini eleştirerek, "Devam eden bu grevler açıkça birçok Londralıyı çok zor bir duruma sokuyor. Her iki tarafın da masaya oturmasını ve bu yıkıcı eyleme son vermesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.

FRANSA’DA EMEKLİLİK REFORMU GREVLERE NEDEN OLUYOR

Fransa Başbakanı Elisabeth Borne, 10 Ocak'ta Macron'un seçim vaatleri arasında yer alan emeklilik reformunun hayata geçirileceğini açıklamıştı. Emeklilik yaşının 62 olduğu ülkede 1 Eylül'den itibaren yasal emeklilik yaşının kademeli olarak her yıl üç ay yükseltilerek 2030'da 64'e çıkarılacağını ifade eden Borne, 2027'de emekli aylığının tamamını alabilmek için 43 yıl prim ödeme şartı getirileceğini söylemişti.

Emeklilik düzenlemesine karşı ülke çapında 19 Ocak'tan bu yana birçok kez grev ve protestolar düzenlendi.

Son olarak Fransa'da başta CGT olmak üzere en büyük sekiz sendika, emeklilik düzenlemesine tepki göstermek için 7 Mart'ta bütün sektörleri kapsayan genel grev kararı almıştı.

Emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkarılmasını öngören yasa tasarısını protesto eden yüzbinlerce kişi geçtiğimiz hafta ülke genelinde greve gitti. 

Öğretmenlerin yanı sıra endüstri, demiryolu, gaz ve elektrik işçilerinin greve katılması nedeniyle ulaşım, kamu hizmetleri ve enerji üretiminde büyük aksamalar yaşandı.

BBC’nin aktardığına göre; ülkede, tren seferlerinin de aksaması nedeniyle hükümet, uzaktan çalışması mümkün olan kişileri evden çalışmaya davet etti. Grevden hava yolu ulaşımı da etkilendi. Paris'teki Charles de Gaulle Havalimanı'nda uçuşların beşte biri, Orly Havalimanı'nda uçuşların dörtte biri iptal edildi.

Fransa’da iktidarın emeklilik reformunu protesto eden temizlik işçilerinin grevi yüzünden de cadde ve sokaklarda çöp dağları oluştu.

Fransa'da kamu harcamalarından sorumlu Bakan Gabriel Attal, temizlik işçilerinin grevi nedeniyle başkent Paris'te yığılan çöplerin güvenlik ve sağlık için sorun teşkil ettiğini söyledi.

AA’nın Fransız BFMTV kanalından aktardığına göre, Attal, temizlik işçilerinin eylemine değinerek, greve saygı duyduğunu ancak bu nedenle başkent Paris'te yığılan çöplerin "güvenlik" ve "sağlık" sorunu teşkil ettiğini vurguladı.

Attal, buna karşı tedbirler alınması gerektiğini ve "zorla işe dönme" prosedürünün devreye sokulabileceğini belirtti.

Prosedür kapsamında, "kamu hizmetinin devamlılığını veya toplumun ihtiyaçlarını ciddi şekilde baltalayan grev durumunda" çalışanlar işe dönmeye zorlanabiliyor.

Buna karşı çıkan işçilere ise 6 aya kadar hapis ve 10 bin avro ceza uygulanabiliyor. 

GREV DALGASI ALMANYA’YI ETKİSİ ALTINA ALDI

Almanya'da koronavirüs pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşını takip eden süreçte yıllık tüketici enflasyonu kısa süre içinde yüzde 9'a kadar yükseldi, gıda enflasyonu yüzde 20'lere, enerji enflasyonu yüzde 50'lere çıktı. Tüm bu gelişmelerle birlikte alım gücü düştü ve grevleri beraberinde getirdi.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre, Almanya'da son dönemdeki grev dalgasını başlatan, Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) oldu. Ver.di, önce havalimanlarında, ardından belediyelerde uyarı grevleri başlattı.

3 Mart’ta 2,5 milyon kamu çalışanını ilgilendiren toplu iş sözleşmesinin ikinci turundan bir sonuç çıkmaması üzerine kamu çalışanları altı eyalette birden uyarı grevine çıktı.

Uyarı grevleri sırasında toplu taşıma araçları sefere çıkmadı, kreşler ve kamu daireleri açılmadı.

Toplu taşımadaki uyarı grevi birçok kentte hayatı durdurdu. Tramvay ya da otobüslerle okula ve işe gidenler bisiklet ve özel araçları tercih etmek zorunda kaldı.

Evrensel Gazetesinde yer alan habere göre; sendika (Ver.di), 2,5 milyon kamu çalışanına bir yıl için ücretlerde yüzde 10,5 ya da en az 500 avro zam yapılmasını talep ediyor. Meslek eğitimi yapan çıraklara da en az 200 avro daha fazla maaş verilmesini istiyor.

Almanya’da dün Berlin-Brandenburg, Hamburg, Hannover ve Bremen havalimanlarındaki çalışanların uyarı grevi yapması sebebiyle de yüzlerce uçuş iptal oldu.

Berlin-Brandenburg Havalimanı'nda çalışan güvenlik personeli, hafta sonu ve tatil günlerinde ödenen ek ücretlere artış yapılması talebiyle Ver.di Sendikasının çağrısıyla bir günlük iş bıraktı.

AA’nın aktardığına göre, Ver.di Sendikasından Enrico Rümker, hafta sonu ve tatil günlerinde ödenen ek ücretlere artış yapılması için grev yaptıklarını belirterek, “İşverenlerle bu konuda 2016’dan beri müzakere ediyoruz. Mevcut düzenleme de 2006’dan kalma. O dönemden beri birçok şey oldu ve bu konuda (ücretlerde) uyarlama ihtiyacı duyuyoruz. Bugüne kadar işverenlerden ciddiye alınacak bir teklif yapılmadı” dedi.

Bugün de Almanya’da hastanelerdeki kamu çalışanları ücretlerinin artırılması talebiyle iki günlük grev başlattı.

Almanya'da Ver.di Sendikası'na bağlı kamu çalışanları, işverenlerle ücretlerinin artırılmasına yönelik toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması nedeniyle Almanya’nın birçok eyaletinde iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.

Ver.di sendikası 27-29 Mart tarihlerinde yapılması planlanan toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde yapılan bu uyarı grevleri ile işverenler üzerinde baskı kurmayı amaçlıyor.

HÜKÜMETLER GREVLER KARŞISINDA NELER YAPIYOR?

İngiltere’de iş bırakma eylemine katılanlar arasında öğretmenler, otobüs şoförleri, liman işçileri, gazeteciler, kamu personeli, ceza avukatları, demiryolu, havalimanı, üniversite, havacılık ve posta servisi çalışanları başta olmak üzere çok çeşitli meslek grupları yer alıyor.

İngiltere’de grev kararlarının yanı sıra hayat pahalılığı ve kemer sıkma politikalarını protesto eden binlerce kişi, başta başkent Londra olmak üzere ülke genelinde sıklıkla gösteri ve yürüyüşler düzenliyor.

Hükümet ise grevler karşısında yeni bir yasa tasarısı hazırladı. İngiltere’de bazı sektörlerdeki grevler sırasında minimum düzeyde hizmet sağlanmasını öngören yasa tasarısı, Avam Kamarası'nda 246’ya karşı 315 oyla kabul edildi.

Tasarı, aralarında demiryolları ve acil durum hizmetleri gibi alanlarda grevler sırasında bazı çalışanların işbaşı yapmalarını, bunu reddedenlerin işten atılabilmelerini öngörüyor.

BBC’de yer alan habere göre, İngiltere, İskoçya ve Galler’de geçerli olması öngörülen tasarıda, bakanlara itfaiye, ambulans ve demiryolu hizmetlerinde minimum düzeyde hizmet verilmesini zorunlu kılma yetkisi veriliyor.

Tasarı, diğer sağlık ve ulaştırma ile eğitim, sınır güvenliği ve nükleer sektörlerini de kapsıyor ancak hükümet bu sektörlerde gönüllü uzlaşmalara varılmasını umuyor. Her sektör için gereken minimum hizmet seviyesiyse görüşmelerle belirlenecek.

Ancak İngiltere İşçi Sendikaları Kongresi (TUC), gösterileri frenlemesi öngörülen yasa tasarısını protesto etmek için İngiltere genelinde mitingler yapılacağını duyurdu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise işçi sendikaları ve protestocuların reformunu geri çekme taleplerine karşı direnmeye devam ediyor. Fransa Senatosu, emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmayı öngören tartışmalı yasa tasarısının ilgili maddesini onayladı. 

Euronews’in aktardığına göre, Genel Kurul'daki oylamada, emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmayı öngören 7. maddesi için 201 "evet", 115 “hayır” oyu çıktı.

Macron grevler çoğaldıkça orantısız güç kullanımına gidiyor ve bir an önce yasayı geçirmeye çalışıyor. 

Almanya ise hayatı olumsuz etkileyen grevler karşısında sessizliğini koruyor. Almanya’da işverenler ve sendikalar arasındaki görüşmelerde de uzlaşma sağlanamıyor. Sendikalar, ücretlerde yüzde 10,5 artış veya aylık en az 500 avro ek zam talep ediyor.

Tüm bunlara baktığımızda İngiltere, Fransa ve Almanya’daki grevlere önümüzdeki günlerde yenilerinin eklenmesi kaçınılmaz görünüyor.