Irak'ta yeni dönem: Sadr hükümeti ve olası senaryolar

Irak’taki seçimlerin galibi Sadr Hareketi olarak gözükse de sonuçlardan memnun olmayan Maliki ve diğer İran yanlısı gruplar itirazlarını sürdürüyor. Etnik ve mezhepsel çizgilere göre bölünen Irak Parlamentosu’nda hükümeti, sandalye çoğunluğuna sahip olan Sadr’ın kurması bekleniyor.

Irak’ta 167’den fazla parti ve 3 bin 200’den fazla aday parlamentodaki 329 sandalye için yarıştı. Seçim sonuçları, ülkedeki İran yanlılarının büyük ölçüde oy kaybettiğini ve Sadr Hareketi güçleri ile diğer grupların öne çıktığını gösterdi.

Hadi el-Amiri’nin lideri olduğu Fetih Koalisyonu başta olmak üzere İran yanlısı oluşumlar seçimlerde hezimete uğradı. Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Takaddum Partisi Sünni cephede büyük bir ilerleme kaydetti. Mesud Barzani’nin partisi olan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ise rakibi Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (KYB) karşı önemli bir başarı elde etti.

Seçimlere yoğun katılım gösterilmese de demokrasi ve istikrarın sağlanmasında önemli bir adım olarak nitelendirildi.

Irak’ın Şii lideri Mukteda es-Sadr, 10 Ekim seçimlerinde önemli bir başarı kazandı. Sadr’ın seçimleri kazanmasında İran’a ve Tahran yanlısı Şii grupların Irak’a erişimine karşı durması etkili oldu. Sadr, seçim sonuçlarının ardından yaptığı konuşmada silahların yalnızca devletin elinde olacağına vurgu yaptı.

“EN BÜYÜK BLOK” TARTIŞMASI

Irak’taki seçmenler etnik ve mezhepsel çizgilere göre bölündüğü için tek bir partinin çoğunluk oyunu alması ve hükümetin kurulması zor gerçekleşiyor.

Mecliste en büyük blok olan Sadr Hareketi’nin hükümeti kurması gerekiyor. Maliki’nin lideri olduğu Kanun Devleti Koalisyonu ise en büyük bloğun seçimlerden sonra oluşacak koalisyonlar sonucunda belli olacağını savunuyor.

Irak’taki Seçim Yasası’nın 45. maddesi ve Anayasa’nın 76. maddesine göre hükümeti kurma görevinin sayıca en büyük bloğa verilmesi gerekiyor. Söz konusu maddeler ile milletvekillerinin bloklar arasında geçiş yapması da engelleniyor.

Diğer yandan Seçim Komiserliği, ilan edilen sonuçların kesin olmadığını ve itiraz yolunun açık olduğunu belirtti. Irak’taki nihai seçim sonuçlarının açıklanması yaklaşık 20 gün sürecek ve açıklanmadan önce Federal Mahkeme tarafından onaylanacak. Şimdiye kadar yapılan itirazlar ve elle yapılan sayımın ardından Fetih Koalisyonu’nun sandalye sayısı 14’ten 17’ye yükseldi. Ancak Sadr Hareketi 73 sandalye ile meclisteki en büyük blok olma özelliğini korudu.

Seçimlerde en fazla oyu alan ikinci grup olan Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, meclisteki çoğunluk bloğunu oluşturmak için çeşitli taraflarla görüştüğünü duyurdu. Maliki’nin bu hamlesi, oluşturulacak yeni mecliste en çok sandalyeyi alan Sadr Hareketi’nin hükümeti kurma görevinde kriz yaşanabileceğine işaret ediyor.

Öte yandan, İran Devrim Muhafızları Komutanı’nın Bağdat’ı ziyaret ettiğine yönelik haberler, İyad Allavi’nin büyük bir farkla kazanmasına rağmen Nuri el-Maliki’nin aday gösterildiği Irak seçimlerini hatırlattı. Dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın desteği ve İran’ın baskılarıyla 2010 Irak seçimlerine yapılan müdahalenin yeniden gerçekleşmesi ihtimalinden endişe duyuluyor.

Yeni bir Irak oluşturulması ve İran nüfuzunun azalmasını isteyen aktivistler, ülkenin Lübnan veya Suriye gibi milis devleti olmasını istemiyor. Bu nedenle Irak Cumhurbaşkanlığı, Parlamento Başkanlığı ve Bakanlar Kurulu Başkanlığı olmak üzere üç ana göreve gelecek isimlerin önemi büyük.

AB SEÇİM GÖZLEM MİSYONU: IRAK SEÇİMLERİNDE HERHANGİ BİR İHLAL YOK

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Yargıç Adnan Halef, kesin olmayan sonuçların ardından basın toplası düzenleyerek parti ve blokların üç günlük itiraz süresinin bulunduğunu hatırlattı.

Seçimlerin kaybedeni olan parti ve oluşumlar, Seçim Komiserliği’nin açıklaması doğrultusunda itiraz yoluna gittiler. Elektronik ortamda sayılan oylar, itiraz edilen bazı bölgelerde elle yeniden sayılıyor.

Irak’ta seçim sonuçlarına itiraz edenlere yanıt veren Avrupa Birliği (AB) Seçim Gözlem Misyonu Başkanı Viola Von Cramon-Taubadel, seçim sürecinde herhangi bir manipülasyon veya ihlal olmadığını söyledi.

Irak’ın başkenti Bağdat’ta basın toplantısı düzenleyen Cramon-Taubadel, seçmenlerle görüştüğünü ve seçim sahtekarlığı suçlamalarına yer olmadığını ifade etti.

SADR-MALİKİ ÇEKİŞMESİ VE OLASI SENARYOLAR

ABD işgali ve Irak’ta Şii grupları iktidara getirme çabasının yanı sıra iki Şii lider Sadr ve Maliki arasındaki güç mücadelesi, ülkedeki hükümet oluşumunu şekillendiren önemli unsurlardan biri.

Maliki başbakan olduğunda Sadr yanlılarına karşı operasyonlar yürüttü ve iki lider o zamandan beri birbiriyle mücadele içinde. Bir sonraki Irak hükümetinin de Sadr ve Maliki'nin birbirleriyle nasıl anlaşacağına göre belirlenmesi bekleniyor.

Türkmenler, Araplar ve Kürtler arasında tartışmalı bir bölge olan Kerkük'ten bir Türkmen politikacı olan Mehdi TRT World’e verdiği demeçte, “Irak'ta hükümetler öncelikle ulusal çıkarlara göre değil parti çıkarlarına göre kurulur. Irak'ta hükümet kurulduktan sonra bakanlıklar ve diğer devlet kurumları genellikle kendi siyasi çıkarlarına göre farklı partilere dağıtılır. Ulusal çıkarları ön planda tutan bir parti yok” yorumunu yaptı.

Uzmanlar, Sadr olmadan Irak’ta bir hükümetin kurulamayacağını söylüyor.

Şii vekilleri yakından takip eden ve seçimler sırasında Bağdat’ta anket gözlemcisi olarak bulunan Mehmet Alaca, “Irak’ta en büyük bloğun hükümet kurma yetkisi var. Sonuç olarak, Sadr bloğu muhtemelen bu yetkiyi alacak” dedi.

Sadr, Halbusi ve Barzani’nin diğer küçük oluşumların da desteğini alarak bir hükümet kuracağı tahmin ediliyor.

Alacaya göre, Maliki’nin diğer parti ve oluşumların desteğini alarak “en büyük bloğu” oluşturma ve hükümeti kurma girişimi ülkeyi kısır bir döngüye itebilir. Bu durumda 2019’da olduğu gibi halk protestoları da tetiklenebilir.

Maliki liderliğindeki bir hükümet, Haşdi Şabi gibi silahlı gruplarla bağlantıları olan İran yanlısı gruplar tarafından desteklenecek. Uzmanlar, bu tür bir hükümetin gerilimi artırabileceğini tahmin ediyor.

Tahran yönetimi ise Irak’taki seçim sonuçlarına karşı alışılmadık bir şekilde sessiz kaldı. Tahran merkezli İranlı gazeteci Fatima Karimkhan, “Seçime İran'dan resmi bir yanıt gelmediğini göz önünde bulundurmalısınız” dedi. Ancak sonunda Tahran'ın sonuçları kabul edeceğini de sözlerine ekledi.