İran'da Mahsa Amini'nin ölümüyle başlayan protestolar dinmedi
İran’da Mahsa Amini’nin ölümünün ardından 16 Eylül’de patlak veren protestolar sürüyor. Hükûmet karşıtlığı biçimini alan protestolarda şimdiye kadar 300’den fazla vatandaşın hayatını kaybettiği bildiriliyor.
Mahsa Amini, İran’da 13 Eylül’de Ahlâk Polisi tarafından “başörtüsünü yanlış taktığı” gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.
22 yaşındaki genç kadın, aile ziyareti için gittiği Tahran’da gözaltına alındıktan üç gün sonra 16 Eylül’de hayatını kaybetti.
Görgü tanıklarının, Amini’nin ölüm sebebinin “gözaltındayken ciddi derecede dövülmesi” olduğu iddiaları üzerine halk sokaklara dökülmüştü. İran Emniyeti’nin genç kadının ölüm sebebini “kalp krizi” olarak açıklaması halkın öfkesini dindirmeye yetmedi.
8 Ekim’de IRNA’nın İran Adli Tıp Kurumu’ndan aktardığına göre Amini, “beyin hipoksisinin yol açtığı çoklu organ yetmezliği” sebebiyle hayatını kaybetti.
Şu an hâlâ süren protestolarda İran halkı özgürlük, kadın ve insan hakları, idari reform gibi taleplerle sokaklarda.
Protestoların başlangıcından bu yana IHR, HRANA ve Reuters’a göre, 300’den fazla kişi hayatını kaybetti. Yine HRANA’nın verilerine göre, protestolar başladığından beri 14 binden fazla kişi tutuklandı.
IHR’nin belirttiğine göre, en az 22 eyalette protestolara bağlı ölümler gerçekleşti. 16 Eylül’de Tahran’da başlayan protestoların şimdiye kadar en az 22 eyalete sıçradığı biliniyor. Ölümler Tahran çevresindeki eyaletlerde yoğunlaşmasına rağmen, İran’ın en doğusundaki Sistan & Belucistan eyaletinde de yüksek sayıda ölümler görülüyor.
İRAN’DA PROTESTOCULAR NE İSTİYOR
Protestolarda farklı kesimlerin birleşmesi farklı taleplerin de dile gelmesini sağladı.
Stanford Üniversitesi’nin İran uzmanı Profesör Abbas Milani ile yaptığı röportajda Milani; halkın demokrasi, kadın-erkek eşitliği, dünya devletleri ile barış içinde bir hükûmet istediğini belirtti. Milani, protestoların başlangıçta kadınların ayrıştırılmasına karşı başladığını, ancak ilerleyen süreçte yozlaşmış, despot İran rejimine karşı bir duruşa evrildiğini de ifade etti.
Protestoların rejim karşıtı bir karaktere bürünmesi de protestocuların isteklerinin rejim değişikliğine kadar gidebildiğini gösteriyor. Her yaştan vatandaş, Humeyni’nin fikirlerinin rafa kaldırılmasını ve Mollalar döneminin sona ermesini istiyor.
Buna karşın NPR News’ten D. Parvaz’ın İran’daki kimliğini belirtmek istemeyen bazı protestocularla yaptığı röportajlara göre, İran’daki herkes bir rejim değişikliği istemiyor.
Röportaj veren protestoculardan olan aktivist M, halk üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması, gevşetilmesinin halk tarafından çok olumlu karşılanacağını belirtiyor. M, bu durumu “Kadınlara daha fazla özgürlük kazandığımız, daha fazla münferit özgürlük kazandığımız bir noktaya gelirsek bu harika olur. Bilirsiniz, sadece bir devrim şu andaki tek önemli şey değil” sözleriyle ifade ediyor.
ÜNİVERSİTELERDE NE OLUYOR
İran’da herkes gibi üniversite öğrencileri de protestolara dâhil oldu.
The Guardian’ın 6 Kasım tarihli haberine göre, İran’ın Kürdistan eyaletinde Nasrin Ghadiri adlı bir öğrencinin polis tarafından dövülerek öldürülmesi bölgede yeni bir protesto dalgasının oluşmasına yol açtı.
BBC’den David Gritten’ın haberine göre de üniversitelerde öğrenciler tarafından oturma eylemleri düzenlendi. Şerif Teknoloji Üniversitesi, Amir Kabir Teknoloji Üniversitesi gibi ülkenin en prestijli okullarında da vuku bulan eylemler İran’ın dört bir yanına sıçramış durumda.
İRAN’DA 15 BİN KİŞİNİN İDAMA MAHKUM EDİLDİĞİ İDDİASI
Geçtiğimiz haftalarda İran Meclisinin ezici bir çoğunlukla gözaltındaki 15 bin kişinin idamını onayladığı iddiaları ortaya atılmıştı.
Teyit.org’dan Seda Karabatanoğlu’nun bu konuda yaptığı araştırma, gerçekleri ortaya çıkardı.
Karabatanoğlu’nun yazdığına göre, bu iddianın doğru olması mümkün değil çünkü idam cezaları mecliste verilmiyor veya onaylanmıyor. Bunun yanı sıra 290 milletvekilinin 227’sinin imza attığı belge “protestocuların en ağır şekilde cezalandırılması”nı öngören bir belge.
Aktarılana göre, bu belgede “idam” kelimesi veya cezalandırılması önerilen protestocuların sayısı yer almıyor.
Basında geniş yer alan bu haberin yanlış bir yorumlamadan kaynaklanmış olması veya İran’a olan tepkileri artırmak için yayımlanmış olması muhtemel.