Afganistan dünyanın dört bir yanına terör ihraç edebilir mi?

Kabil Havalimanı’nda gerçekleştirilen terör saldırılarını IŞİD’in üstlenmesi üzerine akıllarda yeni soru işaretleri oluştu. IŞİD, Afganistan’da ve bölgede yeniden doğmaya mı çalışıyor? Taliban sonrası Afganistan terörün yuvası haline mi dönüşecek? IŞİD-K hakkında bilinmeyenler ne?

Geçtiğimiz günlerde ABD Büyükelçiliği, Kabil Havalimanı’nın çevresinde bulunan tüm ABD vatandaşlarına uzaklaşma uyarısında bulundu. Bunun ardından birçok Avrupa ülkesi de havalimanından tahliye faaliyetlerini durdurma kararı aldı. Daha sonrasında ise Kabil Havalimanı’nda birden fazla bomba patlarken, saldırılar sonrası onlarca Afgan hayatını kaybetti. Kabil Havalimanı’ndaki saldırıları, Afganistan’da faaliyetlerine devam eden terör örgütü IŞİD-Horasan üstlendi.

ABD’nin Afganistan’dan hızlı bir şekilde çekilmesi ve Taliban’ın tüm ülkede hakimiyeti ele geçirmesi ile birlikte en çok endişe edilen konulardan biri, uzun yıllardır bu ülkede faaliyetlerini sürdüren uluslararası terör örgütlerinin daha rahat bir yaşam alanı bulma ihtimali oldu.

Ülkede özellikle El Kaide ve IŞİD gibi terör örgütleri, uzun yıllardır faaliyetlerine devam ediyor. Taliban’ın önümüzdeki dönemde bu örgütlere karşı nasıl bir yaklaşım sergileyeceği, ne gibi tedbirler alacağı ve hareket alanı tanıyıp tanımayacağı bilinmiyor.

BM Güvenlik Konseyi’nin Afganistan hakkında hazırladığı bazı raporlar, ülkedeki terör gerçeğini gözler önüne seriyor. Bu raporlarda, neredeyse tüm dünya tarafından en tehlikeli terör örgütü olarak tanınan El Kaide’nin lider kadrosundan önemli bir kısmın, Afganistan ile Pakistan arasındaki sınır bölgesinde bulundukları belirtiliyor.

BM raporlarına göre, El Kaide militanları ve Taliban ile birlikte hareket eden yabancı unsurlar, Afganistan’ın çeşitli bölgelerinde faaliyetlerini sürdürüyor. Taliban ile El Kaide arasındaki iletişimin, “Hakkani Grubu” üzerinden gerçekleştiği ifade ediliyor. Taliban’ın alt kollarından biri olan Hakkani Grubu, ideolojik olarak El Kaide’ye yakın bir yerde bulunuyor ve iki taraf arasında bağlantıyı sağlıyor.

Ayrıca söz konusu raporlarda, Talban’ın özellikle son dönemde El Kaide üzerindeki denetimini artırmaya çalıştığına dikkat çekiliyor. El Kaide hakkında bilgi toplayan, birtakım kayıtlar alan ve hareketlerini sınırlandırmaya çalışan Taliban; ülkenin tek hakimi olmayı istiyor.

Ancak Taliban’ın ilerleyen dönemlerde El Kaide’yi ne derece denetim altında tutabileceği bilinmiyor. El Kaide’den kaynaklanabilecek herhangi bir uluslararası tehdit, Taliban’ın Afganistan’daki işini oldukça zorlaştırabilir.

Tüm bunlarla birlikte; El Kaide’nin ilerleyen dönemde sabırla hareket edeceği ve kısa zamanda Taliban’ın işini zorlaştıracak faaliyetlerden kaçınacağı öngörülüyor. Geçtiğimiz sene Taliban ile ABD arasında yapılan anlaşmanın ardından, El Kaide’nin, Taliban’ı zora sokmamak için ülkedeki faaliyetlerini azalttığı gözlemleniyor.

IŞİD AFGANİSTAN İÇİN EN BÜYÜK TEHDİT

Afganistan’da Taliban sonrası en büyük tehdidi IŞİD oluşturuyor. Ülkenin çeşitli bölgelerinde özerk bir şekilde hareket eden IŞİD, küçük gruplar şeklinde etkili olmaya çalışıyor. Terör örgütünün Afganistan kolu olan IŞİD-Horasan, 2018 yılından bu yana gücünü yitirmekte olsa da; sahada aktif bir şekilde hareket etmeye devam ediyor. Özellikle örgütün inşa ettiği hücreler, terör faaliyetlerinin gerçekleşmesi sürecinde önemli bir rol oynuyor.

IŞİD-Horasan, Taliban ile Afganistan arasında geçtiğimiz sene yapılan anlaşmayı reddeden tek güç olarak konumlanıyor. Bu durum, kendi militanlarının IŞİD saflarına geçmesi ihtimali nedeniyle Taliban’ın endişelerini artıyor.

Afganistan’daki bir diğer sorun ise dış ülkelerden gelen yabancı savaşçıların ülkede oluşturduğu tehdit. Orta Asya, Kuzey Kafkasya ve Sincan bölgelerinden gelen yabancı savaşçılar; Afganistan’ın geleceğini tehdit ediyor. Ancak BM raporlarında, Taliban’ın söz konusu yabancı savaşçılara iyi davrandığı ve koruması altında tuttuğu ifade ediliyor. Ayrıca ülkedeki yabancı savaşçıların sayısının 8 ila 10 bin aralığında olduğu tahmin ediliyor.

İDLİB’DEN AFGANİSTAN’A EL KAİDE MİLİTANLARI GELEBİLİR

22 Temmuz 2021 tarihinde yayımlanan BM raporu, Afganistan’daki süreç hakkında farklı bir tehlikeye dikkat çekiyor. Bu rapora göre, Suriye’de yıllardır faaliyetlerde bulunan El Kaide ve El Kaide bağlantılı savaşçıların, Afganistan’a geri dönebileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Taliban sonrası Afganistan’da daha rahat yaşam alanı bulacağını düşünen savaşçıların, ilerleyen dönemde Afganistan’a geçmesi söz konusu olabilir. Özellikle Suriye’nin İdlib kentindeki El Kaide bağlantılı savaşçıların sayısının, on binli rakamların üzerinde olduğu biliniyor. Ayrıca El Kaide lideri Ayman el Zawahiri, her ne kadar sağlık durumu iyi olmasa da; Afganistan’da bulunmaya devam ediyor.

BM raporlarında, IŞİD’in Afganistan’da bölgesel yapılarını güçlendirdiğine dikkat çekiliyor. Kabil ve çevresinde varlığını güçlendiren IŞİD-Horasan, Taliban saflarında savaşan militanları kendi safına çekmeye çalışıyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, IŞİD’in Afganistan’daki militan sayısının 10 bine ulaşabileceğini söylerken, Afganistan’ın yeni dönemde küresel terör için bir sıçrama tahtasına dönüşebileceğini belirtiyor.

IŞİD-HORASAN HANGİ FAALİYETLERDE BULUNMUŞTU?

2013 yılında El Kaide’nin Irak kolundan ayrılarak oluşan Irak Şam İslam Devleti’nin Pakistan-Afganistan bölgesindeki kolu olan IŞİD-Horasan; çoğunlukla Afganistan’ın doğusunda yer alan Şii nüfusu hedef alan saldırılarda bulundu.

İran sınırına yakın bölgelerde etkili olan IŞİD-Horasan, ülkenin kuzeyinde ve güneyinde Taliban ile çatışmaların içerisinde girdi. İki örgüt Ocak 2015’de birbirlerine karşı savaş ilan ederken; özellikle Nargarhar bölgesinde kanlı çatışmalar yaşandı.

IŞİD-Horasan örgütü, Taliban ile işbirliği yapan aşiretlere yönelik katliamlar gerçekleştirirken; Taliban’ın üst düzey yöneticilerine ise suikastlar düzenledi. Örgüt; Nanganhar, Farah, Helmand ve Zabul gibi eyaletlerde etkili oldu.

IŞİD-Horasan, geçtiğimiz yıllarda özellikle kız çocuklarının gittiği okulları, kadın doğum merkezleri de dahil olmak üzere kadınların tedavi gördüğü hastaneleri hedef aldı. Bu saldırılarda hamile kadınlar ve onlarla ilgilenen onlarca hemşire hayatını kaybetti.