İsrail ve Hamas arasında çatışmalar şiddetleniyor: İran ve Lübnan'dan kritik mesajlar geliyor
İsrail ve Hamas güçleri arasındaki çatışmalar günden güne daha da şiddetleniyor. Uluslararası kurtarma ekipleri, İsrail tarafından Gazze’ye düzenlenen hava saldırılarında birçok binanın yıkıldığını ve 1000’den fazla Filistinli’nin kaybolduğunu belirtiyor. Tahran hükümeti, İsrail saldırılarının bölgeye yayılması durumunda geniş kapsamlı sonuçlar doğurabileceğini açıkladı.
İran, İsrail tarafından Gazze’ye düzenlenen herhangi bir kara saldırısının sınır ötesine taşması durumunda sert bir şekilde karşılık verileceği konusunda uyardı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir-Abdullahiyan, hafta sonu gazetecilere yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi'nde çocukları öldüren İsrail saldırılarını bir an önce durdurmayı amaçlayan önlemler bir çıkmazla sonuçlanırsa, diğer birçok cephenin açılması kuvvetle muhtemeldir. Bu seçeneği göz ardı etmiyoruz ve giderek daha da olası hale geliyor” dedi.
Abdullahiyan, “Siyonist varlık (İsrail) Gazze'ye girmeye karar verirse, direniş liderleri onu işgal askerlerinin mezarlığına dönüştürecek” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler, İsrail tarafından düzenlenen saldırıların ardından Gazze nüfusunun yarısına tekabül eden yaklaşık 1 milyon insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını açıkladı.
Yetkililer tarafından yapılan açıklamada ise İsrail tarafından 289’u asker ve birçok yabancı uyruklu kişi de dahil olmak üzere yaklaşık 1.400 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Tahran, geçtiğimiz hafta kendilerine yöneltilen İsrail’e yönelik Hamas saldırılarına doğrudan destek verdiği iddialarını sert bir şekilde reddetti.
Hamas grubu tarafından yapılan açıklamada, İran Dışişleri Bakanı Amir Abdullahiyan’ın Cumartesi günü Hamas lideri İsmail Haniyeh ile Katar’da bir görüşme gerçekleştirdiği ve Gazze konusunda iş birliği yürütecekleri kaydedildi.
Aynı gün İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, tüm İslam uluslarınının ve Müslüman halkların Filistinlilerin yardımına gelmeye yükümlü olduğunu söyledi.
Amir Abdollahiyan, İsrail’in Halep ve Şam’da bulunan havalimanlarına saldırı düzenlemesinin ardından Suriye’ye giderek Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir görüşme gerçekleştirdi. Abdollahiyan, Esad ile görüşmesinin ardından Irak ve Lübnan’a da bir ziyaret düzenledi.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile İsrail-Hamas savaşı hakkında bir görüşme gerçekleştirdi. Bu aynı zamanda iki devlet arasında diplomatik ilişkilerin normalleşmesinin ardından yapılan ilk telefon görüşmesi olarak kayıtlara geçti. Suudi Arabistan, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırıların ardından İsrail ile olan normalleşme müzakerelerini askıya aldığını açıkladı.
İran Birleşmiş Milletler Temsilciliği, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırıların olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirttiği paylaşımda, “İsrail apartheid rejiminin savaş suçları ve soykırımı derhal durdurulmazsa, durum kontrolden çıkabilir ve geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir; bunun sorumluluğu da BM'ye, Güvenlik Konseyi'ne ve Konseyi çıkmaza sürükleyen devletlere aittir” ifadeleri kullanıldı.
İran Birleşmiş Milletler Temsilciliği’nin mesajı, Amerikan medyasının Tahran'ın BM aracılığıyla Tel Aviv'e bir mesaj göndererek Hamas kontrolünde bulunan Gazze Şeridi'ne kara harekatı başlatması halinde karşılık vermek zorunda kalacağı konusunda uyarmasının hemen ardından geldi.
Amerika Birleşik Devletleri, İran’ın savaşa dahil olmaması, çatışmaların Lübnan’a sıçramaması ve özellikle bölgesel bir savaşa yol açmaması amacıyla iki devlet ile diplomatik görüşmelerini sürdürüyor.
Birleşmiş Milletler Orta Doğu barış elçisi Tor Wennesland, hafta sonu Beyrut'ta İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahiyan ile bir araya geldi. BM sözcüsü Stephane Dujarric, Wennesland'ın bütün toplantılarının rehinelerin serbest bırakılması, insani hakların güvence altına alınması ve çatışmanın daha geniş bir bölgeye yayılmasının önlenmesine yönelik diplomatik çabaları görüşmek üzere yapıldığını belirtti.
Savaşın daha geniş bir coğrafyaya yayılması durumunda İran’ın somut adımlar atacağı ve savaşta Filistin’e açıktan destek vereceği öngörülüyor.
ABD’DEN İRAN PETROL FONU ANLAŞMASINA İNCELEME
ABD, İran’ın Hamas’a silah ve teçhizat sağladığı iddiaları üzerine anlaşmanın incelenmesi için baskı altında olduğunu vurguladı.
Bu eleştirilerin ardından Beyaz Saray tarafından açıklamada, İran’ın Hamas tarafından yapılan saldırılarda doğrudan bir bağlantısı olduğuna dair herhangi bir kanıt olmadığı vurgulandı.
İran Birleşmiş Milletler Misyonu, ABD’nin hiçbir şekilde anlaşmadan geri dönemeyeceğini savundu.
Güney Kore'de tutulan 6 milyar dolarlık İran petrol fonu, beş ABD-İran vatandaşının esaretten kurtulduğu bir anlaşmanın parçası olarak Eylül ayında imzalandı.
Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby, anlaşma ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, fonların dondurulduğuna dair herhangi bir rapor olmadığını ve şimdilik böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Kirby, “Size söyleyebileceğim tek şey bu raporlara herhangi bir erişimin olmadığıdır. Ancak şunu da belirtmeliyim ki petrol fonunun her kuruşunu çok yakından takip ediyoruz” şeklinde konuştu.
HİZBULLAH SAVAŞA DAHİL OLABİLİR Mİ?
Filistinli örgüt Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı operasyonların ardından Lübnan tarafı olaylara endişeli yaklaşıyor.
İran destekli Hizbullah örgütünden yapılan açıklamalara göre, İsrail tarafından düzenlenen saldırılarda Lübnanlı Şii grup Hizbullah’ın üç üyesi öldürüldü. Güney Lübnan’da ise bir İsrailli komutan yardımcısı ve iki Filistinli öldürüldü.
Bu olayların ardından Hizbullah, bir İsrail askeri aracına güdümlü füze gönderdi. İsrail ise Hizbullah grubuna ait bir gözlemevi karakolunu vurarak karşılık verdi.
Çatışmaların şiddetlenmesi, yüzlerce Lübnan vatandaşının Beyrut’un güney banliyölerine kaçmaya zorladı.
İsrail ordusu daha sonra savaş uçakları ve topçuları ile Hizbullah mevzilerini hedef alan saldırılar düzenlediğini duyurdu ve Lübnan sınırının dört kilometre içindeki bir bölgeyi sivillerin erişimine kapattığını açıkladı.
Çatışmaların şiddetlenmesi, Hizbullah'ın savaşa girmesiyle yeni bir cephenin açılabileceği ve bunun da Lübnan'ı savaşa sürükleyebileceği endişelerine yol açıyor.
Uluslararası Kriz Grubu (ICG) uzmanı Heiko Wimmen, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Hizbullah Shtula'ya saldırdı ve bir kişiyi öldürdü. Burası işgal altındaki Şeba Çiftliklerinin dışında, İsrail'in içinde. Yani, tırmanma merdiveninde bir basamak yukarı. Küçük bir basamak ama bu tür ayrıntılar çok önemli” ifadelerini kullandı.
Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Çoğu kişi ülkenin İsrail ile olan başka bir savaştan kurtulamama ihtimalini düşünüyor.
2006 yılında Hizbullah, İsrail ile esir takası anlaşması yapmak amacıyla iki İsrail askerini ele geçirdi ancak İsrail, Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah'ın evini bombalayarak 34 günlük bir savaşa yol açtı.
Bu savaşın ardından Lübnan'ın altyapısı tahrip olmuş ve birkaç Körfez ülkesi Lübnan’a onarım için büyük miktarlarda para bağışlamıştı. Suudi Arabistan 500 milyon dolarlık bir yardım paketi sözü verdi ve Lübnan'ın merkez bankasına 1 milyar dolar yatırdı.
Günümüzde ise aynı Körfez ülkeleri Lübnan'a verdikleri desteğin çoğunu geri çekerken, Hizbullah'ın İran'la olan bağlarına oldukça tepki gösterdiler. Lübnanlı vatandaşlar savaşa girmeleri durumunda bir daha bu düzeyde destek alamamaktan endişe duyuyor.
İsrail’in Gazze şeridini aşıp Lübnan’a operasyon gerçekleştirmesi durumunda Hizbullah’ın karşılık vereceği ve özellikle İran’ın da somut bir biçimde savaşa dahil olacağı öngörülüyor.
Çin’in “acil ateşkes” çağrısına cevap verilmemesi durumunda ise Pekin’in Filistin yanlısı bir politika izleyeceği uluslararası arenada net bir biçimde görülüyor.