İsrail-Filistin çatışması Abraham Anlaşmalarını sonlandırır mı?

Abraham Anlaşması'yla birlikte İsrail ile Körfez ülkeleri arasında normalleşme başlarken, Filistin’de yaşanan olaylar sonrası Körfez ülkelerinden İsrail’e tepki geldi. Peki, Filistin’de yaşanan olaylar Körfez-İsrail ilişkilerine nasıl yansıyacak? İsrail ile açılan yeni sayfa Filistin olayları sonrası kapanacak mı? İsrail ile normalleşen ülkeler Gazze’deki olaylara ne tepki verdi?

İsrail’in kurulduğu 1947 yılından itibaren Orta Doğu bölgesi kanlı savaşlara, iç çatışmalara, etnik ve dini ayrımcılıklara şahit oldu. İsrail’in Filistin topraklarını işgali ile başlayan süreç, daha sonrasında Mısır’ın Sina Yarımadası ve Suriye’nin Golan Tepeleri işgali ile devam etti. ABD ile İngiltere tarafından desteklenen İsrail, dünyanın her tarafından Yahudileri Filistin'e getirerek bölgede hakim güç olmaya çalıştı.

İsrail’i devlet olarak tanımayan Arap ülkeleri, birçok kez İsrail’e karşı savaş açtı. Özellikle Suriye, Ürdün, Mısır ve Filistin gibi ülkeler, İsrail’e karşı savaşta ön plana çıktı. İsrail’in bölgedeki işgalci politikası ve zulmü milyonlarca Filistinli'nin göç ederek farklı ülkelere gitmelerine sebep oldu.

Arap ülkeler ile İsrail arasında yaşanan savaşların birçoğu İsrail lehine sonuçlandı. 1948, 1967, 1973 yıllarında yaşanan savaşlardan galip çıkan İsrail, bölgedeki işgalci politikalarını artırmaya başladı. Bu süreç içerisinde İsrail’e en çok desteği veren ülkeler ise ABD ve İngiltere’nin yanı sıra diğer Avrupa ülkeleri oldu.

TRUMP İLE BİRLİKTE NORMALLEŞME SÜRECİ

Tarihleri boyunca kavgalı olan ve aralarında diplomatik ilişki bulunmayan İsrail ile Körfez ülkeleri, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda normalleşme adımları attı. İsrail ile çok iyi ilişkiler kuran Trump, Körfez ülkelerine gerçekleştirdiği silah satışları ile bölgedeki etkinliğini artırdı. ABD’nin Körfez ülkeleri ile uzun yıllar süren stratejik ortaklığı ve İsrail üzerindeki koruyucu etkisi, taraflar arasında arabuluculuk yapmasında önemli rol oynadı.

Trump’ın Yahudi kökenli damadı ve danışmanı Jared Kushner, Orta Doğu’ya birçok ziyaret gerçekleştirerek taraflar arasında barış anlaşması imzalanmasının yollarını aradı. Trump’ın kurduğu iyi ilişkiler ve Kushner’ın çalışmaları sonucunda İsrail ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkiler normalleşmeye başladı.

2020 yılının Eylül ayında imzalanan Abraham Anlaşması, ABD’nin arabuluculuğunda Washington’da imzalandı. Bu anlaşma ile birlikte İsrail-BAE ve İsrail-Bahreyn ilişkileri normalleşme sürecine girdi. Daha önce Mısır ve Ürdün ile ilişkilerini normalleştiren İsrail, BAE ve Bahreyn ile Abraham Anlaşmalarını imzalayarak Arap ülkeleri yeni bir döneme girmiş oldu.

Bahreyn ve BAE’nin ardından İsrail ile ilişkilerini normalleştiren bir diğer Arap ülkesi Sudan oldu. Son olarak Fas, İsrail ile ilişkilerinin en yakın zamanda normale döneceğini duyurdu. Tüm bu anlaşmalar meydana gelirken, yakın zamanda Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerin de İsrail ile normalleşeceği iddiaları gündeme gelirken, İsrail ile Suudi Arabistan arasında birtakım gizli görüşmeler gerçekleştiği haberleri basına yansıdı.

KÖRFEZ ÜLKELERİ FİLİSTİN OLAYLARINDAN RAHATSIZ

Son dönemde İsrail ile Filistin arasında tırmanan gerilimden en çok rahatsız olan ülkelerin başında, İsrail ile ilişkilerinde yeni sayfa açan Körfez ülkeleri geliyor. BAE’nin İsrail ile normalleştiği ve Suudi Arabistan’ın da yakın zamanda normalleşeceği yönünde söylentilerin olduğu bir dönemde, İsrail-Filistin gerginliği en çok bu iki ülkeyi rahatsız etmiş durumda.

Ramazan ayının girmesi ile başlayan olaylar, Ramazan Bayramı’nda çatışmalara dönüştü. İsrail’in Mescid-i Aksa’daki Filistinlilere yönelik sert müdahalesi ve saldırıları Körfez ülkeleri tarafından kınandı. Yaşanan son gelişmeler ile birlikte, taraflar arasındaki normalleşme sürecinin yavaşlaması ve bazı ülkelerde tamamen sona ermesi gündeme geldi.

Geçtiğimiz seneden itibaren İsrail ile ilişkilerini normalleştirme adımları atan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Sudan ve Fas gibi ülkeler, Filistin’de yaşananlardan sonra İsrail’e yönelik yeniden eleştirilerde bulundu.

Birtakım siyasi uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmelerde, Körfez ve Arap ülkelerinin İsrail’e yönelik eleştirileri "kamuoyunu yatıştırmaya yönelik girişimler" şeklinde yorumlandı. İsrail’in Arap ülkeleri ile yaptığı anlaşmalarda, Filistin ile ilgili herhangi bir maddenin olmadığı ve askeri konulara hiç değinilmediği biliniyor. Abraham Anlaşmaları, Filistinli liderler ve gruplar tarafından bir ihanet olarak nitelendirilmişti.

İsrail’in, Gazze’ye ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarının ardından Bahreyn’de halk protesto için sokaklara dökülürken, BAE ise sosyal medya aracılığıyla İsrail’e sert bir tepki gösterdi. Uzun zamandır İsrail ile ilişkilerini geliştirmeyi isteyen BAE, Filistin olaylarının başlaması ile birlikte zor durumda kaldı. BAE’nin İsrail karşısında alacağı tutum ve yürüteceği politika, taraflar arasındaki ilişkilerin geleceğini belirleyecek. BAE bir taraftan kamuoyunu yatıştırma çabaları içerisine girerken, bir taraftan ise İsrail ve dolayısıyla ABD ile ilişkilerini geliştirmeye devam etmek istiyor.

İsrail’in Abraham Anlaşmaları ile birlikte komşu devletleri ile ilişkilerini geliştirmeye çalıştığı biliniyor. Bölgede güvenliğini temin etmek isteyen Netanyahu, Abraham Anlaşmaları ile birlikte Filistin meselesinin zamanla unutulacağını planlıyordu. Ancak yaşanan son gelişmeler, İsrail’in Abraham Anlaşmaları ile tam olarak amacına ulaşamadığını gösteriyor. Tüm bunlarla birlikte; Filistin’de yaşanan olaylar nedeniyle BAE-İsrail ve Bahreyn-İsrail normalleşme sürecinin tamamen sonlanması beklenmiyor.

SUUDİ ARABİSTAN İSRAİL’İ KINADI

Geçen sene Abraham Anlaşmalarının imzalanmasından sonra en çok konuşulan ülkelerden biri Suudi Arabistan olmuştu. Bölgede petrol rezervleri sebebiyle ekonomik olarak güçlü konumda bulunan Suudi Arabistan, İsrail’in normalleşme anlaşması imzalayacağı bir sonraki ülke olarak gösteriliyordu. Suudi Arabistan, Filistin meselesi tam çözüme kavuşmadan İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye olumlu bakmadığını belirtmişti.

Gazze ve Mescid-i Aksa’daki Filistinlilere yönelik saldırıların ardından Suudi Arabistan da İsrail’i kınayan ülkeler arasında yer aldı. İslam İşbirliği Teşkilatı Örgütü’nün online olarak düzenlenen toplantısında açıklamalarda bulunan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Abdullah El Suud, İsrail’in Filistin’e karşı aleni şekilde ihlallerde bulunduğunu söyledi. İsrail’in operasyonlarını kınayan Prens Faysal, iki devletli çözüm için barış görüşmelerine geri dönülmesi çağrısında bulundu.

Yakın bir dönemde İsrail ile normalleşme anlaşması imzalaması beklenen Suudi Arabistan, son zamanlarda İran ile de karşılıklı adımlar atmış durumda. Filistin’de olayların yeniden patlak vermesi ve İran istihbaratı ile son dönemde gerçekleşen gizli görüşmeler, Suudi Arabistan’ı İran ile İsrail arasında bir tercih yapmaya zorlayabilir. Son yıllarda açık bir şekilde olmasa da dolaylı yollardan İsrail ile gizli ilişkilerini sürdüren Suudi Arabistan, Filistin meselelerinin ardından bölgede yeni bir pozisyon alabilir.

Joe Biden’ın Yemen’e karşı savaşta Suudi Arabistan’a verdiği desteği kesmesi, Cemal Kaşıkçı davasında suçlamalar yöneltmesi, İran ile nükleer anlaşmaya geri dönme çabası Suudi Arabistan’ı bölgede yeni girişimlere yöneltebilir.

Öte yandan, İsrail ile normalleşme adımları atan diğer ülkelerden Sudan ve Fas’tan da İsrail’e yönelik kınama geldi. İki ülke de İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını kınayarak, İsrail’e saldırıları durdurma çağrısı yaptı. Yayınlanan kınama mesajlarına rağmen, söz konusu ülkelerin İsrail ile ilişkilerini yeniden kesmesi beklenmiyor.