Bennnett sonrası İsrail-Körfez ilişkileri

İsrail’de geçtiğimiz aylarda göreve yeni gelen iktidar, Körfez ülkeleriyle normalleşme politikasını sürdürüyor. Peki, İsrail-Körfez ilişkilerinde son durum ne? İsrail, Körfez ile ilişkilerini normalleştirerek Filistin meselesini unutturmaya mı çalışıyor? İsrail’in ilişkilerini normalleştireceği yeni Körfez ülkesi hangisi olacak?

Donald Trump döneminde ABD, İsrail ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerini yeniden ele aldı. Trump döneminde İsrail-ABD ilişkileri tarihinin en iyi dönemlerinden birini yaşarken, ABD-Körfez ilişkileri ise her alanda gelişti.

ABD, Donald Trump döneminde Körfez ülkeleri ile büyük ölçekli askeri, ekonomik ve ticari anlaşmalar imzaladı. Yemen savaşında, Suriye krizinde ve Bahyren’de meydana gelen karışıklıklarda ABD, İran karşısında Körfez ülkelerinin yanında yer aldı. Yemen savaşında Körfez ülkelerine en çok askeri destek veren ülkelerden biri ABD oldu. Suriye’de de ABD ile Körfez ülkeleri, İran destekli Esad’ın devrilmesi için ortak hareket etti.

Donald Trump döneminde ABD-İsrail ilişkileri de tarihi bir dönem yaşadı. Donald Trump, ABD’nin Tel Aviv’deki Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı aldı. Trump’ın başkent olarak Kudüs’ü tanıması, İsrail hükümeti tarafından memnuniyetle karşılandı. İran ile yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak ayrılan Trump, attığı bu adımla İsrailli yetkilileri sevindirdi.

Bir taraftan Körfez ülkeleri ile müttefiklik ilişkilerini güçlendiren ve bir taraftan da İran karşısında İsrail’e sınırsız destek veren Trump, daha sonrasında ise İsrail-Körfez ilişkilerinin normalleşmesi için önemli adımlar attı. Trump’ın arabuluculuğunda İsrail ile Körfez ülkeleri arasında karşılıklı temaslar başladı. Atmış olduğu adımlar ile Trump’ın; İsrail’in güvenliğini garanti altına almak istediği, İran karşıtı cepheyi güçlendirmeye çalıştığı ve Orta Doğu’da yeni bir strateji izlediği görüldü.

Donald Trump’ın arabuluculuğunda atılan adımlar, 2020 yılının Eylül ayında imzalanan Abraham Anlaşmaları ile somutlaştı. Bu anlaşma ile İsrail, BAE ve Bahreyn ile ilişkilerinde normalleşmeye gitti. BAE ve Bahreyn; İsrail’in Mısır ve Ürdün’den sonra ilişkilerinde normalleşmeye gittiği ilk Arap ülkeleri oldu.

BIDEN SONRASI DEĞİŞEN DENGELER

20 Ocak’ta Joe Biden’ın ABD Başkanı olması ile birlikte Orta Doğu’da dengeler değişti. Biden, göreve geldikten sonra Körfez ve İsrail politikalarında değişikliğe gitti. Biden, Yemen savaşında Körfez ülkelerine verdiği askeri desteği kesme kararı aldı. Ayrıca Biden döneminde, ABD ile İran arasındaki nükleer müzakereler yeniden başladı.

Biden’ın attığı adımlar, ABD’nin, Körfez ülkeleri ve İsrail ile ilişkilerinin bozulmasına neden oldu. İsrail, ABD’nin İran ile nükleer müzakerelere yeniden başlamasına sert tepki gösterdi. İsrail’in, İran’da ve Basra Körfezi’nde birtakım eylemlere imza atarak nükleer müzakere sürecini sabote etmeye çalıştığı gözlemlendi.

Biden, göreve gelir gelmez ABD olarak hedeflerinin Rusya ve Çin ile rekabete yoğunlaşmak olduğunu açıkladı. Bu doğrultuda Biden, ABD’nin AB ve NATO ile ilişkilerini yeniden ele aldı. Özellikle bu kurumları Rusya ve Çin karşısında konumlandırmak için bazı çalışmalarda bulundu. Biden, Orta Doğu’da Afganistan ve Irak gibi ülkelerden çekilme kararı aldı. Ayrıca Trump döneminde oldukça önem verilen ABD-Körfez ilişkileri, Biden döneminde eski canlılığını kaybetti. Geçtiğimiz aylarda yaşanan İsrail-Filistin gerginliğinde de ABD, tam anlamıyla İsrail’den yana taraf olamadı.

Biden ile bölgede tüm dengelerin değişmesi İsrail-Körfez ilişkilerinin geleceği konusunda birtakım soru işaretlerini beraberinde getirdi. İsrail’de geçtiğimiz aylarda hükümetin değişmesi sonrası Netanyahu döneminde atılan normalleşme adımlarının devam edip etmeyeceği de merak konusu oldu.

İSRAİL-KÖRFEZ İLİŞKİLERİNDE SON DURUM

Geçtiğimiz sene Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn ile imzaladığı Abraham Anlaşması sonrasında ilişkilerini normalleştiren İsrail, aynı politikayı sürdürmekte kararlı gözüküyor. 12 yıllık Netanyahu döneminin sona erdiği ülkede, iktidara gelen Naftali Bennnett, Körfez ile ilişkilerin gelişmesinden yana. Bu kapsamda, geçtiğimiz günlerde Bahreyn’in başkenti Manama’da İsrail Büyükelçiliği açıldı ve tarihte bir ilk gerçekleşti. İsrail ile BAE arasında siyasi temaslar devam ederken, özellikle yapılan ekonomik anlaşmalar dikkat çekiyor.

Bennnett hükümeti, BAE ve Bahreyn gibi ülkelere ekonomik olarak önemli yatırımlarda bulunuyor. Ayrıca İsrail’in Suudi Arabistan, Umman, Katar ve Kuveyt gibi diğer Körfez ülkeleriyle de ilişkilerini normalleştirmek istediği biliniyor.

İsrail’in Körfez ile ilişkilerini normalleştirmek istemesinde en önemli faktörlerden biri de İran. Hasan Ruhani’nin son döneminde başlayan ve İbrahim Reisi ile devam eden İran’ın Körfez’le ilişkilerini normalleştirme politikası, İsrail tarafından yakından takip ediliyor. İsrail, Körfez ülkeleri ile ilişkiler kurarak hem kendi güvenliğini garanti altına almak, hem de İran karşısında bölgede güçlü bir ittifak kurmak istiyor. Kendi güvenliği için en büyük tehdit olarak İran’ı gören İsrail, Tahran hükümetinin askeri ve siyasi olarak Körfez’de nüfuzunu güçlendirmesinden endişe duyuyor.

Ayrıca İsrail, Körfez ile güçlü ilişkiler kurarak, Filistin meselesinin dünyada daha az konuşulmasını ve arka planda kalmasını amaçlıyor. Körfez ülkelerinin Filistin meselesinde çok katı olmasa da İsrail karşısında konumlandığı ve İsrail karşıtı söylemlerde bulunduğu biliniyor. İsrail; Bahreyn ve BAE’den sonra Suudi Arabistan ve Katar ile de normalleşerek, Filistin’e yönelik düzenlediği saldırılara gelen tepkileri azaltmaya çalışıyor. İsrail’in, Filistin meselesini tamamen unutturmak için de Körfez ülkeleri ve Arap dünyası üzerinde yeni bir strateji izlediğini söyleyebiliriz.