İsrail’in Orta Doğu stratejisinde Lübnan’ın rolü ne?
İsrail, Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından Lübnan’ı da vurmaya başladı. İsrail Başbakanı Naftali Bennett, aylar öncesinden çatışma sinyali vermişti. Peki, İsrail’in Filistin ve Lübnan’a yönelik saldırıları ne anlama geliyor? İsrail, Orta Doğu’da İran karşısında hangi adımları atıyor?
Hüseyin Can Topkaya
İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Ocak 2022’de, Lübnan veya Gazze ile askeri bir çatışmaya girebileceklerini söylemişti. Parlamentonun Güvenlik ve Dışişleri Komisyonu oturumunda konuşan Bennett, Filistin ile siyasi konularda bir ilerleme kaydetme planlarının olmadığını açıklamıştı. Bennett, “Lübnan veya Gazze ile askeri çatışmaya girebiliriz” şeklindeki açıklamasına herhangi bir gerekçe göstermemişti.
Geçtiğimiz haftalarda İsrail’in çeşitli yerlerinde silahlı saldırılar düzenlenmeye başladı. Beni Barak, Tel Aviv, Birusseba ve Hadera şehirlerinde gerçekleştirilen saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybederken; Başbakan Bennett, bir dizi yeni güvenlik önlemleri kararları aldıklarını açıkladı.
“İsrail vatandaşları, şu anda kanlı bir terör dalgası yaşıyoruz ve önceki tüm dalgalarda olduğu gibi birlikte galip geleceğiz” ifadelerini kullanan Bennett, vatandaşlarına silahlanma çağrısında bulundu.
Bennett, “İsrail ordusu, İç Güvenlik Servisi Şin-Bet ve İsrail polisi, saldırıda bulunmayı planlayanlara zamanında ulaşmak için istihbarat operasyonlarını önemli ölçüde artırmış durumda. Üniformalı ve silah taşıyanların ülke genelindeki varlığını da yoğunlaştırdık” şeklinde konuştu.
Bennett’in Lübnan ve Gazze ile çatışma ihtimalini dile getirmesinin ardından İsrail’in içinde yaşanan silahlı saldırılar dikkat çekti. İsrail içindeki karışıklık her geçen gün büyürken, geçtiğimiz günlerde fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa ve Gazze Şeridi’ne baskın düzenlemeye başladı. İsrail polisi, söz konusu baskınlarda fanatik Yahudiler ile birlikte hareket ederek, Filistinlilere yönelik sert müdahalede bulundu.
İsrail içerisindeki ve Gazze’deki olaylar devam ederken; İsrail ordusunun, topçu birliklerinin Lübnan’daki bazı hedefleri vurduğu bildirildi.
Konu hakkında açıklama yapan İsrail ordusu, “Topçu birlikleri, şu anda, Lübnan’daki hedefleri bombalıyor. İsrail topraklarına yönelik ateşlenen roketin atılmasına karşılık olarak o bölgeye ateş açılıyor” denildi. Açıklamada, topçu birliklerinin nereyi vurduğu hakkında bilgi verilmezken, Lübnan ordusundan da konu hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.
İsrail ordusu, daha önce yaptığı açıklamada, Lübnan topraklarından ülkenin kuzeyine bir roket atıldığının gözlendiğini ve roketin açık alana düştüğünü duyurmuştu.
Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre, Lübnan’daki Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen el-Ahbar gazetesi, roketin Sur kentinin güneyinden ateşlendiğini öne sürmüştü.
İSRAİL ile İRAN ARASINDA FİLİSTİN ve LÜBNAN MÜCADELESİ
İran ile İsrail, uzun yıllardır Orta Doğu’da rekabet içerisinde. İki ülke, özellikle Lübnan ve Filistin’de farklı politikalar izliyor. İran’ın İsrail’e karşı pozisyonunu güçlendiren en önemli etken, Lübnan Hizbullah’ının bölgedeki varlığı. Tahran hükümeti; Irak’tan başlayan, Suriye ile Lübnan’dan geçen ve ardından Filistin’e ulaşan koridoru İsrail’e karşı kullanmak istiyor.
İran’ın Orta Doğu politikalarında kilit bir rol oynayan Lübnan Hizbullah’ı; elinde bulundurduğu yüz binlerce füze ile İsrail’in tepkisini çekiyor. Tel Aviv hükümeti, Hizbullah’ın varlığını bir güvenlik tehdidi olarak görürken, İran etkisinde olmayan bir Lübnan inşa etmeye çalışıyor. Ancak Lübnan’da askeri ve siyasi açıdan güçlenen Hizbullah, İsrail’in bölgedeki faaliyetlerinin önünde büyük bir engel.
Irak’ta Haşdi Şabi, Suriye’de Esad hükümeti, Lübnan’da Hizbullah ve Yemen’de Husileri destekleyen İran; Filistin’de ise Hamas ile uzun yıllardır yakın ilişkilere sahip. İsrail’i kendi güvenliği için en büyük tehditlerden biri olarak gören Tahran; Hizbullah ve Hamas gibi İsrail karşıtı grupları destekleyerek bölgedeki nüfuzunu her geçen gün artırıyor.
İsrail ise İran destekli grupların Suriye’de kontrol ettikleri bölgelere sürekli silahlı saldırılar düzenliyor. Bu saldırılarda Devrim Muhafızları’nın üst düzey yetkililerinin hayatını kaybettiği oluyor. Ayrıca Tel Aviv hükümeti, IKBY bölgesinde nüfuzunu artırarak İran sınırına yakın bölgelerde güçlenmek istiyor. Bu durum, İran’ın bölgeye yönelik askeri saldırılarının yoğunlaşmasına neden oluyor.
Geçtiğimiz haftalarda İran’ın Erbil’e yönelik düzenlediği füze saldırıları, bölgedeki tansiyonun tırmanmasına neden oldu. İran Devrim Muhafızları, 12 füze ile gerçekleştirilen saldırıları üstlenirken, Mossad’ın faaliyetlerde bulunduğu binayı vurduklarını öne sürdü. Iraklı yetkililer İran’a yönelik çok sert açıklamalarda bulunurken, İsrail’den ise konu hakkında net bir açıklama gelmedi.
İsrail’in içinde yaşanan silahlı saldırı olaylarında da İran’ın bir etkisinin olabileceği öne sürüldü. Bu durum, Tel Aviv’in Tahran karşısındaki adımlarının hızlanmasına yol açtı.
Bazı kesimler, İsrail’in, Gazze ve Lübnan saldırılarıyla, İran’ın Erbil’e yönelik saldırılarına yanıt verdiğini belirtiyor. İç politikada zor günler geçiren Tel Aviv’in, ilerleyen günlerde Lübnan ve Gazze üzerindeki baskısını artırması bekleniyor. Erbil saldırılarının ardından Orta Doğu’daki pozisyonu zayıflayan, ülke içinde yaşanan silahlı saldırılar nedeniyle zorlu bir süreçten geçen İsrail’in, Lübnan ve Gazze saldırılarını artırarak pozisyonunu yeniden güçlendirmeye çalışması öngörülüyor.