Avrupa'da yükselen aşırı sağ trendine İsviçre de eklendi: Parlamentoda zafer İsviçre Halk Partisi'nin!
Batı Avrupa ülkelerinden İsviçre’de pazar günü parlamento seçimleri düzenlendi. Seçimlerin kazananı büyük oranda sağcı İsviçre Halk Partisi (SVP) olurken, seçimlerin kaybedeni ise Yeşiller Partisi oldu. Bu sonuçların ardından Avrupa’da yükselen aşırı sağ, İsviçre'de de kendini göstermiş oldu.
İsviçre’de seçmenler, 2023-2027 yılları arası yasama dönemi için yeni bir parlamento belirlediler. Temsilciler Meclisi’nde 200 sandalye seçilirken Senato’da ise 46 sandalyenin 44’ü seçildi.
Açıklanan sonuçlara göre, İsviçre Halk Partisi oyların yüzde 28,9’unu elde ederek 2019 seçimlerine kıyasla oylarını 3 puan artırmış oldu. Yeşiller Partisi ise 9,4 oy alarak bir önceki seçimlere göre yüzde 4 puan kaybetmiş oldu.
Ülkede seçimlere katılım oranı bir önceki seçimde yüzde 45 iken pazar günü düzenlenen seçimlerde bu oran yüzde 46,6’ya yükseldi.
Toplam 200 koltuğun bulunduğu Temsilciler Meclisi’nde 5.909 aday yarıştı ve bu sayı kayıtlara rekor olarak geçti. Bu adayların yüzde 41’i kadın olurken meclise seçilen kadın sayısı bir önceki seçime göre 7 kişi eksilerek 84’den 77’ye düştü.
PARTİLERİN MECLİSTEKİ DAĞILIMLARI
Parlamento seçimleri sonrasında açıklanan resmi sonuçlara göre, İsviçre Halk Partisi 9 sandalye, Sosyal Demokratlar 2 sandalye ve Merkez Parti 1 sandalye daha kazanarak milletvekili sayılarını artırdılar. Diğer yandan Radikal-Liberaller 1 sandalye, Yeşiller 5 sandalye ve Liberal Yeşiller 10 sandalye kaybederek milletvekili sayısında düşüş yaşadılar.
Merkez Parti ve Radikal-Liberaller seçim sonuçlarına göre 46 sandalyeli Senatoda kazanabilecekleri en fazla sandalyeyi kazandılar ancak bazı kantonlarda adaylardan hiçbiri mutlak çoğunluğu (oyların yüzde 50’sinden fazlasını) kazanamadığı için kasım ayında ikinci tur seçimleri düzenlenecek.
İkinci turda, salt çoğunluk kuralına bakılmadan en çok oyu alan adaylar seçimin galipleri olacak. Böylece 1959’dan beri yürürlükte olan ve İsviçre hükümetinde en büyük üç partinin ikişer, dördüncü partinin ise bir sandalyeye sahip olduğu “sihirli formül”e göre hangisinin yedinci sandalyeyi kazanacağı kesinleşecek.
İSVİÇRE SEÇİMLERİNDEN ÇIKARIMLAR
İsviçre’de seçimlerde propaganda olarak kullanılmak amacıyla birçok konu gündeme geldi. Bu konulardan çevre politikaları, iklim krizi, ekonomik meseleler ve dünyanın gündeminde olan göç ve mülteci sorunları öne çıkıyor.
Ülkede düzenlenen 2019 seçim kampanyaları sırasında, çevreci politikalar ve iklim krizi kamusal tartışmalara yol açtı ve iklim grevlerinin örgütlenmesini sağlayarak yelpazenin sol tarafında büyük bir seferberliğe neden oldu ancak bu yıl durum böyle olmadı.
İsviçre’de ekim ayında havanın sıcak olması, seçmenin şu anda birinci sorunu olarak gözükmüyor. İklim değişikliği ile mücadele seçmende bir güçsüzlük duygusu yaratıyor. Ülke nüfusunun büyük bir bölümünde çevre gruplarının düzenlediği iklim grevleri ve eylemleri, insanlarda kafa karışıklığına ve öfkeye sebep oluyor.
Yeşiller Partisi ve Liberal Yeşiller Partisi’nin bu seçimde büyük bir oy kaybı yaşamasının başında ise bu sonuçlar geliyor. Çevre politikalarının ülkede çekiciliğini kaybetmesi, bu partilerin oy kaybı yaşamasındaki en büyük sorun oldu. 2024 yılının Haziran ayında gerçekleşecek seçimlerde de aynı politikaları sürdürmeleri durumunda oy kaybı yaşamaları muhtemel görünüyor.
Kuzey Afrika’dan gelen büyük bir göçmen ve mülteci akını ile karşı karşıya kalan İtalyan Lampedusa adasının medyaya yansıyan görüntüleri, ülkede sığınmacı karşıtlığı politikası izleyen partilerin önünü açtı. Kampanyasını tamamıyla göçle mücadele üzerinden yürüten sağcı İsviçre Halk Partisi için de bu durum bulunmaz bir nimet oldu.
İsviçre’de sığınma başvurularında olağanüstü bir artış yaşanması sebebiyle (Ocak başı ile Haziran sonu arasında 12.188 veya 2022'ye kıyasla +%43) halk oldukça endişeli görünüyordu. Ukrayna’dan gelen yaklaşık 65.000 bin mültecinin varlığına ek olarak daha da fazla mülteci kabul edilmesi ihtimali, halkın göç karşıtı politika izleyen İsviçre Halk Partisi’ne yaklaşmasına neden oldu.
Bu politikalar sonucunda İsviçre Halk Partisi, 2019 seçimlerinde yaşadığı yenilgiyi unutturdu ve 2015 yılında ulaştığı rekor seviyeye oldukça yaklaştı.
Radikal-Liberal Parti, “sağlam ve adil” sloganını kullanarak göç politikasını öncelikli seçim propagandalarından biri olarak kullandı. İsviçre Halk Partisi’nin tam tersi olarak Radikal-Liberaller “Sosyal turizm ve iltica” konularını gündemde tutarak nitelikli ve yetenekli Avrupalı işçileri ülkeye çekerek serbest dolaşımı sürdürme politikası izlediler.
Radikal Liberaller, bu politika ile birlikte Sosyal Demokratların milletvekili Elisabeth Baume-Schneider'e oldukça sert eleştirilerde bulunarak alanı aşırı sağda konumlanan İsviçre Halk Partisi’ne bırakmak istemediler ancak seçmen, İsviçre Halk Partisi’nin bu konuda önerdiği çözümlere daha fazla güvendi.
Sosyal Demokratlar, parlamento seçimlerinde kendi politikalarına geri dönerek satın alma gücü ve enflasyon ile mücadele üzerinden kampanyalarını yürüttüler. Enflasyonun yeniden artması ve seçimlerden sadece bir ay önce sağlık sigortası primlerinde önemli bir artışın duyurulması, sosyal sorunları problemlerin merkezine geri koydu. Sosyal Demokratlar bunun sonucunda sol yelpazede Yeşillerden birkaç oy geri kazanmayı başardılar.
Ancak sağlık sigortası primleri son dönemde İsviçre'nin bir numaralı sorunu olsa da, göçün önünde Sosyal Demokratlar nihayetinde bazı orta sınıf seçmenler arasındaki hoşnutsuzluktan dolayı kâr elde ettiğiyle kaldı.
Genel olarak bireysel özgürlüğün ön planda olduğu bir ülkede, Sosyal Demokrat Parti'den sağlık sigortası planı ve gelire dayalı primler için gelen teklifler, seçmenlerin büyük bir bölümü tarafından aşırı kamulaştırma olarak görülüyor. Sosyal Demokratların solda kemik bir kitlesi bulunuyor ancak hala geleneksel bölgelerin ötesinde yaşayan insanları programlarına ikna etmek ile mücadele ediyorlar.
İsviçre’de 1959 yılından bu yana tüm büyük partiler, parlamento üyeleri tarafından seçilen yedi üyeli hükümet (Federal Konsey) tarafından temsil ediliyor.
Eyaletler Konseyi için açıklanan sonuçlar, Sosyal Demokratları ve İsviçre Halk Partisi’ni üst meclisteki en büyük güçler olarak birkaç bölgede ikinci turun önüne koydu.
Yeni Parlamento 13 Aralık'ta İsviçre hükümetini seçecek.