İtalya'da seçim kaosu: Cumhurbaşkanı kim olacak?
İtalyan basınında “kaos” olarak yorumlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri pazartesi günü başladı. Yeterli desteği bulamayan Berlusconi adaylıktan çekilirken, Başbakan Draghi’nin adı cumhurbaşkanlığı için gündeme geldi. Ancak Draghi’nin seçilmesi koalisyonu ve ekonomi politikalarını olumsuz etkileyeceği için parlamentodaki belirsizlik sürüyor.
İtalyan parlamentosu, görev süresi sona eren Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın yerine yeni bir cumhurbaşkanı seçmek üzere pazartesi günü toplandı.
İtalya’da cumhuriyetin ilanından bu yana görev yapan cumhurbaşkanları içerisinde iki kez göreve seçilen tek isim Giorgio Napolitano oldu. 2013 yılında istifa eden Napolitano’nun ardından mevcut Cumhurbaşkanı Mattarella göreve geldi. Mattarella’nın görev süresi ise 3 Şubat’ta sona erecek.
Her gün bir oylama yapılması planlanan seçimler için sıkı pandemi tedbirleri de alındı. Salona alınacak delege sayısı kısıtlanması ve test sonucu pozitif olan delegeler için ayrı bir sandık kurulması gibi düzenlemeler yapıldı.
SEÇİMLER NASIL YAPILIYOR?
Seçim sistemi ve siyasi belirsizlikler nedeniyle İtalya yerel basını seçimleri “kaos” olarak nitelendirdi.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği Fransa ve Türkiye gibi ülkelerin yanı sıra İtalya’da cumhurbaşkanını 630 milletvekili, 321 senatör ve 58 bölge temsilcisi seçiyor.
Avukat ve anayasa uzmanı Marco Ladu, seçimlerin neden halk tarafından değil de delegeler tarafından gerçekleştiğini açıklayarak, “Bunun iki ana nedeni var. Cumhurbaşkanının parlamento iradesiyle çelişmesini önlemek ve her ikisi de doğrudan bir seçimle tehlikeye atılabilecek olan rollerini yerine getirmek için gereken sükûnete ve bağımsızlığa sahip olmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.
Toplamda 1009 kişilik “büyük seçmenler meclisi” tarafından seçilen cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıl. Cumhurbaşkanının yürütme görevi bulunmuyor, ancak yine de İtalyan ordusunun başında olması ve olası kriz anlarında devreye girmesi nedeniyle önemli görülüyor.
Seçimlerde resmi bir adaylık süreci bulunmuyor. Kazanmak için ise ilk üç turda oyların üçte ikisinin alınması gerekiyor. Bu üç turda hiçbir ismin gerekli oy oranına ulaşamaması halinde dördüncü tur oylama yapılıyor ve 505 oy ile mutlak çoğunluğun yakalanması bekleniyor.
İtalya’daki siyasi partilerin meclisteki dağılımı seçim kazanmak için yeterli olmadığı için partiler arasındaki pazarlıklar son ana kadar sürebiliyor.
BERLUSCONİ YETERLİ DESTEK BULAMADI
Eski Başbakan Silvio Berlusconi, seçimlere adaylığını açıklayan ve kampanya yürüten tek isim olmuştu. Berlusconi’nin sağ partilerle ittifak kurarak yaklaşık 450 delegenin desteğini alması bekleniyordu.
Mutlak çoğunluk olan 505 oy oranına ulaşmak isteyen eski başbakanın bazı parlamenterleri arayarak destek istediği basına yansıdı. Ancak yeterli desteği alamayan Berlusconi, cumartesi günü cumhurbaşkanlığı kampanyasını sonlandırdığını açıkladı.
Vergi kaçakçılığından seks skandallarına kadar hakkında birçok suçlama bulunan Silvio Berlusconi’nin cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkan çok sayıda isim olmuştu.
İtalya’da cumhurbaşkanlığı seçimi için gündeme gelen bir diğer isim ise mevcut Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella. Ancak 2015’te göreve gelen Mattarella, bir dönem daha cumhurbaşkanlığı yapmak istemediğini dile getirdi.
Mattarella geniş bir halk desteğine sahip ve yerine gelecek birinin bulunmasının zor olduğu düşünülüyor. Analistler ise 3 Şubat’ta görev süresi sona erecek Mattarella’nın olası seçim senaryosunun dışında tutulamayacağını belirtiyor.
Seçime günler kala öne çıkan isimlerden bir tanesi de eski Temsilciler Meclisi Başkanı Pier Ferdinando Casini oldu.
Kadın cumhurbaşkanı çağrıları üzerine Adalet Bakanı Marta Cartabia ve Senato Başkanı Elisabetta Alberti Casellati’nin adı da adaylar arasında anıldı.
PARLAMENTODA DRAGHİ İKİLEMİ
Olası adaylardan bir tanesi ise mevcut Başbakan Mario Draghi. Adaylığını açıklamasa da Draghi’nin cumhurbaşkanlığını istediği görüşü hakim.
Geçen yıl yaşanan hükümet krizi nedeniyle şubat ayında başbakan olarak atanan Draghi’nin adaylığı, hükümetin dağılmasına neden olabileceği için endişe yaratıyor. Draghi cumhurbaşkanı olarak seçilirse, koalisyon hükümeti dağılabilir ve yeni bir siyasi istikrarsızlık oluşabilir. Dolayısıyla parlamenterlerin koltuklarını kaybetmemek için Draghi’yi desteklemeyeceği yönünde görüşler var.
İngiltere'deki Aston Üniversitesi'nde siyaset profesörü olan Davide Vampa, "Draghi'den sonra görevi sürdürmek için yeterli prestije ve güce sahip başbakan olacak birini bulabilirler ama ben kimseyi göremiyorum. Draghi başbakan olarak bir ulusal birlik hükümeti kurdu, ancak cumhurbaşkanlığına geçişi onu yok edebilir. İronik olarak, Draghi gibi bir istikrar figürü bir istikrarsızlık unsuru haline gelebilir" yorumunu yaptı.
Diğer yandan eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı olan Draghi’nin uluslararası prestije sahip olması adaylığı için avantaj yaratıyor.
İtalya, GSYİH’nın yüzde 150’sini aşan borçları ile Avrupa Birliği’nin (AB) en borçlu ülkeleri arasında yer alıyor. Draghi ise AB’den gelen destek fonlarının yönetimi ve İtalya’daki ekonomik reformlarla öne çıkan bir lider. Ancak cumhurbaşkanı olması ve olası bir siyasi kriz ise ekonomik reformların tamamlanamaması neden olabileceği için hem Brüksel’i hem de finans piyasalarını endişelendiriyor.
Avrupa Reform Merkezi düşünce kuruluşunun üyelerinden Luigi Scazzieri, “İtalya, borcu nedeniyle potansiyel olarak saatli bir bomba olarak görülebilir. Bu borcun sürdürülebilirliği hakkında sorular yeniden ortaya çıkarsa, Euro’nun temeli bir kez daha sorgulanacaktır” yorumunu yaptı.
Mevcut sistemdeki her türlü değişiklik bir domino etkisi yaratabilir. İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Nathalie Tocci, “Parlamentoyu bir arada tutabilecek alternatif bir dengenin bulunup bulunmayacağı kesin değil. Mevcut sistem iyi çalışıyor, ancak bir piyonu kaldırmak tüm oyunu değiştirebilir" ifadeleriyle hükümetteki değişikliğin önemine vurgu yaptı.