İtalya halkı Ukrayna'ya silah gönderilmesini istemiyor
Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası Moskova karşısında Batı Avrupa ülkeleri ılımlı, Doğu Avrupa ülkeleri ise sert bir tavır sergiliyor. Peki, Kiev’e silah yollama kararı alan İtalya, Ukrayna krizinde nasıl bir politika izliyor? Ukrayna’ya silah yollama kararı sonrası İtalya’da neler yaşandı?
Rusya’nın 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna işgali sonrası Doğu Avrupa ile Batı Avrupa ülkeleri biribirinden farklı politikalar izlemeye başladı. Almanya ve Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleri, Moskova hükümeti karşısında ılımlı bir tavır sergiledi. Enerji ihtiyacının neredeyse yarısını Rusya’dan karşılayan Paris ve Berlin; Ukrayna’ya yeterli desteği vermemekle eleştirildi.
Başta Polonya ve Estonya olmak üzere birçok Doğu Avrupa ülkesi, Almanya ve Fransa’yı, Ukrayna’ya askeri yardımda bulunmamakla ve Rusya ile yakın ilişkiler kurmakla suçladı. Bu süreç içerisinde Almanya’nın Rusya ile ortak yürüttüğü Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattı projesinden çekilmesi de; Doğu Avrupa ülkelerinin tavrını değiştirmedi.
Ukrayna işgali sonrası Rusya’ya en sert tepki veren ülkelerden biri Polonya oldu. Ukrayna’nın batısında nüfuzunu her geçen gün artıran, Kiev’e askeri desteğini yoğunlaştıran, ABD ve İngiltere gibi ülkelerle iş birliğini güçlendiren Polonya, savunma alanında attığı adımlarla da dikkat çekti. Estonya, Litvanya ve Letonya gibi Baltık ülkeleri de; Rusya ile enerji alışverişini sonlandırma kararı aldı.
Doğu Avrupa ile Batı Avrupa arasında anlaşmazlıkların arttığı ve sorunların her geçen gün büyüdüğü bir dönemde, özellikle İtalya’nın nasıl bir politika sergileyeceği merak konusu oldu. Roma hükümeti, Ukrayna krizinde daha çok Almanya ve Fransa ile birlikte hareket etti. İngiltere, Polonya ve Baltık ülkeleri gibi Rusya karşısında sert söylemlerde bulunmayan İtalya; Ukrayna’ya siyasi, ekonomik ve askeri desteğini sürdürdü.
Ukrayna savaşının çıkmasına günler kala İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin, “Şimdi diyalog için tüm olasılıkları açık tutmak gerekir. Amaç, herkesi aynı masa etrafında toplamak. Bunun gerçekleşmesi için mümkün olan her şeyi yapmaya hazırız” ifadeleri, Roma hükümetinin izlediği politikayı gözler önüne serdi.
Draghi’nin, “AB ile yaptırımları tartışıyoruz ve bakış açımızı belirttik. Yaptırımlar, mümkün olduğunca sınırlı sayıda sektöre odaklanmalı ve enerji sektörünü kapsamamalı” ifadeleri de oldukça dikkat çekmişti.
İTALYA BAŞBAKANI KİEV’E GİTTİ
İtalya Başbakanı Mario Draghi, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz ay Ukrayna’nın başkenti Kiev’e giderek Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile bir araya geldi.
Üç liderin Kiev’e yapmış olduğu ziyaret, dünya kamuoyunda geniş yankı yarattı. Ukrayna lideri, Avrupa ülkelerinin Moskova karşısında Kiev’e daha çok askeri yardımda bulunmasını istedi. Doğu Avrupa ülkelerinin Almanya ve Fransa’ya yoğun eleştirilerde bulunduğu bir dönemde gerçekleşen bu ziyaret, Moskova hükümetinden tepki çekti.
Rus Gazprom şirketi, söz konusu ziyaretin ardından, Kuzey Akım 1’den Almanya ve İtalya’ya gönderdiği doğal gazı yüzde 60 oranında azalttığını duyurdu. Diğer yandan Fransa ise 15 Mayıs’tan bu yana Almanya üzerinden herhangi bir gaz tedariki yapılmadığını açıkladı. Gazprom, söz konusu kesintinin ne kadar süreceği konusunda herhangi bir bilgi vermedi.
Rusya’nın Almanya ve İtalya’ya gaz tedarikini durdurması, Avrupa’nın yaz aylarında gaz stoklarını artırma hedefinde de birtakım sorunlara yol açtı. AB, üye devletinin Kasım ayına kadar kapasitelerinin en az yüzde 80’inin doldurulmasını amaçlıyordu.
İTALYA’DA UKRAYNA’YA SİLAH GÖNDERME KRİZİ
Geçtiğimiz haftalarda İtalya’daki koalisyon hükümetinde, Ukrayna’ya silah gönderme konusu nedeniyle kriz yaşandı. Mario Draghi liderliğindeki geniş katılımlı koalisyon hükümetine dahil olan 5 Yıldız Hareketi lideri Giuseppe Conte, hükümetin Kiev’e askeri destek göndermesini istemiyor.
Ukrayna’ya silah yollamanın savaşı daha da uzatacağını söyleyen Conte, 5 Yıldız Hareketi’nin önde gelen isimlerinden, Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio ile anlaşmazlık yaşadı. İtalya’da gerçekleştirilen anketler de; halkın büyük bir kısmının Ukrayna’ya silah gönderilmesine karşı olduğunu ortaya koyuyor.
Dışişleri Bakanı ve 5 Yıldız Hareketi’nin önemli isimlerinden Di Maio, kendi partisini “olgunluktan uzak” hareket etmekle suçladı. Di Maio ayrıca, ülkesinin, AB ve NATO karşıtı kararlardan kaçınması gerektiğini vurguladı.
5 Yıldız Hareketi’nden gelen tepkilerin üzerine 22 Haziran’da Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa eden Di Maio; eski partisinin azalan halk desteğini yükseltebilmek için hükümetin istikrarını tehlikeye attığını ve sorumsuz davrandığını söyledi.
Di Maio’nun, “Tarihin yanlış tarafında duramayız, özgür dünyanın yanında durmalıyız. Savaş medyatik bir şov değil” sözleri dikkat çekti.
Di Maio’nun 5 Yıldız Hareketi’nden ayrılmasının ardından parti içinde yeni tartışmalar yaşanmaya başladı. Conte’den önce Hareketin lideri olan Luigi Di Maio’nun istifası sonrası 5 Yıldız’ın geleceğinin nasıl şekilleneceği merak konusu oldu.
Eski Başbakan ve Yaşayan İtalya partisi lideri Matteo Renzi, “5 Yıldız Hareketi 21 Haziran 2022’de öldü” ifadelerini kullanırken, Di Maio ise eski partisinin “artık parlamentoda en büyük grup olmayacağını” söyledi.