İtalya'da aşırı sağcı Meloni'nin iktidara gelmesinin ardından yeni bir sayfa açıldı

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Malta Başbakanı Robert Abela ile ülke ilişkileri, düzensiz göç ve enerji politikalarını görüştü. Meloni'nin iç ve dış politikada attığı adımların yanı sıra söylemleri de Avrupa Birliği'nin dikkatini çekiyor. Peki, aşırı sağcı lider Giorgia Meloni'nin başbakanlık koltuğuna oturmasının ardından İtalya'da hangi adımlar atıldı?

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Maltalı mevkidaşı Robert Abela arasındaki görüşmede; iki ülke ilişkileri, düzensiz göç ve enerji politikaları ele alındı. İki lider, Roma’da Başbakanlık Sarayı Chigi’deki görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında konuştu.

İtalya Başbakanı Meloni, iki Avrupa ve Akdeniz üyesi olan Malta-İtalya tarihi ilişkilerini yeniden başlatma ve geliştirmeye yönelik görüştüklerini belirtti. Avrupa dinamikleri ve Avrupa Birliği Konseyi’nde ulusal çıkarları savunma açısından aynı pozisyonda olduklarını belirten Meloni, "Örneğin düzensiz göç konusunu düşünüyorum. Bu konuda özellikle bir sonraki Avrupa Konseyi’nde ortak çalışmaya devam etmek gerekmektedir" şeklinde konuştu.

Düzensiz göç konusunda Abela ile Avrupa Komisyonu’nun paradigmasını değiştirmek için çalıştıklarını ifade eden Meloni; bu konunun yalnızca güvenlikle ilgili olmadığını, yasa dışı göçe alternatifler üretmek için Afrika ülkelerine yatırım yapılmasının ve iş birliğinin temel husus olduğu konusunda hemfikir olduklarını aktardı.

İki liderin enerji konusunda da fikirlerini paylaştığını aktaran Meloni, "Malta, Avrupa için bir enerji merkezi olma projemizin bir parçası. Bu nedenle halklarımız arasında ve özellikle Kuzey Afrika ile ilişkilerde enerji altyapı bağlantıları konusunda beraber diyalog kuruyor ve beraber çalışıyoruz. Bu vesileyle sık temas içinde olduğumuz Tunus ve Libya'yı da görüştük" dedi. 

Malta ve İtalya arasında deniz yetki alanları ile münhasır ekonomik bölgeler konusunda uzun zamandır devam eden görüşmeleri sonlandırmak için bir anlaşmaya varılması ve bunun tamamlanması gerektiğine olan inancını da dile getiren Meloni, "İleriye doğru adım atma isteği var. Bu iki ülke için de stratejik olabilir" açıklamasını yaptı.

ROBERT ABELA: "AVRUPA’NIN MÜCADELE ETMESİ LAZIM"

Başbakan Abela, göçün ülkeler için büyük bir zorluk olduğunu ve İtalya ile Malta’nın bu konuda tek ses olarak konuştuğunu söyledi. Abela, insan kaçakçılarının birçok insanın çaresizliğini istismar ettiğini ve ülkesinin bu konuda mağdur olduğunu belirtti. Malta Başbakanı, "Bu sadece Malta ve İtalya için bir mücadele değil, Avrupa için de mücadele alanıdır" dedi.

Göçün bütüncül bir Avrupa yaklaşımı ile ele alınması gerektiğinin altını defalarca çizen Abela, göç akınlarıyla ilgili sorumlulukların sadece kendi omuzlarına yüklenmemesi ve Avrupalı mevkidaşlarıyla gerçek bir dayanışma içinde olunması konusunda ısrarcı oldu.

Abela ayrıca, İtalya'nın Afrika'ya yönelik paylaştığı "Mattei Planı" olarak anılan kalkınma planının, Malta'nın vizyonuyla uyumlu olduğunu belirtti. Kuzey Afrika ile özellikle güneş ve rüzgar enerjisinden yararlanılan enerji bağlantılarının ortak eylem planının merkezinde olması gerektiğini vurguladı.

İtalya ve Malta lideri, Akdeniz’in yenilenebilir enerji yatırımlarının merkezi olma potansiyeline sahip olduğu konusunda hemfikir olduklarını aktardı. İki lider, ortak hedeflerinin Akdeniz’de üye devletlerin yeşil enerji potansiyelinden yararlanmak olduğunu belirtti.

LİBYA’YA TARİHİ YATIRIM ‘MATTEI PLANI’

Başbakan Giorgia Meloni; geçtiğimiz hafta da Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ve İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi ile birlikte Trablus’a ziyarete gitmiş, İtalyan enerji devi Eni’nin CEO’su Claudio Descalzi de aralarına katılmıştı. Ziyaret sırasında Eni ile Libya enerji şirketi Noc arasında 8 milyar dolar değerinde enerji anlaşması imzalandı.

Kamu yayıncısı Rai’nin haberine göre; anlaşma kapsamında Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya doğal gaz taşınması için İtalya’nın bir 'tedarik merkezi' işlevi görmesi amaçlandı. İtalya’nın 2026’dan itibaren Libya’ya ait iki alanda gaz üretimine yatırım yapması planlandı.

Ukrayna işgalinin ardından Rusya’ya enerji bağımlılığından kurtulmak için Kuzey Afrika’dan enerji alımına odaklanan İtalya; Libya’da enerji sektörüne son 20 yılda yapılan en büyük tekil yatırımın sahibi oldu.

Eni şirketinin kurucusu Enrico Mattei’nin adıyla "Mattei planı" diye adlandırılan proje; ‘sömürgecilik’ çağrışımı eleştirilerine de neden oldu. Domani ve Il Manifesto gibi gazeteler "Mattei planı gizli bir sömürgecilik" ve "Mattei planı: Libya benzin pompası gibi" başlıklarla neofaşist olduğu öne sürülen Meloni’yi sert eleştirdi.

İTALYA’DA YENİDEN AŞIRI SAĞCI LİDER İKTİDARDA

İtalya’nın Mussolini’den sonra ilk aşırı sağcı lideri Meloni, yaptığı açıklamalarla adından sık sık söz ettiriyordu. Meloni, kendisinin ve partisinin İtalyan faşist lider Mussolini ile bağlantısını reddetse de geçmişteki Mussolini yönetimine karşı eleştiride bulunmamakla birlikte övgü içeren ifadeler kullanmıştı.

'İtalya bunu istiyor' diyerek aşırı sağcı söylemlerde bulunan Meloni, iç ve dış politikada 'Yeni Mussolini' olarak ifade ediliyor. Bu ifadenin temel dayanağı ise Meloni’nin 2019’da düzenlediği mitingde yaptığı konuşma.

Başkent Roma’nın en büyük meydanlarından biri olan Piazza San Giovanni’de "Ben bir kadınım! Bir anneyim! Bir İtalyanım! Bir Hristiyanım!" sözleriyle dikkat çeken Meloni, birçok seçmeni etkileyerek iktidara gelmişti.

Küresel güçleri hedef alan Meloni, konuşmalarında sık sık İtalyan değerlerini koruyacağını dile getirerek milliyetçi muhafazakar çizgisini korudu. LGBT+ ve göçmen karşıtı söylemleriyle dikkat çeken Meloni, Türkiye ile ilgili de bazı açıklamalarda bulunmuştu. Geçtiğimiz günlerde uluslararası medyada da Giorgia Meloni’nin İtalya’da Onur Ayı’nı yasaklattığı ve bu günü geleneksel aile değerlerinin kutlandığı "Aile Onur Ayı" ile değiştirdiği iddiası yayılmıştı.

AVRUPA ‘MELONİ HÜKÜMETİ’ KONUSUNDA ENDİŞELİ

Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden olan İtalya, aşırı sağcı ve ‘faşist’ olarak nitelendirilen Giorgia Meloni ile yeni bir çizgiye sahip oldu. İtalya’da yeni hükümetin, ülkeyi AB’den uzaklaştırma hedeflerinin olduğu iddia edilmiş, Başbakan Meloni’nin sosyal medyada İngilizce, Fransızca ve İspanyolca video yayınlayarak durumu yalanlamasına rağmen eleştiriler sürmüştü.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, aşırı sağın iktidara gelmesiyle AB’nin demokratik değerlerinin ihlal edilmesi halinde yaptırımların uygulanacağını söylemişti.

Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı SPD’li Alman politikacı Katharina Barley ise "Giorgia Meloni Avrupa’nın yapıcı olarak birlikte hareket etmesi için bir tehlikedir" ifadelerini kullanmıştı. 

Avrupa Parlamentosu Alman Yeşiller Sözcüsü Rasmus Andresen, AB’nin kurucu üyesi ve üçüncü büyük ekonomisine sahip İtalya’nın sağa kayarak demokrasi ve Avrupa karşıtı bir hükümet kurmasının AB’yi etkileyeceğini belirtmişti. 

CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder de İtalya’nın sağa kayması hakkında "Avrupa için iyi değil" ifadelerini kullanmıştı.

Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, "Başbakan Olaf Scholz, İtalya’nın çok Avrupa dostu yurttaşlarıyla Avrupa dostu bir ülke olduğu ve bu durumun değişmeyeceği görüşündedir" değerlendirmesini yapmıştı.

İtalya’nın yeni hükümeti hem ülke içerisinde hem de diğer Avrupa ülkelerinde konuşulmaya devam ediyor. Gazeteler ‘Bitmeyen İtalyan Faşizmi’ başlıkları atarken, Meloni ise insan hakları örgütleri tarafından protesto ediliyor.

Meloni’nin henüz yasalaştıramadığı göç konusu hakkında bir sonraki adımı ise halen merak konusu. Aşırı milliyetçi ve muhafazakar İtalya’nın, ilerleyen dönemde toprak bütünlüğü ana temasıyla bu konuda daha sert tutumlar göstereceği, Kuzey Afrika’da Akdeniz ülkelerinden sağladığı enerji sömürgesi ile ilerleyen dönemde Avrupa Birliği’nin temel unsurlarına tehdit oluşturacağı düşünülüyor.