Japonya ekonomisi beklenmedik şekilde resesyona girdi: Almanya'nın gerisinde kaldı
Bir zamanlar dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday olan Japonya, Almanya'nın gerisinde kalarak dördüncü sıraya geriledi. Ülkede yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle kişi başına düşen milli gelir azaldı, ihracat rakamları geriledi, ticaret zayıfladı ve keskin bir düşüş yaşandı. Dolar karşısında değer kaybeden para birimi ve kilit sektörlerde azalan küresel rekabet gücü gün geçtikçe ekonomik bir çıkmaza kapı aralıyor.
Japonya ekonomisi, 2023 yılının son çeyreğinde daralmasının ve Almanya'nın gerisine düşmesinin ardından dünyanın dördüncü büyük ekonomisi haline geldi.
Ülkenin üçüncü çeyrek büyümesi de eksi yüzde 0,8'e revize edildi, bu da Japonya'nın 2023'ün ikinci yarısında teknik durgunluk içinde olduğu anlamına geliyor.
Ekonomistler, sıralamadaki değişikliğin Japon para birimi yen'in dolar karşısında keskin düşüşe sebep olduğunu söylüyor.
Zayıflayan para birimi ile Japonya, kilit sektörlerde azalan küresel rekabet gücünün karakterize ettiği bir ekonomik durgunluk yaşıyor.
Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) rezervlerini artırma çabası ile faiz oranlarının yükselmesi, ülke ekonomisini resesyon tehlikesine sürüklüyor.
Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda, parlamento komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Japon ekonomisinin şu anda "deflasyon değil enflasyon durumunda" olduğunu söyledi.
"JAPON YENİ DOLAR KARŞISINDA DEĞER KAYBEDİYOR"
Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch Ratings Ekonomisti Brian Coulton, "Dolar cinsinden büyüklük açısından bu geçiş, yen'deki son çöküşe çok şey borçlu. Japonya'nın reel GSYH'si aslında 2019'dan bu yana Almanya'yı geride bıraktı" şeklinde konuştu.
Japon para birimi 2022 ve 2023'te ABD para birimi karşısında neredeyse beşte bir oranında değer kaybetti ve geçen yıl bu oran yüzde yedi civarındaydı.
Bunun nedeni, Japonya Merkez Bankası'nın fiyatları artırma çabası, yükselen enflasyonla mücadele etmek için borçlanma maliyetlerini yükseltmesi ve diğer büyük merkez bankalarının aksine faiz oranlarını sürdürmesi olarak görülüyor.
Enflasyon eğilimlerini ölçmek, Japonya Merkez Bankası'nın mevcut gevşek para politikasına ilişkin kararı açısından hayati önem taşıyor.
Artan enerji fiyatları, üretim ihracatına bağımlı olan Japonya’nın ekonomisine zarar verdi.
Japonya’daki aktif şirketler ise yaşlanan ve daralan iç pazar yerine daha hızlı büyüyen denizaşırı ekonomilere yatırım yapıyor.
"YAŞLANAN NÜFUS İLE REKABET GÜCÜ AZALIYOR"
Japonya'da, halkın giderek yaşlanması ve daha az çocuk sahibi olmak istemesi ile genç nüfus sayısı azaldı. Bu durum ülke ekonomisinin rekabet gücünü ve üretkenliğini yavaş yavaş kaybettiğine işaret ediyor.
Ülke ekonomileri arasındaki karşılaştırmalar, bazı farklı ulusal koşulları yansıtmayan ve dolar cinsinden olan nominal Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYH) endeksleniyor.
Japonya'nın nominal GSYİH'si geçen yıl toplamda 4,2 trilyon dolara, yani yaklaşık 591 trilyon yene ulaşmıştı.
Almanya'nın geçen ay açıklanan son resmi rakamı, para birimine bağlı olarak 4,4 trilyon dolar veya 4,5 trilyon dolardı.
Japonya Kabine Ofisi'nin reel GSYİH verilerine göre, son ekim-aralık çeyreğinde Japon ekonomisi yıllık yüzde 0,4 oranında ve bir önceki çeyreğe göre eksi yüzde 0,1 oranında küçüldü.
Ülke art arda iki çeyrek daralma yaşadı, bu da resesyona girdiği anlamına geliyor.
Hem Japonya hem de Almanya, ekonomilerini sağlam üretkenliğe sahip güçlü küçük ve orta ölçekli işletmeler aracılığıyla kurdular. Japonya'nın aksine Almanya, güçlü avro ve enflasyonun desteği ile sağlam bir ekonomik temel sergiledi. Zayıf para birimi yen aynı zamanda Japonya için de bir eksi işlevi görüyor. Ekonomistler Japonya'nın yavaş büyümesinin bir başka nedeni olarak ücretlerdeki durgunluk ve halkın parayı tasarruf aracı olarak kullanması olarak belirledi.
Tokyo Üniversitesi'nden Ekonomi Profesörü Tetsuji Okazaki, son verilerin Japonya'nın zayıflamasıyla ilgili gerçekleri yansıttığını ve muhtemelen Japonya'nın dünyada daha az varlık göstermesiyle sonuçlanacağını söyledi.
Okazaki, “Örneğin, birkaç yıl önce Japonya güçlü bir otomotiv sektörüyle övünüyordu. Ancak elektrikli araçların ortaya çıkmasıyla bu avantaj bile sarsıldı” ifadelerini kullandı.
Küresel çapta gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki fark daraldı ve uzmanlar Hindistan'ın nominal GSYİH açısından birkaç yıl içinde Japonya'yı geçeceğinin kesin olduğunu belirtiyor.
"2025 YILINDA TOPARLANMA GERÇEKLEŞEBİLİR"
Japonya, Çin ekonomisinin büyümesi ile birlikte 2010 yılında ABD'nin ardından ikinci sırada yer alan ekonomiden üçüncü büyük ekonomiye geriledi. Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkilileri, Japonya'nın dördüncü sıraya düşeceğini öngörmüştü.
IMF yetkililerine göre, kişi başına düşen GSYİH açısından olmasa da, Hindistan2026'da Japonya'yı 2027'de ise Almanya'yı geride bırakacağı düşünülüyor.
Bazı analistler Japonya ekonomisinin bu yılın sonlarında ve 2025'te toparlanmasını bekliyor ancak üretim ve yıllık bazda gelirin artırılması temel maddeler olarak belirleniyor.
Japonya ekonomisinin gelir kaynağı olan teknoloji şirketleri ve yabancı firmaların ekonomide teşviki kalkınmaya fayda sağlayan önemli unsurlar. Hükümet buraya desteğini ve fayda sağlayıcı para politikası araçlarını sunarsa beklenen büyüme gerçekleşebilir. Daraltıcı para politikası yerine piyasayı hareketlendirecek uygulamalar yatırımcıyı ülkeye teşvik edebilir.