Orta Doğu'da Akdeniz kıyısında yer alan bir ülke olan Lübnan Cumhuriyeti, zengin tarihi, çeşitli kültürü ve karmaşık siyasi durumuyla bilinmektedir. Kuzeyde ve doğuda Suriye, güneyde ise İsrail ile sınır komşusudur. Akdeniz, ülkenin batı sınırını boydan boya kaplamaktadır.
Başkent ve en büyük şehir olan Beyrut, tarihsel olarak bölgede canlı bir kültür, ticaret ve eğitim merkezi olmuştur. Şehir, kültürel hareketliliğinden ötürü "Orta Doğu'nun Paris'i" olarak adlandırılmıştır.
Ülke; Mârûnî Hristiyanlar, Sünni ve Şii Müslümanlar ve Dürziler de dâhil olmak üzere çeşitli etnik ve dini gruplardan oluşan yaklaşık 5,3 milyonluk bir nüfusa sahiptir. Nüfusun üçte ikisine yakınını Müslümanlar, üçte birine yakınını Hıristiyanlar oluşturmaktadır.
Lübnan; Fenike uygarlığı, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları da dâhil olmak üzere çeşitli imparatorlukların bir parçası olmuştur. Osmanlı'dan sonra Fransız hâkimiyetine giren Lübnan, 1943 yılında bağımsızlığını kazanmıştır. Ülkenin Arapça ve Fransızca olmak üzere iki resmî dili vardır.
Lübnan'ın siyasi sistemi, kilit hükûmet pozisyonlarının dini gruplar arasında paylaştırıldığı mezhepsel bir güç paylaşımı düzenlemesi ile karakterize edilir. Lübnan, parlamenter hükûmet sistemine sahip üniter ve çok partili bir cumhuriyettir. Tek kamaralı Ulusal Meclis üyeleri dört yıllık bir süre için seçilir. 1989'da imzalanan Ṭāʾif Anlaşması'na göre, parlamentodaki sandalyeler Hıristiyan ve Müslüman gruplar arasında eşit olarak paylaştırılmış ve böylece daha önce Hıristiyanlar lehine olan oran değiştirilmiştir. Bu mezhepsel dağılım kamu görevlerine yapılan atamalarda da korunur.
Devlet başkanı, Ulusal Meclis'in üçte iki çoğunluğu tarafından altı yıllık bir dönem için seçilen ve üst üste görev yapma hakkına sahip olan Cumhurbaşkanıdır. Mezhepsel dengeyi korumak için uygulanan yazılı olmayan bir teamüle göre; Cumhurbaşkanı'nın Mârûnî bir Hıristiyan, Başbakan'ın Sünni bir Müslüman, Ulusal Meclis Başkanı'nın ise Şii bir Müslüman olması gerekmektedir. Ülkede 2022'de Mişel Avn'ın görevden ayrılmasından beri bir Cumhurbaşkanı bulunmamaktadır. Ülkenin Başbakanı ise daha önce iki kez bu görevde bulunmuş ve Lübnan'ın en zengin kişisi olan Necib Mikati'dir.
Lübnan ekonomisi geleneksel olarak finans, ticaret ve turizmi de içeren hizmet sektörü ile karakterize edilmiştir. Ülke yüksek vasıflı işgücüne ve ekonomik büyümesine katkıda bulunan önemli bir diasporaya sahiptir. Ancak Lübnan son yıllarda ekonomik istikrarsızlık, yolsuzluk ve borç sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır.
Lübnan'ın modern tarihine çatışma ve siyasi istikrarsızlık dönemleri damgasını vurmuştur. Lübnan 1975'ten 1990'a kadar yıkıcı bir iç savaş yaşamış ve mezhepsel gerilimler, bölgesel çatışmalar ve mülteci krizleriyle ilgili zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.
Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlama, ülkenin yaşadığı zorlukları daha da derinleştirerek büyük hasara ve can kaybına yol açmıştır. Lübnan ekonomisi, bu patlama sonrasında büyük yaralar almıştır.