Mağrip ülkelerinde siyasi çıkmaz: Hükümet krizi çözülemiyor

Kuzey Afrika’nın önemli ülkelerinden Libya ve Tunus, uzun yıllardır siyasi krizlerle karşı karşıya. Libya’da iki başbakanlı bir dönem yaşanırken, Tunus’ta ise Cumhurbaşkanı Kays Said aldığı kararlarla dikkat çekiyor. Peki, Libya ve Tunus’ta neler oluyor? İki ülkede son durum ne?

Hüseyin Can Topkaya

[email protected]

Libya, 2011 yılından bu yana iç savaş ve siyasi krizlerle karşı karşıya. Ülkede uzun yıllardır siyasi istikrar ve barış sağlanamıyor. 2011’deki NATO müdahalesinin ardından ülke ikiye bölünürken, taraflar arasında hükümet kurma konusunda anlaşma sağlanamıyor.

Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti, BM tarafından meşru olarak tanınıyor. Tobruk merkezli General Hafter yönetimi ise BM tarafından meşru kabul edilmese de; ABD, Rusya, Fransa, Almanya ve Körfez ülkeleriyle olan ilişkisi sayesinde Libya’da önemli bir aktör konumunda.

Şubat 2021’de UBH’nin içinde gerçekleşen başbakanlık değişimi, Libya için dönüm noktası oldu. Fayiz Es-Serrac’ın yerine başbakanlık koltuğuna oturan Abdulhamid Dibeybe, Libya’daki tüm dengeleri tersine çevirdi. ABD, Fransa, Yunanistan ve Almanya’nın yanı sıra Körfez ülkeleri, Dibeybe’nin göreve gelmesinin ardından UBH ile diplomatik temaslarını artırdı.

Bu süreç içerisinde UBH ile Avrupa arasında birçok siyasi temas gerçekleşirken, ekonomik olarak da karşılıklı anlaşmalara imza atıldı. Ayrıca Dibeybe, Körfez ile de ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı.

Dibeybe’nin göreve gelmesiyle birlikte 10 yılı aşkın bir süredir devam eden askeri çatışmalar azalmaya başladı. Özellikle Sirte ve Cufra gibi ülkenin kritik noktalarında, taraflar arasında ateşkes sağlandığı görüldü. Batı ve Körfez ülkelerinin her iki tarafla da temasları; Libya’da diplomatik sürecin daha çok önem kazanmasını beraberinde getirdi.

Ulusal Birlik Hükümeti’nde geçici hükümetin başbakanı olan Dibeybe, 2021’in sonlarına doğru seçim hazırlıklarına başladı. 24 Aralık 2021’de yapılması planlanan başkanlık seçimleri için en çok ön plana çıkan aday Abdulhamid Dibeybe oldu. Bu süre içerisinde General Hafter, Fethi Başağa, Akile Salih ve Seyfülislam Kaddafi gibi isimler de başkanlık seçimlerine aday olduklarını duyurdu.

Libya’da 2021 yılının sonlarına doğru yeniden tansiyon yükselmeye başladı. Adayların birbirine yönelik sert sözleri, Dibeybe ve Hafter’in adaylıklarının Libya Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilmesi, dış ülkelerin pozisyon değiştirmesi ve diğer birtakım sorunlar nedeniyle sıkıntılı bir döneme girildi. 24 Aralık 2021’de yapılması planlanan seçimler, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı sonrası ileri bir tarihe ertelendi.

Bu kararın ardından Batı ülkelerinden ‘seçimlerin bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiği’ yönünde açıklamalar geldi. Geçtiğimiz aylarda Tobruk’taki Temsilciler Meclisi’nin, UBH’nin eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa’yı başbakan ilan etmesi üzerine gerilim daha da tırmandı. Bu kararı tanımayan Dibeybe, hükümetinin görevinin başında olduğunu açıkladı. Birleşmiş Milletler tarafından da Dibeybe’nin meşru hükümetin başbakanı olduğu yönünde açıklama yapıldı.

SEÇİMLER ÖNCESİ KRİTİK GELİŞME

Libya’da taraflar, Aralık ayından bu yana başkanlık ve parlamento seçimlerini yapmaya çalışıyor. Bu konuda önemli bir gelişme yaşandı. Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin Basın Ofisi tarafından yapılan açıklamada, hükümet tarafından hazırlanan seçim yasası taslağının, ülkede ulusal diyalog başlatılması hedefiyle kurulan komiteye teslim edildiği belirtildi.

Açıklamada, Dibeybe’nin komiteyi kurma amacının, bir dizi vatanperver siyasi şahsiyetin de varlığıyla katılım dairesini genişletmek ve Libya toplumunun mümkün olan en geniş kesimini ifade etmesi olduğu ifade edildi. Dibeybe, geçtiğimiz hafta Libya’nın farklı bölgelerinden bağımsız isimlerden oluşan bir ulusal komite oluşturulması talimatı vermişti.

Libya’da iki taraf da başkanlık ve parlamento seçimlerinin yakın bir zamanda gerçekleşmesini istiyor. Ancak siyasi ve hukuki açıdan yaşanan engeller nedeniyle seçimlerin kısa bir süre içerisinde yapılması beklenmiyor. Bu durum, Libya’nın içinde bulunduğu siyasi krizi daha da derinleştiriyor.

TUNUS’TA KAYS SAİD MECLİSİ FESHETTİ

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021’de Temsilciler Meclisi’nin çalışmalarını askıya aldı. Ayrıca Said, Meclis Başkanı Raşid Gannuşi ve Başbakan Hişam el-Meşişi’yi görevden aldı. Bu kararların ardından ülkede gerilim tırmandı. Gannuşi’nin lideri olduğu Nahda Partisi, Said’in kararlarını bir darbe olarak nitelendirdi. Ayrıca Nahda Partisini destekleyenler sokaklara dökülerek verilen kararları protesto etti.

ABD, Almanya, Fransa ve Körfez ülkeleri, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından alınan kararlara destek verdi. Gannuşi ve Nahda hareketi ise dış ülkelerden beklediği desteği bulamadı.

Ülkede uzun zamandır siyasi karışıklık devam ederken, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından verilen yeni karar, ülkedeki tansiyonu yeniden yükseltti. Said, Temmuz 2021’de çalışmalarını askıya aldığı Temsilciler Meclisi’ni feshettiğini açıkladı.

Tunus Cumhurbaşkanlığı sosyal medya hesabında yayınlanan videoda konuşan Said, “Tunus Devleti ve kurumlarını korumak için Parlamentoyu feshediyorum” dedi. Said, çevrimiçi yapılan Meclis oturumunu yasadışı olarak değerlendirirken, parlamenterlere ise “başarısız bir darbe” gerçekleştirme suçlamasında bulundu.

Meclis Başkan Yardımcısı Tarık el-Fetiti’nin başkanlığında çevrimiçi oturum düzenlenmiş ve Meclis’teki 217 milletvekilinden 121’i katılım göstermişti. Oturumda, Cumhurbaşkanı Said’in Temmuz 2021’de aldığı olağanüstü kararların iptali için sunulan yasa tasarısı 116 oy ile kabul edilmişti.

Tunus Meclisi ise Gannuşi başkanlığında 28 Mart’ta Meclis Ofisi üyelerinin çoğunluğunun katıldığı bir toplantının ardından 30 Mart’ta çevrimiçi oturum düzenleme kararı vermişti.

Yaşanan gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda; ilerleyen dönemde taraflar arasındaki gerilimin daha da artması bekleniyor.