Batı ve Körfez ülkelerinin General Hafter'e desteği, Libya'da hükümet krizini derinleştiriyor
Libya’da 2011 yılında Muammer Kaddafi’nin düşürülmesiyle başlayan siyasî kriz, ülkenin birden fazla hizibe bölünmesiyle derinleşti. O zamandan beri devam eden çatışmalarda öne çıkan iki aktörden biri olan General Hafter ve yönettiği gayriresmî Libya Ulusal Ordusu, (LUO) birçok ülkeden aldığı destekle ülkedeki yasal otorite olan Ulusal Birlik Hükûmeti’ni (UBH) devirmeye çalışıyor.
Libya’da on yıldan fazladır devam eden çatışmalar ve Hafter’in güç hırsı, dış müdahalelere sebep olarak ülkeyi içinden çıkılması güç bir buhrana sürükledi.
Bu sebepten bir vekâlet savaşına evrilen iç savaş, binlerce insanın ölümü ve yaralanmasına, milyonlarca insanın yerlerinden edilmesine yol açarak insanî bir krize de neden oldu.
Ülke içindeki güvenliği de ortadan kaldıran iç savaş, Libya'yı terör örgütlerinin kol gezdiği bir alan hâline getirdi. Bu durum, Libya’ya komşu ülkelerin de güvenliğini zedeleyerek bölgesel bir soruna yol açtı.
Birçok ülkeden destek alan Hafter’in uluslararası meşruiyete sahip UBH’ye karşı kampanyasında kendini “başkan” ilan etmesi, krizi çıkmaza soktu.
HAFTER İLE DİYALOG
Hafter'in askeri emelleri, onu Libya'da potansiyel bir müttefik veya istikrar sağlayıcı bir güç olarak gören birkaç yabancı ülke tarafından destekleniyor.
Hafter’i örtülü veya açık bir biçimde destekleyen ülkeler, LUO lideri ile diyaloglarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Bunlardan en yakın tarihli olanı; İtalya’nın aşırı sağcı Başbakanı Giorgia Meloni'nin, Libya’dan İtalya’ya akın eden göçmen sorununu görüşmek için geçtiğimiz günlerde Hafter ile bir araya gelişiydi.
Roma her ne kadar resmiyette UBH’yi desteklese de; Libya içindeki petrol ve doğal gaz gibi ekonomik, güzensiz göçle mücadele gibi güvenlik çıkarlarını korumak için Hafter ile diyaloğunu sürdürmeye devam etti.
İtalya’nın konumuna benzer olarak Fransa da BM destekli barış sürecini ve resmî olarak UBH’yi destekliyor.
Buna rağmen, Paris’in Hafter ve LUO’ya açık bir şekilde destek verdiği de biliniyor. Hafter ile diyaloğu koparmayan Fransa, yıllardır Hafter’e istihbarat ve çeşitli askerî destekler sağladı ve BM ambargosunu delerek LUO’ya silah satışı gerçekleştirdi.
Paris bunları hiçbir zaman resmî olarak kabul etmese de Libya’da bir helikopter kazasında ölen Fransız askerleri, Libya’da bulunan Fransız füzeleri ve Paris’in Libya’daki büyükelçisinin Hafter ile görüşmesi gibi olaylar bu durumu kanıtladı.
Fransa’nın Hafter’e destek vermedeki motivasyonu açık olmasa da bilinen bazı nedenler İtalya’nın nedenleriyle paralel bir görüntü çiziyor.
Bunlara ek olarak Paris’in Akdeniz’deki etkinliğini artırma isteği ve terörle mücadele de nedenler arasında veriliyor.
BAE de Fransa gibi BM ambargosunu ihlal ederek Hafter’e insansız hava araçları ve savunma sistemleri gibi gelişmiş askeri materyal sağladı.
Hafter’in baş destekçilerinden olarak görülen Abu Dabi, Libyalı generalin Müslüman Kardeşler’e karşıt tutumunu paylaşıyor.
Ülkedeki ekonomik ve stratejik çıkarlarını emniyete almak isteyen BAE’nin Hafter ile olan ilişkisi; Generali Abu Dabi’de Başkan Muhammed el-Nahyan ile görüşmeye kabul edecek kadar yakın.
Abu Dabi gibi, Kahire de General Hafter’in yakın bir destekçisi. Müslüman Kardeşler’e tutumları benzer olan Hafter, Mısır tarafından İhvan'a karşı bir ‘güçlü adam’ olarak görülüyor.
Hafter’in Kahire’ye Libya’nın petrol ve gaz kaynaklarını açması, LUO ile Sisi yönetiminin yakınlaşmasına da katkıda bulundu.
Mısır’ın Hafter’e silah sağladığı biliniyor. Hafter yönetimi ile İstihbarat Şefi gibi üst düzey Kahire yetkililerinin görüşmesi, Mısır’ın Hafter’e stratejik konularda da destek olduğunu gösteriyor.
Hafter’in bir diğer önemli destekçisi de Moskova. Hafter’e diplomatik, askerî ve siyasî destek sağlıyor. Rusya’nın da diğer aktörler gibi bölgede hem ekonomik hem stratejik çıkarları bulunuyor.
Kremlin, Hafter’in Libya’da idarede bulunmasından, ülkenin petrol ve türevi kaynaklarına ve limanlarına erişim kazanıyor.
CSIS’e 2020’de yazan askerî strateji uzmanı Thomas Arnold; Moskova’nın, Libya’nın stratejik konumundan faydalanarak Akdeniz ve Levant’ta NATO’ya karşı dengeleyici bir kuvvet olarak bulunmak istediğini ifade ediyor.
Al Jazeera’ya 2022’de yazan Giorgio Cafiero ve Emily Milliken, Rusya’nın ayrıca Libya’nın konumundan faydalanarak Sahel bölgesi ve Afrika’nın geri kalanındaki operasyonları için burayı bir üs olarak kullanmak istediğini belirtiyor.
Middle East Monitor’e göre, sızdırılan belgeler, Rusya’nın Suudi Arabistan büyükelçiliğinin 2017 yılında Hafter’i bir uçak gemisini ziyaret etmeye davet ettiğini gösteriyor.
Bu devletlerin hepsi, Libya’da Hafter’in olmasından çıkar sağladıkları için Hafter’i destekliyor. Kimi düzensiz göçü, kimi terörü, kimi de bölgesel güç mücadelelerini neden gösteriyor.
Bir vekâlet savaşı şeklinde ilerleyen Libya iç savaşında çözüme ulaşmak da oldukça zor gözüküyor. Küresel aktörlerin Libya’daki güç ve çıkar mücadelesi, ülkede barışçıl bir çözüme giden yolun tıkanmasına sebep oluyor. Bundan en büyük zararı gören ise Libya halkı oluyor.