Libya’da çatışmalar yeniden şiddetlendi: Hükümet krizi derinleşiyor…
Libya’daki hükümet krizi her geçen gün daha da derinleşiyor. İki farklı hükümetin bulunduğu ülkede, taraflar arasındaki gerginlik tırmanmaya devam ediyor. Başkent Trablus’ta yaşanan çatışmaların ardından iki taraftan da farklı adımlar geldi. Peki, Libya’da neler oluyor? Libya’da yeniden bir iç savaş yaşanabilir mi?
Libya’da Aralık 2021’de başbakanlık ve parlamento seçimlerinin gerçekleştirilmesi planlanıyordu. Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Tobruk başta olmak üzere birçok bölgeyi kontrolü altında tutan General Hafter, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, UBH’de daha önce içişleri bakanlığı yapan Fethi Başağa gibi isimler de başbakanlık için adaylığını açıklamıştı.
Ancak o dönem yaşanan sıkıntılar nedeniyle Libya Seçim Komisyonu tarafından seçimler ertelendi. Libya Seçim Komisyonu, Abdulhamid Dibeybe ve General Hafter’ın başbakanlık adaylığını bazı gerekçeler nedeniyle iptal etmişti.
Başbakanlık ve parlamento seçimlerinin bir türlü gerçekleştirilememesi, ülkede uzun zamandır düşük seyreden tansiyonun yükselmesine yol açtı. Tobruk’taki Temsilciler Meclisi, 10 Şubat 2022’de, daha önce UBH’de içişleri bakanı olarak görev yapan Fethi Başağa’yı başbakan olarak atadığını açıkladı.
Bu karar, ülkedeki gerilimin daha da artmasına yol açtı. Söz konusu karara karşı çıkan UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Başağa’nın başbakan olarak atanmasını reddetti. Dibeybe, iktidarı ancak ulusal bir seçimden sonra devredebileceğini açıkladı. Bu süre içerisinde başta Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere uluslararası toplum da; Tobruk’taki Temsilciler Meclisi yerine Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti’ni meşru olarak kabul etmeye devam etti.
Ülkede iki farklı hükümetin ve başbakanın olması, siyasi gerilimin her geçen gün tırmanmasına neden oldu. Yeniden iç savaş yaşanma ihtimali uzun zamandır gündemdeki yerini korurken, geçtiğimiz günlerde başkent Trablus’ta silahlı çatışmalar meydana geldi.
DİBEYBE’DEN ÇATIŞMALAR HAKKINDA SERT AÇIKLAMALAR
Geçtiğimiz günlerde Libya’nın başkenti Trablus’un Bin Gaşir ve Sarim bölgelerinde iki silahlı grup arasında çatışmalar yaşandı. Libya Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, çatışmalarda en az 32 kişinin yaşamını yitirdiği ve 159 kişinin ise yaralandığı bildirildi.
Çatışmaların, Libya Ulusal Birlik Hükümeti'ne yakın Gıniva Tugayı ile Tobruk kentindeki Temsilciler Meclisi’nin başbakan olarak atadığı Fethi Başağa’ya yakın Komutan Eymen es-Tacuri’ye bağlı silahlı gruplar arasında yaşandığı belirtiliyor.
Söz konusu çatışmalar, uluslararası alanda da büyük yankı yarattı. ABD’nin Libya Büyükelçiliği çatışmalar nedeniyle endişeli olduğunu açıklarken, Birleşmiş Milletler ise çatışmaların durması yönünde çağrı yaptı. İran da Libya’daki taraflara çatışmaları durdurma çağrısı yaptı.
Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi tarafından Başbakan olarak atanan Fethi Başağa, çatışmaların ardından UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’ye istifa çağrısında bulundu. Bunun üzerine meydanlara çıkan UBH Başbakanı Dibeybe, çatışmalar hakkında çok sert açıklamalarda bulundu.
Dibeybe, “Ülkemizi kötü niyetli kişilere bırakmayacağız. Ülkemizi ve Trablus’u onur ve şerefimizle koruyacağız. Artık darbe dönemleri kapandı. İsteyen seçimlere girsin. Bu ülke için seçimlerden başka yol yok. Başka yol arayanlara karşı yiğitlerimiz meydandadır” ifadelerini kullandı.
UBH Başbakanı, Trablus’a yönelik saldırıların ardından İçişleri Bakanlığı ve Başsavcılığa yazılı talimat gönderdi. Dibeybe, başkentteki saldırıya katılan tüm kişilerin milis ya da sivil fark etmeksizin tutuklanması için derhal hareke geçilmesi yönünde emir verdi.
Dibeybe’nin açıklamalarının ardından Libya Savunma Bakanlığı Askeri Savcısı Tümgeneral Mesud Erhume, ülkedeki tüm güvenlik teşkilatına yazılı emir gönderdi. Erhume, Fethi Başağa’nın tutuklanmasını istedi.
Tutuklanması istenen isimler arasında Dibeybe’nin geçen 17 Mayıs’ta görevden aldığı Askeri İstihbarat Dairesi Başkanı Usame Cuveyli’nin de bulunması dikkat çekti.
Libya’da son günlerde meydana gelen olaylar; ilerleyen dönemde iki taraf arasındaki gerginliğin daha da tırmanacağını gözler önüne seriyor. Başağa’nın tutuklanması durumunda ülkede yeniden iç savaş yaşanabilir. Söz konusu çatışmaların ardından iki tarafın da çok sert açıklamalarda bulunması, siyasi krizin askeri çatışmalara dönüşebileceği yönünde değerlendirmeleri beraberinde getiriyor.
İki taraf arasında yeniden askeri çatışmaların yaşanmaması için önümüzdeki günlerde Türkiye, ABD ve Birleşmiş Milletler’in devreye girmesi ve ara buluculuk rolünü üstlenmesi gündeme gelebilir.