Putin; batıya güç, doğuya Yeni Sovyet mesajı verdi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin ardından önümüzdeki günlerin Ukrayna'daki gerilimi azaltmak için çok önemli olacağını söyledi. İkilinin görüşmesinde masa detayı dikkat çekerken, Putin’in hareketleri Macron ve Batıya verdiği güç mesajı olarak yorumlandı.

Şeyda Kübra Ayaz
[email protected]

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, pazartesi günü Moskova’da bir araya geldi. Putin, Batılı bir liderle yaptığı ilk Moskova zirvesinde, Ukrayna sınırındaki krize dair ilerleme kaydedildiğini ima etti.

Pazartesi günü yapılan bir diğer liderler zirvesi de ABD Başkanı Joe Biden ile Almanya Başbakanı Olaf Scholz arasında gerçekleşti. Washington’da bir araya gelen ikili Rusya-Ukrayna krizini görüştü. Biden, Moskova’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde Almanya’ya ulaşan Kuzey Akım 2 Rus doğalgaz boru hattını kapatacağını söyledi.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson da yaptırımları desteklediğini belirtti. Salı günü The Times gazetesinde yer alan habere göre Johnson, İngiltere'nin "güneydoğu Avrupa'yı korumak için" Kraliyet Hava Kuvvetleri askerlerini ve Kraliyet Donanması savaş gemilerini konuşlandırmayı düşündüğünü söyledi.

LİDERLERİN OTURDUĞU MASA GÜNDEM OLDU

Putin ve Macron görüşmesinde en dikkat çeken görüntülerden biri de liderlerin oturduğu masa oldu. İki liderin neredeyse birbirini duyamayacağı kadar uzun olan masa, Putin’in Macron’a ve Batıya verdiği bir mesaj olarak yorumlandı.

Diğer yandan, Putin’in Macron ile el sıkışmaması ve basın toplantısının ardından Macron’u beklemeden salondan ayrılması da güç gösterisi olarak değerlendirildi.

Basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Putin, Ukrayna’nın NATO’ya katılması ve sekiz yıl önce ilhak edilen Kırım’ın geri alınmaya çalışılması halinde Avrupa’nın büyük bir çatışmaya sürüklenebileceği uyarısında bulundu. Rus lider, Fransız gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Fransa’nın Rusya ile savaşmasını mı istiyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

PUTİN TARİHİ YENİDEN YAZIYOR

Rus lider Putin’in 2021 yılında kaleme aldığı “Rusların ve Ukraynalıların Tarihsel Birliği Üzerine” başlıklı makalede, Ukrayna ve Rusya’nın aynı tarihsel ve manevi değerlere sahip olduğu belirtiliyor.

Uzmanlar, mevcut Rusya-Ukrayna krizini değerlendirirken, Putin’in yazdığı bu makaleye atıf yaparak Rus liderin iki ülkenin insanlarını “tek bir halk” olarak gördüğüne dikkat çekiyor. Putin’in Sovyetlerin dağılmasına yönelik sözleri ve “Yeni Çar” olarak görülmesi göz önüne alındığında, söz konusu yorumun doğru olduğu söylenebilir.

Putin, eski bir Sovyet devleti olan Ukrayna’yı Batı tarafından yanlış yönlendirilen “küçük kardeş” olarak ve aynı zamanda Rusya’nın bir uzantısı olarak görüyor. Dolayısıyla Ukrayna’nın Batı’ya dönüşünü de NATO tarafından bir provokasyon olarak değerlendiriyor.

George Washington Üniversitesi Avrupa, Rusya ve Avrasya Çalışmaları Enstitüsü'nde misafir akademisyen Maria Snegovaya, “Putin, Ukrayna ile ABD/Batı arasında derinleşen iş birliğini engellemeye kararlı görünüyor. Bunu Rusya'nın Ukrayna'yı kaybetmesi olarak görüyor" ifadeleriyle Putin’in izlediği politikayı yorumladı.

Ukraynalı gazeteci Oleksiy Sorokin ise Putin’in bu söylemlerle bir işgal zemini hazırladığını ve saldırganlığının altında yatan gerçek sebebin Rusya’nın Ukrayna’yı bir devlet olarak reddetmesi olduğunu söyledi.

Putin'in 2021’de yazdığı makalede ortaya koyduğu argüman, her iki ulusun da modern Ukrayna'nın bir kısmını kapsayan ve kuzeyde Baltık ülkelerine uzanan Kyivan adlı eski bir prenslikten geldiği fikrine dayanıyor. Ancak uzmanlar, modern Rusya'nın Kyivan'dan geldiği savının doğruluk payının düşük olduğunu belirtti.

UKRAYNA NEDEN BATI’YA YÖNELDİ?

Putin’in aksine tarihçiler, Ukrayna’nın Rusya’dan farklı bir tarihi geçmişe sahip olduğunu, ancak daha sonra Rus İmparatorluğu’nun fethiyle iki ulusun ortak noktada buluştuğuna dikkat çekiyor.

Sovyetlerin dağılmasının ardından son 30 yılda Ukrayna, Batı ile ilişkiler kurmaya ve Rusya’dan ayrı bir devlet olarak yönetimini sürdürmeye devam etti. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesiyle de sıranın kendisine gelebileceğini fark eden Ukrayna, daha fazla Batı’ya yöneldi.

Diğer yandan Ukrayna, özellikle 2019’da Cumhurbaşkanı Zelensky’nin seçilmesinden bu yana Batı ile ilişkilerini geliştirmek için çaba gösterse de Batı’dan yeterli karşılığı alamadı. Almanya’nın Rusya-Ukrayna krizindeki duruşu ve Estonya’nın Ukrayna’ya silah tedarikini engellemesi, Batılı ülkelerin Ukrayna’yı destekleme konusunda birlik gösteremediğini kanıtlıyor.