Moldova'da Rusya endişesi her geçen gün artıyor

Transdinyester’de Rusya yanlısı protestolar, Rusya’nın Moldova’yı “yok etme” planları, Transdinyester sınırında Rus askeri kılığına girmiş Ukraynalıların sahte işgal girişimi iddiası, Moldova’nın BDT’den ayrılması, Başbakan’ın istifası… Moldova’da geçtiğimiz günlerde meydana gelen olaylar korku ve endişe uyandırıyor.

Ukrayna Başkanı Volodimir Zelenski, 9 Şubat’ta Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirdiği konuşmada Moldova’yı uyarmıştı.

Uyarı, Rusya’nın Moldova’yı istikrarsızlaştırarak ülkenin bir kaos ortamına sürükleneceğini, Moskova’nın da bundan yararlanarak kontrolü ele geçireceğini ifade ediyordu.

Moldova İstihbarat ve Güvenlik Servisi de bu iddiaları doğrulamıştı. Gizli Servis, açıklamasında, “Ukraynalı partnerimiz ve kendi operasyonel çalışmalarımızın sağladığı bilgiye dayanarak Moldova Cumhuriyeti’ni istikrarsızlaştırmak ve kamu düzenini bozmak amaçlı aktiviteler tespit edilmiştir” ifadelerine yer vermişti.

Başkan ve Başbakan Yardımcısı tarafından yapılan açıklamalar, ülkede bu tarz eylemlere izin verilmediğini, Moldova’nın kurumlarının bunun gibi eylemleri engellediğini açıklamış, halkın yüreğine su serpmişti.

Bu açıklamalardan birkaç gün sonra Başkan Maia Sandu, Rusya’nın Moldova anayasal düzenini ortadan kaldırarak ülkeyi Moskova’nın idaresine teslim etmeyi amaçlayan planları olduğunu söyledi.

Başkan Sandu, “dış sabotajcılar” aracılığıyla uygulanacağını öne sürdüğü bu planın, Moldova’yı Avrupa’dan uzaklaştırma amacı güdeceğini de aktardı.

Muhabirlere verdiği bir röportajda Sandu, “Planın bir sonraki aşaması, sivil giysilerle kamufle olan askerî eğitim almış ayrılıkçıların kamu binalarına saldırıp rehine almaları olacak [...] Kremlin’in ülkemize şiddet getirme çabaları başarıya ulaşamayacak” demişti.

CNBC’den Karen Gilchrist, analistlerin, “Rusya’nın Moldova’yı Ukrayna’ya karşı yeni bir cephe açmak” için kullanıyor olabileceğini belirttiğini aktardı.

TRANSDİNYESTER’DE KARGAŞA 

Ukrayna’da savaş birinci yılını geride bırakırken; Ukrayna’nın sınır komşusu olan ve sınır hattında kalan Transdinyester bölgesinde Rus yanlısı ayrılıkçılarla mücadele etmek konumunda olan Moldova’nın, bu savaşın içine çekilip çekilmeyeceği merak konusu oldu.

Perşembe günü Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın resmî Telegram kanalından yapılan bir açıklamada, Rus kuvvetleri kılığına girmiş Ukrayna askerlerinin ayrılıkçı Transdinyester bölgesi’ne gireceği belirtildi.

Daily Beast’ten Barbie Latza Nadeau, Ukrayna işgali başlamadan önce Rusya’nın da benzer taktiklere başvurduğunu uzmanlardan aktarıyor.

Kamuoyunda savaş tedirginliği yaşatan bu habere istinaden Moldova hükûmeti de kendi resmî Telegram kanalından bir açıklamada bulundu.

Haberin asılsız olduğunu bildiren Kişinev yönetimi, açıklamasında, “Halkı sükûnete ve aldıkları bilginin Moldova hükûmeti’nin resmî kanallarından olduğuna dikkat etmeye çağırıyoruz. Kurumlarımız, yabancı ortaklarıyla iş birliği halindeler ve ülkeye yönelik bir tehdit durumunda kamu hızla bilgilendirilecektir” ifadelerine yer verdi.

Savunma Bakanlığı’nda görevli üst düzey bürokrat Valeriu Mija, “Savunma Bakanlığı, bunun gerçek bir operasyon değil bir psikolojik operasyon olduğuna inanıyor” açıklamasında bulunmuştu.

Milletvekili Doina Gherman ise Rusya’nın iddialarını “agresif bir dezenformasyon çalışması” olarak niteledi.

Transdinyester’de Rus yanlılığı yüksek seviyelerde. BBC’ye göre bağımsızlığını ilan etmiş Pridnestrovia Moldova Cumhuriyeti’nde bin 500 kadar Rus askeri bulunuyor. Transdinyester Başkanı Vadim Krasnoselski, bölgenin Rusya’ya bağlanma arzusunu pek çok kez dile getirmişti. Avrupa’nın en küçük ekonomilerinden olan ülkede; Ukrayna savaşından ciddi derecede etkilenen halk, savaşın kendilerine sıçramasından endişeli. Son günlerde artan kargaşa oluşturma çabaları da eğer başarıya ulaşırsa Moldova halkının korktuğu, başına gelebilir.

HÜKÛMETİN BAŞI PROTESTOLARLA DERTTE

Geçtiğimiz günlerde enerji fiyatlarındaki artış, Moldova halkı tarafından protesto edilmişti.

Enerji giderlerinin hane gelirinin yüzde 70’ine tekabül ettiği ülkede protestolar, Halk İçin Hareket Partisi ve Rusya’ya yakınlığıyla bilinen Şor Partisi tarafından düzenlenmişti.

Hükûmetin Batı yanlısı olmasından dolayı ana enerji sağlayıcısı olan Rusya’dan gaz almakta zorlanan Moldova’da muhalif protestocular, “Maia Sandu ile birlikte aşağı!” gibi sloganlar atarak hükûmetin kışlık enerji faturalarını karşılamasını talep etmişti.

Barışçıl ilerleyen protestolarda hükûmet yanlısı protestoculara da rastlanmıştı.

BDT’DEN ÇEKİLİYOR MU?

Eski Sovyetler Birliği ülkelerinden oluşan Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) üyelerinden olan Moldova, örgütten ayrılmayı gündemine almış durumda.

Geçtiğimiz ay Dışişleri Bakanı Nicolae Popescu, Moldova yerli televizyon kanalı TV8’de katıldığı bir programda; Kişinev’in artık BDT toplantılarına katılmıyor oluşunu ve Rusya’nın işgaline karşı olan açık tutumunu gerekçe göstererek örgütten ayrılmayı gözden geçiriyor.

Popescu, açıklamasında, “Moldova’nın bütün bakanlıkları, BDT’den ayrılıp ayrılmamayı kararlaştırmak için örgüt ile imzalanan antlaşmaların etkilerini gözden geçiriyor” ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği’ne katılmaya hazırlanan Moldova’da Brüksel mevzuatına uymayan BDT antlaşmalarına bu konuda özel dikkat gösterildiğini ifade eden Bakan, sadece Dışişleri Bakanlığı’nın imzalamış olduğu 20’ye yakın antlaşmanın feshedilebileceğini söyledi.

Ticaret Bakanı Vladimir Bolea, BDT’den ayrılmanın Moldova için ciddi zararları olabileceğini, örgütün “Rusya’ya ait olmadığını” belirtti ve ayrılma kararının halka bırakılması gerektiğini söyledi.

Başkan Maia Sandu’nun konuya ilişkin açıklaması ise örgütün üyeleriyle yoğun ticaret ilişkileri olan Moldova’nın anlık olarak BDT’den ayrılmayı düşünmediği yönünde oldu. 

BAŞBAKAN İSTİFA ETTİ

Bir Rus füzesinin Moldova hava sahasından geçmesi üzerine Rusya’nın Kişinev Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı’na çağırılmıştı.

Bu olaydan birkaç saat sonra, Başbakan Natalia Gavrilita, Moskova kaynaklı bir dizi krizden ötürü istifa ettiğini duyurdu.

İstifasına ilişkin açıklamalarda bulunan Gavrilita, “Yolsuzluğun bütün kurumları sardığı ve oligarkların dokunulmaz hissettiği bir dönemde; yolsuzluk karşıtı, gelişim ve Avrupa yanlısı bir yetkiyle iktidara geldim. Göreve geldiğimizden beri enerji şantajlarıyla karşılaşıyoruz, bunu yapanlar boyun eğeceğimizi ümit ediyordu” sözlerini kullanmıştı.

Başkan Maia Sandu, görevini “Büyük sorumluluk, fedakârlık ve adanmışık” ile yerine getirdiğini söylediği Başbakan’ın istifasını kabul etmişti.

Gavrilita’nın yerine, AB politikalarında daha otoriter olması beklenen eski İçişleri Bakanı Dorin Recean getirildi.