NATO Zirvesi’nin ardından Doğu Avrupa’yı neler bekliyor?

Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, Belçika’nın başkenti Brüksel’de NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi gerçekleştirildi. Ukrayna krizini ele alan NATO müttefikleri, Rusya’ya yönelik önemli mesajlar verdi. Peki, NATO Zirvesi’nde neler yaşandı? İttifak eski etkisine ulaşabilecek mi? Doğu Avrupa’yı nasıl bir süreç bekliyor?

Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi, Belçika’nın başkenti Brüksel’de gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’ne katılmak için geldiği Brüksel’de aile fotoğrafı çekimine katıldı ve art arda önemli görüşmeler yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan; Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, İtalya Başbakanı Mario Draghi, Estonya Başbakanı Kaja Kallas ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “Küresel güvenlik algısında ciddi değişikliklerin yaşandığı bir dönemde NATO müttefikleri olarak bir araya geldik” şeklinde konuşan Erdoğan, daha sonrasında şu ifadeleri kullandı:

“Zirvede, Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeleri ve bunun yansımalarını müttefiklerimizle etraflı biçimde değerlendirme fırsatı buldu. Ateşkesin ve barışın sağlanmasına yönelik sürdürdüğümüz yoğun diplomatik girişimler hakkında müttefiklerimizle bilgiler paylaştık. Krizin tırmanmaya başladığı noktadan itibaren NATO’nun önemine dikkat çekmiştim. NATO’nun insicamının korunmasına dair tavrımızı burada da açıkça ifade ettim. Günlük siyasi hesaplar uğruna NATO’nun yıpratılmaması gerektiğini dile getirdim. Zirvemiz her açından verimli ve başarılı geçti.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO’nun Haziran ayında gerçekleştireceği Madrid Zirvesi’ne işaret ederek, “Bu yıl Haziran ayında NATO’nun Madrid Zirvesi gerçekleştirilecek. Brüksel’deki Liderler Toplantısı, Madrid Zirvesine giden süreçte kritik bir dönemeci teşkil etmiştir. Türkiye, her zaman olduğu gibi bu zirveler vasıtasıyla da NATO’nun geleceğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaya devam edecektir” dedi.

Rusya-Ukrayna savaşı gündemiyle toplanan NATO Zirvesi’nde, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın tavırları dikkat çekti. Aile fotoğrafı çekimi öncesinde ve sırasında tavırları ve kılık kıyafeti ile ön plana çıkan Boris Johnson, sosyal medyada tartışma konusu oldu.

İngiltere Başbakanı’nın eli arkada platformda dolanması, elini ceketinin cebine sokması ve ceketini hiçbir zaman iliklememesi uluslararası medyasında gündem oldu. Aile fotoğrafı esnasında en ön sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında ve Biden’ın da solunda poz veren Johnson, birçok kesim tarafından eleştirildi.

“UKRAYNA’YA VERİLEN DESTEK ARTARAK DEVAM EDECEK”

NATO müttefikleri, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının, onlarca yıldır Avrupa-Atlantik güvenliğine yönelik en büyük tehdit olduğunu belirtti. Ayrıca ittifak üyeleri, söz konusu Zirveyi, tarihin en önemli görüşmelerinden biri olarak değerlendirdi.

NATO müttefikleri, 2 Mart 2022’de BM Genel Kurulu’nda kabul edilen "Ukrayna’ya Karşı Saldırganlık Kararı" çerçevesinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i derhal savaşı durdurmaya çağırdı. Ayrıca müttefikler, Rusya’ya, askeri güçlerini geri çekme, Belarus’a ise suç ortaklığına son verme çağrısında bulundu.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski de söz konusu görüşmeye video bağlantısı aracılığıyla katıldı. İttifakın savunma planlarını harekete geçirdiğini belirten NATO müttefikleri, doğu kanadığına 40 bin asker yerleştirildiğini açıkladı. Ayrıca ittifak üyeleri, NATO Mukabele Kuvveti unsurlarını konuşlandırdığını ifade etti.

İttifak üyeleri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya yönelik saldırısının tüm dünyada bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu belirtirken; Kremlin’e Ukrayna’daki sivillerin çıkışının sağlanması için hızlı ve güvenli insani koridorların açılması ve kuşatma altındaki şehirlere yardım gönderilmesine izin vermesi konusunda çağrı yaptı.

İttifak üyeleri tarafından yapılan açıklamada, “Ukrayna’da giderek artan cinsel şiddet ve insan ticareti riskinden derin endişe duyuyoruz, vakaların siviller için büyük tehdit oluşturduğunu düşünüyoruz” denildi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Zirve sonrası düzenlenen basın toplantısında konuştu. Rusya’nın saldırılarını “Bir neslin gördüğü en büyük güvenlik krizi” olarak tanımlayan Stoltenberg, “İttifakın güçlü, halklarını güvende tutmak için birleşmiş durumda” olduğunu ifade etti.

Stoltenberg, NATO’nun Doğu Avrupa’daki faaliyetleri hakkında; Slovakya, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’a dört yeni muharebe gücü göndereceklerini söyledi. NATO Genel Sekreteri, topyekün bir savaş istemedikleri için Ukrayna’ya asker gönderilmeyeceğinin altını çizdi.

Kimyasal silahların kullanılmasının “Uluslararası hukukun açık ihlali olacağını” belirten NATO Genel Sekreteri, kimyasal silahlara başvurulması konusunda, “Çatışmanın doğasını tamamen değiştirecektir” ifadelerini kullandı.

Stoltenberg, “Bu silahlar Ukrayna’yı değil, aynı zamanda kontaminasyon nedeniyle potansiyel olarak NATO ülkelerini de etkileyecektir” ifadelerini kullanırken, Moskova’nın geçmişte kimyasal silah kullandığını söyledi.

NATO üyeleri zirve sonrası yayımladıkları bildiride, “Ukraynalılar Rusya’nın acımasız fetih savaşına karşı kahramanca bir direnişle dünyaya ilham verdi. Rusya’nın kadın, çocuk ve savunmasız kişiler de dahil sivillere yönelik yıkıcı saldırılarını şiddetle kınıyoruz” denildi.

DOĞU AVRUPA’DA NATO ETKİSİ ARTACAK

NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’nden alınan kararlar ve yapılan açıklamalar; önümüzdeki dönemde Doğu Avrupa’da ittifak etkisinin artacağını gösteriyor. Romanya, Bulgaristan, Estonya, Litvanya, Letonya, Macaristan ve Slovakya gibi ülkeleri ittifaka dahil ederek son yıllarda Rusya karşısındaki pozisyonunu güçlendiren NATO’nun; Ukrayna savaşının ardından bu ülkelere askeri ve ekonomik yardımını artıracağı öngörülüyor.

Ancak NATO’nun Doğu Avrupa’daki siyasi ve askeri faaliyetleri, Rusya tarafından güvenlik tehdidi olarak görülüyor. Rusya-Ukrayna savaşının başlamasında en önemli nedenlerden biri de; Moskova’nın, Kiev’in ittifaka üyeliğini ‘kırmızı çizgi’ olarak ilan etmesiydi. Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelmek istemeyen NATO’nun; Ukrayna, Gürcistan ve Bosna Hersek gibi ülkelerin üyeliği konularını bir süre gündeme almaması bekleniyor.

Bununla birlikte, Doğu Avrupa’da yer alan tüm müttefik ülkeler; Ukrayna savaşının ardından yeni hedefin kendileri olacağını düşünüyor. Baltık ülkelerinin yanı sıra Slovakya, Romanya ve Bulgaristan da bu konuda ciddi endişeler yaşıyor. Rusya’nın bölgede daha fazla ilerlemesini istemeyen NATO’nun; söz konusu ülkelere yönelik askeri desteğini daha da ileri boyutlara taşıması öngörülüyor.

Öte yandan NATO’nun; Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte yeniden gücünü artırmaya başladığı görülüyor. Geçtiğimiz yıllarda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un,NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” ifadesi uzun süre dünya kamuoyunun gündeminde kalmıştı.

Macron’un sözleri sonrasında, 'NATO’nun özellikle askeri olarak zayıfladığı ve müttefikler arasındaki ilişkilerin büyük hasar gördüğü' yönünde yorumlar yapılmıştı. Ayrıca Macron’un bu ifadesinin ardından ‘Avrupa ordusu’ kavramı daha sık dillendirilmeye başlanmıştı.

Ancak Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte, birçok NATO müttefikinin ortak endişeler yaşadığı görülüyor. Bu nedenle müttefiklerin, ilerleyen dönemde daha sık bir araya gelmesi ve özellikle askeri faaliyetlerini artırmaları bekleniyor.