Castillo'nun yerine gelen Dina Boluarte ülkedeki siyasi krizi bitirebilecek mi?

Peru’da yaşanan siyasi belirsizlikler giderilemiyor. 2018’de Pedro Pablo Kuczynski, hakkındaki yolsuz iddiaları nedeniyle istifa etti. 11 Kasım 2020 tarihinde Kongre, Kuczynski’nin yerine gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Martin Vizcarra’yı yolsuzluk suçlamalarıyla görevinden azletti. 2020’de ülkede beş gün içinde üç devlet başkanı değişti. 2021’de göreve gelen Pedro Castillo ise Peru Cumhuriyet Kongresi'ni feshederek olağanüstü hal ilan ettiğini açıklamasının ardından tutuklandı.

Peru, başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Devlet başkanı, beş yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle seçiliyor. Yürütme yetkilerini elinde bulunduran devlet başkanı, gerek gördüğü takdirde, Kongreyi yenileyebiliyor (sadece bir kez). Yasama görevini ise 130 üyeli Kongre üstleniyor. Kongre üyeleri, beş yılda bir yapılan seçimlerle belirleniyor. 

Peru’da 2016 tarihinde yapılan devlet başkanlığı seçimlerini dünya bankasının eski ekonomistlerinden Pedro Pablo Kuczynski kazanmıştı. Ulusal Seçim Bürosu Kuczynski’nin oyların yüzde 50,12’sini aldığını açıklamıştı. 
 

Dönemin Devlet Başkanı Pedro Pablo Kuczynski yaptığı açıklamada, “Uzlaşma içinde ve sorunlarını diyalogla çözmeye hazır bir ülke istiyoruz. Diyalogu acizlikle karıştırmayalım. Hem kararlı olacağız hem de tüm Perulular için çalışacağız” ifadelerini kullanmştı. 
 
Kuczynski seçim kampanyaları boyunca vergilerde azalma, küçük-orta çaplı şirketleri destekleme ve ülkedeki işçileri resmileştirme gibi vaatlerde bulunmuş, işsizlik ve yolsuzlukla mücadele konularına vurgu yapmıştı. 
 
Ancak Peru’nun elit beyaz kesiminden gelen Kunczynski, ülkenin yoksul çoğunluğunun sorunlarını anlayamamakla eleştirilmişti. 
 
Kuczynski, seçildikten iki yıl sonra da Kongre’ye istifasını vermek zorunda kaldı. Peru’da son senelerde Brezilyalı inşaat şirketi Odebrecht’ın etrafında gelişen rüşvet skandalları nedeniyle çok sayıda üst düzey yetkili yolsuzlukla suçlanmıştı. Üç eski devlet başkanının tamamı skandal kapsamında soruşturulmuştu. 
 
Kuczynski’nin de Brezilya inşaat firması Odebrecht’ten rüşvet aldığı iddia edildi. Bu iddia üzerine Kuczynski hakkında görevini kötüye kullandığı suçlamasıyla meclis soruşturması açılması yönünde önerge verildi. 

Kuczynski’nin bazı müttefiklerinin devlet başkanlığı görevinden azledilmesinin önüne geçmek için bir milletvekilinin desteğini almaya çalıştığı videolarının ortaya çıkması ise Kuczynski’nin sonunu getirdi. 
 
Mart 2018’de Kongre’nin görevi kötüye kullanma suçlamasıyla hakkında kovuşturma başlattığı dönemin Devlet Başkanı Kuczynski, Kongre’ye istifasını sundu. Kuczynski, Peru’nun gelişmesinde engel olmak istemediğini söyleyerek görevinden istifa ettiğini bildirdi. 
 
Kongre’nin Pedro Pablo Kuczynski’nin istifasını kabul etmesiyle de devlet başkanlığı görevi, Devlet Başkanı Yardımcısı Martin Vizcarra’ya geçti. 

Yolsuzluk düzenine son verme vaadiyle iktidara gelen Martin Vizcarra, 2019’da yolsuzlukla mücadele için hazırladığı beş maddelik reform paketinin kabul edilmemesi halinde Kongre’yi feshedeceğini açıkladı. 
 
Vizcarra’nın sunduğu beş maddelik reform paketi yolsuzluğa karşı ayrımcılık sağlayan özel korumaları kaldırarak yolsuzluğu önlemeyi amaçlıyordu. Reform paketinin içindeki maddelerden biri Yüksek Mahkemeye yolsuzluk davalarında milletvekili dokunulmazlığını kaldırma yetkisi verirken, diğer bir madde yolsuzlukla suçlanmış olanların seçimlerde aday olmasını engelliyordu. 
 
Devlet Başkanı Vizcarra’nın reformları parlamentoda çoğunluğu barındıran Popüler Güç partisinin engeliyle karşılaştı. 
 
Asıl olay ise Kongre Başkanı Pedro Olaechea’nın kuzeni Gonzalo Ortiz de Zevallos Olaechea’yı, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçmesiyle yaşandı. 
 
Vizcarra, “Böyle bir durum yaşanması halinde Kongre’yi kesinlikle feshedeceğim” diye belirtmişti.  
 
Ekim 2019 tarihinde dönemin Devlet Başkanı Martin Vizcarra, çoğunluğu muhaliflerin elinde olan yasama organı Kongre’yi feshettiğini açıkladı. 
 
Vizcarra kararını duyurduğu ulusa sesleniş konuşmasında, “Kongre’yi dağıtma ve erken seçim sürecini başlatma kararı aldım. Bu, Peru Anayasasının 134’üncü maddesinde öngörülen yasal bir işlemdir” dedi. 

Muhalif parlamenterler ise Vizcarra’yı geçici olarak görevden aldılar. Kongre, görevden alınan Devlet Başkanı’nın yerine Devlet Başkanı Yardımcısı Mercedes Araoz’u atadı. 
 
Geçici Devlet Başkanı olarak atanan ve Kongrede yemin eden Mercedes Araoz, hiçbir kurum tarafından tanınmayınca istifasını sunmak zorunda kaldı ve Martin Vizcarra görevine geri döndü. 

26 Ocak 2020 tarihinde yapılması kararlaştırılan Kongre seçimlerinde hiçbir parti çoğunluğu sağlayamadı. Seçimlerde Kongre’ye seçilen 130 milletvekili için “ temsil edilen siyasi güçlerle diyalog kurmalıyız” diyen Vizcarra, tüm partilerin siyasi ve adli reform süreçlerine katkı vermelerini beklediğini belirtti. 
 
Kasım ayında ise yeni seçilen Kongre, dönemin Devlet Başkanı Martin Vizcarra’yı yolsuzluk suçlamaları nedeniyle görevinden azletti. Vizcerra’nın yardımcısı bulunmadığı için devlet başkanlığı görevini Senato Başkanı Manuel Merino üstlendi. 


 
Peru Kongresi’nin “adaleti engelleme gerekçesiyle” Vizcerra’yı 3 Kasım 2020 tarihinde görevden alma sürecini başlattığı duyurulmuş ve karar 40 “hayır” oyuna karşılık 60 milletvekilinin “evet” oyu ile kabul edilmişti. 
 
Martin Vizcarra hakkında başlatılan soruşturma, Vizcarra’nın 2011-2014'te Moquegua eyaletinin valisi olarak görev yaparken bir inşaat şirketinden 670 bin dolor rüşvet aldığı iddiası üzerine başlatılmıştı. 
 
Vizcarra’nın Peru Kongresi tarafından görevinden azledilmesinin ardından ise ülkede protesto gösterileri patlak verdi.  
 
Uzun zamandır yaşam koşullarının kötüleştiği ve koronavirüs salgınının 35 bin kişiyi öldürdüğü ülkede, halk sonunda devreye girdi ve ülke genelinde kitlesel protestolar başlattı. 
 
14 Kasım’da ‘Hepiniz defolun!’, ‘Yeni bir anayasa!’, ‘Kurucu meclis, şimdi!’ sloganlarıyla sokaklara dökülen göstericiler polisin aşırı güç kullanımıyla karşılaştı. Başkent Lima’da polis şiddeti nedeniyle iki kişi hayatını kaybetti. 
 
Ülkenin insan hakları ombudsmanı Walter Gutierrez, “Lima’da güç kullanımı mantık dışı bir şekilde suistimal edildi. Devlet Başkanı’ndan yüzünü gösterip ülkeye açıklama yapmasını talep ediyorum” diye konuştu. 
 
Yeni Devlet Başkanı Merino’ya insan hakları kuruluşlarından da tepki gelirken siyasetçilerden istifa çağrıları yükseldi. 

Ülkede yaşanan olayların ardından 18 bakandan 13’ü istifasını verdi. Bakanların istifasıyla birlikte geçici başkan olarak seçilen Manuel Merino görevinden ayrılmak zorunda kaldı. 
 
Merino’nun ardından Kongre, Mor parti milletvekili Francisco Sagasti’yi tek aday olarak girdiği seçimde 60 oyla ülkenin geçici yeni Devlet Başkanı olarak seçti. Sagasti’nin göreve gelmesiyle, ülkede bir hafta içerisinde 3. kez lider değişikliği yapılmış oldu.  
 
Şubat 2021 tarihinde ise Peru’da yaşanan aşı skandalları ortaya çıktı. Francisco Sagasti, yaygın aşılama başlamadan önce gizlice aşı yaptırdığı için istifa eden Sağlık Bakanı Pilar Mazzetti ve Dışişleri Bakanı Elizabeth Astete ile birlikte 487 hükümet yetkilisinin program dışı aşılandığını açıkladı. 
 
10 Kasım 2020’de yolsuzluk nedeniyle görevden azledilen eski Devlet Başkanı Martin Vizcarra’nın ve iki aile üyesinin de Çinli Sinopharm firmasından alınan aşılarla gizlice aşılandığı ortaya çıktı. 

CASTİLLO ÜLKENİN SEÇİLMİŞ DEVLET BAŞKANI İLAN EDİLDİ 

Ülkede yaşanan siyasi krizler ve skandallar eşliğinde Peru halkı, 11 Nisan’da devlet başkanlığı seçimleri için sandık başına gitti.  
 
11 Nisan’da yapılan devlet başkanlığı birinci tur seçimlerinde sol partinin adayı Pedro Castillo oyların yüzde 19,83’ünü alarak yarışı ilk sırada tamamladı. Sağcı aday Keiko Fujimori ise yüzde 13,37 oy ile ikinci sırada yer aldı. 
 
20 Temmuz 2021 tarihinde, 6 Haziran’da yapılan devlet başkanlığı ikinci tur seçimini de solcu aday Pedro Castillo’nun kazandığı bildirildi. Castillo’nun Özgür Peru paritisinin 50,12 oy alarak seçimden zaferle çıktığı açıklandı. 
 
Sağcı Fujimori ülke genelinde 802 sandıktaki yaklaşık 200 bin oyun iptali için Ulusal Seçim Jürisi’ne (JNE) itiraz etmişti. Sağcı adayın taraftarları seçim sonuçlarının şeffaf olmadığını öne sürerek protestolar düzenlemişti. Perdo Castillo yanlıları ise seçim sonuçlarını açıklamayan JNE’ye tepki göstermişti. 
 
Resmi seçim sonuçlarının 43 gün sona duyurulmasının ardından açıklama yapan Fujimori, “Bugün, tüm perululara taahhütlerimi yerine getirdiğimi ve sonuçları tanıyacağımı ilan ediyorum çünkü Anayasa’ya uyacağıma yemin etmiştim” ifadelerini kullandı. 
 
Seçim kurulunun kararını ardından açıklama yapan Pedro Castillo ise “Birlikte çalışıp bu ülkeyi birleştireceğiz. Demokrasiye aykırı her şeyi reddedeceğiz” diye konuştu. 
 
28 Temmuz’da yemin ederek göreve başlayan Pedro Castillo, devlet başkanı olarak yaptığı ilk konuşmasında, “Ülkemiz ilk kez bir köylü tarafından yönetilecek” diyerek Anayasa reformu sözü verdi. 

İLKOKUL ÖĞRETMENLİĞİNDEN DEVLET BAŞKANLIĞINA 

Pedro Castillo, Peru’nun en yoksul bölgelerinden biri olan Cajamarca’da ilkokul öğretmenliği yapıyordu. Castillo siyaset yaşamına 2002 yılında belediye başkan adaylığı ile başlamıştı. Ancak halk onu, 2017’de binlerce öğretmenin ücret artışı talebiyle gerçekleştirdiği greve liderlik ederken tanımıştı. 

2020 yılında ise Castillo, solcu Özgür Peru partisinin devlet başkanı adayı olarak açıklanmıştı. Castillo, partinin kurucusunun yolsuzluk suçlamasıyla mahkumiyet alması üzerine aday gösterilmişti. 
 
Pedro Castillo seçim kampanyası boyunca “Zengin bir ülkede artık yoksul kalmayacak” sloganıyla hareket etmişti. Ülkedeki madenleri, petrol ve kömür yataklarını kamulaştırma ve istihdam sağlama vaadinde bulunmuştu. Castillo milli gelirin yüzde 20’sinin sağlık ve eğitim gibi kamu hizmetlerine ayrılmasını vaat etmişti.  

PEDRO CASTİLLO GÖREVİNDEN AZLEDİLEREK TUTUKLANDI 

2021 seçimlerini kazanan Pedro Castillo zor bir süreçle karşı karşıya kalmıştı. Castillo sistem dışından gelerek seçilmişti ve yolsuzluğa dayalı ekonomik modeli değiştirmesi gerekiyordu. Ancak Özgür Peru partisi Meclis’teki 130 sandalyeden sadece 37’sine sahipti. Diğer yandan ülke, koronavirüs salgını nedeniyle ekonomik bir krizin içindeydi.  
 
Pedro Castillo seçildikten 17 ay sonra ise Kongre’yi feshetti. Pedro Castillo 7 Kasım’da yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, Kongre’nin feshedildiğini, ülkeyi acil durum hükümetinin yöneteceğini ve yeni Kongre seçimine gidilerek dokuz ay içerisinde yeni anayasanın hazırlanacağnı söyledi. 
 
Kongre’nin, hükümetini hedef aldığını belirten Castillo, “Kongre hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi yerle bir etti. Bir “Kongre diktatörlüğü” kurmak için Anayasa Mahkemesi’nin onayıyla güçler dengesini bozdu” dedi. 
 
Castillo’nun kararını “darbe olarak” nitelendiren Kongre üyeleri Castillo’yu görevinden azletti. Castillo ulusa sesleniş konuşmasının ardından gözaltına alındı ve cezaevine gönderildi. 
 
Hakkında 17 ay içinde 3 kez gensoru önergesi verilen Castillo, demokrasiye saygı duyduğunu ve hakkında 4. kez gündeme getirilen azil süreciyle yüzleşmek üzere Kongreye gideceğini açıklamıştı. Gensoru önergesi “kalıcı ahlaki yetersizlik” gerekçesiyle Castillo’nun görevden alınmasını talep ediyordu. 
 
Anayasa Mahkemesi Başkanı Francisco Morales yaptığı açıklamada, “Bugün, 20. Yüzyılın en saf üslübuyla darbe oldu ama başarısızlığa mahkum bir darbe çünkü Peru demokrasi içinde yaşamak istiyor. Bu darenin hiçbir hukuki dayanağı yoktur” ifadelerini kullandı. 
 
Morales anayasaya göre Castillo’nun kararını desteklemeyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dina Boluarte’nin Cumhurbaşkanlığı görevini devralması gerektiğini bildirdi. Hemen ardından da Dina Boluarte, cumhurbaşkanı olarak yemin etti.  

PERU’YU NELER BEKLİYOR? 

Peru’nun devlet başkanları ya hapiste ya da yargılanıyor. Beş gün süreyle devlet başkanlığı görevinde bulunan Manuel Merino bile yargılandı. Martin VizcarraPedro Kuczynski ve Pedro Castillo ise görev süreleri dolmadan başkanlık koltuğundan indirildi. 
 
Yemin ederek göreve başlayan Boluarte’nin sonu da tıpkı diğer devlet başkanları gibi olacak. Boluarte ya istifa edecek ya da Kongre tarafından görevinden azledilecek. 
 
Boluarte seçim çağrısı yapmak yerine uzlaşma ve ulusal birlik hükümeti çağrısı yapıyor. Devlet Başkanı, Kongre’deki güçler arasında denge kuracağını söylüyor ancak bu pek mümkün görünmüyor çünkü parlamentoda dokuz parti bulunuyor. 
 
Dina Boluarte, yolsuzlukla mücadele edeceğini söylüyor. Bunun için de ilk yapması gereken şey ülkede bir kurucu meclis seçimi yapmak. Ancak Boluarte Kongre’yi feshederse Kongre tarafından görevden alınacak. 


 
Halk ise Boluarte’nin devlet başkanlığını tanımıyor. Başkent Lima’da Castillo’yu destekleyenler erken seçim talebiyle sokaklara indi. Gösterilerde güvenlik güçleri ile protestocular karşı karşıya geldi. 
 
Meksika Büyükelçiliğine sığınma talebinde bulunan Pedro Castillo ise geçici olarak gözaltında. Gözaltı süresi bittikten sonra Castillo’ya ne olacağı bilinmiyor. Yaşanan tüm bu olayların ardından Peru’da siyasi kriz daha da derinleşecek gibi görünüyor. 
 
İlerleyen günlerde gösteriler daha da şiddetlenirse ve Boluarte’nin üzerinde istifa baskıları kurulursa ülke erken seçime gitmek zorunda kalacak. Boluarte polis şiddetiyle ülkedeki gösterileri bastırmaya çalışabilir ancak bu onu daha zorlu bir sürece sürükler.