AB-Polonya gerilimi tırmanmaya devam ediyor…

Avrupa Birliği ile Polonya hükümeti arasındaki gerilim her geçen gün tırmanıyor. İki taraf arasında yaşanan gelişmeler, Polexit teriminin ortaya çıkmasına neden oldu. Peki, iki taraf arasında neler oluyor? Polexit ne anlama geliyor? İngiltere’nin ardından Polonya da AB’den ayrılabilir mi?

Son yıllarda ABD’ye bağımlı olmaktan kurtulmayı sıklıkla dile getiren Avrupa Birliği, kendi içerisinde yaşadığı sorunları bir türlü çözemiyor. AB’ye üye olan en güçlü ülkelerden İngiltere, 1 Şubat 2020 tarihinde resmen birlikten ayrılmıştı.

AB, İngiltere’nin üyelikten ayrılma sürecinde çeşitli sorunlarla karşı karşıya kaldı. Brexit adı verilen bu süreç içerisinde, İngiltere ile birlikte diğer ülkelerin de AB’den ayrılması gündeme geldi. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in üstlendiği kritik rol, AB’de yaşanan krizin en az hasarla atlatılmasında etkili oldu. Merkel’in AB’de liderliği devralması, tüm ülkelerle diplomatik kanalları açık tutması ve olumlu bir iletişim kurması; İngiltere’nin ardından farklı bir üyenin AB’den kopuşunun önüne geçmiş oldu.

Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması süreci siyasi, ekonomik ve ticari olarak diğer ülkeleri beklenilenden daha az etkiledi. Almanya ve Fransa gibi ülkeler; AB’de önemli bir rol oynamaya başladı. İki ülkenin liderlik yaptığı AB; bugün ABD’nin yanı sıra Rusya ve Çin ile de ilişkilerini geliştiriyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB’nin kendi güvenliğini sağlayacak bir ordu kurması ve ABD’nin etkisinden arınması gerektiğini sıklıkla vurguluyor.

Fransa ve Almanya liderliğindeki AB; bir taraftan ABD’ye bağımlılığı terk etmek ve bağımsız bir küresel güç haline gelmek isterken, bir taraftan ise kendi içerisinde yaşadığı sorunlara çözüm üretmeye çalışıyor.

Son aylarda AB ile Polonya arasında yaşanan gerilimin tırmandığı görülüyor. AB yetkilileri ile Polonya hükümeti arasındaki sözlü tartışmalar devam ediyor. İki taraf arasında yaşanan bu gerilim, Brexit’in ardından Polexit kavramının daha çok konuşulmasını da beraberinde getiriyor.

POLONYA İLE AB ARASINDA NELER OLUYOR?

Polonya Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz haftalarda bir karar alarak, AB hukukunun Polonya yasalarından üstün olamayacağına hükmetti. Alınan bu karar, AB tarafından sert tepki gördü. AB, Polonya hükümetinin insan hakları sicili ve yargı bağımsızlığına bakışını bir süredir ciddi bir şekilde eleştiriyordu. Varşova’nın kürtaj ve LGBTİ+ karşıtlığı ise AB tarafından tepki çeken bir diğer unsurdu. AB’nin Varşova hükümetine ciddi eleştiriler yönelttiği bir dönemde Polonya Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar, iki taraf arasındaki gerilimi daha da tırmandırdı.

Avrupa Parlamentosu’nun Strasbourg’da yapılan oturumunda ele alınan konulardan biri de son günlerde Polonya ile yaşanan gerginlik oldu. Avrupa Birliği ve Polonyalı yetkililer, birbirlerine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, oturumda yaptığı konuşmada, konu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Leyen, Polonya hükümetinin, AB’nin ortak değerlerini ihlal etmesine izin vermeyeceklerini belirtti.

Leyen, Polonya’ya geri adım attırmak için yasal, maddi ve siyasi seçeneklerin masada olduğunu belirtirken, “Polonya Anayasa Mahkemesi kararına hukuki olarak itiraz edilmesi bir seçenek. Diğer seçenek ise AB bütçesi ve pandemi fonundan aktarılan kaynakların dondurulması” ifadelerini kullandı.

Polonya’ya yönelik yaptırımları gündeme getiren Avrupa Komisyonu Başkanı, “Bunlar Avrupalı vergi mükelleflerinin parası. AB, pandemi sonrası kolektif bir toparlanma için hiç olmadığı kadar yatırım yaparken, bütçeyi kanun ihlallerinden korumamız gerekiyor. Üçüncü seçenek de Polonya’nın AB kararlarındaki oy hakkını dondurmak” şeklinde konuştu. Ayrıca von der Leyen, Polonya’nın bu kararının Avrupa hukuk sisteminin bütünlüğüne doğrudan bir tehdit oluşturduğunu dile getirdi.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise Leyen’in konuşmalarına sert tepki gösterdi. “Yaptırımlardan bahsedilmesi kabul edilemez” diyen Polonya Başbakanı, “AB siyasetçilerinin Polonya’ya şantaj yapmasına izin vermeyeceğim” ifadelerini kullandı.

Yaşanan gelişmeler hakkında konuşan Almanya Avrupa Bakanı Michael Roth ise birlik ülkelerinin müzakereler sırasında verdikleri vaatlere uymak zorunda olduğunu ve Polonya’ya bu konuda istisna yapılmayacağını ifade etti. Bunun üzerine Polonya Başbakanı Morawiecki,AB yetkilerinin net sınırları vardır ve bu sınırlar aşıldığında sessiz kalmamız söz konusu değil. Avrupa evrenselciliğine ‘Evet’ derken, Avrupa merkeziyetçiliğine ise ‘Hayır’ diyoruz” şeklinde konuştu.

POLONYA HALKI AB’DEN AYRILMAK İSTEMİYOR

Polonya hükümeti ile AB arasında son haftalarda yaşanan kriz, Polonya’nın birlikten ayrılma (Polexit) konusunu gündeme getirdi. Polonya’da birlikten ayrılmak istemeyen yüz binlerce kişi ise sokaklara dökülerek protesto gösterilerinde bulundu.

Geçtiğimiz hafta 100’den fazla yerleşim yerinde sokaklara dökülen halk, hükümetin AB karşısındaki sert tavrını eleştirdi. Halkın AB’den yana olduğunu gösteren gösterilerin ardından Polonya hükümeti açıklama yapmak zorunda kaldı. İki taraf arasında bir egemenlik sorunu olduğunu söyleyen Polonya hükümeti, Polexit gibi bir tavrın söz konusu olmadığını belirtti.

Polonya hükümetinin birlikten ayrılmayı düşünmediği yönündeki açıklamaları, birçok kesim tarafından yeterli görülmüyor. Polonya’daki aşırı sağcı hükümetin; LGBT hakları, yargı bağımsızlığı gibi konularda Avrupa Komisyonu ile arasındaki görüş farklılıklarının her geçen gün arttığı gözlemleniyor. Avrupa Komisyonu’nun, Polonya’nın 57 milyar euroluk koronavirüs kurtarma planını henüz onaylamaması da iki taraf arasındaki gerilimi gözler önüne seriyor.

Polonya’daki gösterilerin gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayan eski Başbakan ve eski Avrupa Parlamentosu Başkanı Donald Tusk, Polonya hükümetinin, hukuk devletini ortadan kaldırmaya çalıştığını ve otoriter bir döneme geçiş yapmak için AB’den ayrılmayı düşündüğünü belirtiyor.