Rusya ile NATO arasında gerilim tırmanıyor: Ukrayna savaşı bölgeye yayılabilir...
ABD ve Batı ülkelerinin Ukrayna’ya yönelik askeri ve ekonomik desteği her geçen gün azalıyor. Rusya’nın son dönemde önemli kazanımlar elde ettiği ve Ukrayna’da zafere yakın olduğu belirtiliyor. Başta İngiltere ve Almanya olmak üzere NATO ülkelerinin Rusya konusundaki endişeleri artmaya devam ediyor. NATO Askeri Komite Başkanı Rob Bauer, önümüzdeki 20 yıl içinde Rusya ile ‘topyekün savaş’ başlayabileceğini söylüyor. Peki, Ukrayna savaşı tüm bölgeye yayılabilir mi?
Hüseyin Can TOPKAYA
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 24 Şubat 2022’den bu yana devam ediyor. Rusya, yaklaşık 2 yıldır savaşın gerekçesi olarak Ukrayna’nın NATO üyeliğinin gündeme gelmesine dikkat çekiyor. Ukrayna’nın ittifaka üyeliğini ‘kırmızı çizgi’ ilan eden Rusya lideri Putin, bu duruma izin vermeyeceklerini sık sık dile getiriyor.
Ukrayna, savaşın başından bu yana başta ABD olmak üzere NATO üyesi ülkeler tarafından siyasi, askeri ve ekonomik olarak destekleniyor. Savaşın birinci yıl dönümüne dek Ukrayna ordusu, Batı’nın da desteği sayesinde Rusya karşısında direnmeyi başarmıştı.
Son aylarda ise ABD ve Batı ülkelerinin Ukrayna’ya yönelik askeri ve ekonomik desteği her geçen gün azalıyor. Ukrayna ordusunun bir türlü cephede başarı elde edememesi, Rusya’nın ülkenin yaklaşık beşte birlik bölümünde kontrolü elinde bulundurması, Zelenski yönetiminin istihbarat ve ordu ile yaşadığı çeşitli sorunlar ve savaşın ekonomik maliyetinin gün geçtikçe artması Batı ülkelerinden Kiev'e yönelik desteğin azalmasına yol açıyor.
Joe Biden yönetimi Ukrayna’ya yönelik 61 milyar dolarlık destek paketini aylardır Kongre’den geçiremiyor. ABD ve Batı ülkelerinde özellikle muhalefet cephelerinden Ukrayna savaşının ekonomik maliyeti ile ilgili itiraz sesleri yükseliyor.
Slovakya’da göreve gelen Robert Fico yönetimi, Macaristan’da Viktor Orban hükümeti, Almanya’da aşırı sağcı AfD, Hollanda’da başbakanlık seçimlerini kazanan aşırı sağcı Geert Wilders ve ABD’de başkanlık seçimleri yarışını önde götüren Donald Trump; Ukrayna’ya yönelik ekonomik yardımlara itiraz ediyor ve Kiev’in savaşı kazanma ihtimalini çok düşük görüyor.
Vladimir Putin ise Ukrayna’nın tarihsel olarak bir Rus toprağı olduğunu savunuyor ve bir gün yeniden birleşme olacağını dile getiriyor. ABD’li Gazeteci Tucker Carlson’a konuşan Putin, Kiev’in kabul etmesi durumunda müzakerelere olumlu baktıklarını söylüyor.
AVRUPA RUSYA’NIN YAYILMASINDAN ENDİŞE EDİYOR
Rusya’nın Ukrayna’da Donbass bölgesini kontrol etmesi ve savaşı kazanmaya yakın olması, Avrupa ülkelerinde endişelerin artmasına neden oluyor. Almanya ve Polonya’nın yanı sıra Baltık ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna’dan sonra tüm Avrupa’ya yayılabileceğini düşünüyor.
Rusya’nın 2008 yılında Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya bölgelerini, 2014 yılında ise Kırım’ı ilhak etmesi; NATO’nun Doğu Avrupa’da nüfuzunu artırma yoluna gitmesine neden olmuştu. Ukrayna’nın işgali sonrası İsveç ve Finlandiya’yı da ittifaka dahil eden NATO, kuzeyde de Rusya’ya karşı hamlede bulundu. NATO ülkeleri, önümüzdeki süreçte Putin’in ittifak ülkelerinden birine saldırabileceğine inanıyor.
Estonya ordusundan Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Veiko-Vello Palm, olası Rus işgali ile ilgili, “Bunun varlığımıza yönelik tek tehdit olduğunu her zaman göz önünde bulundurduk” ifadelerini kullanıyor.
Palm ayrıca, “Askeri bir ittifak olan NATO’nun içindeki birçok ülkenin büyük çaplı harekat yürütmeye hazır olmadığı son birkaç yıl içinde açıkça görüldü. Daha basit söylemek gerekirse, NATO üyesi orduların çoğu Rusya ile savaşa hazır değil, dolayısıyla içimiz rahat değil” diyor.
Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin ise Batı’nın endişelerinin Moskova’ya yönelik düşmanlığı artırmak adına Batı kaynaklı bir dezenformasyonun parçası olduğunu söylüyor.
Son dönemde Moskova’nın ordu ve silah harcamalarını büyük oranda artırması, NATO tarafından yakından takip ediliyor. Öte yandan ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmeye yakın olması ve ittifak hakkındaki açıklamaları, NATO ülkelerinin Rusya karşısında pozisyonunu olumsuz etkiliyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı açıklamada, “Meselenin sadece Ukrayna’dan ibaret olduğunu düşünenler çok yanılıyor. Ukrayna dışında yeni bir Rus saldırısının olası hedefleri, hatta takvimi giderek belirginleşiyor” ifadelerini kullanmıştı.
Ocak ayında Telegraph gazetesine konuşan NATO Askeri Komite Başkanı Rob Bauer, “Barış içinde yaşamamızın kesin olmadığını anlamalıyız. İşte bu yüzden Rusya ile çatışmaya hazırlanmalıyız. Her şeye hazırlıklı olmalıyız. Savaşın çıkıp çıkmayacağına bakılmaksızın, bu ihtimale karşı daha fazla insanı eğitmemize olanak sağlayacak bir sistem oluşturmalıyız” şeklinde konuşmuştu.
Rusya lideri Putin ise Gazeteci Tucker Carlson’a verdiği demeçte, Letonya ya da Polonya’ya saldıracakları yönündeki iddialar hakkında, bu senaryonun ancak Polonya’nın Rusya’ya saldırması durumunda gerçek olabileceğini söyledi.
Putin, Polonya’da ve Letonya’da bir çıkarlarının olmadığını, sadece kendilerine yönelik tehdit olduğunu dile getirdi.
Tüm bu süreç göz önünde bulundurulduğunda; her iki tarafın da kendilerine yönelik tehditler olduğu gerekçesiyle askeri harcamalarını artırmaya devam ettirdiğini söyleyebiliriz.
Alman ordusunun savunma bütçesini 100 milyar euro seviyelerine yükselttiği biliniyor. Öte yandan Rusya da geçtiğimiz sene Ukrayna savaşının maliyetinin giderek artması nedeniyle savunma harcamasını 100 milyar doların üzerine çıkartmıştı. İki tarafın da savunma bütçesini sürekli artırması, Doğu Avrupa’da tansiyonun yükselmesini beraberinde getiriyor.
Rusya ile NATO arasında kısa bir süre içerisinde savaş çıkması düşük bir ihtimal olarak görülüyor. Ancak Rusya’nın Ukrayna’da kesin bir zafere ulaşması durumunda tüm Doğu Avrupa ülkeleri Moskova karşısında adımlarını hızlandırabilir.
ABD’de başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanıp kazanmayacağı da NATO-Rusya ilişkilerini yakından etkileyecek. Trump’ın yeniden başkan olması halinde kendini Rusya’ya karşı yalnız hisseden NATO, askeri faaliyetlerini artırabilir.
Ukrayna’nın yanı sıra Gürcistan ve Ermenistan’ın da NATO üyeliğinin gündeme gelmesi durumunda Rusya bu ülkelere karşı da askeri operasyon başlatabilir. Putin, NATO’nun Doğu Avrupa’da yayılmasını ‘kırmızı çizgi’ olarak görüyor.