Rusya-Ukrayna krizinde Avrupa hangi tarafı tutacak?

Rusya-Ukrayna krizi devam ederken Avrupa’nın, yaşanan süreçte ikiye bölündüğü görülüyor. Almanya ve Fransa gibi Batı Avrupa’da yer alan ülkeler daha çok diplomasiyi ön plana çıkartırken Baltık ülkeleri ise Rusya’ya karşı sert bir politika izliyor. Peki, Rusya-Ukrayna krizi Avrupa ülkelerinde nasıl ele alınıyor? Batı ve Doğu Avrupa, Rusya karşısında nasıl bir politika izliyor?

Rusya ile Ukrayna arasındaki siyasi ve askeri kriz devam ediyor. İki ülke arasında gerilim tırmanırken ABD’nin bu meseleye farklı bir şekilde yoğunlaştığı görülüyor. ABD istihbaratı tarafından yayımlanan raporda, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceği öne sürülmüştü. Washington hükümeti, söz konusu raporun ardından bu senaryoyu gündemden düşürmüyor.

Moskova’nın Kiev’i işgale hazırlandığını, işgal için basit bir neden aradığını, bölgeye yönelik askeri sevkiyatını her geçen gün artırdığını ileri süren Biden yönetimi; Avrupa ülkelerini de bu süreçte yanında görmek istiyor. Rusya’yı tamamen çevrelemek ve Doğu Avrupa’daki ilerleyişini durdurmak isteyen ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkeleri de Rusya’ya karşı tavır almaya çağırıyor.

ABD, bir taraftan Rusya’nın işgale hazırlandığını öne sürerken diğer taraftan ise bölgeye yönelik askeri sevkiyatlarını artırıyor. ABD ile birlikte Kanada, Polonya ve İngiltere gibi ülkelerin de Ukrayna’ya yönelik askeri yardımlarının son dönemde yoğunlaştığı görülüyor.

Almanya ve Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleri; işgal iddialarının çıktığı ilk dönemde Rusya’ya yönelik tehditlerde bulundu. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda ‘bunun ağır bir bedeli olacağını’ açıklayan Almanya ve Fransa, Moskova’yı söz konusu faaliyetlerinden vazgeçmeye çağırdı. Ancak ilerleyen süreçte Batı Avrupa ülkelerinden, sorunları diplomatik yolla çözme çağrısı geldi. Yaptığı açıklamalarda diplomasinin önemine dikkat çeken Batı Avrupa’daki yöneticiler, ABD’den farklı bir yol izledi.

Almanya ve Fransa, ABD’nin baskılarına rağmen Rusya ve Çin ile ilişkilerini geliştirmek istiyor. ABD’den “stratejik özerklik” ilan etmeye çalışan Batı Avrupa ülkeleri, Rusya-Ukrayna krizinde de çözüm için diplomasiyi ön plana çıkarıyor. Geçtiğimiz haftalarda açıklamalarda bulunan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Ukrayna’ya öldürücü silah ihracatını desteklemiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

DOĞU AVRUPA’NIN RUSYA ENDİŞESİ ARTIYOR

Batı Avrupa ülkeleri Rusya-Ukrayna krizine daha ılımlı yaklaşırken Doğu Avrupa ise Moskova karşısında daha sert bir politika izliyor. Ayrıca Doğu Avrupa’daki ülkelerden bazıları, Almanya ve Fransa gibi ülkeleri Rusya yanlısı olmakla suçluyor.

Almanya’nın Ukrayna’ya silah ihracatını desteklemediğini açıklamasının üzerine Ukrayna ve Letonya gibi ülkelerden sert karşılık geldi. Ukrayna Savunma Bakanı Oleksey Reznikov, “Almanya, Rus saldırganlığı konusundaki tutumunu değiştirmezse, yeniden eski Doğu Almanya Cumhuriyeti’nin kurulması durumuyla karşı karşıya kalabilir” ifadelerini kullandı.

Letonya Savunma Bakanı Artis Pabriks ise Çin ve Rusya ile sürdürdüğü ilişkileri nedeniyle Almanya’yı “ahlaksız ve ikiyüzlü” olmakla suçladı. Ayrıca Letonya Savunma Bakanı, Berlin’in Pekin ve Moskova ile ilişkilerinin ‘Doğu ve Batı Avrupa arasında anlaşmazlıklarına yol açtığını’ ileri sürdü.

Letonya, Litvanya ve Estonya gibi Baltık ülkeleri, NATO’nun bölgedeki birliklerini geri çekmesi durumunda Moskova’nın kendilerini işgal edeceğini düşünüyor. Ukrayna ise Rusya karşısında pozisyonunu güçlendirmek için AB ile ilişkilerini geliştirmeyi ve NATO’ya üye olmayı amaçlıyor. Bu nedenle Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya’ya karşı daha sert bir tavır alırken, Batı Avrupa ülkelerinin de kendilerinin yanında yer almasını istiyor.

Ancak Doğu Avrupa ülkelerinin, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden beklediği desteği bulduğu söylenemez. Bu nedenle Doğu Avrupa, kendisine farklı çözüm yolları ve yeni ittifaklar arıyor. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, geçtiğimiz günlerde Ukrayna, Polonya ve İngiltere’den meydana gelen üçlü bir ittifak kurulması için çalışmaların başladığını açıkladı. Almanya ve Fransa’dan beklediği desteği bulamayan Ukrayna; Polonya ve İngiltere gibi ülkelerle yeni iş birliği alanları arıyor.

Estonya, Letonya ve Litvanya gibi Baltık ülkeleri ise; bölgede NATO’nun daha aktif olmasını ve Rusya karşısında önlemlerini artırmasını istiyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda yeni hedefin kendileri olacağını düşünen Baltık ülkeleri; Batı Avrupa ülkelerini harekete geçmeye çağırıyor.

Almanya ve Fransa ise yeni kurulan çok kutuplu dünyada yer almak için, ABD’nin politikalarına tam anlamıyla destek vermekten kaçınıyor. Almanya ve Fransa’nın ilk önceliği; ABD’den stratejik özerklik ilan etmeye çalışmak ve AB’yi küresel güç haline getirmek. Son dönemde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, sık sık “Avrupa Ordusu” kavramını gündeme getiriyor. ABD’nin birçok konuda tek başına hareket etmesini ve kendisini Batı’nın koruyucusu olarak görmesini eleştiren Avrupa; yeni bir ordu kurarak, ekonominin yanı sıra askeri olarak da tam anlamıyla bağımsız olmayı istiyor.

İlerleyen dönemde Batı Avrupa ile Doğu Avrupa arasındaki fikir ayrılıklarının daha da artması bekleniyor. Rusya ile Ukrayna arasında askeri çatışmaların başlaması durumunda, Batı Avrupa’nın savaşa müdahale etmesi beklenmezken Doğu Avrupa’nın ise sert bir tutum sergilemesi kaçınılmaz görünüyor.