Pakistan’da Şahbaz Şerif ile birlikte değişen dengeler…
Pakistan’da geçtiğimiz günlerde yapılan güven oylaması sonrası İmran Han hükümeti düşmüştü. İmran Han’ın başbakanlık koltuğunu ise Şahbaz Şerif devraldı. Peki, Şahbaz Şerif kimdir? Yeni hükümetin nasıl bir dış politika izlemesi bekleniyor?
Pakistan’da başbakanlık koltuğuna yerleşen Şahbaz Şerif, daha önce üç kez başbakanlık yapan Navaz Şerif’in kardeşi. 2018 yılında Panama Belgeleri’nin yayımlanmasının ardından Navaz Şerif hakkında yolsuzluk iddiaları gündeme gelmiş ve daha sonrasında üçüncü kez görevden alınmıştı.
Şahbaz Şerif, 2019 yılından bu yana parlamentonun alt kanadı Ulusal Meclis’te muhalefetin liderliğini yürütüyordu. İmran Han’a sert muhalefette bulunan Şerif, Eylül 2020’de Pakistan’ın yolsuzlukla mücadeleden sorumlu kurumu Ulusal Hesap Verebilirlik Bürosu’nun (NAB) 76 milyon dolar kara para akladığı yönündeki suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Şerif, söz konusu suçlamalar nedeniyle yetkililer tarafından gözaltına alındı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre, soruşturmada, Şahbaz Şerif’in ailesine ait 28 paravan hesap tespit edildi ve paranın 2008 ila 2018 yılları arasında bu hesaplar üzerinde aklandığı ortaya çıktı.
Söz konusu soruşturmada 17 bin kredi işlemi belirlendi ve paranın gizli hesaplarda tutulduktan sonra Şerif’in hesabına aktarıldığı görüldü. Yeni başbakan, söz konusu suçlamalar karşısında tutuksuz yargılandı.
Şahbaz Şerif, daha önce Pencap’ta üç dönem başbakanlık görevinde bulundu. Pencap, ülkenin en kalabalık ve siyasi açıdan en önemli eyaleti olarak ön plana çıkıyor. 70 yaşındaki Şerif, 13 yıl süren eyalet başbakanlığı görevinde, çeşitli suçlamalar, eleştiriler ve tepkiler ile karşı karşıya kaldı.
BBC Türkçe’nin haberine göre, yeni başbakan, eyalet başbakanlığı yaptığı dönemde siyasi meseleler karşısında sergilediği tutumlar ve duygusal çıkışları nedeniyle sürekli kamuoyu gündeminde kaldı. Şerif; siyasi rakipleri ve medya tarafından yakından izlenen bir siyasetçi haline geldi.
Şerif’in rakipleri, gittiği her yerde gazetecilerin de kendisine eşlik etmesi nedeniyle Şerif’e ‘şov yapma’ suçlamasında bulunuyordu. Çizmeleriyle sel sularının içinde resmi kurumlara ani baskınlar düzenlerken ortaya çıkan görüntüler ise Şerif’e yönelik eleştirilerin artmasına yol açtı.
Şahbaz Şerif ile birlikte çalışan hükümet yetkilileri ve gazeteciler ise onun ‘çalışan bir yönetici’ olduğunu söylüyor.
BBC Türkçe’ye konuşan Salman Gani’ye göre, 1985 yılında Lahor Ticaret Odası Başkanı olarak görev yapan Şerif, ağabeyi Navaz Şerif ve partisi için çalışmalarda bulundu. Daha sonrasında siyasete girmeye karar verin Şahbaz Şerif, 1988 seçimlerinde Pencap eyalet meclisine girmeyi başardı.
1990 yılında Ulusal Meclis’e ve daha sonra 1993 yılında Pencap meclisine seçilen Şerif, eyalet meclisinde muhalefetin lideri olarak ön plana çıktı. 1997’de Pakistan Müslüman Birliği-Navaz’ın (PML-N) seçimleri kazanmasının ardından Şerif ilk defa eyalet başbakanlığına seçildi ve görevine başladı.
Şerif, eyalet başbakanlığı döneminde oluşturduğu ekiple birlikte önemli bir idarecilik sergiledi. Siyasi uzmanlara göre, birtakım projeler başlatan Şahbaz Şerif, hedeflerine ulaşmak için ciddi çalışmalarda bulundu.
1999 yılında Genelkurmay Başkanı Pervez Müşerref’in sıkıyönetim ilan etmesi üzerine Navaz Şerif Suudi Arabistan’a sürgüne giderken, Şahbaz Şerif ise bir süre tutuklu kaldı. İki kardeş, Müşerref’in uçağını kaçırma ve vatana ihanet gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı.
2000 yılında Şerif ailesinin Genelkurmay Başkanı Müşerref ile gizli bir anlaşma yaptığı iddia edilse de; söz konusu iddialar Şerif ailesi tarafından reddedildi. Daha sonrasında iki kardeş, eski Pencap Valisi Çaudri Sarvar’ın çabaları sonucu Suudi Arabistan’dan İngiltere’ye gitti.
Şahbaz Şerif ve Navaz Şerif, 2007 yılında ülkelerine geri döndü ve ertesi yıl seçimler gerçekleştirildi. Şahbaz Şerif bu seçimlere katılım gösteremedi.
Şahbaz Şerif, 2013 yılında üçüncü kez eyalet başbakanlığına seçilirken, görev süresi boyunca eğitim ve sağlık alanlarında önemli projeler geliştirdi. Bu süre içerisinde İmran Han ile defalarca karşı karşıya gelen Şerif, özellikle ulaşım alanındaki projelerinde başarılı oldu.
NAVAZ ŞERİF’İN DIŞ POLİTİKASI NASIL ŞEKİLLENECEK?
Pakistan’da geçtiğimiz günlerde hükümeti düşen İmran Han, Çin ve Rusya yanlısı politikalarıyla ön plana çıkıyordu. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının başladığı gün Moskova’ya giden İmran Han, ABD ve Batı dünyasının tepkisini çekmişti. Han, görevde kaldığı süre boyunca Çin ile de ekonomik, ticari, siyasi ve askeri ilişkilerini geliştirdi.
İmran Han, 24 Şubat’ta Putin’i ziyaretine tepki gösteren Batı ülkelerine sert bir şekilde yanıt vermişti. Pakistan’ın bağımsız bir ülke olduğunu söyleyen Han, ABD ve Batı ülkelerinin sözlerine göre dış politikalarını şekillendirmediklerini belirtmişti.
Eski Pakistan Başbakanı ayrıca; ABD’nin Pakistan’da askeri üs kurmasına izin vermemiş, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki İkinci Dağlık Karabağ Savaşı’nda Bakü’ye destek vermiş, Körfez ile İran arasında yaşanan gerginliklerde ara bulucu rolünü üstlenmiş, Filistin konusunda İsrail karşıtı politika sergilemiş ve Hindistan ile yaşanan sorunlarda diplomatik çözümlere öncelik vermişti.
Han, ülkede son dönemde yaşanan gelişmeleri dış güçlere bağlamış, ABD’nin Pakistan’da darbe yapmak istediğini savunmuştu. Ayrıca eski Pakistan Başbakanı, ülkedeki muhalefetin ABD yanlısı olduğunu öne sürmüştü.
Şahbaz Şerif’in başbakanlık koltuğuna oturduğu Pakistan’da; ABD ve AB ile ilişkilerin önümüzdeki dönemde güçlenmesi bekleniyor. Başta ABD olmak üzere birçok ülkenin desteğini alan Şerif’in, ilerleyen günlerde Rusya karşıtı yaptırımlara katılması gündeme gelebilir.
Şerif’in Hindistan ile yaşanan sorunlarda Han’ın başlattığı diplomatik süreci sürdürmesi ve çözüm için diplomasiye önem vermesi bekleniyor. Ayrıca Şerif hükümetinde, Pakistan’ın çıkar ve menfaatleri açısından Çin ile son dönemde yoğunlaşan ticari ilişkilere daha da önem verilmesi öngörülüyor. Ancak Şahbaz Şerif yönetimindeki Pakistan için önceliğin Rusya ve Çin değil, ABD ve AB olacağını söylemek mümkün.
Görevine başladıktan sonra ilk mesajlarını veren Şerif, ülkesinin ABD ile geçmişten bugüne uzanan köklü bağları olduğunu söylerken, bunu tek taraflı olarak germeyeceğini ifade etti. Şerif ayrıca, ülke ekonomisini güçlendirmek için ABD, İngiltere ve AB ile ‘samimi’ ilişkilerini sürdüreceğine dikkat çekti.
Eski Başbakan İmran Han ise erken seçim mücadelesi başlatacağını ilan etti. Pakistan’da erken seçimin gerçekleşmesi durumunda yeniden iktidara geleceğini düşünen Han, mitingler düzenlemeye başlamayı planlıyor. Han yanlıları ise sokaklarda gösteriler düzenlemeye devam ediyor.