Naomi Klein: "Halkımızın büyük kısmı 'siyonizm' adındaki sahte puta tapıyor"
Ünlü iklim adaleti profesörü Naomi Klein, New York şehri sokaklarında gerçekleştirilen acil durum Seder’inde (Yahudilerin hamursuz bayramında yedikleri törensel yemek) Yahudi halkı, siyonist ideolojinin Yahudilere karşı kullanımına ilişkin bilgilendirdi.
Musa'yı ve dağdan indiğinde İsraillilerin altın bir buzağıya taptıklarını gördüğünde duyduğu öfkeyi düşünüyordum.
Bu öyküyü anlamanın daha az gerçekçi bir yolu vardır. Hikaye sahte putlar hakkındadır. İnsanların süfli ve parlak olana tapma, büyük ve aşkın olandan ziyade küçük ve maddi olana bakma eğilimi hakkında.
Bu akşam sokaklarda devrim niteliğindeki bu tarihi Seder'de sizlere söylemek istediğim şey, halkımızın büyük bir kısmının bir kez daha sahte bir puta taptığıdır. Onunla büyülenmiş durumdalar. Onunla sarhoş oluyorlar. Onunla kirlenmişler.
Bu sahte putun adı siyonizmdir.
İncil'deki en derin adalet ve kölelikten kurtuluş hikayelerimizi alıp onları sömürgeci toprak hırsızlığının acımasız silahlarına, etnik temizlik ve soykırım için yol haritalarına dönüştüren sahte bir puttur.
Bu, vaat edilmiş topraklar gibi, insanın özgürleşmesine dair, farklı inançları aşarak dünyanın her köşesine ulaşmış bir metaforu, bu denli aşkın bir fikri alıp militarist bir etno-devlet için bir satış senedine dönüştürmeye cüret eden sahte bir puttur.
Siyasi siyonizmin kurtuluş versiyonunun kendisi küfürdür. Başından beri, Filistinlilerin Nakba'da evlerinden ve atalarının topraklarından kitlesel olarak sürülmesini gerektirmiştir.
Başından beri kurtuluş hayalleriyle savaş halinde olmuştur. Bir Seder'de bunun Mısır halkının kurtuluş ve kendi kaderini tayin etme hayallerini de içerdiğini hatırlamakta fayda var. Siyonizmin bu sahte idolü, İsrail'in güvenliğini Mısır diktatörlüğü ve bağımlı devletlerle bir tutmaktadır.
Tıpkı Çıkış Kitabı'ndaki firavunun İsraillilerin artan nüfusundan korkması ve bu nedenle oğullarının ölümünü emretmesi gibi, başından beri Filistinli çocukları insan olarak değil, demografik tehdit olarak gören çirkin bir özgürlük üretmiştir.
Siyonizm, bizi bugünkü felaket anına getirdi ve artık şunu açıkça ifade etmenin zamanı geldi: Siyonizm bizi her zaman buraya yönlendiriyordu.
Bu sahte put, çok sayıda insanımızı derin bir ahlaksızlık yoluna sürüklemiş ve şu anda temel emirlerin parçalanmasını meşrulaştırmalarına neden olmuştur: Öldürmeyeceksin. Çalmayacaksın. Göz dikmeyeceksin.
Bu, Yahudi özgürlüğünü, Filistinli çocukları öldüren ve sakat bırakan misket bombalarıyla bir tutan sahte bir puttur.
Siyonizm, en küçük çocuklar tarafından sorulan dört soruyla Seder'de yer alan bir uygulama olan sorgulamaya verdiğimiz değer de dahil olmak üzere, tüm Yahudi değerlerine ihanet eden sahte bir puttur.
Halk olarak metne ve eğitime duyduğumuz sevgi de buna dahil.
Bugün bu sahte idol Gazze'deki tüm üniversitelerin bombalanmasını; sayısız okulun, arşivin, matbaanın yok edilmesini; yüzlerce akademisyenin, gazetecinin, şairin öldürülmesini meşrulaştırıyor.
Bu arada, bu şehirde üniversiteler New York Şehir Polisi’ni çağırıyor ve kendilerine “Bu soykırımı mümkün kılarken, ona yatırım yaparken ve onunla iş birliği yaparken, biz dahil herhangi bir şeye inandığınızı nasıl iddia edebilirsiniz?” gibi temel soruları sormaya cesaret eden kendi öğrencilerinin oluşturduğu büyük tehdide karşı barikat kuruyorlar.
Sahte siyonizm putunun çok uzun zamandır kontrolsüz bir şekilde büyümesine izin verildi.
Yahudiliğimiz bir etno-devlet tarafından sınırlandırılamaz, çünkü Yahudiliğimiz doğası gereği enternasyonalisttir.
Yahudiliğimiz bu devletin azgın ordusu tarafından korunamaz, çünkü bu ordunun yaptığı tek şey, biz Yahudiler dahil herkese karşı üzüntü ekmek ve nefret biçmektir.
Yahudiliğimiz, ırk, etnik köken, fiziksel yetenek, cinsiyet kimliği ve nesiller arasında Filistin ile dayanışma için seslerini yükselten insanlar tarafından tehdit edilmemektedir.
Yahudiliğimiz bu seslerden biridir ve bu koroda hem güvenliğimizin hem de toplu kurtuluşumuzun yattığını bilir.
Bizim Yahudiliğimiz, sevdiklerimizle ve yabancılarla yemek ve şarap paylaşmak için törenle bir araya geldiğimiz, doğası gereği portatif, sırtımızda taşıyabileceğimiz kadar hafif, birbirimizden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayan, duvarsız, tapınaksız, hahamsız, herkesin, hatta özellikle en küçük çocuğun bile rolü olduğu bir ritüeli ifade eden, Hamursuz Bayramı Seder'inin Yahudiliğidir. Seder, kolektif yas, tefekkür, sorgulama, hatırlama ve devrimci ruhu canlandırmak için üretilmiş bir diaspora teknolojisidir.
Etrafınıza bakın. İşte bizim Yahudiliğimiz bu. Sular yükselirken, ormanlar yanarken ve hiçbir şey kesin değilken, bedeli ne olursa olsun dayanışma ve karşılıklı yardımlaşma sunağında dua ediyoruz.
Siyonizmin sahte putuna ne ihtiyacımız var ne de onu istiyoruz. Bizim adımıza soykırım yapan bu projeden kurtulmak istiyoruz. Yanı başımızdaki katil teokratik petro-devletlerle anlaşmaktan başka bir barış planı olmayan ve dünyaya robo-suikast teknolojilerini satan bir ideolojiden özgürlük istiyoruz.
Yahudiliği, Yahudilerin, çocuklarımızın sürekli korkmasını isteyen, dünyanın bize karşı olduğuna inanmamızı isteyen, böylece kalesine ve demir kubbesinin altına koşmamızı ya da en azından silah ve bağış akışını sürdürmemizi isteyen bir etno-devletten kurtarmaya çalışıyoruz.
Bu sahte puttur.
Ve bu sadece Netanyahu değil, onun yarattığı ve onu yaratan dünya, siyonizm.
Biz neyiz? Bizler, aylardır bu sokaklarda olan kaçışın, siyonizmden kaçışın ta kendisiyiz.
Ve bu dünyanın Chuck Schumers'larına "Bırakın insanlarımız gitsin" demiyoruz, "Biz çoktan gittik. Peki ya çocuklarınız? Onlar artık bizimle" diyoruz.
Yazar/Konuşmacı: Naomi Klein
Çeviren: Mansur Ali Bilgiç
Makaledeki görüşler yazara aittir ve Intell4 Global Strateji Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.'nin görüşlerini yansıtmayabilir. Orijinal esere buradan ulaşılabilir. Metnin tüm hakları The Guardian'a aittir.