Sudan'daki çatışmalar her geçen gün şiddetleniyor: Komşu ülkeler endişeli!

Sudan’da, Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Muhammed Hamdan Dagalo'nun (Hamidti) başında bulunduğu Hızlı Destek Kuvvetleri arasında yaşanan çatışmalar savaşa dönüşüyor. Peki, Sudan'daki çatışmalar neden savaşa evriliyor?

Sudan'da çatışmaların iç savaşı tetiklemesi nedeniyle yabancılar ülkeden hızla ayrılırken, devletler de büyükelçiliklerini tahliye ediyor.

Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında yaşanan çatışmalar, yakın zamanda duracak gibi görünmüyor. Ülkedeki insanlar açısından ise durum gittikçe kötüleşiyor.

SAVAŞIN TARAFLARI

Sudan’daki savaş, Sudan Silahlı Kuvvetleri’nin başında bulunan General Abdülfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Güçleri isimli paramiliter örgütün lideri General Muhammed Hamdan Dagalo arasında yaşanıyor.

Sudan halkı, 2018 yılının nisan ayında sokaklarda protesto gösterilerine başlamış ve yaklaşık bir yıl sonra ülkede 30 yıl hüküm süren Ömer el-Beşir iktidarını devirmişti.

İktidarın devrilme sürecinde halkın yanında yer alan ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri şimdi ise birbirlerine karşı savaşıyor.

Massachusetts merkezli Tufts Üniversitesi'nden Sudan uzmanı Alex De Waal, çatışmalar ile başlayan süreci, “iç savaşın ilk raundu” olarak niteliyor.

De Waal, "Çatışma ivedilikle sona erdirilmezse, bölgesel ve bazı uluslararası aktörlerin para, silah tedariki ve muhtemelen kendi birliklerini veya vekillerini kullanarak çıkarlarının peşinden koştuğu çok boyutlu bir oyun haline gelecektir" değerlendirmesinde bulunuyor.

SORUNUN KÖKENİ NEREYE DAYANIYOR?

Demokrasiye tam anlamıyla geçiş yapılamaması ülkede yaşanan çatışmaların ana nedenini oluşturuyor.

Bu sorun ülkenin bağımsızlığını kazandığı yıldan bu yana devam ediyor. Sudan, 1956 yılında bağımsızlığını kazanmasına rağmen hiçbir zaman demokrasi ülkesi olamadı. 

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin tarihi, 1989 yılında darbe sonucu iktidarı eline alan ve 2019 yılında yine darbeyle iktidardan alınan Ömer el-Beşir'in Darfur bölgesi için görevlendirdiği Cancavid Milisleri'ne dayanıyor.

Dagalo kardeşlerin başında olduğu grup, Sudan'da üstlendikleri paramiliter faaliyetlerin yanında Ömer el-Beşir iktidarında birçok hak elde ederek ülkedeki altın madenlerini işletme hakkına sahip oldu.

Hamidti, elde ettiği ayrıcalıklar sayesinde büyük bir servetin sahibi oldu ve orduyu gölgede bırakarak kendi güçlerini oluşturdu. 

Dagalo liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri, Sudan güvenlik sistemi içinde bağımsız bir yapı konumundaydı ve ordu komuta kademesinden ayrı hareket ediyordu.

Ancak Aralık 2022 tarihinde sivil yönetime geçiş için imzalanan "çerçeve anlaşmada" Hızlı Destek Kuvvetleri'nin tamamen orduya entegre edileceği bildirildi.

Daha sonrasında da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin orduya katılım süreci başlatıldı. Ancak Hamidti'nin ayrıcalıklarından ve elinde bulundurduğu imkanlardan vazgeçmek istememesi ülkeyi bir çıkmaza sürükledi.

Sürecin sonunda ise iki taraf arasında çatışmalar patlak verdi.

DIŞ ÜLKELER VE SUDAN’A ETKİLERİ

ABD'nin Sudan ile olan ilişkileri yıllar içerisinde değişkenlik gösterdi. 1933 yılında Sudan'ı terör destekçisi devletler listesine dahil eden ABD, 1996-2002 yılları arasında Hartum'daki Büyükelçiliği'nin faaliyetlerini durdurma kararı almıştı.

2002 yılından sonra ise diplomatik ilişkilerde yeniden normalleşmeye gidildi. ABD, 2005 yılında güney tarafının referanduma gitmesinde ve Sudan ile Güney Sudan'ın ayrılmasına imkan tanıyan Kapsamlı Barış Anlaşması'nın yürürlüğe girmesinde önemli bir rol üstlendi.

Washington yönetimi, 2019 yılı itibarıyla ise ilişkileri BAE ve Suudi Arabistan aracılığıyla yürütmeyi tercih etti.

Rusya tarafından bakacak olursak da Sudan, Moskova'nın Afrika’ya açılan kapısı.

Rusya ayrıca Avrupa'ya enerji ihracatı için Kızıldeniz ticaret yolu tarafında konumlanmış Port Sudan'da, 300 asker ve dört gemiyi barındırabilecek, bir deniz üssü kurmak istiyor.

Rusya'nın Sudan'daki varlığının bir diğer sebebi ise ülkedeki elmas ve altın madenlerinin işletilmesi hususunda birçok ayrıcalığa sahip olan Wagner grubu.

Wagner grubu açısından Sudan önemli bir gelir kaynağı. Sudan; Wagner'in, Libya ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki üslerinin idaresi ve ulaşım hatlarının kontrolü açısından stratejik bir konumda bulunuyor.

ÇATIŞMALARIN KOMŞU ÜLKELERE YANSIMASI

Sudan’da boy gösteren çatışmalar hem komşu ülkeleri hem de ülkede ticari faaliyet yürüten diğer devletleri tedirgin ediyor.

Özellikle Sudan'ın sınır komşuları Eritre, Etiyopya, Güney Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Mısır ve Libya çatışmaların kendi ülkelerine sıçrayabilecek olmasından büyük endişe duyuyor.

Çad, meydana gelebilecek göç karmaşasına engel olabilmek için sınırları kapatmak istiyor ancak bunun yeterli olmayacağını düşünüyor.

Mısır da çatışmaların bir an önce son bulması için Güney Sudan ile görüşmeler gerçekleştiriyor.

Ayrıca Mısır’ın ülkenin kalkınmasında katkıda bulunduğu düşüncesiyle Abdülfettah el-Burhan’ı desteklediği konuşuluyor. Libya’da ise Halife Hafter’in Hamidti’yi desteklediği biliniyor.

Birleşik Arap Emirlikleri ise 2019 yılından itibaren Abdülfettah el-Burhan ve Hamidti arasında bir denge politikası yürütüyordu. Ancak meydana gelen çatışmalar ile birlikte Hafter üzerinden Hamidti'ye destek verdiği konuşuluyor. Ayrıca Hamidti'nin kişisel servetinin de BAE'de olduğu belirtiliyor.

Güney Sudan da çatışmaların bir an önce sonlandırılması ve istikrarın sağlanması için ateşkes çalışmalarını sürdürüyor.

Uluslararası Kriz Grubu'ndan Alan Boswell, yaşanan çatışmalar ile ilgili olarak "Sudan'da olanlar Sudan'da kalmayacak" ifadelerini kullandı.

Boswell, "Çad ve Güney Sudan potansiyel yayılma riski altında görünüyor. Ancak (çatışma) ne kadar uzun sürerse büyük bir dış müdahale görme ihtimalimiz de o kadar artar" şeklinde konuştu.

GÜNEY SUDAN SINIRLARINI KAPATTI

Sudan’da devam eden çatışmalar nedeniyle Güney Sudan, ülke ile olan sınırlarını geçici olarak kapatma kararı aldı.

Ulusal basında yer alan haberlere göre; Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit, Sudan'daki durumu görüşmek için askeri ve güvenlik heyetleriyle bir toplantı gerçekleştirdi.

Mayardit, gerçekleşen toplantının ardından yaptığı açıklamada, Sudan ile olan sınırın kapatılacağını söyledi. 

Komşu ülkeler, çatışmaların kendi topraklarına sıçramasından endişe duyuyor. İki taraf arasında yaşanan çatışmaların yakın zamanda son bulması ise bir hayli zor gözüküyor.

Diğer devletlerin çıkar ilişkilerinden dolayı farklı tarafları destekliyor olması çatışmaların sona ermesini engelliyor.

Sudan’da bir iç savaş var ve bu savaş her geçen gün daha da şiddetleniyor.