Körfez’in Suriye’ye bakış açısı değişiyor…
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşta muhalefete destek veren Körfez ülkeleri, Esad ile yeniden temas kurmaya başladı. Son dönemde iki taraf arasındaki temasların yoğunlaştığı gözlemleniyor. Peki, Suriye ile Körfez arasında neler oluyor? Körfez-Suriye normalleşmesinin bölgeye yansımaları nasıl olur? Esad’ın savaşı kazandığını ve bölgede kalıcı olduğunu söylemek mümkün mü?
Suriye ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkiler, 2011 yılında yaşanan iç savaş nedeniyle kopmuştu. Suriye’deki savaşta muhalif gruplara destek olan Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Bahreyn gibi Körfez ülkeleri; Esad’ın olmadığı bir Suriye ve Orta Doğu istiyordu.
2011 yılından itibaren Suriye’deki muhalif gruplara askeri, ekonomik ve lojistik olarak destek veren Körfez, Esad’ın devrilmesini ve ülkede yeni bir iktidarın göreve gelmesini amaçlıyordu. Körfez tarafından ciddi bir şekilde desteklenen muhalif gruplar, 2015 yılına dek ülkenin birçok noktasında kontrolü ele geçirdi. Hama, Humus, Halep ve Dera gibi Suriye’nin önemli şehirlerini ele geçiren Körfez destekli muhalifler, Esad’ı koltuğundan devirmeye çok yaklaşmıştı.
Ancak 30 Eylül 2015 yılında Rusya’nın aktif bir şekilde Suriye savaşına dahil olması; bölgedeki tüm dengeleri tersine çevirdi. Rusya’dan ciddi bir hava desteği alan Suriye ordusu, muhaliflerin kontrolündeki şehirleri geri almak için harekete geçti. İran destekli gruplar ve Lübnan Hizbullah’ı da Esad’ın yanında yer alırken, Suriye Ordusu kısa sürede birçok şehri geri almayı başardı.
Rusya’nın aktif desteği devreye girmeden önce Suriye topraklarının yalnızca yüzde 20’si Esad’ın kontrolünde bulunuyordu. Ancak Rusya’nın hava desteği ve Suriye Ordusu’nun kara harekatı ile birlikte Hama, Humus, Halep, Palmira, Dera, Kuneytra, Doğu Guta ve Yermük gibi bölgeler yeniden Esad’ın kontrolü altına girdi.
Rusya, İran ve Çin’in verdiği ekonomik, askeri ve siyasi destek sayesinde Esad; Suriye’de koltuğunu korumayı başardı. Suriye Ordusu’nun ülkenin çoğunluğunda hakimiyeti sağlaması, bölgedeki IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütlerinin dış ülkelere de zarar vermesi ve Rusya’nın nüfuzunu her geçen gün artırması üzerine Körfez ülkeleri; Suriye üzerinde farklı bir strateji izlemeye başladı.
Esad’ın muhalifler karşısında elde ettiği zaferler ve Rusya’nın bölgedeki aktif rolünün ardından Körfez ülkelerinin Suriye’deki faaliyetleri azalmaya başladı. Özellikle savaşın ilk yıllarında muhaliflere verilen yoğun askeri desteğin, Rusya’nın savaşa dahil olmasının ardından kesildiği görüldü. Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Kuveyt gibi ülkeler; 2015 yılından sonra Suriye’den daha çok Yemen savaşı üzerine yoğunlaşmaya başladı.
Körfez’in Suriye’de Esad karşıtlığının en önemli nedenlerinden biri de İran’ın Suriye hükümetiyle yıllardır kurduğu yakın ilişki. İran, Esad’ın Suriye’deki iktidarını kendi güvenliği için oldukça kritik bir konumda görürken; Körfez ise İran’ın Orta Doğu’daki ülkelerde etkinliğini artırmasından büyük ölçüde rahatsız. 2011 yılından 2015’e dek Suriye’de İran destekli Esad’ı devirmeye çalışan Körfez; 2015 yılından itibaren ise Yemen’de İran destekli Husilere karşı mücadele yürütmeye başladı.
SURİYE’DE ESAD KALICILIĞINI İLAN ETTİ
Suriye’de 2011 yılından bu yana devam eden iç savaşta yüz binlerce insan yaşamını yitirirken, yaklaşık 7 milyon ise bulundukları yerleri terk ederek farklı ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Söz konusu savaşta IŞİD, El Nusra ve Heyet Tahrir el-Şam gibi terör örgütleri ortaya çıkarak bölgede büyük tahribatlara yol açtı.
ABD, Rusya, Fransa, Almanya, Suudi Arabistan, BAE, Katar, İran ve Türkiye gibi ülkeler; Suriye’deki savaşa doğrudan ya da dolaylı yollarla dahil oldu. Esad’ın yeniden ülkenin birçok noktasını ele geçirmesinde Rusya ve İran gibi ülkeler kritik rol oynarken; ABD ve Fransa gibi ülkeler ise terör örgütü PYD/PKK’ya destek vererek Suriye’nin kuzeyinde yeni bir yapı ortaya çıkarttı.
Savaşın ilk dört yılında büyük kayıplar yaşayan Esad, 2015 yılında Rusya’nın aktif bir şekilde savaşa dahil olmasının ardından yeniden koltuğunu sağlama aldı. Esad; Rusya, İran ve Çin’in desteği ile birlikte Suriye’deki kalıcılığını korumayı başardı. Suriye’de iç savaş devam ederken, ülkede iki defa seçim yapıldı. Her ne kadar Batı ve ABD tarafından seçimler meşru olarak kabul edilmese de; Esad, söz konusu seçimlerin ardından zaferini ilan etti.
Esad’ın askeri ve siyasi olarak ülkede elde ettiği başarılar; Körfez ülkelerinin Suriye’deki politikalarını yeniden gözden geçirmelerini beraberinde getirdi. Son yıllarda Körfez ile Esad arasında yeniden temaslar kurulmaya başladı. Özellikle BAE ile Suriye arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması; tüm dünya tarafından dikkat çekti. Suudi Arabistan, Sudan ve Ürdün gibi ülkelerin de yeniden Esad ile iletişim kurmaya başladığı görüldü.
İKİ ÜLKE ARASINDA YILLAR SONRA BİR İLK
Geçtiğimiz günlerde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan, Suriye’nin başkenti Şam’a giderek Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bu ziyaret, 2011 yılından bu yana BAE Dışişleri Bakanının Suriye’ye yönelik ilk ziyareti oldu.
Söz konusu gelişme, ilk önce Lübnan medyasında yer alırken, daha sonra BAE Devlet Başkanlığı tarafından duyuruldu. Resmi açıklamanın neden geç yapıldığı konusunda ise BAE’li yetkililerden herhangi bir açıklama gelmedi.
İki isim arasında çeşitli alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi ile birlikte bölgesel ve uluslararası konuların ele alındığı belirtildi. Al Nahyan, 2011 yılından bu yana Suriye’yi ziyaret eden en üst düzey BAE yetkilisi olarak kayıtlara geçti.
KÖRFEZ-SURİYE NORMALLEŞMESİ BÖLGEYE NASIL YANSIYACAK?
Son yıllarda Körfez ile Esad arasında kurulan temaslar; her iki tarafın önümüzdeki dönemde ilişkilerini normalleştireceği yönünde sinyaller veriyor. İki taraf arasında ilişkilerin normalleşmesi; 10 yılı aşkın zamandır devam eden Suriye iç savaşının sonlanmasına yol açabilir.
Biden sonrası İran, Rusya ve Çin gibi ülkelerle daha çok iletişim kurmaya başlayan Körfez’in; Suriye ile de ilişkilerinde yeni bir sayfa açması yüksek ihtimal olarak görülüyor. Körfez, Suriye’de Esad ile bağlantı kurarak Avrupa’ya yönelik doğalgaz ve enerji ihracına yeniden başlamak istiyor.
Sudan, BAE ve Ürdün gibi ülkelerin ardından ilerleyen dönemde Bahreyn, Kuveyt, Katar ve Umman gibi ülkelerin de yeniden Esad ile iletişim kurması bekleniyor. Esad yönetimindeki Suriye’nin, yeniden Arap Birliği’ne dahil edilmesi de gündeme gelebilir.