Kays Said’e karşı protestolar sürüyor: “Tunus’ta tiranlık olmayacak”
Tunus’ta siyasi partilerin çoğunun aralık ve ocak aylarında yeni parlamento için yapılan seçimleri boykot etmesi üzerine yerel meclisler ülkenin son etkin yönetim organları olarak varlığını sürdürüyordu. Ancak Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, belediye meclislerinin feshedileceğini açıkladı. Said yönetimi, ülkedeki muhalif isimleri ise “hainler, suçlular ve teröristler” şeklinde nitelendirmeye devam ediyor.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Temmuz 2021’de "ülkenin tehlikede olduğu" gerekçesiyle dönemin başbakanını görevden alırken, parlamentonun yetkilerini dondurmuştu.
Cumhurbaşkanı Said, 22 Eylül 2021'de ise imzaladığı kararnameyle yetkilerini genişleterek yürütme organını da kendisine bağlamıştı.
Şubat 2022'de Yüksek Yargı Konseyinin feshedildiğini belirten Said; 25 Temmuz 2022'de Anayasa değişikliği referandumuna, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçime gidileceğini duyurmuştu.
Yüzde 30,5 katılımla düzenlenen referandumda, yüzde 94,6 "evet" oyuyla yeni anayasa kabul edilmişti.
Kays Said, 15 Eylül 2022’de ise erken genel seçimlerde uygulanacak yeni seçim yasasını açıklamıştı.
Ülkedeki siyasi partilerden, Nahda Hareketi, Tunus’un Kalbi Partisi, Demokratik Akım Partisi, Özgür Anayasa Partisi, Afak Tunus Partisi gibi Tunus’ta önemli siyasi partiler ile muhaliflerin çatı oluşumu Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi, peş peşe yaptıkları açıklamalarla seçimi boykot edeceklerini duyurmuşlardı.
Cumhurbaşkanı Kays Said’in geçtiğimiz yıl duyurduğu yeni seçim yasasına göre, mecliste daha önce 217 olan sandalye sayısı 10’u diasporada olmak üzere 161’e indirildi.
İki turlu seçimin benimsendiği yasaya göre, adayların ilk turda milletvekili seçilebilmesi için oyların yarıdan fazlasını alması gerekiyor. Bu oy oranına uluşılamayan bölgelerde en çok oyu alan iki adayın katılacağı ikinci tur seçimler düzenleniyor.
9 milyon 136 bin 502 seçmenin bulunduğu Tunus'ta 17 Aralık 2022'de düzenlenen erken genel seçimlerin ilk turuna katılım yüzde 11,22'de kalmıştı.
Seçimlerdeki düşük katılımın ardından muhalefet partileri, Kays Said’in meşruiyetini kaybettiğini savunarak cumhurbaşkanlığı seçiminin öne alınması çağrısı yapmıştı.
29 Ocak’ta düzenlenen erken genel seçimlerin ikinci turuna katılım da yüzde 11,3 oranında gerçekleşti.
Tunus’ta birçok siyasi partinin boykot ettiği erken genel seçimlerin kesin olmayan sonuçlarına göre; yeni parlamento, ağırlıklı olarak Kays Said destekçisi isimlerden oluştu.
TUNUS’TA HÜKÜMET KARŞITI PROTESTOLAR ŞİDDETLENİYOR
Tunus’ta siyasi ve ekonomik krizin artması ise sendikaları harekete geçirdi. Tunus Genel İşçi Sendikası’nın (TGİS), çeşitli sektörlerde grev ve bazı kentlerde gösteri düzenleyeceklerini duyurmasının ardından 18 Şubat’ta, Sfaks, Tuzer, Medenin, Kasrin, Kayravan, Nabil, Monastir ve Cenduba kentlerinde yüzlerce sendika üyesi hükümeti protesto etti.
4 Mart’ta da Tunus Genel İşçi Sendikası'nın (UGTT) çağrısıyla binlerce protestocu muhaliflerin tutuklanması ve gözaltına alınmasına karşı sokaklara döküldü.
Göstericiler, "tek adam yönetimine hayır", "Sendikaya yönelik saldırıları durdurun" yazılı pankartlar taşırken, "Said korkaktır, sendika korkmuyor", "özgürlük", "polis devletine son verin" sloganları attı.
UGTT Genel Sekreteri Noureddine Taboubi ise yaptığı konuşmada, "Said buradaki herkesi tehdit ediyor, partileri, sivil toplumu, sendikaları. Tunuslular diktatörlüğü kabul edemeyeceğimizi söylemek için buradalar. Biz mücadele yolunu seçtik. Özgürlüğün bastırılmasını kabul etmeyeceğiz, Tunus'ta tiranlık olmayacak” dedi.
AB, TUNUS’TAKİ GELİŞMELERİ ENDİŞEYLE İZLİYOR
Tunus’ta 11 Şubat’tan bu yana siyasiler, gazeteciler, aktivistler, hakimler ve iş insanlarını kapsayan gözaltı operasyonları düzenleniyor.
AA’nın aktardığına göre, “Gözaltı dalgası”, Nahda Hareketi'nin eski yöneticilerinden Abdulhamid el-Celasi, İş ve Özgürlükler için Demokratik Blok Partisi yöneticilerinden Hiyam et-Turki ve iş insanı Kemal Latif'in gözaltına alınmasıyla başladı.
Nahda Hareketi Sözcüsü İmad el-Hamiri, "darbeye" karşı çıkan siyasi muhaliflerin sindirilmeye çalışıldığını ve bu kapsamda Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi'nin de sorgulanmak üzere polis merkezinden bir celp aldığını duyurdu.
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi'nin 16 Şubat’ta gözaltına alınan eski Ofis Müdürü Fethi Kemmun’un ise 24 Şubat’ta "kara para aklama" suçlamasıyla tutuklu yargılanmasına karar verildiği bildirildi.
22 Şubat'ta Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri İsam eş-Şabi, 24 Şubat’ta Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin üyelerinden Anayasa Profesörü Cevher bin Mübarek ile siyasi aktivist Şeyma İssa ve 25 Şubat’ta eski Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Gazi eş-Şevaşi gözaltına alındı.
Cumhuriyet Partisi, 25 Şubat’ta yaptığı açıklamada; Şabi, Bin Mübarek, İssa, Şevaşi ve avukat Rıza Bilhac’ın tutuklandığını bildirdi.
AB Komisyonu Dış İlişkiler Sözcüsü Nabila Massrali, Tunus’ta yaşanan olaylarla ilgili, “Tunus, zor bir durumdan geçerken meydana gelen olayları büyük endişeyle takip ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Massrali, "AB, Tunuslu makamların ülkenin karşı kaşıya bulunduğu zorluklara doğru karşılıklar vereceğini ümit etmektedir. Siyasi ve sosyal paydaşlar kapsayıcı şekilde birlikte çalışmalıdır" dedi.
Nabila Massrali, AB'nin Tunus'taki yapısal değişikliklere yönelik çabaları desteklemeye hazır olduğunu belirterek, Tunus ile ilgili gelişmelerin 20 Mart'ta düzenlenecek AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda ele alınacağını söyledi.
KAYS SAİD BELEDİYE MECLİSLERİNİ FESDEHECEK
Siyasi partilerin çoğunun aralık ve ocak aylarında yeni parlamento için yapılan seçimleri boykot etmesi üzerine yerel meclisler ülkenin son etkin yönetim organları olarak varlığını sürdürüyordu. Ancak Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, belediye meclislerinin feshedileceğini açıkladı.
Said, kabine toplantısı videosunda, "Belediyeleri feshetmek ve yerlerine özel konseyler kurmak için bir kararnameyi görüşeceğiz" ifadelerini kullandı.
Yeni konseylerin kendisinin getireceği yeni düzenlemeler çerçevesinde seçileceğini belirten Said, daha önce mevcut konseyleri "devlet içinde devletler" olarak adlandırmış ve "tarafsız olmadıklarını" söylemişti.
Cumhurbaşkanı Said, neredeyse tüm yetkileri cumhurbaşkanlığında topladı. Said, Tunus'u "yozlaşmış, kendine hizmet eden bir siyasi elitin elinde yıllarca süren kaostan" kurtarmak için bunun gerekli olduğunu savunuyor.
GÖÇMEN KARŞITI SÖYLEMLER NEFRET SUÇUNA DÖNÜŞÜYOR
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 22 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen düzensiz göçle "Tunus’un demografik yapısının değiştirilmesinin hedeflendiğini", bunun kontrol altına alınması için gerekli tedbirlerin uygulanması çağrısında bulunmuştu.
Kays Said’in ülkesindeki Afrikalı göçmenlerin "kontrol altına alınması gerektiği" yönündeki açıklaması ve Tunus halkının tepkisizliği, ülkedeki göçmenlere yönelik ırkçı politikaların artmasına neden oluyor.
Gzt’nin aktardığına göre, Tunus Cumhurbaşkanı Said'in suç işlemekle ve ülkenin demografik yapısını değiştirmeyi planlamakla suçladığı belgesiz Sahra Altı uyruklulara yönelik baskı başlatmasının ardından Afrikalı vatandaşlar ülkelerine geri dönüş planları yapmaya başladı.
Göçmen karşıtı söylemlerin günden güne çoğaldığı Tunus’ta insan hakları gruplarıysa, Kays Said'i büyüyen ekonomik ve siyasi krizden uzaklaşmak için yabancı düşmanlığını körüklemekle suçluyor.
Tunus’ta, Cumhurbaşkanı Kays Said aleyhinde yapılan protesto gösterilerinin özellikle son dönemde arttığı görülüyor. Ekonomik zorluklar ve siyasi krizler, Tunus’u zorlu bir sürece sürüklüyor. Ülkeyi tek adam rejimine dönüştüren Cumhurbaşkanı Said’in üzerindeki baskı ise giderek artıyor.