Tunus’taki gelişmeler Türkiye ile ilişkileri nasıl etkiler?
Geçtiğimiz günlerde Tunus Cumhurbaşkanı’nın aldığı kararlar Tunus’u bir anda kaos ortamına sürükledi. Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından alınan kararlar kapsamında, Başbakan görevinden azledildi ve Meclis 30 gün tasfiye edildi. Peki, Tunus’ta yaşanan olaylar Türkiye olan ilişkileri nasıl etkiler? Mısır’da yaşanan senaryo Tunus’ta da yaşanabilir mi?
Türkiye için oldukça kritik konumda bulunan bir ülke olan Tunus, 2010 yılının sonlarına doğru Arap Baharı sürecinin başladığı ülke. Bir seyyar satıcının kendini yakması sonrası ülkenin her yerine yayılan protesto gösterileri sonucu 23 yıl iktidarda kalan Zeynel Abidin Bin Ali hükümeti devrilmek zorunda kaldı. Ülkenin içinde bulunmuş olduğu ekonomik durum, gündeme gelen birtakım yolsuzluk ve rüşvet iddiaları, uzun süredir görevde olan iktidarın yıpranmışlığı Tunus halkı tarafından tepki ile karşılanmıştı.
Tunus’ta başlayan olaylar daha sonrasında çok kısa bir süre içerisinde çevre ülkelere yayıldı. Birçok Arap ülkesindeki halk, Tunus halkının, 23 günde iktidarın devrilmesini sağlayan protesto gösterilerinden etkilenerek sokaklara çıktı. Mısır, Libya, Suriye, Ürdün ve Sudan gibi ülkelerde geniş halk kesimleri tarafından kitlesel protesto gösterileri başladı. Bu sürecin sonunda Mısır’da 30 yıllık Hüsnü Mübarek dönemi sona ererken, Libya’da ise Muammer Kaddafi yönetimi devrildi.
Tunus’ta Bin Ali’nin devrilmesi bölgede yeni ve farklı bir sayfa açılmasını beraberinde getirdi. Bin Ali’nin ülkeden kaçarak Suudi Arabistan’a sığındığı bir dönemde, ülkede yapılan seçimlerde El-Nahda partisi iktidara geldi. Oyların yüzde 36’sını alan Nahda partisi, üç parti ile birlikte koalisyon hükümeti kurdu. Nahda’nın iktidara gelmesinde; ülkedeki sol, liberal ve laik kesimlerin kendi aralarında uzlaşı sağlayamaması da etkili oldu.
Nahda partisinin iktidara gelmesi ile birlikte Türkiye-Tunus ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. Nahda ile iyi ilişkiler kuran Türkiye; Doğu Akdeniz’den Libya’ya, Mısır’dan Afrika’ya birçok konuda ortak yerde buluştu.
Nahda partisinin lideri ve aynı zamanda Meclis Başkanı olan Gannuşi, Türkiye’ye bölgedeki politikalarında destek veren bir pozisyonda yer aldı. İhvan ideolojine yakınlığı ile bilinen ve başta Fransa olmak üzere birçok ülke tarafından sevilmeyen Nahda, Libya’da ve Doğu Akdeniz’de Türkiye ile ortak hareket etti. Nahda ile Türkiye arasındaki güçlü ilişkiler, Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki faaliyetlerinde, politikasında ve eylemlerinde önemli bir etken oldu.
MISIR’DA NELER YAŞANMIŞTI?
2010 yılının Aralık ayında Tunus’ta başlayan olaylar çok kısa bir süre içerisinde komşu Mısır’a yayıldı. Mısır’da 30 senedir iktidarda olan Hüsnü Mübarek yönetimi, düzenlenen protesto gösterileri karşısında çaresiz kaldı.
Hakkında birtakım yolsuzluk iddiaları bulunan ve 30 yıldır ülkede otoriter bir rejim kuran Mübarek, Mısır halkının gösterileri ve ayaklanması karşısında uzun süre dayanamadı. Mübarek’in devrilmesinin ardından ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Katılımın yüzde 50’lerde kaldığı seçimlerde, oyların yüzde 51’ini alan Muhammed Mursi, Mısır’ın yeni Cumhurbaşkanı oldu.
Mursi’nin göreve gelmesinin ardından Türkiye-Mısır ilişkileri tarihinin en iyi dönemini yaşadı. Siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel olarak iki ülke arasındaki ilişkiler gelişirken, birçok alanda yeni iş birliği anlaşmaları imzalandı. İki ülke arasında iletişim ve iş birliği her geçen gün gelişirken, bölgesel meselelerde stratejik ortaklık noktasına gelindi.
Ancak Mısır’daki Mursi dönemi fazla sürmedi. Mısır’daki Müslüman Kardeşler hareketine yakınlığı ile bilinen Mursi, göreve geldikten bir yıl sonra Savunma Bakanı Abdülfettah Sisi’nin gerçekleştirdiği darbe sonrası devrildi. Darbe gerekçesi olarak ise Mursi’nin İhvan hareketini devlet kademelerine yerleştirmesi ve ülkede yolsuzluğun artması gösterildi.
Mısır’daki darbeye en şiddetli tepki gösteren ülkelerden biri Türkiye oldu. Türkiye bu darbenin ardından Sisi hükümeti ile ilgili her türlü diplomatik ve siyasi ilişkiyi kesme kararı aldı. Sisi’nin iktidara gelişi ile Türkiye-Mısır ilişkileri tamamen koparken, çevre ülkelerden ise darbeye şiddetli bir tepki gelmedi.
Mursi döneminde tarihin en güçlü ilişkilerini yaşayan Türkiye ile Mısır arasındaki sorunlar günümüzde de devam ediyor. Ancak son aylarda Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler üzerine iki ülke arasında karşılıklı temaslar yeniden başladı.
MISIR’DAKİ SENARYO TUNUS’TA DA YAŞANIR MI?
Türkiye, Mursi’ye düzenlenen darbe sonrası Mısır ile diplomatik ve siyasi olarak tüm ilişkilerini kesme kararı almıştı. Bu kararın alındığı günden bugüne dek Türkiye’nin Kahire, Mısır’ın ise Ankara Büyükelçisi bulunmuyor. Bu durum, aynı senaryonun Tunus’ta da yaşanabileceği ihtimalini beraberinde getiriyor.
Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi gibi Tunus’ta İhvan hareketine yakınlığı ile bilinen ve aynı zamanda Meclis Başkanı olan Gannuşi, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kays Said’in aldığı karar doğrultusunda tasfiye edildi. Bu karar, Gannuşi ve bazı siyasi partiler tarafından darbe olarak nitelendirildi. Kays Said’in Meclisi tasfiye etmesi ülkeyi kaos durumuna sürüklerken, taraflar kendi destekçilerini sokaklara çağırdı. Tüm bu olaylar yaşanırken; Türkiye, Cumhurbaşkanı Kays Said’in aldığı kararları darbe olarak nitelendirdi.
Türkiye tarafından gelen açıklamalar, Mısır’da yaşanan sürecin benzerinin Tunus’ta da yaşanabileceği yönünde sinyaller verdi. Türkiye’nin Nahda ve lideri Gannuşi ile kurduğu güçlü ilişkiler, bölgedeki politikaları açısından çok önemli bir konumda. Tunus’taki kaos ortamı devam ederken, ilerleyen dönemlerde Türkiye’nin Nahda partisine her türlü desteği vereceğini söylemek mümkün. Nahda’nın siyasetten tamamen tasfiye edilmesi durumunda Türkiye-Tunus ilişkilerinin kopma noktasına gelebileceğini söyleyebiliriz.