Türk Devletleri Teşkilatı 10. Zirvesi’nden öne çıkanlar: Astana Bildirisi yayımlandı

Türk Devletleri Teşkilatı'na üye ülkelerin devlet başkanları Kazakistan’ın başkenti Astana’da bir araya geldi. Zirvede İsrail-Filistin arasındaki gerginliğin giderek artması hakkındaki endişeler paylaşılırken sivillerin katliamı kınandı. Liderler, acil ateşkes ve Gazze Şeridi'ne insani yardım çağrısında bulundu.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi'nde Astana Bildirisi kabul edildi.

Bildiride, liderlerin Türk halklarının ortak tarih, dil, kültür, gelenek ve değerleri temelinde TDT çerçevesinde çok taraflı işbirliğini ilerletmeye yönelik birliktelikleri tekrarlandı.

Türk devletlerinin kaydettikleri önemli siyasi ve sosyoekonomik ilerlemenin takdirle karşılandığına, kuruluşundan bu yana TDT'nin elde ettiği başarılardan duyulan memnuniyet dile getirildi.

Bildiride "Teşkilat, Türk dünyasındaki iş birliğinin derinleştirilmesindeki ve Türk dünyasının değerleri ile çıkarlarının bölgesel ve uluslararası alanda daha fazla tanıtılmasındaki rolünü güçlendirme taahhütlerini vurguladı." ifadesi kullanıldı.

Zirvede, üye ülkelerin Türk dünyasının çıkarlarını ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konularda bütünlüklü bir tutum geliştirilmesi amacıyla istişarelerde bulunmasının önemine dikkat çekildi.

"Türk Devri" sloganı altında toplanan TDT 10. Yıl Zirvesi'nde Astana Senedi'nin kabul edildiği aktarılan bildiride, TDT'nin Sivil Koruma Mekanizması'nın kurulmasının önemi ve kurulmasına ilişkin taslak anlaşmanın bu yılın sonuna kadar tamamlanması talimatı verildiği belirtildi.

Bildiride, üye ülkelerin, 6 Şubat'ın "Afet Mağdurlarını Anma ve Dayanışma Günü" ilan edilmesini memnuniyetle karşıladığı belirtilerek, şu açıklamaya yer verildi:

"İş birliğinin ve kardeşliğin gelecek dönemde de devam edeceği beklentisiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümünü samimi birlik ve ortak amaç duygusuyla yürekten kutladıklarını, Türkiye'nin Türk dünyası içinde güçlü bağların ve iş birliğinin geliştirilmesinde oynadığı kritik rolün bilinciyle, Türk halklarını birbirine bağlayan ortak değerlere ve arzulara olan sarsılmaz bağlılıkları için Türkiye liderliğine ve Türk halkına derin şükranlarını ifade etti."

Diğer yandan bildiride, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin, karşılıklı olarak egemenliklerinin, toprak bütünlüklerinin ve uluslararası alanda tanınmış sınırlarının dokunulmazlığının kabul edilmesi ve bunlara saygı duyulması temelinde normalleşmesine verilen desteğin bir kez daha teyit edildiği vurgulandı.

Gözlemci ülke Macaristan'ın TDT Sekretaryasında diplomat görevlendirme kararı ise takdirle karşılandı.

TDT bünyesinde, ortak çıkarları ilgilendiren güvenlik konularında yakın eş güdüm ve iş birliğinin sağlanması amacıyla savunma sanayisi ve askeri konularda daha yakın iş birliği çağrısında bulunulduğu belirtilen bildiride, bunun yanı sıra Türk devletlerinin jeopolitik potansiyelini incelemek ve ortaya koymak üzere ortaklaşa konferanslar, toplantılar, sempozyumlar ve çalıştaylar gerçekleştirilmesinin, araştırma ve analiz yeteneklerinin güçlendirilmesi amacıyla eğitim programları hazırlanmasının önemi vurgulandı.

Bildiride, Astana'nın 2024 Türk Dünyası Finans Merkezi ve İstanbul’un 2025 Türk Dünyası Finans Merkezi olarak ilan edilmesinin memnuniyetle karşılandığı belirtildi.

Ticaretin kolaylaştırılması, elektronik ticaretin yaygınlaştırılması ve Türk bölgesinde ihracat ve ithalat hacminin artırılması için somut öneriler ve ortak bir eylem planı geliştirmeyi amaçlayan "Türk Devletleri Ticari İşbirliği Araştırma Merkezi"nin oluşturulmasının takdirle karşılandığı belirtilen bildiride, "Turan" Özel Ekonomik Bölgesi (TURANSEZ) konseptinin tüm üye ülkelerce kabul edilmesinin ve Azerbaycan'ın TDT üye devletler ve gözlemciler arasında ekonomi bilimi alanında akademik entegrasyonu teşvik etmeye yönelik Türk Dünyası Ekonomi Sözlüğü girişiminin memnuniyetle karşılandığı aktarıldı.

Bildiride Türk dünyasının ayrılmaz parçası KKTC'nin, TÜRKPA ve Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (TTSO) nezdinde gözlemci statüsü elde etmesinin ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (EİT) TDT'deki gözlemci statüsü memnuniyetle karşılandı.

Ayrıca, bir sonraki TDT Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi'nin 2024 yılında Kırgızistan'da yapılmasına karar verildi.

DERHAL ATEŞKES İLAN EDİLMELİ

İsrail-Filistin çatışmasından ciddi endişe duyulduğu belirtildi ve sivilleri hedef alan tüm saldırılar kınandı. 

Bildiride, "Taraflara sivillerin korunması için derhal ateşkes ilan edilmesi ve Gazze Şeridi boyunca derhal ve engelsiz insani yardım sağlanması çağrısında bulunuldu." ifadeleri yer aldı.

İsrail-Filistin çatışmasının ancak ilgili Birleşmiş Milletler kararları ve iki devletli çözüm temelinde barışçıl yollarla çözülebileceği ve bunu temin edecek bir garanti mekanizmasına ihtiyaç duyulduğu dile getirildi.

Türk kültür ve medeniyetinin adaleti gözetmeyi, mazlumun elinden tutmayı, haksızlıklar karşısında susmamayı tavsiye ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:

"Filistin'de tüm dünyanın gözleri önünde benzeri görülmemiş bir insanlık dramı yaşanıyor. Hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, mülteci kampları bombalanıyor. Masum çocuklar acımasızca katlediliyor. 7 Ekim'den beri şahit olduklarımızı mazur gösterecek, bu vahşeti anlatacak hiçbir kavram yoktur. Açık ve net söylemek gerekirse Gazze'de tam 28 gündür insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu kriz ilk patlak verdiği andan itibaren Türkiye olarak ilkeli ve insani bir duruş benimsedik. Sivillere karşı eylemleri tasvip etmediğimizi her fırsatta söyledik, söylüyoruz. Önceliğimiz insani ateşkesin süratle tesis edilmesidir. Müslüman, Hristiyan veya Yahudi fark etmeksizin herkesin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalar üzerinde de çalışıyoruz.

Uluslararası Barış Konferansı için zemin oluşturma çabalarımız sürüyor. Şimdiye kadar 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini bölgeye sevk ettik. Sahada şartlar el verdikçe yenilerini göndermeye devam edeceğiz. Türk dünyası olarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz, önce ateşkese, sonrasında da kalıcı barışa giden yolu kolaylaştıracaktır. Türk Devletleri Teşkilatı olarak sergileyeceğimiz duruş da diğer kuruluşlara örnek teşkil edecektir."

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın enerji, gıda ve ulaştırma gibi alanlardaki yansımalarının tüm dünyayı olumsuz etkilediğini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye olarak adil barışın tesisi yönündeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. Afganistan'da sürdürülebilir barışın ve istikrarın tesisi, Orta Asya'nın ötesinde tüm kıtada kalıcı güvenlik ve refaha hizmet edecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri olarak Afganistan'daki mevcut yönetime eş güdüm içinde verilecek mesajların önemli olduğunu vurguladı.

ULAŞTIRMA AĞLARINI GELİŞTİRME HEDEFİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'daki Olağanüstü Zirve'de kuruluş anlaşması imzalanan İstanbul merkezli Türk Yatırım Fonunun faaliyetlerine bir an evvel başlamasını istediklerini belirtti.

"Bununla ilgili anlaşma da önceki gün Parlamentomuzda kabul edildi. Mega enerji ve ulaşım altyapısı projeleri, Türk devletleri arasında her zaman temel ve önemli bir işbirliği alanı oldu. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ve Trans Anadolu Boru Hattı bunun somut örnekleridir." diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazar doğal gazının Türkiye'ye ve Avrupa'ya taşınmasının hem Türk devletlerinin refahı hem de Avrupa'nın enerji güvenliğine katkı yapacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeler arasındaki ulaştırma ağlarını geliştirme hedefine de özellikle eğilmek gerektiğini ve bu anlayışla Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridoru'nu etkinleştirme gayretlerinin sürdüğünü belirtti.

Ulaşım ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, ulaşım ağlarının zenginleştirilmesi, sınır geçişlerinin ve vize işlemlerinin kolaylaştırılması noktasında iş birliğini güçlendirme mesajı verildi.

DİL BİRLİĞİNİN ÖNEMİ

Semerkant Zirvesi'nde imzalanan Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması ve Ulaştırma Bağlantısallık Programı'nın önemli katkılar sağladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Bugün de 2023-2027 yıllarına ait Ulaştırma Ortak Eylem Planı'nı imzalayarak yeni dönem yol haritamızı belirlemiş olacağız. Tüm bu alanların yanında ortak dil, kültür ve tarihe dayalı beşeri ilişkilerimizi geliştirmek amacıyla yükseköğretim alanındaki işbirliğimizi kuvvetlendirmeye yönelik çabalarımız da sürüyor. Özellikle birlik ve beraberliğimizin güçlenmesi için dil birliğinin önemi aşikardır. Bunun ilk adımı, alfabe birliğinin sağlanmasıdır. Bu konuda başkanların desteği çok çok önemlidir. Yükseköğretim Kurulumuzun sekreteryamıza ilettiği önerilerin siz kıymetli kardeşlerim tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum. Aile Meclisimiz, geçtiğimiz yılki Semerkant Zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne oy birliğiyle gözlemci üye statüsü vererek tarihi bir karara imza atmıştı. Sizlere bu kararın alınmasında sağladığınız destek nedeniyle bir kez daha teşekkür ediyorum.

Bu kararla Türk dünyası, tecrit edildikleri halde öz vatanından vazgeçmeyen Kıbrıs Türkleri'nin yalnız olmadıklarını herkese göstermişti. Büyük Türk ailesinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkleriyle dayanışma içinde hareket etmek hepimizin yükümlülüğüdür. Müteakip zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni karar verdiğimiz şekilde gözlemci üye statüsüyle aramızda göreceğimize inanıyorum. Bu konuda sizlerin dirayetli liderliğinize güveniyorum. Bu vesileyle gözlemci üyemiz Türkmenistan'ı da Aile Meclisimizde tam üye olarak görmek istediğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum."

“OMUZ OMUZA ÇALIŞACAĞIZ”

"Birliğimiz gücümüzdür." şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, farklı meydan okumaları karşısında daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, "Liderler olarak birlik ve beraberlik içinde güçlü bir Türk dünyası tasavvuruyla Türk dünyası bayrağını taşıyan gönüllere yol göstermeliyiz. Bu sene 100. yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm Türk dünyasının barışı, refahı ve güvenliği yönünde adımlar atmayı sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu teşkilatımıza da teşmil ederek önümüzdeki dönemi inşallah Türk devri yapmak için omuz omuza çalışacağız."  şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda ev sahibi Kazakistan ve Cumhurbaşkanı Tokayev olmak üzere zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek, istişarelerin ve alınacak kararların başta ülkeler ve Türk dünyası olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olması dileklerini iletti.