Türkiye ile ABD arasında S-400 sorunu aşılamıyor
Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi uzun zamandır Türkiye-ABD ilişkilerinde sorun teşkil ediyor. NATO Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasında ele alanın konulardan biri de S-400 meselesi oldu. Peki, iki lider arasındaki yüz yüze görüşmede S-400’ler ile ilgili neler söylendi? S-400 krizi çözüldü mü? İki ülkeyi nasıl bir süreç bekliyor?
Son yıllarda savunma sanayi alanında önemli yatırımlar yapan Türkiye, özellikle geliştirdiği İHA ve SİHA’lar ile tüm dünyanın dikkatini çekti. Irak ve Suriye gibi ülkelerin kuzeyinde PKK/PYD terör örgütleri ile mücadele içerisine giren, Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve GKRY başta olmak üzere birçok ülke ile karşı karşıya kalan Türkiye, kendisini savunmak amacıyla ABD ve Rusya gibi ülkelerle birtakım askeri anlaşmalara imza attı.
Sürekli olarak terör tehdidi ile karşı karşıya kalan ve sınırlarında güvenliği tam anlamıyla sağlamak isteyen Türkiye, ABD ile F-35 projesine ortak oldu. Yüksek teknoloji ve radara yakalanmama gibi özellikleri bulunan F-35’lerin bazı parçalarını üreten Türkiye, projenin ortak ülkeleri arasında yer aldı. Ancak bu süreç içerisinde ABD, Türkiye’ye verdiği hiçbir sözü yerine getirmedi. Projenin ortakları arasında bulunmasına ve ücretini ödemesine rağmen Türkiye, bir türlü ABD’den F-35’leri alamadı.
ABD’nin bu tavrı nedeniyle Türkiye arayışlarını farklı yöne çevirdi. Sınırlarında gerekli güvenliği sağlamak ve savunma sanayi alanında ihtiyaçlarını karşılamak isteyen Türkiye, Rusya ile S-400 hava savunma sistemleri için görüşmelere başladı. İki ülke arasında olumlu görüşmelerin yaşanmasının ardından Türkiye, 2,5 milyar dolar karşılığında Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın aldı.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini alması üzerine ABD ve NATO’dan şiddetli tepkiler gelmeye başladı. NATO müttefiklerinin Rus silahlarını kullanamayacağının altını çizen ABD, Türkiye’ye yönelik sert açıklamalarda bulundu. Özellikle S-400’lerin 2019 yılında Türkiye’ye sevkiyatının başlaması ile birlikte gerilim daha da tırmandı. NATO ve ABD, Türkiye’ye birtakım yaptırımlar uygulanabileceğini dile getirdi.
Türkiye ise bu süreç içerisinde herhangi bir geri adım atmadı. ABD’nin verdiği sözde durmadığını sürekli olarak dile getiren Türkiye, yaptırım tehditleri karşısında tam bağımsızlık vurgusunda bulundu. S-400 konusu, iki taraf arasında siyasi bir kriz oluşturdu.
2020 yılının başlarından itibaren S-400 hava savunma sistemlerinin Türkiye tarafından aktif edilmesi gündeme geldi. Ancak ABD bu duruma şiddetle karşı çıkarak, CAATSA yaptırımlarının Türkiye’ye uygulanabileceği yönünde açıklamalarda bulundu. Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK/PYD’ye verilen destek, Halkbank davası, FETÖ’nün iadesi gibi sorunlar nedeniyle gergin bir süreç geçiren Türkiye-ABD ilişkileri, S-400 konusunda yaşanan problemler nedeniyle daha da gerildi.
S-400 hava savunma sistemleri Türkiye tarafından aktif hale getirilmezken, süreç içerisinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gibi isimler birtakım çözüm yolları üzerinde durdular. Bu süreç içerisinde gündeme gelen çözüm yollarından biri de “Girit modeli” oldu.
Güney Kıbrıs’ın 1990’lı yılların başında Rusya’dan S-300 sistemini satın alması bir kriz oluşturmuştu. Yunanistan, Türkiye ve GKRY arasında sorun teşkil eden S-300’ler, ABD’nin ön plana çıkmasıyla 1998 yılında Yunanistan’ın Girit adasına taşınmıştı. Türkiye’nin yoğun baskıları sonucu alınan bu karar, krizin çözülmesine neden olmuştu. Girit adasında yerleştirilen S-300 sistemi Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine girerek, çoğunlukla hava kuvvetlerinin eğitimi amaçlı kullanılmaya başlandı. Türkiye tarafından dile getirilen bu Girit modeli bir süre gündemi meşgul etse de; henüz somut bir adım atılmadı.
Geçtiğimiz Nisan ayında ABD, ücretini ödemesine rağmen Türkiye’yi F-35 programından çıkartma kararı aldı. Bu karar Türkiye tarafından tepki ile karşılanırken, ayrıca yapılan açıklamalarda hukuksuz bir karar olduğu vurgulandı.
Türkiye’nin F-35 programından çıkartılma kararını, ABD Başkanı Joe Biden’ın, 1915 olayları için sözde “soykırım” açıklaması izledi. İki ülke arasındaki ilişkiler bu süreç içerisinde oldukça gerildi. ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında 23 Nisan’da gerçekleşen telefon konuşmasında, iki lider, Haziran ayındaki NATO Zirvesi’nde yüz yüze görüşmek konusunda mutabık kaldı.
NATO ZİRVESİ’NDE MASADAKİ EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİ: S-400 HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden arasında NATO Zirvesi’nde yüz yüze 45 dakikalık bir görüşme gerçekleşti. İki lider arasında birçok konunun ele alındığı görüşmede, başlıca gündem maddelerinden biri de S-400’ler konusu oldu.
İkili görüşmenin ardından basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan şu ifadeleri kullandı;
“Her şeyden önce şu anda yüz yüze görüşmemiz NATO’daki zirve ile gerçekleşiyor. Bu zirveyle birlikte şahsen Biden’la görüşmem yeni bir durum değil, çok eskiye dayanıyor. Bu görüşmelerle birlikte bizim Patriotlar konusundaki düşüncelerimiz biliniyor. Bu konu da ABD’nin tavrı da biliniyor.
ABD ne yaptı, söz verdiği halde Patriotları vermedi. Biz de S-400’leri almak zorunda mecburiyetinde kaldık. Savunma sanayinde neler yapabiliriz, bakanlarımız görüşsünler dedik. Onların yapacakları görüşmelerden sonra biz de gerekli olan adımları atalım şeklinde karar verdik. 350 milyar dolarlık bir hedefimiz söz konusuydu. Bu konuda da kendisi ile mutabakatımız oldu.”
S-400 KRİZİ AŞILAMADI
Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemleri konusunda herhangi bir gerim atmaması ve ABD’nin de konu hakkında söz konusu tavrının devam etmesi üzerine Erdoğan-Biden arasındaki görüşmede sorun çözüme kavuşamadı.
Özellikle F-35 programından çıkartılması sonrasında Türkiye’nin, S-400 hava savunma sistemlerinden vazgeçmesi zor bir ihtimal olarak görülüyor. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD’ye destek vermeye devam ettiği ve Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı cephenin faaliyetlerini sürdürdüğü bir dönemde Türkiye’nin S-400’lerden vazgeçmesi zor görünüyor. Ayrıca Ukrayna ile Rusya arasında son aylarda askeri çatışmaların yaşanması ve Karadeniz’de suların ısınması da Türkiye için S-400’leri daha önemli bir hale getiriyor. Türkiye’nin yakın bir zamanda S-400’leri aktif hale getirmesi beklenmiyor ancak S-400’leri farklı bir bölgeye göndermesi de söz konusu değil.
ABD ve NATO’nun ise S-400’leri aktif hale getirmediği müddetçe, Türkiye'ye herhangi bir yaptırım uygulaması beklenmiyor. Özellikle Afganistan’dan çekilme sürecinin ardından bu bölgeye yoğunlaşan ABD, Türkiye ile ülkedeki yeni dönemde işbirliği yapmak istiyor. Ayrıca Ukrayna’da yaşanan gerilim, Suriye’deki son gelişmeler ve Orta Doğu’daki diğer gelişmeler, ABD’nin farklı konulara yoğunlaşmasına yol açıyor. ABD’nin önümüzdeki dönemde Rusya ve Çin gibi ülkeler karşısında baskısını artırması ve Orta Asya’da daha etkin faaliyetlerde bulunması bekleniyor.
Türkiye ile ABD arasındaki S-400 krizinin kısa bir vadede çözülmesinin zor olduğunu söyleyebiliriz. Ancak sorunun çözülmesi için iki ülkenin de birtakım çözüm yolları üzerinde durmaya devam edeceği dile getirilebilir. ABD’nin, S-400 hava savunma sistemleri nedeniyle Türkiye’ye yakın bir dönemde yaptırım uygulaması beklenmiyor.