Doğu Avrupa'daki gelişmelerin Türkiye-NATO ilişkilerine yansımaları…

24 Şubat’ta başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka üyeliği konusu ve Yunanistan’ın Türkiye karşıtı hamleleri… Son dönemde yaşanan olaylar Türkiye-NATO ilişkilerini derinden etkiledi. Peki, Türkiye-NATO ilişkileri nasıl şekillenecek? NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Türkiye hakkındaki açıklamaları ne anlama geliyor? NATO, Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilime nasıl yaklaşıyor?

24 Şubat’ta başlayan Rusya-Ukrayna savaşının ardından dünya siyaseti yeniden şekillendi. Ukrayna işgaline kadar Rusya ile başta doğal gaz ve enerji olmak üzere birçok alanda iş birliğini güçlendiren Batı Avrupa ülkeleri; izlediği dış politikaları yeniden ele almak zorunda kaldı. Estonya, Litvanya, Letonya, Polonya ve Çekya gibi Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya karşısında çok sert adımlar atarken; Almanya ve Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleri ise daha ılımlı hareket etti.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinin gerekçelerinden biri de Kiev’in NATO’ya üyeliği konusunun ciddi bir şekilde gündeme gelmesiydi. NATO’nun kendi sınırlarına yaklaşmasını istemeyen Moskova, Ukrayna’nın ittifaka üyeliğini ‘Kırmızı çizgi’ ilan etmişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın ittifaka dahil olması durumunda, NATO füzelerinin 15 dakika içerisinde Moskova’ya ulaşacağını savunmuştu.

Ukrayna krizi öncesi bir taraftan Doğu Avrupa’ya doğru genişlemeye çalışan NATO, bir taraftan da kendi içinde yaşadığı sorunlarla mücadele ediyordu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2018 yılındaki, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” ifadeleri, uzun bir dönem dünya kamuoyunda yankı yaratmıştı. Ancak Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası NATO’nun bölgedeki pozisyonu değişti.

NATO, Ukrayna krizinin ardından Çekya ve Polonya gibi Doğu Avrupa ülkelerinde askeri faaliyetlerini artırdı. Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası Avrupa’ya doğru yayılmasından endişe duyan NATO, bölgedeki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı. Bu süre içerisinde NATO’nun Türkiye’ye yaklaşımı da değişti.

Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta ara buluculuk rolü üstlendi. Her iki tarafla da diplomatik temaslarını sürdüren Türkiye, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba’yı Antalya’da bir araya getirmeyi başardı. Ankara hükümeti, NATO müttefikleri tarafından Rusya’ya yönelik uygulanan yaptırımlara katılmadı. Türkiye’nin Ukrayna krizindeki rolü, NATO müttefiki ülkeler tarafından olumlu karşılandı.

Ukrayna savaşı sonrası NATO’nun Türkiye’ye bakış açısı değişti. Rusya karşısında Türkiye’yi önemli bir konumda gören NATO, Ankara hükümeti ile sık sık temas kurdu. Ankara, bazı kesimlerden gelen tepki ve itirazlara rağmen bir NATO müttefiki olarak Ukrayna krizindeki ara buluculuk rolünden vazgeçmedi.

TÜRKİYE-NATO İLİŞKİLERİNDE İSVEÇ ve FİNLANDİYA SINAVI

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, 200 yıldır dış meselelerde tarafsızlık politikası izleyen İsveç ve Finlandiya’nın, güvenlik politikalarını yeniden ele almasına yol açtı. Ukrayna krizinin başlarında, her iki ülke de NATO’ya üye olma konusunu gündemlerine aldı. Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası Baltık Denizi’ne yönelebileceğini düşünen bu iki ülke; ittifaka üye olmaları durumunda Moskova karşısında caydırıcı bir güç elde etmek istedi.

Stockholm ve Helsinkili yetkililer, Ukrayna krizinin ilk başlarında NATO’ya üyelik konusuna sıcak yaklaşmadı. İsveç Savunma Bakanı Peter Hultqvist, görevde kaldığı süre boyunca ülkesinin NATO’ya katılmayacağını açıkladı. Finlandiya Başbakanı Sanna Marin de savaşın ilk başlarında NATO’ya üyelik konusunda olumsuz açıklamalarda bulundu. Ancak Ukrayna krizinin devam etmesi ve Rusya’nın tüm ekonomik yaptırımlara rağmen saldırılarını sürdürmesi, bu iki ülkenin konuya bakış açısını değiştirdi.

İsveç ve Finlandiya, geçtiğimiz haftalarda NATO’ya üye olmak için resmi başvuruda bulundu. Ancak bu iki ülkenin ittifaka üyeliğine Türkiye olumsuz yaklaşıyor. Ankara hükümeti, Stockholm ve Helsinki’nin terör örgütlerine destek verdiğini belirtiyor. Terör örgütü mensuplarının bu ülkelerde kolay bir şekilde faaliyetlerde bulunduğunu söyleyen Türkiye, bu yaklaşımın değişmemesi durumunda iki ülkenin üyeliğini veto edeceğini belirtiyor.

Başta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg olmak üzere birçok NATO müttefiki, İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka üyeliğine sıcak yaklaşıyor. ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler; İsveçli ve Finlandiyalı yetkililerle son zamanlarda sık sık temas kuruyor. Ancak Türkiye’nin itirazlarının devam etmesi, bu iki ülkenin NATO’ya üyeliğinin önündeki en büyük engel.

Son dönemde Türkiye ile ilgili açıklamalarıyla dikkat çeken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ankara hükümetinin önemli bir müttefik olduğunu belirtiyor. Stoltenberg, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği endişeleri ciddiye almak zorundayız çünkü Türkiye gerçekten ciddi terör tehditleriyle karşı karşıya” ifadelerini kullanmıştı.

NATO Genel Sekreteri ayrıca, Türkiye’nin endişelerinin oturulup konuşularak çözüme kavuşturulacağını belirtmişti. Stoltenberg en son yaptığı açıklamada ise Ukrayna’daki tahıl krizinde Türkiye’nin çabaları hakkında övgüde bulundu.

YUNAN BASINININ HEDEFİNDEKİ İSİM: JENS STOLTENBERG

Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim her geçen gün tırmanıyor. İki NATO müttefiki, özellikle Ege’deki adalar üzerinden karşı karşıya geliyor. Türkiye, bölgedeki adaların Yunanistan tarafından hukuksuz bir şekilde silahlandırıldığını belirtiyor. Ankara’nın tüm itirazlarına rağmen bölgede silahlandırmayı sürdüren ve askeri tatbikatlar gerçekleştiren Atina; ABD ve İngiltere gibi ülkelerle de savunma alanında iş birliği anlaşmaları imzalıyor.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in geçtiğimiz haftalarda ABD Konresi’nde Türkiye’yi hedef alan açıklamaları, Ankara hükümeti tarafından çok sert tepki görmüştü. Atina’nın Ege’deki adaları silahlandırmasına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’ı geri adım atmaya çağırmıştı.

İki ülke arasında gerginliğin her geçen gün büyümesi, NATO ile ilişkileri de yakından etkiliyor. Her iki ülkenin de ittifaka üye olması, bölgedeki diğer ülkelerin de süreç içerisine girmesine yol açıyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de Ankara-Atina hattında yükselen tansiyon hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Yunan Devlet Ajansı AMNA’ya konuşan Stoltenberg, “NATO, farklı coğrafya, tarih ve siyasi partileri içeren, 30 yıllık bir ittifak. Ülkelerimiz arasında bazı anlaşmazlıkların olması bizi şaşırtmamalı. Ancak farklı görüşler ve tartışmalar, demokrasilerimizin temel parçasıdır. Yunanistan kadar Türkiye de onlarca yıldır samimi bir müttefiktir” ifadelerini kullandı.

Stoltenberg’in bu açıklamaları, Yunan basını tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Kathimerini gazetesi, “Türk Yunan ilişkilerinde Stoltenberg’den falso” başlıklı haberinde, NATO Genel Sekreteri’nin iki ülke arasında yaşananları bir “anlaşmazlık” olarak değerlendirmesini eleştirdi. Avgi gazetesi ise Stoltenberg’in Ankara ve Atina’ya eşit mesafe politikası uyguladığını belirtirken, “Türkiye’nin saldırganlığını kınamaktan vazgeçti” ifadelerine yer verdi.

Türkiye; Ukrayna krizinde üstlendiği ara buluculuk rolü, İsveç ve Finlandiya’ya karşı sergilediği tutum ve Yunanistan karşısında attığı adımlarla NATO içerisindeki pozisyonunu güçlendirmiş durumda. İlerleyen dönemde İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusunda Türkiye ile müzakerelerin yoğunlaşması ve Ukrayna krizinde Ankara hükümetinin daha aktif bir rol üstlenmesi bekleniyor.